YEREL HABERLER - 06 Ocak 2012 Cuma 15:31

ÇOCUĞUNUZ TELEVİZYONUN ESİRİ OLMASIN

A
A
A
ÇOCUĞUNUZ TELEVİZYONUN ESİRİ OLMASIN

Medical Park Özel Bursa Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Uzmanı Dr. Özlem Köroğlu Balcı, tv izlemenin çocukları olumsuz etkilediğini söyledi.
TV izleme sürelerinin tüm ülkelerde çocuk ve ergenlerde yüksek olduğuna işaret eden Balcı, "Erkekler, büyük çocuklar, düşük sosyo ekonomik düzeyli çocuklar daha fazla TV izlemektedirler. Türkiye’de yapılan araştırmalar çocukların günde 2 saatten fazla TV izlediğini göstermektedir. Oysa Amerika pediatri akademisi, 2 yaşın altındaki çocuklara TV izlettirilmemesi, 2 yaşın üzerindeki çocukların ise günde 2 saatten daha az TV izlemelerini tavsiye etmektedir. Televizyonun çocuğun fiziksel gelişimi üzerine doğrudan ya da dolaylı olumsuz etkileri aşırı kilo, şişmanlık, ortopedik sorunlar, görme bozuklukları ile cinsel tutum ve davranış değişikliğidir. Televizyonun psiko-sosyal olumsuz etkileri ise öğrenme bozukluğu, iletişim güçlüğü, dikkat eksikliği, uyku bozukluğu, agresif ve antisosyal davranışlar, arkadaş ilişkilerinin azalması alkol, sigara, gibi zararlı madde bağımlılığıdır" dedi.
Aşırı kilo alımı veya obezite ile uzun süreli TV izlenmesi ve TV’ de gösterilen gıda reklamları arasında pozitif ilişki olduğunu anlatan Balcı, "Fiziki faaliyetin azalması, yeme alışkanlıklarının değişmesi ve fazla kalorili yiyecekler kilo alımını arttırmaktadır. Çocuğun agresif ve anti sosyal davranış göstermesinde şiddet içeren film, dizi ve reklamların izlenmesi ve verilen sosyal rolün etkisi vardır. Bazı aileler şiddet içeren filmleri küçük çocuklarıyla birlikte izlemekte bir mahzur görmemektedir. Çizgi filmlerde dahil birçok TV programı şiddet içermesine rağmen şiddeti yeren programlara ise yer verilmediği görülmektedir. Çocukların TV’ de şiddet uygulayan kişileri veya kahramanları rol model olarak benimsemesi antisosyal davranışların gelişmesini kolaylaştırmaktadır" diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul BankPozitif’ten kredi notu artışı değerlendirmesi Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in mart ayındaki not artışının ardından bir kredi notu artışı da Standard & Poor’s’tan geldi. S&P, Türkiye’nin kredi notunu "B"den "B+"ya yükseltirken, kredi notu görünümünü ise "pozitif" olarak korudu. S&P Global raporuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan BankPozitif Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erkan Kork, beklentiler doğrultusunda yapılan kredi notu artışının kararlılıkla uygulanan ekonomi programının bir sonucu olduğuna vurgu yaptı. Dr. Erkan Kork, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ekonomi yönetimi büyük bir emek veriyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in nasıl bir özveri gösterdiğine iş dünyası olarak şahitlik ediyoruz. Yapılan kredi notu artışları Türkiye’nin potansiyelinin çok altında olsa da yabancı ilgisinin arttığı bu dönemde önem arz ediyor. Enflasyonla mücadele ederken, büyümeyi de başarabilen bir ekonomi var. Daha fazla sermaye girişi için gerekli rasyonel zemine sahip bir Türkiye var. Bu not artışları yılın ikinci yarısından itibaren bambaşka bir tabloyla karşılaşacağımızın işaret fişekleridir. Enflasyonun gerilemesiyle özellikle sonbaharın Türkiye için not artışlarının olduğu bir mevsim olacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı. ”Yatırımcının Türkiye’ye ilgisi artarak devam edecek" Kararın hem portföy hem de uluslararası doğrudan yatırımları olumlu etkileyeceğini belirten Dr. Erkan Kork, sözlerini şöyle tamamladı: “Ekonomi yönetiminin rasyonel adımları, öngörülebilir politikalar ve enflasyonun düşeceğine ilişkin beklentiler yabancı yatırımcı tarafından satın alındı. Yapılan not artışlarının yanı sıra Türkiye’nin, Dünya Bankası gibi dev kuruluşlarla yürüttüğü milyar dolarlık finansman anlaşmaları, haziran ayında gri listeden çıkılacak olması ve temel göstergelerde iyileşmenin devam etmesi ekonomiye olan güveni perçinleyecek. Türkiye, geçen yıl doğrudan yabancı yatırım projelerinde İspanya’yı geride bırakarak Almanya’nın ardından Avrupa’da 4’üncü sırada yer aldı. Ülkemizin önü açık ve daha gidecek çok yolumuz var. Uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisinin artarak devam edeceğini düşünüyorum."