SAĞLIK - 11 Eylül 2019 Çarşamba 10:53

Çocuklarda kabızlığın sebepleri ve çareleri

A
A
A
Çocuklarda kabızlığın sebepleri ve çareleri

Bursa Burtom Özlüce Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr.

Bursa Burtom Özlüce Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Tarım, çocuklarda kabızlık ile ilgili önemli bilgiler verdi.


Çocukların beslenmesinden aileden gelen genlerine kadar birçok unsurun kabızlığa sebep olduğunu ifade eden Dr. Ayşe Tarım, anne ve babaları uyardı. Kabızlığa karşı daha duyarlı olunması gerektiğini dile getiren Tarım, "Kabızlık çocuklarda sık karşılaşılan bir problemdir. Kabızlık şikayeti olan çocuğun dışkılama sıklığı azalmıştır,sert ve kuru şekilde dışkılama yapar. En sık görülen nedenler arasında erken tuvalet eğitimi ve diyetteki değişiklikleri sayabiliriz.


Belirtiler: Haftada 3’den az dışkılama, dışkının sert kuru olması, dışkılama sırasında zorlanma, karın ağrısı, çocuğun iç çamaşırında yumuşak şekilsiz dışkı izi, sert dışkının üstünde kan izi olabilir. Kabızlık genellikle dışkı barsak içinde çok yavaş ilerlediğinde ortaya çıkar. Dışkıyı tutma; çocuklar genelde oyunu kesip tuvalete gitmek istemezler yada tuvaletten korkarlar. Bazı çocuklar da ev dışındaki tuvaletleri kullanmak istemezler. Kalın ve sert dışkının oluşturduğu ağrıdan dolayı tutmayı tercih ederler. Tuvalet eğitimi; eğer tuvalet eğitimine cok erken ve çocuk hazır olmadan başlanırsa çocuk dışkılamayı reddeder. Eğer bu olay inat seviyesine ulaşırsa bilinçli olan tutma durumu bilinsiz olarak dışkı tutmaya dönüşür. Beslenme değişiklikleri; eğer çocuğun beslenmesinde yeterli lif içeren sebze ve meyve yoksa kabızlık kaçınılmazdır. Rutin hayattaki değişiklikler; çocuğun günlük düzenini etkileyecek yolculuk, sıcak hava yada stres bağırsak çalışmasını etkileyebilir. Bazen okula ilk başladıkları günlerde de kabızlık oluşabilir. İnek sütü allerjisi; bazı çocuklarda inek sütü ve süt ürünlerine karşı allerji oluşabilir. Kabızlık nedenleri arasında unutmamamız gereken bir nedendir. Aile hikayesi; ailesinde kabızlık sorunu yaşayan fertler olan çocuklarda da genetik olarak eğilim olabilir. Tıbbı sorunlar; bazen yapısal barsak anomalileri, metabolik, hormonal ve sindirim sisteminin sorunları, sinir sistemini etkileyen durumlar da sebep olabilir" dedi.


Tarım şunları söyledi:


"Hareketsiz, sedanter hayat, yeterli lif almayan çocuklar, yeterli sıvı almayanlar, kalınbarsağı ve makatı etkileyen tıbbı sorunlar, bazı nörolojik hastalıkları olanlar risk altındadır. Komplikasyonlar: Kabızlık rahatsızlık verici bir durum olmasına rağmen çok büyük sıkıntılara sebep olmaz. Eğer kabızlık kronikleşirse yani uzun süre devam ederse bazı sorunlar oluşur. Makatta ağrıya neden olan çatlaklar meydana gelebilir. Makattan kanama olabilir. Rektal prolapsus denilen kalın barsağın makattan dışarı sarkması görülebilir. Enkoprezis denilen şekilsiz sıvı şeklinde dışkı kaçırma meydana gelebilir. Eğer çocuktaki kabızlık 2 haftadan uzun sürüyorsa ya da kabızlıkla beraber ateş, kusma, beslenmeyi reddetme, dışkıda kan, karında şişlik, kilo kaybı, karın ağrısı, idrar yapmada sorunlar, bele vuran ağrı, bacaklarda kuvvet kaybı, makattan sarkan kalın bağırsak bölümünün olması gibi durumlarda acilen doktora basvurmak gerekir".


Kabızlığı önlemek için neler yapılabileceği ile ilgili de bilgi veren Uzm. Dr. Ayşe Tarım, beslenmenin önemine vurgu yaparak, "Lif içeriği yüksek gıdalar düzenli alınmalı(armut, kayısı, erik, lif içeriği yüksek tahıllar, brokoli, ıspanak, salatalık, yemeklere katılmış zeytinyağı gibi), su alımının arttırılması, günlük fizik hareketlerin arttırılması, düzenli olarak tuvalete gitme alışkanlığını sağlamak. Tuvalet alışkanlığı kazandırmak için küçük çocukları cesaretlendirmeye yönelik ufak hediyeler verilebilir. Bunlar çıkartmalar, boyama kitapları olabilir. Altına kaçıran çocuk cezalandırılmamalıdır. Eğer çocuk düzenli ilaç kullanıyorsa kabızlığa neden olup olmayacağı doktoruna danışılmalıdır" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Sibergöz operasyonlarında 48 gözaltı daha İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Antalya merkezli 13 ilde icra edilen ‘Sibergöz-35’ operasyonları çerçevesinde 48 şüphelinin yakalandığını bildirdi. Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Bakan Yerlikaya, “Kaş Cumhuriyet Başsavcılığı, Jandarma Genel Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Antalya İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu Antalya merkezli Adana, Balıkesir, Batman, Hatay, İstanbul, Kocaeli, Manisa, Mardin, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Tekirdağ’da ‘Sibergöz-35’ operasyonu düzenlendi. 48 şüpheli yakalandı Bilişim sistemlerini kullanarak nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyen şüphelilerin; hazırladıkları sahte site ve sosyal medya hesaplarında, güven sağlamak amacıyla sahte ‘TURSAB’ belgesi kullandıkları, Kaş, Kalkan, Finike, Patara, Adrasan, Çıralı ve Olimpos bölgelerinde yer alan villalara yönelik detaylı keşif yaptıkları, villalarının sahibiymiş gibi bu villaları kiralamak isteyen 110 vatandaşımızı sahte sosyal medya hesapları açarak dolandırdıkları ve bu siteler üzerinden Havale/EFT yöntemiyle ödeme aldıkları tespit edildi. Şüphelilerin banka hesaplarında 500 milyon lira para hareketliliği olduğu belirlendi. Operasyonlar sonucu, çok sayıda dijital materyale el konuldu” ifadelerine yer verdi. (ALİ-
Tunceli Tunceli’de Urartu mağaralarının bilinmeyenlerini halk hafızası yaşatıyor Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde bulunan Urartu mağaraları resmi olarak bilinenlerin dışında, resmi olmayan bilgilerle sözlü tarih olarak halk hafızasında yaşatılıyor. Resmi kayıtlarda Derviş Hücreleri, yöre halkı tarafından İn Delikleri olarak adlandırılan tarihi mağaralar, halk hafızasında dilden dile söylenen rivayetlerle ihtişamını arttırıyor. Çemişgezek ilçe merkezinin batısında Tağar Çayı Vadisinde kaya üzerine konut amaçlı oyulmuş 20 civarında oda bulunuyor. Urartular dönemine ait olduğu bilinen mağaralar, üç kat halinde sıralı odalar ve bu odaları aydınlatan büyük pencereler ile uzun koridorlardan oluşuyor. ’’Tağar Çayının İn Deliklerinin önünden geçtiği anlatılıyor’’ Derviş Hücrelerini anlatan Araştırmacı Yazar Kağan Gökalp, tarihi mağaralar hakkındaki bilgi verdi. Kendisi de Çemişgezekli olan Gökalp, "İn Delikleri yani Derviş Hücreleri hakkında tarihi bilgiler var. Bunun yanı sıra bir de halk hafızasında olan sözlü kültür geleneğiyle günümüze ulaşan bilgiler var. Kaybolmaması adına bunlardan sizlere bahsetmek istiyorum. İn Delikleri resmi kayıtlarda bilindiği gibi Urartular döneminde yapılmış tarihi yapıdır. Fakat tarihin çok eski dönemlerinde İn Deliklerinin önünden Tağar Çayının daha yüksekte yani vadi yatağının İn Deliklerinin önünden geçtiği anlatılmaktadır. Hatta İn Deliklerindeki yaşayan insanların o dönem itibariyle oradan iplere bağlı kovalarla Tağar Çayından su aldıkları anlatılmaktadır. Tabi burası çöküntü bir alan olduğu için zamanla suyun aşındırması ve jeolojik olaylarla birlikte, şimdi Tağar Çayının kotu İn Deliklerinin seviyesinden aşağıya düşmüş durumdadır. Bu anlatılan halk hafızasında canlılığını koruyan bir anlatım şeklidir. Ayrıca ilçemizin Kale Mahallesi’nde kaya mezarları var. Oranın da İn Delikleri ile ilişkili olduğu biliniyor’’ dedi. Mağaraların kullanılış amacı ile ilgili bilgi veren Gökalp, konuşmasına şöyle devam etti: ’’Dönemin Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak Paşa Tunceli’yi ziyaretinde Çemişgezek ilçemizi de ziyaret etmiştir. Bu ziyaret esnasında tarihi kayıtlardan veya sözlü kültürden edindiği bilgiye, düşünceye istinaden, Kale Mahallesi’nden İn Deliklerine, Tağar Vadisinin altından bir geçit olduğu bilgisiyle orayı araştırıp bulmak istediği söylenmektedir. İlçemizin Kale Mahallesi’nde kaya mezarı olarak bilinen Nergiz kaya olarak tanımlanan kayaların olduğu bölgede bu geçidi bulma çalışmalarına Fevzi Çakmak Paşa bizzat katıldığı söylenmektedir. Bu da halk hafızasında yer alan, büyüklerimizden, dedelerimizden dinlediğimiz bir bilgi notu olarak zihinlerde kalsın istiyoruz. Hatta az ilerisinde Kara Mağara olarak bilinen yerin İn Deliklerinin askeri anlamda ileriyi gözetleme güvenlik noktası olarak, askeri öncü grupların beklediği bir yer olduğu anlatılmaktadır. Yani orası da Derviş Hücrelerinin bir parçasıdır. Asurlular savaşçı bir toplum olarak tarihte bilinir. Tarihi kayıtlar da bu şekilde geçer. Çemişgezek bölgesinin ele geçirilmesi sürecinde Urartular sağlam bir direniş göstermişler Asurlulara karşı ve İn Deliklerini bir türlü ele geçirememişlerdir. Nihayetinde Mırnahi diye tabir ettiğimiz İn Deliklerinin bulunduğu kayanın üstündeki düz araziden sepetlerin içerisinde okçuları İn Deliklerine salmak suretiyle, İn Deliklerini ele geçirme faaliyetini gerçekleştirmişlerdir. Bunu da rahmetli Erhan Saraçoğlu hocamızdan dinlemiştim. O da daha büyüklerden, yaşlılardan bu şekilde dinlediğini bizlere nakletmişti." (SA-YRT-