GENEL - 14 Ağustos 2019 Çarşamba 10:07

(Özel) Dünyada sadece 4 tane var, biri Türkiye’de

A
A
A
(Özel) Dünyada sadece 4 tane var, biri Türkiye’de

Dünyanın en eski çarşılı köprüsü olan Irgandı köprüsü, gece ve gündüz eşsiz güzelliğiyle turistlerin ilgisini çekiyor.

Dünyanın en eski çarşılı köprüsü olan Irgandı köprüsü, gece ve gündüz eşsiz güzelliğiyle turistlerin ilgisini çekiyor.


Bursa’da yüzyıllar boyunca doğal afetler ile savaşlara direnerek şehrin tarihine şahitlik eden 576 yıllık Irgandı köprüsü, dünyadaki 4 çarşılı köprüden biri. Tarihi köprü, geleneksel halk sanatları atölyeleriyle yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanları arasında yer alıyor.


Bursa’nın merkez Osmangazi ve Yıldırım ilçelerini birbirine bağlayan Gökdere’nin üzerine 1442 yılında inşa edilen Irgandı köprüsü, sedefkârlıktan çiniciliğe kadar el işçiliğinin en güzel örneklerini sunan zanaatkârlara ev sahipliği yapıyor.


Bursa’nın ilklerin şehri olduğunu belirten Tarih Arşivi Genel Yayın Yönetmeni tarihçi Cüneyt Günay, "Bu ilklerden biri de Gökdere vadisinde bulunan 577 yaşındaki Irgandı köprüsüdür" dedi.


Köprünün Osmanlı’nın tek arasta köprüsü olduğunu ifade eden Günay, "Arasta, eski Türk İslam çarşılarında aynı ürünleri satan dükkânların bulunduğu çarşısıdır. Yapımı II. Murad zamanına kadar gider. 1442 yılında, Irgandı Ali oğlu tüccar Hoca Muslihuddin tarafından, Hacı İvaz Paşa’nın vakfiyesinde şahit gösterdiği Abdullah oğlu Timurtaş’a yaptırıldığı sanılmaktadır. Köprünün Irgandı ismi de buradan gelmektedir. Köprü ile ilgili bilgileri yabancı kaynaklardan da öğrenmekteyiz. Nitekim 1573-1589 yılları arasında Bursa’ya gelen Alman Reinhardt Lubenau, Irgandı köprüsünün tek kemerinin üstünde dükkânların sıralandığını bildirir. 1640’ta Bursa’yı ziyaret eden Evliya Çelebi ise köprünün üzerindeki çarşıda 200 kadar hallaç dükkânı olduğunu belirtir. Kaynaklarda, Irgandı köprü çarşısının iki ucunun büyük demir kapılarla geceleri kapandığı belirtmektedir" dedi.



18. asırdaki su baskınında kısmen yıkılmış


Ahmed Cevdet Paşa’nın verdiği bilgiye göre, 1855 depreminde köprünün üzerindeki dükkanların hasar gördüğünü anlatan Günay, millî mücadele yıllarında Bursa’yı işgal eden Yunanlıların 1922’de geri çekilirken köprüyü de tahrip ettiğini ve üstündeki dükkânların tamamen ortadan kaldırıldığını söyledi. Irgandı köprüsünün 2004 yapılan restorasyon ile orjinal görüntüsünü kazandığını belirten Günay, "Bu köprünün en önemli özelliği, dünyada 4 tane bulunan çarşılı köprüden biri ve en eskisi olmasıdır. Diğer köprüler Bulgaristan Lofça’da yer alan Osma köprüsü, diğer ikisi de Venedik’te yer alan Ponte Di Rialto ve Floransa Arno nehri üzerindeki Ponte Vecchio köprüleridir" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan “Bağ Küllemesi Hastalıkları” yüzde 90 verim kaybına yol açabilir Üzümlü İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü teknik ekipleri tarafından arazi kontrolleri kapsamında üzüm bağlarında, külleme, mildiyö, ölükol ve salkım güvesinde ilaçlama dönemleri ile ilgili bilgilendirme yapıldı. Tescilli cimin üzümünün bağlarında “Bağ Küllemesi Hastalıkları” ile mücadelenin yapılmaması durumunda yüzde 90 verim kaybı yaşanacağı belirtildi. Bağ Küllemesi, asmanın yaprak, sap, sürgün, salkım gibi tüm yeşil aksamında gelişerek zarar oluşturan önemli bir hastalıktır. Hastalık, iklim şartlarının uygun gittiği ve mücadelesinin doğru yapılmadığı yıllarda yüzde 90’a varan ürün kayıplarına neden oluyor. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şubesinde Ziraat Yüksek Mühendisi olarak görev yapan Selahattin Albayrak, konu hakkında üreticileri bilgilendirerek şu uyarılarda bulundu; ‘Hastalığın yapraktaki Belirtileri’ “Hastalık başlangıçta yaprakların üst yüzeyinde yağ lekesine benzeyen sarımsı-açık yeşil renk açılmalarına neden olur. İleriki dönemde yaprak parlaklığını ve esnekliğini kaybeder, kalınlaşır, gevrekleşir ve kenardan içe doğru kıvrılır. Hastalığın bulunduğu kısımlarda grimsi-beyaz tozlu bir görünüm oluşur. ‘Hastalığın sürgünlerdeki belirtileri’ Sürgünler üzerinde başlangıçta siyaha yakın koyu renkli lekeler oluşur. Sürgündeki bu lekeler sezon sonuna doğru kırmızımsı kahverengine dönüşmektedir. ‘Hastalığın tanelerdeki belirtileri’ Hastalığa erken yakalanan taneler küçük kalır ve gelişemez. Hastalık tanelerde meyve sapı istikametinde çatlamaya neden olur. Taneler ben düşme dönemine kadar hastalığa duyarlıdır. ‘Mücadelesi ve kültürel önlemler’ Hastalıklı çubuklar budanarak imha edilmelidir. Yetişme sezonu içinde yaprak ve sürgün seyreltmesi yapılarak asmanın iç kısımlarına kadar iyi bir havalanma ve güneşlenme sağlanmalıdır. ‘Kimyasal mücadele’ 1. İlaçlama: Sürgünlerin 25-30 cm uzunlukta olduğu dönemde, 2. İlaçlama: Çiçeklenme öncesi, çiçek tomurcuklarının ayrıldığı dönemde, 3. İlaçlama: Tanelerin saçma iriliğinde olduğu dönemde, 4. ve sonraki ilaçlamalar: Üçüncü ilaçlamadan sonra hastalık gelişimi ve kullanılan ilacın etki süresi dikkate alınarak ben düşme dönemine kadar yapılmalıdır. Son ilaçlama ile hasat arasında gerekli bekleme süresine dikkat edilmelidir.”