YEREL HABERLER - 14 Mart 2012 Çarşamba 17:46

ORHANGAZİ MEYDANI’NIN EN GÜZEL PROJELERİ ÖDÜLLENDİRİLDİ

A
A
A
ORHANGAZİ MEYDANI’NIN EN GÜZEL PROJELERİ ÖDÜLLENDİRİLDİ

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdikleri Orhangazi Meydanı’nın yeniden dizaynına yönelik proje yarışmasında dereceye giren eser sahipleri, düzenlenen törenle ödüllerini aldı. Başkan Altepe, Orhangazi Meydanı’nı günümüz şartlarına uygun, daha çağdaş ve vizyoner bir bölge haline getirmek istediklerini belirterek, fikir ve projeleriyle kendilerine katkı sunan tüm yarışmacılara ve jüri heyetine teşekkür etti.
Büyükşehir Belediyesi, zamanın olumsuz etkileriyle görsel ve fonksiyonel bozulmalar yaşanan meydanı yakın çevresiyle birlikte tarihi kimliğine ve vatandaşların ihtiyaçlarına hizmet edecek şekilde yeniden düzenlenmesi amacıyla proje yarışması düzenlemişti. Şehir kimliği açısından çok büyük önem taşıyan meydanın projelendirme sürecinde farklı bakış açılarının değerlendirilmesi amacıyla düzenlenen ‘Orhangazi Meydanı ve Çevresi Kentsel Tasarım Proje Yarışması’na katılan 61 eser arasında ilk 3 derecenin yanı sıra 5 eser mansiyona, 5 eser de satın almaya layık görülmüştü. Uludağ Üniversitesi Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Akıncıtürk’ün başkanlığındaki alanında uzman isimlerden oluşan jüri tarafından titizlikle yapılan değerlendirme sonucu dereceye giren eser sahipleri Atatürk Kongre Kültür Merkezi Müzeyyen Senar Sergi Salonu’nda düzenlenen törenle ödüllerini aldı.
BURSA’NIN BULUŞMA NOKTASI
Ödül töreni ve kolokyum öncesi konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, 61 projenin katıldığı yarışmada birinci olan eserin oy birliğiyle seçilmesinin ne kadar doğru bir iş yaptıklarının göstergesi olduğunu söyledi. Orhangazi Meydanı’nın yine 1985 yılında düzenlenen bir yarışma projesinin uygulanması sonucu bugünkü şeklini altığını ifade eden Başkan Altepe, “Ancak zaman içinde meydanın yenilenmesi ihtiyacı hissedildi. Bizde alanında uzman olan herkesin görüşlerine açık bir yarışma düzenleyerek en iyi projeyi Bursa’ya kazandırmak istedik. Ulucami, Kozahan, Orhan Cami ve Tarihi Belediye Binası gibi kent kimliği açısından son derece önemli yapılarla sınırlanan Orhangazi Meydanı, Fidan Han ve Geyve Han arasında yakın bir tarihte düzenlenmiş olan Ertuğrul Bey Meydanı haricinde, tarihi kent merkezindeki tek büyük açık alanı olma özelliği taşıyor. Yerli ve yabancı turistlerin de en uğrak yeri olan bu bölgenin daha vizyoner, modern ve herkesin gezmekten sevk alacağı bir bölge olmasını istiyoruz. Yarışmaya katılan tüm eser sahiplerine ve jürimize katkıları nedeniyle teşekkür ediyorum” dedi.
BURSA’NIN KENTSEL BELLEĞİNE DOKUNDUK
Bursa’nın kentsel belleğinde önemli bir yeri olan Orhangazi Meydanı’nda uygulanması düşünülen projeyi yarışmaya açtıkları için Başkan Altepe’ye teşekkür eden Jüri Başkanı Uludağ Üniversitesi Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Akıncıtürk, “Yarışmalar, proje elde etmenin en üst düzey yöntemidir. Bursa’nın kentsel belleğine dokunmak için böylesine zor ve meşakkatli bir yol seçen Büyükşehir Belediye Başkanımız Recep Altepe’ye teşekkür ediyorum. Küçücük olmasına rağmen kent hafızası için çok değerli olan bu alanın ihtiyaçlar doğrultusunda çevresindeki tarihi ve doğal yapıyı bozmadan geleceğe taşımak amacıyla yola çıkan ve yarışmaya katılan tüm eser sahiplerine jüri adına teşekkür ediyorum” diye konuştu.
BİRİNCİYE 50 BİN LİRA ÖDÜL
Değerlendirmeler sonucunda Kadir Uyanık, Doğan Zafer Ertürk- Emel Birer, Ali Kemal Terlemez, Orkan Zeynel Güzelce, Handan Duyar, Sezgin Tufan ve Ömer Durdu tarafından hazırlanan proje birinci olurken, plaketlerini Başkan Altepe’nin elinden alan proje ekibi aynı zamanda 50 bin TL para ödülünün de sahibi oldu. Nevzat Oğuz Özer, Yasemen Say Özer ve İlhan Aydın Meltem, Kürşad Şekercioğlu, Evin Eriş, Ege Özer ve Aslı Ören’den oluşan ekip ikinci olarak 30 bin TL, üçüncü olan projenin sahipleri Ervin Garip, Banu Garip, Turan Altıntaş ve Beril Sezen da 20 bin TL ödülün sahipleri oldu. Yarışmada mansiyon alan 5 proje 10’ar bin TL, satın almaya layık görülen 5 eserin sahipleri de 2’şer bin TL para ödülü kazandı.
Kolokyumda dereceye giren eserler tartışmaya açılırken, yarışmaya katılan eser sahipleri görüş ve önerilerini sundu. Jüri üyeleri de değerlendirme esasları, göz önüne alınan temel unsurlar ve projenin uygulanabilirliği hakkındaki görüşlerini açıkladı.
Yarışmanın sonuçları:
1-Mansiyon:
Ümit Tarık Yaşar – Nilüfer Çalışkan – Mehmet Gören, Merve İmer, Onur Kemal Kösedağ, Caner Ölçüşenler
2-Mansiyon:
Serkan Sınmaz – Ebru Bayram Sınmaz- Bashım Akıyev – Aslı Altanlar
3-Mansiyon:
Ahmet Oktan Nalbantoğlu –Ufuk Ertem – Tuğba Akyol – Sevgi Çalı – Alper Tüfekçioğlu – Koray Kalay – Gizem Karabay – Gözde Ünver – Esat Can Meker – Erhan Alkaç
4-Mansiyon:
Seda Yöntem – Barış Ekmekçi – Münire Sağat – Nuri Cihan Kaya Çetin – Buğra Tetik – Mert Ayaroğlu – Candan İşcan – Yasemin Burcu Çakırlar
5-Mansiyon:
Ahmet Çorapçıoğlu – Ali Çalışkan
Satın alma ödülleri
1: Nimet Aydın – Kezban Düzbağ – Nalan Aygül – Ayşe Uçar – Ali Düzdağ – Ebru Öztürk – Mürvet Şahin – Esra Güven – Berkan Erkovan – Yeliz Tunç – Damla Boztancı
2: Yasin Çağatay Seçkin – Tolga Sayın – Nazire Papatya Seçkin – Ebru Firidin Özgür – Öznur Bülten Seçkin – Dilek Erden Erbey
3: Çağdaş Saydam – Ömer Devrim Aksoyak– Ahmetcan Alpan – Emre Özdemir – Nuri Tolgahan Akbulut – Recep Şalk
4: Rıdvan Emre Öztürk – Elif Simge Fettahoğlu – Selim Uçman – Onur Erden – Muzaffer Korkmaz
5: Özkan Karababa – Ata Kurt – Derya Doğan
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.