SPOR - 22 Eylül 2017 Cuma 17:54

Spor alanında çocukların güvenliği Nilüfer’de ele alındı

A
A
A
Spor alanında çocukların güvenliği Nilüfer’de ele alındı

Nilüfer Belediyesi, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve Altınşehir Gençlik Spor Kulübü tarafından organize edilen “ TFF Çocuk Esenliği ve Koruma Beyanı” konulu seminer Türkiye’de ilk kez Nilüfer’de gerçekleştirildi.

Nilüfer Belediyesi, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve Altınşehir Gençlik Spor Kulübü tarafından organize edilen “ TFF Çocuk Esenliği ve Koruma Beyanı” konulu seminer Türkiye’de ilk kez Nilüfer’de gerçekleştirildi. Toplantıda, spor alanında çocukların korunması ele alındı.


Nilüfer Belediyesi, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve Altınşehir Gençlik Spor Kulübü tarafından Plaza 16 Kongre ve Etkinlik Merkezi’nde düzenlenen “ TFF Çocuk Esenliği ve Koruma Beyanı” konulu seminerde sporda fizikî ve psikolojik gelişimin yanı sıra spordaki eğitim masaya yatırıldı. Seminerin açılış konuşmasını yapan Nilüfer Belediye Meclisi Gençlik ve Spor Hizmetleri Komisyon Başkanı Atakan Çorbacı, Nilüfer’de bulunan amatör spor kulüplerini daha verimli hale getirmek, başarılı, örnek çalışmalar yapmalarını sağlamak için Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in öncülüğünde Nilüfer Amatör Spor Kulüpleri Derneği’ni (NASK) kurduklarını belirtti. Çorbacı, “NASK’ın maksadı Nilüfer’de yaşayan her çocuğu spor ile tanıştırmak, çocuklarımızın sağlıklı, güvenli ve mutlu ortamlarda spor yapmalarını sağlamaktır. Ülkemizdeki spor eğitiminin yetersizliği, spor kulüplerimizin çocuk gelişimindeki imkânları sınırlı. Bu amaç doğrultusunda tüm kulüplere kurum olarak desteğimiz artarak devam ediyor” dedi.


2013 yılında Fatih Terim’in A Milli Sportif Direktörlüğü görevine başladığı tarihten itibaren çocukların korunması ile ilgili çalışmaya başlandığını açıklayan TFF Çocuk Koruma Birimi Sorumlusu B.Gülhan Gündüz de, Çocuk Esenliği ve Koruma Beyanı’nı semineri pilot eğitimini ilk kez Nilüfer’de gerçekleştirdiklerini belirtti. Gündüz, “Bu duyarlılığı gösteren tüm yetkililere teşekkür ediyorum. Etik ve ahlak olmazsa spor olmaz. Bu yüzden çocuklarımızın sportif gelişimini sağlarken, ahlaki değerleri kazanmasına da önem vermeliyiz” diye konuştu.


Çocuğun olduğu her alanda risk olduğunu belirten B.Gülhan Gündüz, “Maalesef ülkemizde cinsel tacize maruz kalan çocuklarımız var. Bu tacizler spor kulüplerinde de var. Bunlarla başa çıkmalıyız. Ayrıca çocukların gelişimini engelleyen en önemli tacizlerin başında anne ve baba baskısı geliyor. Ebeveynlerin alt yapılardaki çocuklara aşırı yük yüklemesi, 10-15 yaş aralığındaki çocukları başarı için baskı altına alması, çocuklar üzerinde büyük tahribat yapıyor. Biz gençlerimizi dış etkenler kadar aile etkenlerinden korumakla da mükellefiz” şeklinde konuştu.


Seminerde konuşmacı olarak yer alan Psikolog Mürşit Atlıakın da spora başlayan çocukların fiziksel ve bedensel gelişimi kadar, sosyal ve psikolojik gelişiminin de takip edilmesi, gerektiğini söyledi.


Seminer sonunda veli ve antrenörler merak ettikleri konuları uzmanlara sorarak bilgi sahibi oldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Dolandırdığı firma sahibinden önce helallik sonra harçlık istedi İstanbul’da bir mobilya firmasının logosunu ve ürünlerini kopyalayarak sosyal medya üzerinden sahte satış yapan dolandırıcılar, vatandaşları yaklaşık 200 bin TL dolandırdı. Dolandırıcılar ile telefonda konuşan firma sahibi, duyduğu sözler karşısında hayatının şokunu yaşadı. Önce helallik isteyen dolandırıcının, “Sen de bu kardeşine bir harçlık gönder. Bu işi para için yapıyoruz” sözleri ‘yüzsüzlüğün de bu kadarı’ dedirtti. İstanbul’da internet üzerinden mobilya eşyalarının satışının yapıldığı bir firmanın logosunu ve ürünlerini kopyalayan dolandırıcılar, sosyal medya üzerinden sahte satış yaptı. Vatandaşlardan yaklaşık 200 bin TL değerinde kaparo topladı. Ürünlerini teslim alamayan müşterilerin ihbarıyla durumu öğrenen firma sahibi Fetullah Yıldırım, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Firma sahibi Fetullah Yıldırım, “E- ticaret üzerinden tüm pazar yerlerine ürün mobilya, ev yaşam kategorisinde ürün tedarik ediyoruz. Mevcut kendi sitemizde olan ürünlerimizi sağlıklı bir şekilde kargoya vermeye çalışıyoruz. Ticaret Bakanlığı’nın yeni kurduğu, logolu karekodlu sitelerimiz mevcut. Bunu suistimal eden bazı siteler sosyal medyada resimlerimiz ve logolarımızı kullanarak tüketicilerimize sanki bizmiş gibi belirli kaporaları aldıktan sonra müşterilere ürünlerini göndermediklerini tespit ettik. Tespit ettikten sonra savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Kişilerle birebir konuşmamızda ses kayıtlarında bu işi yaptıklarını kendi ağızlarıyla dile getirdiler. Biz de bunu ilgili merciilere bildirdik” dedi. Vatandaşları sosyal medya üzerinden alışveriş yapmamaları konusunda uyaran Yıldırım, “Günde 2-3 defa müşterilerimiz geliyor. Para biriktirip ağlayan kadınlar var. Para gönderip ürünlerini alamadıklarından dolayı mağduriyet yaşıyorlar. Sosyal medyada bu açığı çok güzel kullanıyorlar. Bu işi profesyonelce yapıyorlar” şeklinde konuştu. "İş patlayana kadar devam ediyoruz, patlayınca bırakıyoruz" Yıldırım, toplamda 20 müşterisinin bu şekilde mağduriyet yaşadığını ve yaklaşık 200 bin TL değerinde zararın olduğunu kaydederek, “Biz ilk defa böyle bir şey yaşadık ama dolandırıcılarla konuştuğumuzda bu işi başka firmalar üzerinden de yapmışlar. ‘İş patlayana kadar devam ediyoruz, patlayınca bırakıyoruz’ dediler. Hatta benden para bile istediler. Biz de kabul etmedik, şikayette bulunduk” dedi. “E-ticarette yükseliş artıyor, müşteriler bu işi düzgün yapmamıza rağmen o kişiler yüzünden kesinlikle bize güvenmiyor” diyen Yıldırım, yetkililerden bu durumun kontrol altına alınmasını talep etti. Yüzsüz dolandırıcıdan ’harçlık’ talebi Öte yandan, firma sahibinin dolandırıcılarla konuşmasının yer aldığı ses kaydı dikkat çekti. Suçunu itiraf eden şahsın, “Kusura bakma abi para için yaptım. Benim seninle konuşacak yüzüm yok. Hakkını helal et. Hesabı ben kapatmak isterdim ama 3 kişiyiz. Ben aradan çıksam bile onlar kabul etmez. Sen de bu kardeşine bir harçlık gönder. Bu işi para için yapıyoruz, hiç paramız yok‘ şeklindeki gözleri ‘yüzsüzlüğün de bu kadarı’ dedirtti.
Yozgat ’Bebek gibi bakımlarını yapıyorum’ diyen kadın 5 metrekare alanda mantar üretiyor Sorgun Belediyesi’nin malzeme ve tohum desteğiyle istiridye mantarı üretimine başlayan 53 yaşındaki ev kadını Hatice Çetin, evinin geçimini bahçesine kurduğu çadırda ürettiği mantarları satarak sağlıyor. Yozgat’ın Sorgun ilçesi Güzelyurt Mahallesi’nde ikamet eden 53 yaşındaki Hatice Çetin, Balıkesirli bir arkadaşından istiridye mantarı yetiştiriciliğini öğrendi. Evinin bahçesinde mantar yetiştirmeye karar veren Çetin, bu talebini Sorgun Belediye Başkanı Mustafa Erkut Ekinci’ye iletti. Ekinci’den çadır, malzeme ve tohum desteği alan kadın girişimci Çetin, evinin bahçesine kurduğu 5 metrekarelik alanda 4 ay önce istiridye mantarı üretimine başladı. Kompost adı verilen 80 adet mantar üretim torbasıyla işe başlayan Çetin, ilk üretim de 100-150 kilogram arasında mantar elde etmeyi beklediğini söyledi. Bu işi severek yaptığını belirten Çetin, çadır ve tohum desteği verildiği takdirde alanını büyüterek mantar üretimini artırmak istediğini de ifade etti. Mahallesinde “Mantar Ana” olarak bilinen Çetin, bahçesinde ürettiği istiridye mantarıyla komşularının mantar ihtiyacını karşılarken sattığı mantarlardan elde ettiği gelirler ile de aile ekonomisine destek oluyor. “İlk etapta 100 kilogramın üzerinde mantar üretimi bekliyorum” İstiridye mantarı üretimine 4 ay önce başladığını söyleyen Hatice Çetin, “Bir senedir bu işi araştırıyordum, istiridye mantarı yetiştiriciliğine de ilgim de vardı. Sorgun Belediye Başkanımızdan gidip çadır istedim, o da bana çadır ve tohum desteğinde bulundu. Evimin bahçesinde 5 metrekare alanda mantar üretmeye başladım. Destek verildiği takdirde bu alanı büyütmek ve üretimi artırmak istiyorum. Bu işe yeni başladım 4 ay oldu, evimin geçimini buradan sağlamaya çalışacağım. Burada 80 torbaya yakın mantar üretim torbası var, ilk etapta buradan 100 kilogramın üzerinde üretim yapmayı düşünüyorum” dedi. “Mantarların bebek gibi bakımlarını yapıyorum” Mantar üretimini severek ve büyük bir titizlikle yaptığını belirten Çetin, “Mantarın samanlarını dezenfekte ediyoruz, bir gün suyunu süzdürüyoruz. İkinci gün ekimini yapıyoruz. 25 gün kuluçka dönemi oluyor daha sonra hasada başlıyoruz ve aynı poşetten 3-4 kez verim elde ediyoruz. Bu mantarların bebek gibi bakımlarını yapıyorum. Ancak maliyetlerimiz kurtarmıyor, bu işi de imkansızlıklardan dolayı yapıyorum. İşimi severek yapıyorum, evde oturmaktansa bir şeyler üretmeyi seviyorum. Sorgun Belediye Başkanımız Erkut Ekinci’nin destekleriyle kurduk burayı onun sayesinde bu işe başladık, yoksa başlayamazdık. Kendisine de çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.