POLİTİKA - 16 Eylül 2017 Cumartesi 14:05

Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu:

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu:

Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Barzani’nin açıklamalarının akıl tutulmasından öte olduğunu belirterek, "Bugün ellerinde cetvelle cirit atanların bulunduğu bu coğrafyada böyle bir kararı almak, iyiniyetle bağdaşmayan kasıtlı bir harekettir.

Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Barzani’nin açıklamalarının akıl tutulmasından öte olduğunu belirterek, "Bugün ellerinde cetvelle cirit atanların bulunduğu bu coğrafyada böyle bir kararı almak, iyiniyetle bağdaşmayan kasıtlı bir harekettir. 22 Eylül’de önce Milli Güvenlik Kurulu ve akabinde Bakanlar Kurulu toplanacak. Bu çerçevede alınan kararları herkes net ve açık şekilde görecek. Türkiye’yi yok sayanlar mutlaka yanılacak" dedi. Çavuşoğlu, Afrin operasyonuyla ilgili olarak da, "Sınırlarımıza yakın bölgede oldu bittiye karşı çıkacağız. Bu noktada Türkiye’nin iç barışı, geleceği ve güvenliği için gereken her adım atılacak" diye konuştu. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu da FETÖ ve PKK’ya destek olmakla eleştiren Çavuşoğlu, Kılıçdaroğlu’nun şehit yakınlarını incittiğini, bu gidişle 9.seçimi de kaybedeceğini ifade etti.


Bursa’da çeşitli temaslarda bulunan Başbakan Yardımcısı Balkantürksiad’ın açılışını yaptı. Burada gündeme gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandıran Çavuşoğlu, Barzani’nin açıklamalarının yanlış olduğunu referandum kararından vazgeçilmesi gerektiğini vurgulayarak, "22 Eylül’de önce Milli Güvenlik Kurulu ve akabinde Bakanlar Kurulu toplanacak. Bu çerçevede alınan kararları herkes görecek. Net ve açık şekilde kamuoyu görecek. Ortadoğu’da sınırlar çizilirken malesef köyler ikiye ayrılmış akrabalar, aileler cetvellerle parça parçaya bölünmüş. Bugün de ellerinde cetvelli cirit atanların bulunduğu bu coğrafyada böyle bir kararı almak iyiniyetle bağdaşmayan kasıtlı bir harekettir. Etle tırnak misaili birbirinden ayrılmayan milletlerin arasına nifak saçanlar, neferet tohumu ekenler ve arkasında kimler olduğunu geçmişten biliyoruz. Mutlaka Irak’ın toprak bütünlüğünden yana olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Ortadoğu coğrafyasını bir bataklık olarak, insanlık dışı bir şekilde ifade edenlerle yol tutanların mutlaka yolda kalacaklarını ifade etmek istiyorum. Türkiye’yi yok sayanların mutlaka yanılacaklarını ifade etmek istiyorum. Unutulmaması gereken bir husus var ki Türkiye bölgeyle ilgili olarak ortaya çıkan durumlar karşısında takındığı tutumunu bütün kesimlerin herkesin menfaatine ortak paydasına yöneliktir. Dolayısıyla Barzani’nin tekrardan bu kararını gözden geçirmesi gerektiğini, var olan sorunlara yeni sorun eklenmesinin mevzu bahis olacağını, bölgeye yarar değil yeniden kaosun çatışmaların sürecine yol açacağını ifade etmek istiyorum" dedi.


"Terör koridoruna müsade etmeyeceğiz"


Kuzey Irak ve Suriye’nin kuzeyinde asla terör koridoruna müsade edilmeyeceğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Silahlı Kuvvetlerimiz gerekli tedbirleri alacak. Bu noktada alınacak tedbirlerin neler olduğunun izahtan vareste olduğunu ifade etmek istiyorum. Bölgede; hele hele sınırlarımıza yakın bölgede "oldu bittiye" mutlaka karşı çıkacağımızı, buna müsade etmeyeceğimizi, bu noktada Türkiye’nin iç barışı, güvenliği, geleceği için gereken adımların her cihette atılacağını söylemek istiyorum" diye konuştu.


"Kılıçdaroğlu şehit yakınlarını incitiyor"


CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’den gözaltına alındığının hatırlatılması üzerine Çavuşoğlu şunları söyledi: "Adaletin tecelli etmesini bekliyoruz. Yapılan işlemin akabinde Sayın Kılıçdaroğlu’nun ortaya koyduğu tutum için birkaç kelime ifade etmek isterim. Sayın Kılıçdaroğlu avukatının avukatlığına soyunmaya çalıştı. Her zaman olduğu gibi FETÖ ile olan mücadelemizi hedef almıştır. Malesef Kılıçdaroğlu gergin olabilir ve üzüntü duyabilir. Yapacağı açıklamaların her zaman olduğu gibi FETÖ ile mücadeleyi hedef almasının düşündürücü olduğunu ifade etmek istiyorum. Malesef Kılıçdaroğlu devam eden süreçte hiç bir şekilde Pensilvanya’yı sevindirmeyen söz söylemiyor. Bunu aynı şekilde PKK için de yapıyor. Son olarak bir milletvekili ve onun sözleri sonucunda kendisine destek verecek açıklamalarından anlıyoruz ki, artık Türkiye’nin PKK ve FETÖ’nün derdiyle dertlenen bir ana muhalefeti var. Bu Türkiye için hiç de hoş olmayan, hiç de kabul edemeyeceğimiz bir tutum davranış şekli. Bu aynı zamanda CHP’ye oy verenleri rencide eden, şehitlerin ruhunu muazzeb eden bir tutum. Şunu bilmeli ki Kılıçdaroğlu genel başkan olduğu tarihten itibaren 8 seçim kaybetti. Hala terör örgütlerinin sözcülüğünü hem PKK hem FETÖ’nün derdiyle dertlenmeye devam ederse 9.seçimde de mağlup olmaya mukaderdir"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntüleri ortaya çıktı Münevver Karabulut’u canice katleden ve cezaevindeyken intihar eden Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntüleri ortaya çıktı. Otopsi görüntülerine ilişkin hazırlanan rapora karşı dilekçe sunan Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, fethi kabir taleplerinin olduğunu belirtti. Münevver Karabulut’u 3 Mart 2009 tarihinde canavarca hisle ve hunharca öldüren Cem Garipoğlu, 2014 yılında Silivri’de kaldığı koğuşta intihar etmişti. Ölen kişinin Cem Garipoğlu olup olmadığı yönündeki iddialar üzerine Karabulut ailesi avukatları aracılığıyla fethi kabir işlemi yapılmasını talep etmiş ancak bu talep Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddedilmişti. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan Cem Garipoğlu’nun otopsi sırasında yapılan işlemlerine ait fotoğraflar ve video kayıtlarının hazırlanıp gönderilmesi istenerek dosyaya bilirkişi atanmıştı. Tamamlanan bilirkişi raporunun içerisinde Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntüleri de yer aldı. Öte yandan mağdur Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir tarafından bilirkişi raporuna karşı bir dilekçe sunuldu. Dilekçede, Münevver Karabulut’un Cem Garipoğlu tarafından 3 Mart 2009 tarihinde canavarca hisle ve hunharca katledildiği ve olayın kamuoyu gündemine oturduğu belirtildi. Cem Garipoğlu‘nun hakkında hükmedilen cezanın infazı sırasında intihar ettiğinin açıklanması üzerine toplumun büyük bir kesiminde Garipoğlu‘nun intihar etmeyip cezaevinden firar ettiğine dair kanaat oluştuğu da dilekçede aktarıldı. Bunun üzerine 17 Ağustos 2023 tarihinde başsavcılığa başvurarak fethi kabir yapılması talep edildiği dilekçede belirtildi. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan dilekçenin devamında, "Başsavcılığınız tarafından ise İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına müzekkere yazılarak 12 Kasım 2014 tarihli otopsi işlemine ilişkin fotoğraf ve video kayıtları celp edilmiş akabinde dosya bilirkişiye gönderilmiştir. Daha sonra bilirkişi tarafından kendisine teslim edilen materyaller içinde bulunan görseller rapor haline getirilmiştir” denildi. Dilekçede, daha önce Münevver Karabulut cinayeti hakkında tahkikat yürütülürken maktulün iç çamaşırı ile otopsi ve ilk inceleme yapıldığı, otopsi incelemesinin ilk aşamada hiçbir tıp eğitimi almamış olan bir teknisyen tarafından gerçekleştirildiği ve aynı eldivenle 11 otopsi işlemi yapıldığı açıklandı. Otopsi yapan teknisyenin eldiveninden maktulün iç çamaşırına aynı anda otopsi yapılan bir başka cesede ait sperm bulaştığı da dilekçede belirtildi. Cinayet mahallinde bulunan 700 bin dolar tutarındaki paranın kolluk tarafından tutanağa kaydedilmediği ve kaybedildiği de açıklanan dilekçede, “Kameraların kırık olmamasına rağmen ‘kırıktır’ şeklinde tutanak tutulması, faili yakalamaya giden kolluk görevlilerinin cinayet zanlısının kaçmasına imkan tanır türde yol vermesi, ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle cinayete iştirakten yargılanan Garipoğlu ailesi fertlerinin hiçbir delil olmaksızın tahliyesine karar verilmesi ve haklarında yurtdışına çıkmamak şeklinde adli kontrol tedbirinin dahi uygulanmaması, bu gerekçelerle tarafımızca reddi hakim yoluna gidilmesi, reddi hakim taleplerimiz hakkında karar verilmeden kovuşturma yürüten ağır ceza mahkemesi başkanının re’sen dosyadan el çekmesi ve bir başka yargılamada Garipoğlu ailesi için beraat kararı vermiş bir hakim olduğunun ortaya çıkması gibi skandalların yaşanması, Garipoğlu ailesinin tesadüf denemeyecek zamanlarda manidar paylaşımlar yapması hasebiyle müvekkilde hasıl olan şüphenin giderilmesi söz konusu olamamıştır” ifadeleri kullanıldı. Dilekçede bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini belirten mağdur avukatı Epözdemir, fethi kabir işlemi yapılmasını ve sonuca göre ilgililer hakkında iddianame düzenlenerek dava açılmasını talep etti.
Manisa ’Lüks makam odası’ iddiasıyla ilgili eski başkandan açıklama Eski Yunusemre Belediye Başkanı Mehmet Çerçi, hakkındaki “lüks makam odası yaptığı" iddialarıyla ilgili, "Bunların hepsi benim ve eşimin yıllardır biriktirdiğimiz eşyalarımız ve maliyeti de öyle çok yüksek değil. Birçoğunu da bit pazarından almışız. Başkan onurlu bir şekilde ‘Başkanım çok güzel eşyalar, makam odası da güzel olmuş, Yunusemre’ye de yakışıyor. Şahsi eşyalarınız ya bunu da belediyeye hediyeniz olsun’ dese yemin ediyorum hayırlı uğurlu olsun derdim" dedi. Manisa’da 31 Mart Mahalli İdareler seçimlerini kaybeden AK Parti’li Mehmet Çerçi, AK Parti Manisa İl Başkanlığında basın toplantısı düzenledi. AK Parti Manisa İl Başkanı Salih Hızlı’nın da katıldığı toplantıda eski Başkan Çerçi, Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban tarafından “Kendine lüks ve gösterişli makam odası yaptı” şeklindeki iddialara cevap verdi. Çerçi’nin açıklamalarından önce konuşan AK Parti Manisa İl Başkanı Salih Hızlı, “Büyükşehir belediye başkanımızın, ilçe belediye başkanlarımızın bir sürü vaatleri vardı. Bu vaatleri önlerine aldıklarında bunlar seçim heyecanıyla kazanma heyecanıyla hesap kitap yapılmadan söylenmiş şeylerdi. Şimdi bunların yapılabilme imkanı olmadığını gördükleri için şimdi ön alıyorlar. Devri sabık oluşturuyorlar. ‘Biz enkaz devraldık’ edebiyatıyla kamuoyunun tepkilerini almaya çalışacaklar” dedi. Projelerinin yetersiz kaldığı algısına kapıldığını belirten Başkan Çerçi, "Projelerimizi yaptınız ama biz sizden sonra bu insanları seçiyoruz bu insanlardan daha çok proje bekliyoruz’ öyle ya. Bizim projelerimiz yetersiz kaldı. Olabilir. Biz çok proje yaptık ama milletimizin daha çok talebi var. Beklentisi daha yüksek. Bunlara da saygılıyız. ‘Daha çok proje, eser üreteceğine inandığımız bu arkadaşları biz seçiyoruz’ dediler” diye konuştu. Kendisi hakkında seçimin ardından Amerika’ya kaçtığı yönünde sosyal medyada bir takım iddiaların dolaştığını ancak bel rahatsızlığından dolayı tedavide olduğunu belirten Çerçi, basın mensuplarına pasaportunu göstererek iddialar yalanladı. Çerçi, “Başlamadan önce bu benim pasaportum. Dün bana ‘Çerçi yurt dışına kaçtı’ demişler. Bir tane kendini bilmez, ‘Amerika’dan hoş geldin’ demiş. Ahlaksız, kendini bilmez, çok insan var. Öncelikle şunu söyleyeyim. Buradan ayrılırken bayramın hemen öncesinde yakın arkadaşlar bilir iki bastonla yola çıktık. Bazen tek bastonla eşimin omzuna tutunarak belimdeki zaman zaman nükseden ağrılar çok aşırılaştı. Seçim yorgunluğunda, aşırı efordan dolayı. Öncelikle bir kaplıca tedavisine gittik. Çok istifade ettik. Kaplıca tedavisinden sonra da İstanbul’a gittik” ifadelerini kullandı. "Bunların hepsi benim ve eşimin yıllardır biriktirdiğimiz eşyalarımız” Yunusemre Belediyesinin borcunu açıklayan Başkan Semih Balaban’a cevap veren Çerçi, "1,1, milyar borç diyor ya. Bunun 200 milyonu enerji santraline gitmiştir. Ve ödemeleri, taksitleri devam ediyor. Bakın şimdi 4 megavatlık bu 65 dönüm üzerine kurulu güneş enerji santrali yılda 8 milyon saatten ortalama şu anda EPDK birim fiyatları 2,7 TL, 22 milyon lira yıllık getirisi var. Şu anda. Biliyorsunuz dolara endekslidir. EPDK üç ayda bir altı ayda bir bu rakamı sent üzerinden yeniler. 4 milyar 373 milyon TL kayıtlara girsin. Bu yatırımların içinde belediyemizin yaptığı kültür, sanat projeleri, sosyal yardım destekleri, sağlık hizmetleri destekleri, gençlik spor destekleri, deprem ve pandemi dönemi yardımları yer almamaktadır. Yatırım bu. Şimdi şatafat lüks deyince 10 yıllık son hayat döngümü söylüyorum. Ev belediye, vatandaş, cami. 100 seneden öncekilere ancak antika denir. 50-60 senelik öncekileri antika denmez. Bu tür dekorasyon ürünleriyle hepsi ikinci el, üçüncü el malzemelerle yapılan iç mimariye vintage diyorlar. Biz hanımla bu tür işlere merak sardık. Burada şimdi retro denir. Bunların hepsi benim ve eşimin yıllardır biriktirdiğimiz eşyalarımız ve maliyeti de öyle çok yüksek değil. Birçoğunu da bit pazarından almışız. Şimdi ben bunları istiyorum. Siz bu belediyenin bu makam odasına bir büro mobilyasından, şuradan buradan bunların yenisini yani modern mobilya tarzında mobilya aldığınızda eminim sizin maliyetiniz benim aldığım maliyet daha da üzerine, belki 2-3 katı olacak. Benim evimde böyledir. Evime kaç kişi gelmiştir burada. Yeni bir tane mobilya yoktur. Biz bunları seviyoruz. Bu bizim medeniyetimiz. Şimdi yıllardır biriktirdiğimiz koleksiyonlarımızdan aldığımız kendi eserlerimiz” diye konuştu. "Zorluk çıkarma. Eşyalara da zarar verdirtme” Yarın eşyaları geri almak için kamyonla Yunusemre Belediyesine gideceğini belirten Çerçi, "Getirdiğimiz kendi eserlerimiz. Şimdi burada 7 tane memurun imzası var. Belgede yazılanlar ise aynen şöyle: ‘Mehmet Çerçi’nin makam odasındaki ekte fotoğrafları bulunan sayı ve isimleri yazılan eşyalar Mehmet Çerçi’nin şahsi eşyalardır. Görevde bulunduğu süre içerisinde kullanılmak üzere makam odasına yerleştirilmiştir. Kendi isteğiyle talep etmesi durumunda eşyalar kendisi tarafından alınacaktır’ Ben arkadaşlara dedim ki ‘5 sene sonra kim öle kim kala. Ondan sonra da bunları belediyeye hibe ederiz ne olacak. Bizim de belediyemize bir hediyemiz olur. Tutanağı falan boş verin dediğim halde arkadaşlar dediler ki ‘Başkanım önümüzde seçim var, şu var, bu var. Ne olur ne olmaz. Biz bunları tutacağız’ Ne yazdıklarını bile görmedim. Tutanağı tuttular. Şunu deseydi başkan onurlu bir şekilde ‘Başkanım dediniz çok güzel eşyalar, makam odası da güzel olmuş, Manisa’ya, Yunusemre’ye de yakışıyor. Şahsi eşyalarınız ya bunu da belediyeye hediyeniz olsun’ dese yemin ediyorum hayırlı uğurlu olsun demezsem beni bilen bilir. Elimdeki yüzüğü beğenen adama yüzüğümü veririm ben. Bu ahlaki bir şey değil. Bu belediye başkanlığı makamına yakışan bir şey değil. Herkesin bir onuru var. Ben 22 yıldır bu şehirde siyaset yapıyorum. Böyle bir kepazelikle karşılaşmadım. Bunlar başkana yakışıyor mu? Satacağım diyorsun. Hani kaydın yok. Kimin malını satıyorsun sen? Bakın buradan duyuruyorum arkadaşlar. Siz de gelin. Yarın, cuma günü saat 18.00’de. Kamyonu işçileri ayarladım. Siz de buyurun. Kalabalık olmaz. Orada güvenlikçiler var. Sayın başkan talimatı ver. İki tane görevli koy. Sen orada olursun, olmazsın. Lütfen eşyalarıma zarar verme. Bunlar ileride müze yaparsak müzenin de eşyaları olacak. Zorluk çıkarma. Eşyalara da zarar verdirtme. Yoksa mahkemede bunları görüşeceğiz” dedi. Belediyeye fazladan personel alındığı iddialarına cevap veren Çerçi, “Bakın ben delillerle, belgelerle konuşuyorum. Bu arada aşağıdaki salondaki eşyaları da ben aldım. Onlar zaten salonun güzel dekorasyonu. Onlar da benimdi. Onlar için ‘çocukları salonu falan bırakın. Onları falan kayda almayın’ Onlar da 5 beş kuruş belediye parası yoktur. Masalar hariç. Koltuk var orada 3 takım. Onların hepsini ben şahsımdan ödedim, oraya koydum. 4 milyon dolarlık makam odası diye yazdılar. Bunu yazan basın. 4 milyon dolarlık. Bunların sayılardan haberi yok. Belediye binasını 110 milyon liraya mal ettik. Otoparkı, meydanı, belediye binasını. Bugünkü rakamı 487 milyon. Şimdi bir de bu şeyi söylüyor. Bankamatik memurları ve çok fazla personel almışlar. Bizde bir tane bankamatik personeli yok. Bir tane yok” diye konuştu. Seçim gecesi belediyede evrakları düzenlediklerini söyleyen Çerçi, “Seçime doğru firmalar telaş ederler. 1 milyonluk mal vermişsiniz, iş yapmışsınız. Endişe ederler. insanlar bir an önce faturasını keserler, verirler. Sizin de bunun karşılığında fatura kesmeniz lazım. Niye kesmeniz lazım? Bu bir kanuni zorunluluk. Bu dosya tekemmül ettirilmiştir. Belediyeye 5 kuruşluk yükü de yoktur, maliyeti de yoktur. İşlem tamamlanmıştır. Çünkü pazartesi yeni belediye başkanı adamlarını gönderecek. Evrakları inceleyecek” dedi. Gündeme gelen dekoratif sobayı da 2 yıl önce kendi cebinden 55 bin TL’ye aldığını belirten Çerçi, tüm mobilyaların şahsına ait olduğunu ve bazılarının taksitlerinin halen ödemeye devam ettiğini söyledi. Maaşını da açıklayan Çerçi, eşinin 50 bin TL maaş aldığının kendisinin de 100 bin TL maaş aldığını belirterek belediyeden de 150 bin TL ayrıca maaşı olduğunu söyledi. Basın açıklamasına AK Parti Manisa İl Başkanı Salih Hızlı, AK Parti Manisa Tanıtım ve Medya Başkanı Emre Şener, AK Parti Yunusemre İlçe Başkanı İlkcan Durmaz katıldı.
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özel görüşmesine ilişkin detaylar belli oldu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile yakın zamanda iadeyi ziyaret konusunda mutabık kalındığı, milli bayramlar bir araya gelinmesi konusunda anlaşıldığı ifade edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in görüşmesine ilişkin detaylar belli oldu. AK Parti kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Özel ile yakın zamanda iadeyi ziyaret konusunda mutabık kalındığı milli bayramlar bir araya gelinmesi konusunda anlaşıldığı ifade edildi. Kaynaklar, ikili arasında yeni anayasa konusunun da konuşulduğu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın değişen şartlara göre anayasanın güncellenmesi gerektiğini söyledi. Kaynaklar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a CHP Genel Başkanı Özel’e 15 Temmuz gecesi gösterdiği direniş için teşekkür ettiği, Özel’in ise, “Tiyatro olduğunu hiç düşünmedim” dediği ifade edildi. CHP Genel Başkanı Özel, 28 Şubat davasında hüküm giyen mahkumlara ilişkin talebini ilettiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise değerlendirilelim dediği öğrenildi. Özel’in Gezi davası yargılamasında 18 yıl hapis cezası alan Avukat Şerafettin Can Atalay ve Osman Kaval’a konusunu ilettiği öğrenildi. Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mülakatların kaldırılması yönünde talepte bulunduğu ifade edildi. Erdoğan ayrıca seçim başarısından dolayı CHP Genel Başkanı Özel’i tebrik ederek, "Sizin başkanlığınızda ivmelenen bir süreç var" dediği belirtildi.