EKONOMİ - 29 Haziran 2020 Pazartesi 09:21

Milyonlarca çalışanı ilgilendiren fazla mesai kararı

A
A
A
Milyonlarca çalışanı ilgilendiren fazla mesai kararı

Milyonlarca işçiyi yakından ilgilendiren emsal niteliğindeki karar Yargıtay 9.

Milyonlarca işçiyi yakından ilgilendiren emsal niteliğindeki karar Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nden geldi. Yüksek Mahkeme, fazla mesai ücretlerinin işçinin aldığı son ücret üzerinden değil çalışmanın gerçekleştirildiği dönemde alınan ücret üzerinden hesaplanması gerektiğine hükmetti.


Üniversitenin tıp fakültesi yemekhanesinde taşeron firma bünyesinde çalışan şef garson, yemek ihalesini yeni bir taşeron firmanın almasıyla işten çıkarıldı. İş Mahkemesi’nin yolunu tutan şef garson; işine herhangi bir sebep bildirilmeksizin ve ihbar öneline uyulmaksızın son verildiğini, sözlü alarak yemek hizmeti ihalesini yeni bir şirketin aldığını ve bu şirketin kendisiyle çalışmak istemediğini söylediklerini dile getirdi.


Yeni şirketin eski şirkete ait tüm mutfak ve servis malzemelerini devir aldığını, bu durumun bu iki şirketin aslında birlikte hareket eden ve birbirinin devamı olan, aralarında organik bir bağ olan şirketler olduğunu gösterdiğini öne sürdü. Davacı işçi, bu iki şirket üzerinde asıl işveren statüsünde davalı üniversitenin olduğunu söyledi. Fazla mesai ve haftalık izin günlerinde çalışmalarının karşılığının ödenmediğini, dini ve milli bayramlarda kesintisiz olarak çalıştırılan davacının bu çalışmalarının ücretini de alamadığını, yıllık izin kullandırılmadığını ve karşılığının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin davalılardan tahsilini istedi. Davalı rektörlük ve yemek firmaları, davanın reddini istedi. Mahkeme, davanın kabulüne hükmetti. Kararı rektörlük temyiz etti.


Fazla mesai konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğuna dikkat çeken Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, fazla mesainin hangi şartlarda gerçekleşeceğini şöyle izah etti: "Bir işçinin günde en fazla fiilen 14 saat çalışabileceğinin kabulü gerekir. Bu durumda 24 saat çalışıp 24 saat dinlenme usulüyle yapılan çalışmalarda bir hafta 3 gün diğer hafta ise 4 gün çalışma yapılacağından, yasa hükmü gereğince, haftalık normal çalışma süresi dolmamış olsa dahi günlük 11 saati aşan çalışmalar fazla çalışma sayılmaktadır. Bu çalışma sisteminde işçi ilk bir hafta (3x3=) 9 saat takip eden hafta ise (4x3=) 12 saat fazla çalışma yapmış sayılmalıdır. Çalışma şeklinin 24 saat mesai 48 saat dinlenme şeklinde olduğu durumlarda ise, işçi birinci hafta 3 gün ikinci ve üçüncü haftalar 2 gün dördüncü hafta yine 3 gün çalışacağından, ilk hafta (3x3=) 9 saat, ikinci ve üçüncü haftalarda (2x3=) 6 saat, dördüncü hafta ise yine (3x3=) 9 saat fazla çalışmış sayılacaktır. 1475 sayılı önceki İş Yasasında günlük 11 saati aşan çalışmaların fazla çalışma sayılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığından, söz konusu Yasanın yürürlükte olduğu dönemde gerçekleşen, 24 saat çalışıp 48 saat dinlenme usulüyle yapılan çalışmalarda, haftalık 45 saatlik normal çalışma süresinden fazla çalışma yapılması mümkün olmadığından, işçinin fazla çalışma yaptığının kabulü mümkün değildir. Ancak değinilen yasa döneminde gerçekleşen 24 saat mesai 24 saat dinlenme usulüyle yapılan çalışmalarda, 4 gün çalışılan haftalarda (4x14=) 56 saat çalışma yapılacağından, sadece bu haftalarda işçinin haftalık (56-45=) 11 saat fazla çalışma yaptığının kabulü gerekir."



Fazla mesai nasıl hesaplanır


Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, emsal nitelikteki kararında, fazla mesai ücretlerinin çalışmanın gerçekleştirildiği dönemde işçiye verilen ücretler üzerinden hesaplanması gerektiği belirtildi. Kararda şöyle denildi:


"4857 sayılı İş Kanununun 41’inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, fazla çalışma saat ücreti, normal çalışma saat ücretinin yüzde elli fazlasıdır. İşçiye fazla çalışma yaptığı saatler için normal çalışma ücreti ödenmişse, sadece kalan yüzde elli kısmı ödenir. Kanunda öngörülen yüzde elli fazlasıyla ödeme kuralı nispi emredici niteliktedir. Tarafların sözleşmeyle bunun altında bir oran belirlemeleri mümkün değilse de, daha yüksek bir oran tespiti olanaklıdır. Fazla çalışma ücretinin son ücrete göre hesaplanması doğru olmayıp, ait olduğu dönem ücretiyle hesaplanması gerekir. Bu durumda fazla çalışma ücretlerinin hesabı için işçinin son ücretinin bilinmesi yeterli olmaz. İstek konusu dönemler açısından da ücret miktarlarının tespit edilmesi gerekir. İşçinin geçmiş dönemlere ait ücretinin belirlenememesi halinde, bilinen ücretin asgari ücrete oranı yapılarak buna göre tespiti gerekir. Ancak işçinin iş yerinde çalıştığı süre içinde terfi ederek çeşitli unvanlar alması veya son dönemlerde toplu iş sözleşmesinden yararlanılması gibi durumlarda, meslek kuruluşundan bilinmeyen dönemler için ücret araştırması yapılmalı ve dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirmeye tabi tutularak bir karar verilmelidir. Somut uyuşmazlıkta, dosyada yer alan imzasız ücret bordrolarında geçen fazla mesai tahakkuklarının bankaya ödenip ödenmediği araştırılmadan ve ödenmişse mahsup hususu düşünülmeksizin karar verilmesi hatalıdır. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Amasya Ayağından çıkardığı botlarını yaşlı depremzedeye giydirmişti, kahraman itfaiyecinin ani ölümü Merzifon’u yasa boğdu Kahramanmaraş’ta depremin yıktığı binanın enkazından kurtardıkları yaşlı adama ayağındaki botlarını çıkarıp giydirdiği görüntüleri gündem olan Amasya Merzifonlu itfaiyeci Kürşat Aydın, Samsun’da evinde ölü bulundu. Depremin sembolü o botlarını bir daha giymeyen 43 yaşındaki Aydın’ın ani ölümü memleketindeki sevenlerini yasa boğdu. Merzifon Belediye Başkanı Alp Kargı, başsağlığı mesajı yayınlayarak üzüntüsünü paylaştı. Olay, Samsun’un Atakum ilçesi Yeni Mahalle’de meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Amasya’nın Merzifon ilçesinde Merzifon Belediyesi’nde itfaiye personeli olarak çalışan Kürşat Aydın, ilaç mümessili olan eşi Mine Aydın tarafından Samsun’daki evinin banyosunda hareketsiz halde yerde yatarken bulundu. Olay yerine polis ve ambulans sevk edildi. Yapılan kontrolde Kürşat Aydın’ın olay yerinde hayatını kaybettiği tespit edildi. Aydın’ın cansız bedeni savcının olay yerindeki incelemesinin ardından otopsi için Adli Tıp Kurumu Samsun Grup Başkanlığına gönderildi. Kesin ölüm sebebinin otopsi sonucu belli olacağı öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremlerin ardından Amasya’nın Merzifon ilçesinden hızlı bir şekilde Kahramanmaraş’a giden Merzifon Belediyesi itfaiye ekipleri, Trabzon Caddesi’nde çöken apartmanın enkazından 36 saat sonra yaşlı bir adamı sağ çıkardı. O sırada itfaiyeci Kürşat Aydın yalın ayak olduğunu gördüğü yaşlı adama kendi botlarını çıkararak giydirdi. Botları giyerken şaşırıp “Sen ne yapacaksın?” diye soran yaşlı adama da, “Sen bizi düşünme. Biz giyeriz bir şey” şeklindeki cevabıyla da yürekleri bir kez daha ısıtmıştı. Kurtarma çalışmalarının yoğunluğu nedeniyle ismini bile soramadıkları yaşlı adamın birkaç saat sonra botları geri getirdiğini ve aralarında geçen diyaloğu asla unutamayacaklarını anlatan Kürşat Aydın, "Botlarımı o günden beri giymiyorum. İtfaiye Müdürlüğümüzde duruyor. Bizim için depremin sembolü oldu" diye konuşmuştu.
Çorum Osmancık’ta üreticilere 18 ton çeltik tohumu dağıtıldı Çorum’un Osmancık ilçesinde, çeltik üretimini arttırmak amacıyla üreticilere 18 ton çeltik tohumu dağıtıldı. Tarım İl Müdürlüğü tarafından “Çeltik Üretiminin Yaygınlaştırılması ve Geliştirilmesi” projesi kapsamında yüzde 50’si bakanlık destekli maliyeti 890 bin lira olan 18 ton çeltik tohumu üreticilere teslim edildi. Osmancık İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen Çeltik tohumu dağıtım törenine Vali Yardımcısı Muhammet Gürbüz, Osmancık Kaymakamı Ayhan Akpay, Çorum İl Tarım ve Orman Müdürü Hayrullah Göktekin, İl Müdür Yardımcısı Bayram Rıdvan Dikici ile Osmancık İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü personeli ve üreticiler katıldı. Proje teslim töreninde konuşan İl Tarım ve Orman Müdürü Hayrullah Göktekin, “Çorum’da toplamda 551 bin 284 ha tarım arazisi bulunmakta, 410 bin 341 ha alanında tahıl üretimi yapılmaktadır. Osmancık ilçemizde ise 234 bin 657 ha tarım alanının 14 bin 223 ha tahıl üretimi yapılmaktadır. 2023 yılında 6 bin hektar alanda çeltik üretimi yapılarak 52 bin ton üretim gerçekleştirilmiştir. Bu miktarın 33 bin tonu Osmancık ve Kargı ilçelerimizden karşılanmaktadır" dedi. Çeltik ekimi, dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca hane için önemli bir faaliyet ve gelir kaynağı olduğunu hatırlatan İl Müdürü Göktekin, "Çeltik günlük yaşamda belki de göz ardı ettiğimiz ancak hayatımızı derinden etkileyen bir tarım ürünüdür. Bir avuç çeltik, binlerce sofrayı donatırken; çiftçimize gelir kaynağı, sofralarımıza bereket, ekonomimize ise büyük katkı sağlamaktadır. Artan dünya nüfusu, yükselen refah seviyesi ve buna bağlı olarak alışkanlıkların değişmesiyle ülkemizde olduğu gibi ilimizde de çeltik üretimi artma eğilimi göstermektedir. Kar, yağmur, çamur, fırtına, kuraklık demeden alın terini toprağa akıtarak ekmeğini kazanan değerli çiftçilerimiz, adeta toprağı berekete dönüştürmekte, nasırlı elleri ile tarlanın her bir köşesindeki sabrı ve emeği ile geleceğimizi yeşertmektedir. Aşık Veysel gibi “Benim sadık yârim kara topraktır” diyen, toprağa sevdalı, toprağa gönülden bağlı bir millet olarak gönül bağımızı siz değerli çiftçilerimiz sayesinde hiç koparmayacak, güçlü bir tarım için omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz. İlimizde çeltik üretimini arttırmak amacıyla maliyeti toplamda 890 bin TL olan ve yüzde 50’si Bakanlığımızın katkıları ile hazırlanan “Çeltik Üretiminin Yaygınlaştırılması ve Geliştirilmesi” projemizi gerçekleştirmiş bulunmaktayız. Proje kapsamında 18 ton çeltik tohumunu siz değerli çiftçilerimizin kullanımına sunarak üretim alanlarımızı arttırmayı planlamaktayız. Böylece dünya nüfusunun üçte ikisinin tükettiği pirinç üretimimiz artacak, üretim arttıkça sofralarımızdaki bereket artacak, çiftçimiz güçlenecek ve dünya pirinç pazarındaki etkinliğimiz artacaktır" şeklinde konuştu.
İstanbul Gaziosmanpaşa’da sokak hayvanlarına şefkat eli Gaziosmanpaşa Belediyesi Sokak Hayvanları Tedavi ve Geçici Bakımevi, sokaklardaki can dostları için sıcak bir yuva olmaya devam ediyor. Son bir yılda yaklaşık 8 bin cana dokunan bakımevinde tedavi, aşılama, kısırlaştırma ve sahiplendirme çalışmaları aralıksız sürüyor. Gaziosmanpaşa Belediyesi Sokak Hayvanları Tedavi ve Geçici Bakımevi, ilçedeki sokak hayvanlarının muayene, ultrasonografik muayene, tedavi, müşahede, kuduz aşısı, kısırlaştırma ve tüm diğer operasyonel işlemlerini gerçekleştirmeyi sürdürüyor. Tedavi edilecek veya kısırlaştırılacak hayvanlar, belediye ekiplerince bulundukları bölgeden alınıp, gerekli müdahaleler yapıldıktan sonra 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre alındığı noktaya geri bırakılıyor. Bin 120 patili dost aşılandı Gaziosmanpaşa Belediyesi, halk sağlığını koruma adına ilçedeki sahipli, sahipsiz fark etmeksizin tüm hayvanlara kuduz aşısı yapıyor. Hayvanların parazit enfestasyonlarına yönelik gerekli aşılama ve tüm tedaviler de ücretsiz olarak uygulanıyor. Bu kapsamda Gaziosmanpaşa Belediyesi bünyesinde görev yapan veteriner hekimler tarafından son 1 yılda bin 120 hayvana kuduz aşısı yapıldı. 5 bin 791 tedavi, 949 kısırlaştırma işlemi yapıldı Ekipler, ilçede yaralı, engelli, hasta ya da bakıma muhtaç hayvanları yalnız bırakmıyor. Tedavi ve klinik hizmetleriyle son bir yılda 5 bin 791 hayvanı sağlığına kavuşturan ekipler, sokak hayvanlarının sağlıklı üremesi, popülasyonunun kontrol altında tutularak, çevre ve insan sağlığının korunması adına 949 kısırlaştırma işlemi gerçekleştirdi. Yeni ailelerine kavuştular Gaziosmanpaşa Belediyesi Sokak Hayvanları Tedavi ve Geçici Bakımevi, “satın alma sahiplen” anlayışıyla patili dostları yeni yuvalarına kavuşturmaya devam ediyor. Merkezde veterinerler tarafından tedavileri tamamlanan, kısırlaştırılan ve gerekli bakımları yapılan 127 sokak hayvanı sahiplendirilerek yeni ailelerine kavuşturuldu.