EKONOMİ - 15 Şubat 2018 Perşembe 09:17

İkinci elde ’Şahin’ çılgınlığı

A
A
A
İkinci elde ’Şahin’ çılgınlığı

Gelişen teknolojiyle birlikte sürücüsüz araçların üretimine başlanırken, elektronik donanımlı bazı araçlar ise şoförün müdahalesi olmadan park edebiliyor.

Gelişen teknolojiyle birlikte sürücüsüz araçların üretimine başlanırken, elektronik donanımlı bazı araçlar ise şoförün müdahalesi olmadan park edebiliyor. Tüm bu gelişmelere rağmen bazı sürücülerin Şahin model araca olan ilgisini azaltmıyor. 1991 model Şahin otomobil, Türkiye’nin en çok tıklanan ikinci el araç sitesinde 2 bin 500 TL ile 75 bin TL arasından satılıyor. Sitede satışa sunulan 5 bin Şahin’den bazılarının fiyatları kelimenin tam anlamıyla el yakıyor. 28 yıllık aracın fiyatı bazı sıfır araçların fiyatlarını da geride bıraktı.


Üretildiği yıllarda satış rekorları kıran Şahin model araçlar aradan geçen çeyrek asra rağmen halen aranılan araçlar arasında yer alıyor. Teknoloji donanımlı araçları alabilecek bütçeye sahip sürücüler bile Şahin’i tercih edince bu otomobillerin fiyatları da zirve yaptı. Türkiye’nin en çok tıklanan ikinci el otomobil sitesinde hali hazırda farklı modellerde tam 5 bin Şahin satışa sunuldu. Bir dönem uçan tabut olarak anılan Şahin’lerin fiyatları ise 2 bin 500 lira ile 75 bin Tl arasında değişkenlik gösteriyor.


Çorum’un Alaca ilçesinde ikamet eden M.A.S. isimli vatandaş, ’06 AKP 32’ plakalı 1991 model Tofaş Şahin marka aracını 75 bin liradan satışa çıkardı. Tam 222 bin kilometrede olan aracının satış ilanına, ’Aracımı plaka için satıyorum aracın piyasa değeri üzerinden teklif yapmayın’ notu düştü. M.A.S., araca büyük ilgi olduğunu kaydetti.


Direksiyonu Amerika’dan geldi 15 bin dolara satıyor


İstanbul Beylikdüzü’ndeki dükkanında oto cam ve araç iç dizayn sektöründe faaliyet gösteren Oktay Şahin ise 1992 model Şahin marka aracını tam 15 bin Dolar’dan (56 bin 250 TL) satışa çıkardı. İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Şahin, direksiyon, ayna, ses sistemi gibi aksesuarlarını ABD’den getirttiği araca teklif edilen 40 bin lirayı hiç düşünmeden geri çevirdiğini söyledi. Aracı yaklaşık 6 aylık çalışma sonrası bu hale getirdiklerini kaydetti.


Lüks otomobille gelenler Şahin’e hayran kalıyor


İş yerine lüks otomobille gelen milyon dolarlık insanların bile özel dizayn edilen Şahin’e büyük ilgi gösterdiğini belirten Oktay Şahin, "1998 yılında da benzer bir çalışmaya imza attım. 1992’de üretilen Şahin model aracı alıp 6 ay üzerinde çalıştık. 122 bin kilometrede olan araç için Amerika’dan özel aksesuarlar getirtirdim. Direksiyonundan sileceğine, aynasından koltuğuna kadar aracımız özel malzemelerle dizayn edildi. İnternette görüp arayanlar var. Şimdiden 40 bin lira teklif edenler oldu; ancak düşünmeden geri çevirdim." dedi.


26 yıllık orjinal tekeriyle kıymeti bilinen Şahin


İzmir’de galericilik yapan bir kişi ise 1992 model bin 300 kilometrede olan Şahin’i 52 bin liradan satışa çıkardı. Satıcı ilana, "1992 yılına ait lastiklerı mevcuttur. Yeni vizeli, koltuk döşemeleri üstündedir. Garajda saklanmıştır. Hiç bir deformasyon yoktur. Alıcısına, kıymetinı bilene şimdiden hayırlı olsun.. iizmir sadece 1.300 kiilometre hatasız boyasız ilk sahibinden." notunu düştü.


Kayseri Develi’den A.G. isimli vatandaş 11 bin 111 kilometrede olan 1993 model Şahin aracını 11 bin Dolar’dan (41 bin 250 TL) satışa çıkardı. Konya’dan F.G. ise 2000 model Şahin otomobilini 40 bin liradan satışa çıkardı. Osmaniye’den bir kişe ise 1993 model 24 bin kilometrede olan Şahin’i 40 bin liradan satışa çıkardı. Stıcı, ilana, "Kusursuz derecede orjinal bir araçtır. 1993 yılında sıfır olarak satın alınmış, ilk sahibinden satılıktır. Alındığı günden bu güne düzenli aralıklarla garajdan çıkartılmış bakımı yapılmış kısa bir süre binilip tekrardan garaja çekilmiştir. Yani kısacası yıllarca yerinden kıpırdamamış bir araç değildir. Sadece arka sol kapı ile arka sol çamurlukta çizikten dolayı boya mevcuttur. Bunun dışında herhangi çürük ya da deformasyon söz konusu değildir. Sadece değerini bilecek kişilere satılıktır. Tamamen keyfi olarak satışa çıkarılmıştır. 25 sene boyunca antika olması niyeti ile tamamen kapalı garajda muhafaza edilmiştir.Sadece bu niyette olanlara aracımız satılıktır." notunu düştü.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Dünya pazarında Türk Kuruyemişi ve kuru meyve tercihi yükseliyor 3 kıtada yer alan 30 farklı ülkeye Türkiye’den kuruyemiş ve organik ürünler ihraç ediliyor. Kuru meyve kategorisinde, tüketicilerin ilk tercihi genellikle kayısı olurken, kuruyemişte ise Antep fıstığı öne çıkıyor. Açılış konuşmasını Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yaptığı Uludağ Ekonomi Zirvesi Sapanca’da devam ediyor. Bu yıl 13’üncü kez düzenlenen zirve, Türkiye ve dünya genelinden birçok iş dünyası lideri ve akademisyeni ağırlıyor. Dün açılış konuşmaları ve ilk gün oturumlarının olduğu zirve, bugün ise çeşitli paneller ile devam ediyor. İş insanları sektörleri ile alakalı konuları zirvede değerlendirirken, kuru yemiş ve kuru meyve ihracatındaki artış dikkat çekti. 3 kıtada yer alan 30 farklı ülkeye Türkiye’den kuruyemiş ve organik ürünler ihraç ediliyor. Kuru meyve kategorisinde tüketicilerin ilk tercihi genellikle kayısı, kuruyemişte ise Antep fıstığı olduğu ifade edildi. Türk ürünlerini diğerlerinden ayrılan en büyük özelliği ise organik tarım yöntemlerine dayalı olarak üretilmeleri oluyor. Organik tarım yöntemlerine dayalı olarak yetiştirilen Türk organik kuru meyve ve kuruyemişi global pazarda daha fazla tercih edilmeye başlandı. 3 kıtada yer alan 30 farklı ülkeye Türkiye’den kuruyemiş, kuru meyve ve bakliyat ihraç ettiklerini belirten Orgibite CFO’su Gökçen Şeker, Türkiye’den ihraç ettikleri ürünlerin genel profili hakkında bilgi vererek, tüketicilerin kuru meyve kategorisinde kayısı ve kuruyemişte Antep fıstığını tercih ettiğini dile getirdi. Ayrıca, Türk ürünlerinin diğerlerinden ayıran en önemli özelliğin organik tarım yöntemlerine dayalı olarak üretildiğinin altını çizdi. “En büyük fark organik tarım yöntemlerine dayalı olarak yetiştirilmeleri” Panel sonrası açıklamalarda bulunan Gökçen Şeker, Türkiye’den ihraç edilen kuru meyve ve kuruyemişlere en yoğun talebin Amerika Birleşik Devletleri’nden geldiğini belirtirken, Avrupa Birliği ülkeleri, Orta Doğu ve Asya pazarlarındaki ülkelerin de Türk ürünlerine ilgi gösterdiğini vurguladı. Türkiye’nin tarımsal potansiyeli ve ürün kalitesinin global pazarda rekabet avantajı sağladığını ifade eden Şeker, Türkiye’den 30 farklı ülkeye kuru meyve, kuruyemiş ve bakliyat gönderdiklerinin altını çizdi. Şeker, ayrıca ürün portföyleri içinde en çok tercih edilenin kuru meyve kategorisinde kayısı, kuruyemiş kategorisinde ise Antep fıstığı olduğunu belirtti. Türk organik ürünlerinin diğerlerinden farkının, organik tarım yöntemlerine dayalı olarak yetiştirilmesi olduğunun önemini anlatan Şeker, "Sağlık bilincine sahip tüketicilerin tercih sebebi haline geldi. 2023 yılında hem organik hem de konvansiyonel ürün ihracatında önemli bir artış yaşandı. Bu artışın devam edeceğine inanıyoruz. 2024’ün ikinci yarısı ve 2025 yıllarında organik kuru meyve, kuruyemiş ve bakliyat ihracatını artırarak global pazardaki varlığımızı güçlendirmeyi hedefliyoruz" dedi. “Dijital dönüşüm ile dünyada rekabet gücümüzü artırdık” Dijital dönüşümün, hem iç pazarda hem de dış pazarda rekabet gücünü artırdığını vurgulayan Şeker, "Dijital platformlara yapılan yatırımlarımızla, online satış kanalları ve dijital pazarlama stratejileri sayesinde organik ürünlerimizin geniş kitlelere ulaşmasını sağladık. Bu durum, hem müşteri memnuniyetini hem de operasyonel verimliliği artırmamıza imkan tanıdı. Dijitalleşme, tüketicilere daha hızlı ve etkili bir şekilde ulaşmamızı ve onların ihtiyaçlarını daha iyi anlamamızı sağlıyor. Ayrıca, Türk kuru meyve, kuruyemiş ve bakliyatlarının dünya genelinde tanınırlığını ve talebini artırmaya yönelik pazarlama stratejilerimizde de dijitalleşme önemli bir rol oynamaktadır" diye konuştu. “Organik ürünlerin sertifikalandırılması” Gökçen Şeker, pazarlama ve markalaşmanın önemine vurgu yaparak, "Türk organik ürünlerinin tanınırlığını artırdık. İhracat rakamlarını artırmak için, kalite standartlarının yükseltilmesi ve pazar çeşitliliğinin önemli olduğunu biliyoruz. Markalaşma çalışmalarını önemseyerek lojistik süreçlerde de verimliliği arttırdık. Ar-Ge yatırımları ve yeni pazarlara açılım da ihracatı artırmak için etkili stratejilerdir. Bununla birlikte, organik ürün ihracatını artırmak için, sektör olarak organik tarımın teşvik edilmesi ve organik ürünlerin sertifikalandırılması önemli. Pazarlama ve markalaşma çalışmalarıyla organik ürünlerin bilinirliğinin artırılması ve yeni pazarlara açılım sağlanması gerekmektedir" şeklinde konuştu.
Çanakkale Deprem bölgesindeki köy çocukları için verilen konsere, bilet yerine ayakkabıyla girdiler Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi tarafından “Müzikle Umuda Yolculuk” konseri gerçekleştirildi. Konsere gelenler, deprem bölgesindeki köy çocukları için verilen konsere, bilet yerine ayakkabıyla girdiler. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi, İletişim Fakültesi, Kurumsal İletişim Direktörlüğü ve Sosyal Sorumluluk Projeleri Koordinatörlüğü tarafından ortaklaşa organize edilen “Müzikle Umuda Yolculuk” konseri düzenlendi. Konsere, seyirciler, bilet yerine 28-42 numara yeni spor ayakkabı ile giriş sağladı. Bu ayakkabılar köy okullarındaki çocuklara ulaştırılacak. Bu konserle birlikte, ihtiyaç sahibi çocuklara yardım edilmesi amaçlanıyor. Konseri Çanakkale Belediye Başkanı Av. Muharrem Erkek, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Çanakkale İl Emniyet Müdürü Selim Arıcı, Sosyal Sorumluk Koordinatörü Doç. Dr. Hicran Özlem Ilgın, akademisyenler, öğrenciler ve çok sayıda öğrenci izledi. Sosyal Sorumluk Koordinatörü Doç. Dr. Hicran Özlem Ilgın, “Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi toplumsal faaliyetlerinden bir yenisini daha gerçekleştiriyor. Şahane bir konser verilecek. Konserde temel amacımız köy okullarındaki öğrenciler için izleyici, dinleyicilerden birer spor ayakkabı getirmesini istedik. Bugün gelen misafirlerimiz bilet yerine spor ayakkabı getirdiler. Bu ayakkabılar bayramdan önce köy okullarındaki minik öğrenciler ile buluşturulacak. Konserde müzik ve sahne sanatları fakültesi orkestrası ile barış koromuz sahne alacak” dedi. Projeye spor ayakkabı ile destek vererek, konseri izlemeye gelen Osman Acar, “İhtiyacı olan çocuklar için bu birlikteliğin sağlanmış olması çok önemli. Bizde çorbada ki tuz misali bu katkıyı yapabildiğimiz için kendimizi çok mutlu hissediyoruz” diye konuştu.