EKONOMİ - 24 Nisan 2018 Salı 15:45

Almanların hidrojenli uçağını bir Türk yapacak

A
A
A
Almanların hidrojenli uçağını bir Türk yapacak

Teknoloji ve sanayi devi Almanya’nın hidrojenle uçacak ilk uçak yapımı için görevlendirdiği 3 firma arasında Bursalı işadamı Mehmet Celal Gökçen de var.

Teknoloji ve sanayi devi Almanya’nın hidrojenle uçacak ilk uçak yapımı için görevlendirdiği 3 firma arasında Bursalı işadamı Mehmet Celal Gökçen de var.


2016 yılında Almanların eğitim ve spor uçaklarında saygın markası olan AQUILA’yı satın alan Bursalı iş adamı Mehmet Celal Gökçen, 150 yıllık sanayi mirası ve tecrübesiyle uçak sanayiinde önemli başarılara imza atıyor. Bu Nisan ayında Almanya’da düzenlenen dünyanın en büyük uçak ve havacılık fuarlarından ’AERO Friedrichshafen 2018’de Alp dağlarından Toroslar’a yüksek irtifada, yüksek güç ve konforla uçan ilk turbo modeli tanıtan Mehmet Celal Gökçen, henüz proje aşamasında olan karada ve denizde uçabilen 4 kişilik üsten kanatlı modeli ile İtalya’da da en iyi uçak tasarım ödülü aldı.


AQUILA, Bursa sanayiin öncü kuruluşlarından Gökçen ailesinin 5’inci nesil temsilcisi olan Mehmet Celal Gökçen’e geçtikten sonra vites yükseltti. Aquila’nın ardından Avrupa’da faaliyet gösteren ve bünyesinde 55 mühendis bulunan özel bir mühendislik firmasını satın alarak hedef büyüten Gökçen, 4 ve 6 kişilik uçak modelleri ilgili çalışmalarını sürdürürken Alman hükümeti tarafından çok önemli teklif geldi.


Gökçen, Alman hükümeti tarafından hidrojenle çalışacak olan uçak geliştirilme projesi kapsamında oluşturulan firmalar konsorsiyumuna seçildi.Konsorsiyumda Bursalı işadamı Celal Gökçen’e ait AQUILA ve dünya devi Simens ile birlikte bir firma daha yer alıyor.


’Türkiye markası olarak yükseleceğiz’


Otomotiv yan sanayi ve plastik teknolojileri konusunda Bursa’nın yenilikçi ve öncü kurumu olan BPlas CEO’su Mehmet Celal Gökçen, bu önemli fırsatı BPlas tecrübesiyle önemli bir noktaya taşıyacaklarına dikkat çekti.


Önümüzdeki yıl farklı yakıt türü, motor ve tasarımla tanıtacağı yeni uçak modelleriyle Türk Kartalı ile gövde gösteri yapmaya hazırlanan Gökçen, Bursa’da üretim için de çalışmaların sürdüğünü söyledi.Gökçen, 2010 yılında Manas ve Orhan Holding konsorsiyumu ile Türkiye’nin ilk 3 tekerlekli elektrikli otomobilini üretip, dünyanın en büyük otomobil fuarı Cenevre’de sergilemişti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.