SPOR - 18 Ocak 2019 Cuma 14:33

Amatöre büyük destek

A
A
A
Amatöre büyük destek

Bursa’da sporun çıtasını yükseltmek için önemli projelere imza atan Büyükşehir Belediyesi, amatör spor kulüplerine 1 milyon 100 bin TL’lik nakdi yardımda bulundu.

Bursa’da sporun çıtasını yükseltmek için önemli projelere imza atan Büyükşehir Belediyesi, amatör spor kulüplerine 1 milyon 100 bin TL’lik nakdi yardımda bulundu.


Büyükşehir Belediyesi, farklı mahallelerde ‘sporun tabana yayılmasında önemli görevler üstlenen’ amatör futbol kulüplerini desteklemeye devam ediyor. Amatör kulüplere saha kazandırılması ve malzeme desteği gibi konularda başrolü üstlenen Büyükşehir Belediyesi, son olarak 2. Amatör Küme’de mücadele eden 67 takım ile Kanalboyu Nilüferspor Bayan Futbol Takımı’na 5’er bin TL, diğer takımlara da 4’er bin TL nakdi yardımda bulundu. Amatör kulüplere verilen destekle ilgili olarak Merinos AKKM’de düzenlenen törene Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da katıldı.


Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, törende yaptığı konuşmada, Bursa’da sporu yaygınlaştırmak ve 7’den 70’e herkesin spor aktiviteleriyle ilgilenmesini sağlamak için yoğun emek sarf ettiklerini söyledi. Tesis sayılarını artırma çalışmalarının yanındamevcut tesislerin Türk sporunun gelişimine katkı sağlayacak şekilde işlevsellik kazandırılmasına gayret ettiklerini belirten Başkan Aktaş, “Örnek verecek olursak, okullarda hizmete aldığımız salonlarda sporu hayat felsefesi haline getirmek amacıyla çocuklarımızın erken yaşta sporla buluşmalarını sağlıyoruz. Yaz-kış spor okullarıyla yavrularımızı farklı branşlarayönlendiriyoruz. Böylece çocuklarımız boş zamanlarını değerlendirirken, aynı zamanda alternatif etkinliklerle tanışma fırsatını da yakalamış oluyor” dedi. Büyükşehir Belediyespor bünyesinde, Büyükşehir marifetiyle Bursa’ya kazandırılan kompleks, tesis ve spor salonlarında gençleri nitelikli mekanlarda spor yapma imkanına kavuşturduklarını söyleyen Başkan Aktaş, “Takımlarımızın ulusal ve uluslararası başarıları, sporu tabana yayma ve altyapıyı güçlendirme çalışmalarımızda doğru hamleler yaptığımızın işaretidir” diye konuştu. Sadece belirli spor dallarıyla ilgilenenlere değil ata sporları dadahil olmak üzere tüm dallarda faaliyet gösteren kulüpler ile sporculara da destek çıktıklarını ifade eden Başkan Aktaş, “Örneğin Keles Kocayayla’da Türk Dünyası Ata Sporları Şenliği’ni gerçekleştirdik. Hüdavendigar Kent Parkı’nda 50’ye yakın kurum ve kuruluşumuzun katılım ve desteği ile doğa sporları ve doğa turizmi günlerini düzenledik. Atatürk Stadyumu meydanında yine bir ata sporumuz olan yağlı güreş organizasyonuna imza attık. Hem amatör hem de profesyonel spor ve sporcuya verdiğimiz destekle Bursa’nın sporda da güçlü şehir haline gelmesine katkıda bulunuyoruz” şeklinde konuştu.


Konuşmasında yapılan yardımların detaylarını da paylaşan Başkan Aktaş, 2. Amatör Kümetakımlarına sağladıkları destekle onların yanında olduklarını göstermek istediklerini söyledi. Amatör spor kulüplerini‘sportif gelişimden profesyonelliğe uzanan süreçte gençlere yol göstermesi bakımından’ önemli eşik gördüklerini ve gençlerin bu sayede sosyal ağın bir parçası olduğunu kaydeden Başkan Aktaş, “Bugün 2. Amatör Küme’den 67 takımımıza maddi desteklerimizi sunuyoruz. Bu takımlar içinde görme engellilere hizmet eden 5 kulübümüz de var. Bu kulüplerimize 5’er bin TL yardımda bulunduk. Kanalboyu Nilüferspor Bayan Futbol Takımı’na da 5000 TL’lik destek sağladık. Geri kalan takımlarımıza da 4’er bin TL’lik nakdi yardım yaptık. Bugüne kadar toplamda 170 takımımıza 1 milyon 100.000 TL’lik destek sözümüzü yerine getirmiş olduk. Hayırlı olmasını diliyor, amatör spor kulüplerimize başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.