SPOR - 18 Eylül 2017 Pazartesi 21:06

Mustafa Denizli’den Galatasaray değerlendirmesi

A
A
A
Mustafa Denizli’den Galatasaray değerlendirmesi

Tecrübeli Teknik Direktör Mustafa Denizli, Bursa’da katıldığı bir programda Bursaspor ile Galatasaray arasında oynanacak 6.

Tecrübeli Teknik Direktör Mustafa Denizli, Bursa’da katıldığı bir programda Bursaspor ile Galatasaray arasında oynanacak 6. hafta mücadelesini değerlendirdi. Galatasaray’ın Antalyaspor ile oynadığı karşılaşması dışında grafiğinin son derece düzgün olduğunu belirten Denizli, “Bursaspor da aldığı galibiyetlerle kendine güvenini üst seviyeye çıkardı. İki tane güveni üst seviyede olan takımın maçı. Her türlü sonucun olabileceği bir maç” dedi.


Bursa Genç Sanayici İşadamları ve Yöneticileri Derneği (GESİAD) Eylül Ayı Sinerji Toplantısı’nı Türk futbolunun duayen isimlerinden Mustafa Denizli ile gerçekleştirdi. Bursa’daki bir otelde düzenlenen toplantıda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Teknik Direktör Mustafa Denizli, Bursaspor’un ligdeki durumuna ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Bursaspor potanın içerisinde. Bursa’ya ilk defa özel bir gece için geldim ve çok özel günler için geldim. Bursa’nın benim hayatımda çok özel yeri var. Bursaspor’un lige başlangıcında biraz tereddütler vardı, lige başladığı zaman onun dışında hem oynadığı futbolla hem aldığı sonuçlarda ligde iddialı iddialı bir konuma geleceğini gösterdi. Zaten iyi bir kadrosu var. Hem transferleriyle, devam eden futbolcularıyla, onun için taraftarı da stadı doldurmaya başladı. Bursa benim için çok özel bir yer. Bütün coşkunun artması Bursaspor için bu yılın en büyük artı değerlerinden bir tanesi” dedi.



“Antalya maçı dışında Galatasaray’ın grafiği son derece düzgün”


Bursaspor’un ligin 6. haftasında sahasında karşılaşacağı Galatasaray maçını da değerlendiren Denizli, “Türkiye liginde alınan sonuçlara baktığımız zaman her sonucun normal kabul edileceği maçlar vardır. Bursaspor-Galatasaray maçı da onlardan bir tanesi. Antalya maçı dışında Galatasaray’ın grafiği son derece düzgün. Bursaspor aldığı galibiyetlerle kendine güvenini üst seviyeye çıkardı. İki tane güveni üst seviyede olan takımın maçı. Her türlü sonucun olabileceği bir maç. Çok keyifli olacak heyecan ve tempo açısından. Sonucu söylemek zor” diye konuştu.



“Sayı üzerinde tartışma yaşanılabilir, toptan düşürülmesi mümkün değildir”


Yabancı oyuncu sınırlaması konusuna ilişkin de görüşlerini aktaran deneyimli çalıştırıcı, “Cumhurbaşkanımız görüşlerini açıkladı. Bazıları farklı anladı. Tartışmaya değer bir konudur. 20 yıl önce de böyleydi, şimdi de böyle. Bunu sadece spontane değerlendirmek doğru değil. Cumhurbaşkanımızın görüşleri ile ilgili belli konular var. Anlık halledemezsiniz, zamana yaymak lazım. Bunun bir kısmı öyle olabilir. Türkiye’deki standartları değerlendiğin zaman bu açık rekabet ortamında Avrupa’da mücadele ediyorsanız bazı şeyleri ihtiyacınız var. Sayı üzerinde tartışma yaşanılabilir, toptan düşürülmesi mümkün değildir” diye konuştu.



“Kağıttan gemiler yapmamamız lazım”


Süper Lig’de 5 hafta geride kalmasına rağmen yaşanan teknik direktör istifalarını da değerlendiren Denizli, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Kağıttan gemiler yapmamamız lazım. Belli şeyleri süreç içerisinde aşabilmemiz lazım. Maalesef bu şeyden kurtulamıyor bu döngüden. Genelleme yaptığın zaman burası çok farklı ülke olarak ön plana çıkıyor. Şartlar ne olursa olsun erken alınmış kararlar.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.