YEREL HABERLER - 27 Mart 2014 Perşembe 15:25

Buz “içimizdeki Ateşi Dışarıya Çıkartmak İstedik”

A
A
A
Buz “içimizdeki Ateşi Dışarıya Çıkartmak İstedik”

Bursaspor Teknik Direktörü İrfan Buz, içlerinde bir ateş olduğunu ve onu dışarıya çıkartmak istediklerini söyledi.
Bursaspor’un Yeni Teknik Direktörü İrfan Buz, pazartesi günü oynanacak olan Fenerbahçe maçı öncesi Özlüce Tesisleri’nde basın toplantısı düzenledi. Galatasaray maçından önceki iki müsabakanın iyi geçmediğini hatırlatan Buz, “Moraller tamamen yerde dip yapmış ve mental olarak da iyi görünmeyen bir takım bizi üzdü. İnanılmaz derecede bir performans gösterdiyse, mücadeleye inanan ve sahaya yansıtan bir takım gördük. Çok önemli bir beraberlik aldığımızı düşünüyoruz. Oradaki skor çok önemliydi. 2-0’dan sonra dönmek bizi sevindirdi. Ne olursa olsun sevindik ve kesinlikle çok iyi müsabaka çıkardık. Ama bunun ikinci ayağı var. O yüzden ayaklarımızın üzerinde durmamız gerekiyor. İkinci maçta taraftarımızla birlikte bu olayı bitirip, finale çıkmak istiyoruz. Tamamen konsantre olup, iyi çalışmamız gerekiyor. Fenerbahçe maçıyla ilgili bugün çalışmalarımız başlıyor. Rakibimizin şuan ki performansı belli. Gerçekten zor bir maç olacak. Onun bilincindeyiz. Fenerbahçe güçlü bir rakip ama ne olursa olsun Bursaspor’a yakışır şekilde Galatasaray maçına nasıl çıktıysak yine aynısını yapmaya çalışacağız. En son 2009’daki galibiyetten sonra 5 senedir puan alınamıyor. Zorda olsa puan ya da puanlarla dönmek istiyoruz. Futbolcu arkadaşlarımızı aynı özveri ve inançla sahaya süreceğiz. En önemlisi puan alsak veya alamasakta Bursaspor’un mücadele şeklini orada göstermek istiyoruz” dedi.
“İÇİMİZDE BİR ATEŞ VARDI ONU DIŞARIYA ÇIKARTMAK İSTEDİK”
İlk maçı ile ilgili konuşan Buz, “Futbolcu açısından bakıldığında 2 maçı çok kötü oynanmış. Dip yapmış takım. Diğer yönden bizim için kupa çok önemli olduğu için ayrı bir motivasyon çıkarttı. Yönetimimiz ve başkanımız bizlerle birlikte çok iyi çalışma yaparak, iyi hazırlandık. Futbolcularda inandı. Onlarda gerçekten bu saatten sonra teknik direktörlük olayı yoktu. Ben o anda teknik direktörlük olayım yoktu. Bize yardımcı olmak için onlarda kenetlendi. Öyle bir performans ortaya çıktı. Herkes Bursaspor’u böyle özlüyor. İçimizde bir ateş vardı onu çıkartmak istedik. Orada benim ya da başkasının payı önemli değil. Önemli olan hepimizin, başkanımızın, arkadaşlarımızın özverisi. Bunları yansıttık sahaya ve böyle bir performans çıktı” diye konuştu.
“HESAP KİTAP YAPMIYORUZ”
Hesap kitap yapmadıklarını vurgulayan Buz, şöyle devam etti:
“Biz her zaman önümüzdeki maça bakıyoruz. Bizim için önemli olan ateşi sahaya sürmek ve Bursaspor’a layık olmak. Bursaspor’un özlediği futbolu oynamak. En önemlisi bu. 3-4 maç sonra buradayız hiçbir şey getirmez. Her maça tek tek bakıp, final havasında çıkacağız. Önemli olan yüreğini ortaya koyup, mücadele etmek.”
“BEN HIRSIMI FUTBOLCULARIMDAN ALIYORUM”
Belli bir süreç içerisinde kendini ifade edemediğini söyleyen yeşil-beyazlı takımın teknik direktörü İrfan Buz, “Şimdi beni yeni tanımaya başladınız. Ben heyecanlı bir teknik adamım, takımı ateşleyen. Bunu da sahada futbolcularımdan bekliyorum. Mental olarak iyi çalışarak, hedeflerimize gitme adına çalışacağız. Futbolcu arkadaşlarımızla bunu konuştuk. Hedeflerimiz devam ediyor. Bu konuda hırsımızı da ortaya koyduğumuz zaman bunu sahada göstereceğiz. Siz yaşayıp, bunu gösteriyorsunuz arkanızdaki insanlarda gösterebiliyor. O yüzden ben hırsımı futbolcularımdan alıyorum. Onları sahaya yansıtmaya çalışıyoruz. Bursa’da inanılmaz derecede sevgi seline boğuldum. Bu benim içir artı motivasyon oldu. Bunu da ortaya koyacağımıza inanıyorum” açıklamasını yaptı.
“KADRO DIŞI KALAN FUTBOLCULARLA İLGİLİ ÇALIŞMAMIZ OLMADI”
Kadro dışı kalan futbolcularla ilgili soruya Buz, “Kadro dışı kalan futbolcularla görüşmek gerekiyor. Yeniden değerlendireceğiz. Kadro dışı kalan futbolcularla bir çalışmamız olmadı. Süreç kısa olduğu için diğer sonuçlara gitmek zorunda olduğumuzdan, hemen reaksiyon göstermek zorundayız. Kadroda bulunan arkadaşların bunu başaracağına inanıyorum” şeklide cevap verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gölbaşı’nda ata tohumları toprakla buluştu Gölbaşı Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nce üretilen yerli ata tohumları, Belediye Başkanı Yakup Odabaşı’nın da katıldığı programda toprakla buluştu. Gölbaşı Belediyesi, yerli ve milli ata tohumlarına sahip çıkıyor. Her yıl olduğu gibi bu yılda Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından üretilen ata tohumları, Belediye Başkanı Yakup Odabaşı ve Şehit Hakan Can TOKİ Anaokulu öğrencilerinin katıldığı ‘Ata Tohum Serpme Programı’nda toprakla buluştu. Yerli tohum geleneğini yeniden canlandırmak amacıyla Gölbaşı Belediyesi serasında üretilen tohumların ekimi sırasında Odabaşı, çocuklarla tek tek ilgilendi. Programda domates, biber, salatalık tohumlarının ekimi gerçekleştirildi. Belediye Başkanı Odabaşı yaptığı konuşmada, “Belediye olarak teknolojinin nimetlerinden yararlanırken, geçmişimizi de unutmuyoruz. Bu tohumlar bize atalarımızın emaneti. GDO’suyla oynanmamış, yerli ve milli tohumlar. Bu tohumları müdürlüğümüzün serasında fide haline getirip vatandaşlarımıza dağıtıyoruz. Vatandaşlarımızın sağlıklı ürünler tüketmesini sağlıyoruz. Biz kültürümüze sahip çıkıyoruz. Bu tohumları gelecek nesillere aktarmak için de koruma altına aldık. Bugün çocuklarımızın tohumları toprakla buluşturduğu anlarda yaşadıkları heyecana tanık olduk. İnşallah geleceğin ziraat mühendisleri, bakanları bu çocuklarımızın arasından çıkacak. Onların da bu ata tohumlarına sahip çıkacağına inancımız tam" dedi. Odabaşı, etkinliğe katılan çocuklara hediyeler de verdi. Program hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından sona erdi.
Sivas Doktorlar bildiri yayınladı: “Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyoruz" Suşehri Devlet Hastanesi çalışanları, İsrail’in Gazze halkına yaptığı katliamlara dikkat çekmek amacıyla hastane önünde toplanıp bildiri okuyarak, açılan dövizlerle Gazze halkına destek verdiler. Suşehri Devlet Hastanesi binası önünde gerçekleştirilen eyleme Suşehri Devlet Hastanesi hekimleri ve çalışanlar katıldı. Suşehri Devlet Hastanesi Diş Hekimlerinden Merve Matur’un Gazze zulmüyle ilgili okuduğu bildiride, “ İsrail’in 2023 Ekim ayında Gazze Şeridi’ne yönelik önce hava saldırıları, ardından kara harekatı şeklinde işgal girişimi 5 ayı aşkın süredir şiddeti tırmanarak sürüyor. Bu süreçte çok sayıda çocuk, kadın, yaşlı ve sivil hayatını kaybetti. Ayrıca halkın önemli bir kısmı göç etmeye zorlandı. İsrail savaş hukukunu tamamen ayaklar altına alarak dokunulmazlığı olan hastaneler, sağlık kuruluşları, ibadethaneler gibi özel mekanlara da saldırılarda bulundu. Dünya halklarının ve onurlu insanların aylardır seslendirdiği üzere bizde Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyor, her zaman Gazze halkının yanında olduğumuzu beyan ediyoruz’’ dedi. “İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor” İşgalci İsrail’in insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza attığını söyleyen Uzman Doktor ve Psikiyatri Uzmanı Mücahit Gökduman, “Burada İsrail’in yatığı insanlık dramına ve soykırıma dikkat çekmek için toplandık. Filistin toprakları, yağmalanıyor, işgal ediliyor, insanlar acımasızca öldürülüyor. İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor. Gazze’de çalışan sağlık çalışanlarının hepsi bu durumdan etkilenmiş durumda. Gazze’de gözyaşı var, kan var, zulüm var fakat sabır da var, direniş de ve tevekkül de var’’ dedi. Yapılan açıklamaların ardından sağlık çalışanları görev yerlerine dağıldı.
İstanbul Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifika belgesi olan firmalar bunlara dikkat Uluslararası ticarette gümrük süreçleri ve Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) yerinde izleme konusunda açıklamalarda bulunan Gümrük Müşaviri Barış Çakır, “YYS belgesine sahip olan firmaların bu belgeyi güncel ve sürdürülebilir kılmaları son derece önemlidir. Özellikle belirli aralıklarla yapılan yerinde izleme ve saha denetimleri, firmaların belgeyi güncel tutmaları ve uyum sağlamaları açısından hayati bir rol oynamaktadır” dedi. Asset GLI Risk ve Yasal Uyum Koordinatörü Barış Çakır, uluslararası ticarette gümrük süreçleri ve YYS yerinde izleme konusunda açıklamalarda bulundu. Dünya genelinde dış ticaret, sürekli değişen dinamiklerle karşı karşıya kaldığını belirten Çakır, “Her ülkenin güvenlik endişeleri, politik duruşları ve potansiyel tehditler ticaretin düzenlenmesinde ve denetlenmesinde sürekli yeni düzenlemelerin gündeme gelmesini sağlıyor. Bu durum, gümrük düzenlemelerinin ve uluslararası ticaretin belirleyici unsurlarının sürekli gözden geçirilmesini gerektiriyor” dedi. “Belgenin güncel tutulması hayati bir rol oynamakta” Çakır, “Son yıllarda, uluslararası ticarette artan güvensizlik ortamı, ticaretin emniyet ve güvenlik önlemlerini daha da ön plana çıkardı. Bu çerçevede, Ticaret Bakanlığı tarafından 2013 yılında başlatılan ve ülkemizde Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) olarak bilinen uygulama, ticarette kolaylaştırma ve daha az denetlenme hakkı tanımakta ve ticaretin hızlanmasını amaçlamaktadır. Ancak, YYS belgesine sahip olan firmaların bu belgeyi güncel ve sürdürülebilir kılmaları son derece önemlidir. Özellikle belirli aralıklarla yapılan yerinde izleme ve saha denetimleri, firmaların belgeyi güncel tutmaları ve uyum sağlamaları açısından hayati bir rol oynamaktadır” diye konuştu. “YYS başvuru belgelerinin tekrar ibrazı kritik bir adımdır” Çakır, yerinde izleme ve saha denetimi sürecinde, firmaların ilk olarak sunmuş oldukları başvuru formlarının güncel versiyonlara uygun olması gerektiğini ifade ederek, “Ayrıca, yazılı usullerin uygulanması aşamasında, firmaların tesis bilgilerinin güncel ve eksiksiz olması büyük önem taşımaktadır. YYS başvuru belgelerinin tekrar ibrazı da kritik bir adımdır. Başvuru sırasında sunulan belgelerin, YYS şartlarını karşılayıp karşılamadığı kontrol edilmekte ve güncel halleriyle tekrar sunulması istenmektedir. Bu süreçlerin yönetilmesinde, bölge müdürlüklerinin başvuru ve inceleme süreçleri oldukça kritiktir. Belgelerin eksiksiz ve uyumlu olması için bölge müdürlükleri tarafından detaylı kontroller yapılmaktadır. Eğer eksik bilgi veya belge tespit edilirse, firmadan bu eksikliklerin giderilmesi talep edilir” şeklinde konuştu. “Belgenin sürdürülebilir kılınması, ticaretin güvenilir bir şekilde devam etmesini sağlayacaktır” Genel Müdürlük incelemesi ise sürecin en kapsamlı noktasını oluşturduğunu söyleyen Barış Çakır, “Ek-2 soru formu ve diğer yazılı beyanların uyumluluğu Genel Müdürlük tarafından titizlikle incelenir. Eksik bilgi veya belge tespit edilirse, firmadan eksikliklerin giderilmesi talep edilir ve süreç bu şekilde devam eder. Son olarak, saha denetimi aşamasında müfettişler tarafından fiziki şartların incelenmesi ve değerlendirilmesi büyük önem taşır. Bu süreçte, yazılı beyanlarla fiziki şartların uyumlu olup olmadığı kontrol edilir ve sürecin sonlandırılmasına karar verilir. Ticarette kolaylaştırma ve hızlanma adına büyük öneme sahip olan YYS statüsü için süreçlerin profesyonellerce yönetilmesi ve belgenin sürdürülebilir kılınması, ticaretin güvenilir bir şekilde devam etmesini sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
İstanbul Münevver Karabulut’un babası, Cem Garipoğlu’nun otopsi fotoğraflarını yorumladı Süreyya Karabulut, otopsi raporlarında yer alan fotoğrafların Garipoğlu’na ait olduğu konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Cem Garipoğlu tarafından katledilen Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, 10 yıl sonra ortaya çıkan otopsi fotoğrafları hakkında ilk kez konuştu. Sunuculuğunu Nur Tuğba Namlı ve Hakan Ural’ın yaptığı, Kanal D’nin sevilen programı “Neler Oluyor Hayatta”nın bugünkü son bölümünde çok konuşulacak bir telefon bağlantısı gerçekleştirildi. “Fotoğraflara inanmıyorum” Süreyya Karabulut, otopsi raporlarında yer alan fotoğrafların Garipoğlu’na ait olduğu konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Dava sürecinde adli tıp kurumunda yapılan şaibeli işlemlere dikkat çekerek şunları söyledi: “Fotoğraflarla bu iş olur mu? Fotoğraflarla bu iş olmaz. Dublörünü yapar yollarlar. Geçmişte adli tıp kurumunda uğradığım haksızlıktan sonra, ben nasıl odur diyeyim yani. İnanmıyorum. Kumpasın içindeyim.“ “Mezarın açılmasını istiyorum” Fotoğraflarla şüphelerinin giderilmediğini söyleyen Süreyya Karabulut, mezarın açılması gerektiğini şu sözlerle dile getirdi: “İşi ört bas etmek isteyen güçlü bir aile var karşımda. Ben nasıl inanayım, nasıl güveneyim? Bir an önce mezarın açılmasını talep ediyorum. Ben fotoğraflardan tatmin olmadım. Mezarın açılmama kararındaki ısrar, beni daha da şüpheye düşürüyor. İlahi adalet diye bir şey var. Er ya da geç adalet yerini bulacak. Mezarın açılması için mücadele etmeye devam edeceğim.“