YEREL HABERLER - 03 Aralık 2011 Cumartesi 08:44

"İSTANBUL-BURSA-İZMİR OTOYOLU’ OVADAN GEÇERSE TARIM BİTER"

A
A
A
"İSTANBUL-BURSA-İZMİR OTOYOLU’ OVADAN GEÇERSE TARIM BİTER"

Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Sadi Kurtulan, İstanbul-Bursa-İzmir otoyolunda güzergahın birinci sınıf tarım arazilerinden geçtiğini görünce irkildiklerini belirterek, "Karacabey’in 11, Mustafakemalpaşa’nın 6 ve Susurluk’un birkaç köyünün en verimli arazisinin bu şekilde değerlendirilmesi Türkiye gerçeklerine aykırıdır" dedi. Bursa Büyükşehir Eski Belediye Başkanlarından Erdem Saker de, "kamulaştırma parasını veririm otoyolu da yaparım" mantığının yanlışlığına dikkat çekerek, otoyol geçmesi halinde Karacabey ve Mustafakemalpaşa ovasında tarımın biteceğine dikkat çekti. Burulaş Genel Müdürü Levent Fidansoy ise, yabancı ülkelerde otoyolların şehirlerin dışından ve dağın yamaçlarından geçtiğini, otoyolu yaparken çevrenin de korunabileceğini kaydetti.
Bursa Kent Konseyi tarafından geleneksel olarak düzenlenen ‘Bursa Konuşuyor’ adlı toplantıda, uzman ve ilgililer ‘İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu ve Bursa’ya Etkileri’ni konuştu. Herkesin görüşlerini ifade ettiği etkinlikte, otoyolun yapımına karşı çıkılmazken, güzergahı hakkında farklı görüşler dile getirildi.
Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla Bursa Kent Konseyi tarafından düzenlenen ‘Bursa Konuşuyor’ toplantısında, bu kez ‘İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu ve Bursa’ya Etkileri’ uzmanlar ve ilgililer tarafından konuşuldu. Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde (Merinos AKKM) yapılan etkinliği, Bursa Kent Konseyi Başkanı Mehmet Semih Pala, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Enes Battal Keskin, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Şuayip Toprak yönetti.
’İKİ OVANIN ORTASINDAN GEÇEN OTOYOLA KARŞIYIM"
Toplantıda ilk olarak söz alan geçmiş dönem Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker, toplantıyı düzenleyen Bursa Kent Konseyi’ne teşekkür etti. Mustafakemalpaşa ovasının Uluabat Gölü’nün aslında bir parçası olduğunu hatırlatan Saker, Karacabey Ovası’nda bir zamanlar kuru tarım yapıldığını, artık sulamalı tarımın da yapılabildiğini kaydetti. Yüksek verim veren ovaların yarılamayacağını söyleyen Saker, “Ben ‘kamulaştırma paralarını veririm, otoyolunu da yaparım’ diyemezsiniz. Mustafakemalpaşa ovasındaki tüm drenaj sistemini yenilemen lazım. Karacabey ovasındaki tüm kullanım şeklini değiştirmen lazım. Burada eksileri, götüreceklerini de hesaplamanız gerekir. Ben o bakımdan iki ovanın ortasından geçen otoyola karşıyım” dedi. Karayollarının, Bursa Otoyolu’na 3. bir bağlantı yapmak istediğini de dile getiren Saker, 4 bin 500 meyve ağacının kesileceğini, bunun da bir katliam olacağını vurguladı.
”OTOYOLUN EN VERİMLİ TOPRAKLARDAN GEÇTİĞİNİ GÖRÜNCE İRKİLDİK"
Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Sadi Kurtulan, üzerinde konuşulan konunun Asya, Afrika ve Avrupa bölgeleri içerisindeki master projelerinden biri olduğuna değindi. Ayrılan bütçenin dünyadaki 50 ülkenin gayrisafi milli hasılasından çok daha büyük olduğunu belirten Kurtulan, projenin gerçekleşeceği insanlara da dikkat çekti. Mustafakemalpaşa ve Karacabey’in tarım, hayvancılık ve tarımsal sanayi ile kalkınmayı benimsediğini ifade eden Kurtulan, “Tarımı, tarımsal sanayiyi ve hayvancılığı etkileyecek kararın alınması, gelecek nesillerin vebalini de üstümüze almamıza sebep olur. Güzergahların Mustafakemalpaşa, Karacabey ve Susurluk’un birinci sınıf tarım arazilerinden geçtiğini görünce de irkildik. Tahminen Karacabey’in 11, Mustafakemalpaşa’nın 6, Susurluk’un birkaç köyünün ve verimli arazisinin bu şekilde değerlendirilmesi Türkiye gerçeklerine aykırıdır” diye konuştu.
Konunun yüksek sesle gündeme getirilmesinin faydalı olacağını dile getiren Kurtulan, açlık ve susuzluk gibi dünyayı tehdit eden etkenlere karşı her türlü projeyi sonuna kadar destekleyeceklerini söyledi. Yanlış hesapların mutlaka bir yerlerden döneceğini kaydeden Kurtulan, bunun bedelini ödemenin de kendine denk geleceğini ifade etti.
"ORTADA EKONOMİK ZARURET VAR"
Karacabey Belediye Başkanı Ergün Koç ise, Karayolları mühendislerinin bu tür projeleri Ankara’da oturdukları yerden çizdiklerine inanmadığını kaydetti. 6.3 milyar dolarlık projesinin 22 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti’ne devredileceğini hatırlatan Koç, “Ben mühendis değilim ancak, otoyolun geçmesi düşünülen bu alanlar, özellikle Karacabey’deki Harmanlı köyüne kadar olan alanların önemli bir kısmı tarımsal niteliği olmayan arazilerdir. Bursa-Karacabey-Mustafakemalpaşa güzergahındaki 66,5 kilometrelik otobanın 29,5 kilometrelik kısmı diğer tarım arazisidir. 35,5 kilometrelik kısmı da tarımsal niteliği korunacak alanlardır. Ortada ekonomik bir zaruret vardır” dedi.
"BİRİNCİ SINIF TARIM ARAZİLERİ YOK OLACAK"
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu ve Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Ertuğrul Aksoy, Türkiye’nin geniş araziye sahip olduğunu, fakat birinci ve ikinci sınıf tarım alanlarının yüzde 6’sını içerdiğini vurguladı. Bunların 2 milyon hektarlık bölümünün de yanlış kullanım sonucu yok edildiğini anlatan Aksoy, “Bizler tarımdan yana tarafızdır. Kime hizmet edeceği belli olmayan ve tüketime yönelik otoyolu tartışıyoruz. Gelişim için yollara ihtiyaç vardır. Ama demiryolu ve hızlı trenle bu taşımacılık yapılabilirdi. Tüm yollar duble olurken yanına otoban niye yapılır?” dedi.
‘İstanbul-İzmir Otoyolu’ projesinin detaylarından bahseden Aksoy, kendilerinin önerdiği geçiş projesi hakkında bilgi verdi.
"OTOYOLLAR DAĞIN YAMAÇLARINA YAPILMALI"
Burulaş Genel Müdürü Levent Fidansoy, düşülen otoyolun 10’ar milyonluk iki bölgeyi birbirine bağlayacağını belirtti. Arada 2 milyonluk Bursa’nın bulunduğunu hatırlatan Fidansoy, “Ben bir şirketin yöneticisi olsaydım, böyle bir proje çizecek mühendisleri yanımda tutmazdım. Yabancı ülkelerde otoyollar genelde şehrin dışına ve dağın yamaçlarına yapılmıştır. Elbette otoyolu geçirirken de çevreyi koruyabilirsiniz. Otoyolun Bursa içerisinden geçişi de Karayolları tarafından inşa edildi. Ovaakça ile Görükle arasında paralı geçiş olacağı varsayıldı. Biz bu paralı geçişin kaldırılmasını öneriyoruz” diye konuştu.
“ÇEVRE YOLU BURSALILARA ÜCRETSİZ OLACAK”
Kamu Özel Sektör Ortaklığı Bölge Müdürlüğü’nden Baş Mühendis Yusuf Biri, bugüne kadar yapılan her toplantıda halkın ve sivil toplum kuruluşlarının sorularına cevap verdiklerini, bunun bir devlet yatırımı olduğunu anlattıklarını söyledi. Tüm tekliflerin, Karayolları, bölge müdürlüğü ve işin yüklenici firması Otoyol AŞ tarafından tüm ince detaylarıyla incelendiğini ifade eden Biri, şunları söyledi;
“Bu proje, 90’lı yıllarda yapımına başlanıp, 2000’li yıllarda onaylanmıştır. Güzergah o zamanlarda incelendi. Yazışmalar yapıldı ve uygun görüldü. Daha sonra kanun ve mevzuatta meydana gelen değişiklikler, yaşanan depremlerin ardından hem kurum olarak, hem de Otoyol AŞ konuyu tekrar ele almak zorunda kaldı. Bu bağlamda her türlü inceleme yapılıyor. Her türlü yazışma kamu kurumları, yerel yönetimler, odalar, sivil toplum kuruluşları, üniversitelerle yapıldı. Ayrıca Bursa Çevre Yolu ücretli olmayacak. Bursa Çevre Yolu, İstanbul’dan gelip İzmir’e giden için ücretli olacak. Fakat Turan Köy tarafından gelipte Nilüfer’e giden için ücretsiz olacaktır. Çevre Yolu Bursalılara ücretsiz olacak”.
"ETKİLERİNİ EN AZA İNDİRMEK İSTİYORUZ"
Otoyol A.Ş. Teknik Müdürü Nurettin Akdeniz, güzergah üzerinde bilindiği gibi 4 tünelin değil, 2 tünelin bulunduğunu açıkladı. Akdeniz, “Ama Bursa-Susurluk için 2 güneyde, 2 kuzeyde olmak üzere 4 ayrı alternatif çalışıldı. Hepsi heyetler tarafından adım adım gezildi. Bu zamana 15 ayrı toplantıda bulundum. Bu proje Gebze, Orhangazi, İzmir, İzmit Körfez Geçişi ve bağlantı yolları dahil otoyolunun yap-işlet-devret projesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük projesidir. Projede, dünyanın en büyük 5 asma köprüsünden birisi olacak köprü bulunmaktadır. Devamında bin 500 metrelik çelik asma köprü, toplam uzunluğu 5 bin 142 metre olan iki adet tünel, 377 kilometre otoyol gövdesi, 46 kilometre bağlantı yolları, 31 adet viyadük, 299 adet köprü ve ciddi sanat yapıları bulunmaktadır. Dünyada da ilerleyen devasa projelerden birisidir. Böyle bir projenin çevresel etkilerinin olmaması mümkün değildir. Etkileri en aza indirmek bizlerin ana görevidir. Bunun için uluslararası düzeyde çevresel ve sosyal etki değerlendirme raporu gerçekleşmektedir” diye konuştu.
Toplantıda ayrıca, Karacabey Ziraat Odası Başkanı Nuri Kaleci, Orhangazi Güç Birliği Platformu Sözcüsü İrfan Aydın, Bursa Otoyol Platformu Yönetim Kurulu üyesi ve DOĞADER Temsilcisi Seyit Ali Geçici, Mustafakemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi Başkanı İbrahim Akdemir, Gemlik Ziraat Odası Başkanı Ali Çelik, Bursa Otoyol Platformu adına Yrd. Doç Dr. Yakup Canıtez, Harita Müh. Mustafakemalpaşa Belediye Meclis üyesi Adnan Akın, Mustafakemalpaşalılar Derneği Başkanı Halim Çapkın, Nilüfer Kent Konseyi Genel Sekreteri Mehmet Kartal, geçmiş dönem milletvekili Faruk Ambarcıoğlu ve Dr. İbrahim Yücel görüşlerini paylaştı.
Toplantının sonunda değerlendirmede bulunan Bursa Kent Konseyi Başkan Mehmet Semih Pala, toplantıda kimsenin otoyol yapılmasın demediğini hatırlatarak, “HES’lerdeki tartışmalar gibi otoyola herkes karşı çıkmadı. Sadece güzergahlar hakkında herkes kendine göre doğru olan düşüncelerini medeni bir şekilde aktardı” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Türk iş insanı Ferhat Süleyman Çınar’ın başarı öyküsü Dünyada birçok ülke ile güçlü bağlantıları bulunan, NATO ve Birleşmiş Milletler Diplomatlığı gibi görevler yapan 46 yaşındaki iş insanı Ferhat Süleyman Çınar, başarı öyküsünü anlattı. Birleşmiş Milletler ve NATO’da önemli görevler üstlenen, Türkiye ve Birleşmiş Milletler arasındaki ilişkide önemli bir konuma sahip Ferhat Süleyman Çınar, 1978 yılında Ankara’da, üç çocuklu memur bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluğu, dönemin zorlu şartları altında geçti ve Ankara’da memur bir ailenin ferdi olarak yaşamak ona mücadeleci bir ruh kazandırdı. Çınar, henüz ortaokul çağlarındayken, ailesinin beklentileri ve kendi davranışları arasında bir denge kurmaya çalıştı. Ailesi, onun abisi ve ablası gibi iyi bir eğitim alıp üniversiteye gitmesini ve kendileri gibi memur olmasını istiyordu. Ancak, Çınar, kendi geleceğini belirleme konusunda oldukça kararlıydı ve daha farklı bir yol izlemeye karar verdi. 80’ler ve 90’lar, Türkiye’nin ve dünyanın önemli dönüşümler yaşadığı yıllardı. Bu dönemde, Çınar, çevresindeki değişimleri yakından gözlemledi ve bu değişimlerin etkilerini bizzat deneyimledi. Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve küresel sistemin dönüşümü gibi büyük olaylar, onun dünya görüşünü şekillendiren önemli faktörler oldu. “13 yaşında geleceğini şekillendirecek önemli kararlar almaya başladı” Çınar, sadece 13 yaşında olmasına rağmen, geleceğini şekillendirecek önemli kararlar almaya başladı. Geleneksel eğitim sistemi yerine gerçek okul olarak iş hayatını gördüğü için daha genç yaşlarda iş dünyasının içine adım attı. İş dünyasında içindeki erken deneyimleri, ona farklı bir bakış açısı kazandırdı. Matbaa sektöründe çalışmaları, ona sadece bir iş kolunun ötesinde, büyük bir resim olduğuna inanıyor ve küresel pazarın önemli bir parçası olarak görüyordu. Matbaacılığı, sadece basılı malzemelerin üretimi olarak görmek yerine, toplumun derinliklerine etki eden bir araç olarak değerlendiriyordu. Bu süreçte Ankara da Türk Siyasetinin kalbinde tanıştığı ve ortaklık kurduğu önemli kişiler başta Süleyman Demirel olmak üzere Ali Çetin Şener, Şahbettin Çimen, Cavit Çağlar gibi isimlerde onun Türk ve Dünya siyasi yapısını okumasında büyük önem taşıdı. “Sahip olduğu işleri bölgesel çaptan küresel bir boyuta taşıdı” Zamanla sahip olduğu işleri bölgesel çaptan küresel bir boyuta taşıyan Ferhat Süleyman Çınar, bu süreçte, uluslararası alanda geniş bir ağ oluşturdu ve işlerini küresel bir perspektifle genişletti. Ferhat Süleyman Çınar, insanlığı bir bütün olarak ele aldı ve küresel işbirliğinin, içinde bulunduğumuz sorunların tek çözümü olduğuna inandı. Ona göre insanlar kalıplarını devletler ise sınırlarını aşmalıydı, bu kaçınılmaz bir sondu ve elbet ki olacaktı. Bu gün bu amaca ulaşmak için Birleşmiş Milletler ve çeşitli STK’larda önemli misyonlar üstlenen Ferhat Süleyman Çınar bunun yanı sıra Orta Doğu’daki küresel işbirliğini geliştirmeye ve bölgede barış ve istikrarı sağlamak amacıyla Bölgedeki önemli Kraliyet Ailelerine danışmanlık yapmakta. ’’Ülkemiz ve dünya adına çok çalışıyoruz” Türkiye ve Dünya adına çok çalıştıklarını söyleyen Ferhat Süleyman Çınar ’’Ülkemiz Ekonomik, sosyal, kültürel ve insani nitelikteki uluslararası sorunları çözme düsturuyla, ırk, cinsiyet, dil veya din ayrımı gözetmeksizin herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygının geliştirilip güçlendirilmesinde uluslararası işbirlikleri ile gelişmekte olan ülkelerin desteklenmesi ilkeler ile yola çıktık. Türk İş İnsanlarının Dünya’da temsili için güçlü lobilerde aktif rol alıyoruz. Birleşmiş Milletler misyonun gerçekleşmesi ve Türkiye’nin Misyon içerisindeki rolünün daha aktif olması için buradayız. Her zaman dediğimiz gibi bizler Türkiye ile Dünya arasında bir köprü görevi görüyoruz’’ ifadelerine yer verdi.