- 14 Mayıs 2022 Cumartesi 18:36

107 yıl sonra aynı ruhla Çanakkale’deyiz

A
A
A
107 yıl sonra aynı ruhla Çanakkale’deyiz

Çanakkale savaşlarında en fazla şehit veren Bursa, zaferin 107.

Çanakkale savaşlarında en fazla şehit veren Bursa, zaferin 107. yılında Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilen Kireçtepe Jandarma Şehitliği’nde kahraman ecdada vefa için tek yürek oldu.


Çanakkale Savaşı’nda 6-8 Ağustos 1915’te kahramanca çarpışan ve iki Tugay gücüne ulaşan İngiliz kuvvetlerini Karakol Dağı ve Kireçtepe’de durdurup, Grup Komutanlığını Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı Anafartalar Grubu’nun kuzey yanını koruyan Gelibolu ve Bursa Jandarma taburlarının üç bölüğündeki şehitlerin yer aldığı bölgeye, savaş devam ederken 1915’te bugünkü şehitlik yapılmıştı. Boş mermi kovanlarından yapılan bir anıtın da bulunduğu ve günümüze ulaşan orijinal şehitliklerden biri olan Kireçtepe Şehitliği’ndeki anıt önünde Ulu Önder Atatürk’ün çekilen bir fotoğrafı da önemli bir belge olarak tarihe not olarak düşülmüştü. Kahraman ecdada vefa borcunu en iyi şekilde ödemek için harekete geçen Bursa Büyükşehir Belediyesi de Bursa Garnizon Komutanlığı işbirliğiyle zaferin 100. yılında şehitliği ecdada yakışır hale getirmişti. Şehitliğin yeniden düzenlenmesinin ardından her yıl Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ancak pandemi nedeniyle ara verilen Çanakkale şehitlerini anma programı, bu yıl yaklaşık 1000 Bursalının katılımıyla yapıldı. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘ecdada saygı’ etkinliğinde Bursa’dan gelen vatandaşlar, kahraman atalarını bu yıl da gurur, gözyaşı ve dualarla andı.


Kahraman şehitleri anma törenine Bursa Büyükşehir Belediye Başkanvekili Süleyman Çelik, Orhangazi Belediye Başkanı Bekir Aydın, meclis üyeleri ve vatandaşlar katıldı.


Bu cephe sarsılmaz


Konuşmasına Milli Şair Mehmet Akif Ersoy’un ‘Çanakkale Şehitlerine’ adlı şiirinin bir bölümünü okuyarak başlayan Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Süleyman Çelik, “Bu şiir İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale’de yaşananları görmeden yazdığı bir şiir. Ben sadece bazı bölümlerini sizlerle paylaştım. Ancak Çanakkale hakkında yazılan şiirlerin içinde, her okunduğunda savaşı zihnimizde canlandırabilen, yegâne şiir olduğuna inanıyorum. Merhum o esnada Binbaşı Ömer Lütfi Bey ile Berlin’de askeri mühimmat işleri için görevliydi. Ömer Lütfi Bey’in anlattığına göre Akif, büyük bir endişe, heyecan, ümit ve korku duyguları ile sürekli cepheden gelen haberleri sorar, olumsuz haberleri aldıkça da; “eyvah, son istinadgâhımız da yıkılırsa ne olur?’ diyerek gözlerinden yaşlar dökermiş. Ama şartlar ne olursa olsun Çanakkale savaşının kazanılacağına emin olmayı ve zafer kazanmayı umut etmektedir. Bu yüzden Çanakkale Şehitlerine şiirini “cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!" inancıyla kaleme almıştır” dedi.


Kardeşliğin mayası


Bu toprakların, birliğimizin ve kardeşliğin mayası olduğunu ifade eden Başkanvekili Çelik, “Çanakkale, ecdadımızın canlarını hiçe sayarak, bizlere daha yaşanabilir bir vatan bırakmak için omuz omuza verdiği mücadelenin sembolüdür. Çok uzak bir zamanda değil, 107 yıl önce Çanakkale’de 300 binden fazla askerimiz toprağa kan verdi. Ne için? Bizi parçalamak isteyenlere geçit vermemek için. Yakın tarihimizde yazılan bu destan, ecdadımızın aziz hatırasını hatırlatacak, millî birlik ve beraberliğimizi daima canlı tutacak izler bırakmıştır. Boğazı geçemeyen itilaf devletleri, karaya çıkarma yapıp harekât başlattıklarında, savunma hatlarımızı güçlendiren takviye birliklerden biri de Bursa Seyyar Jandarma Taburu idi. Kayıtlara göre bu muharebede Bursa’dan 4.092 askerimiz şehit oldu. Kahramanlarımız; Seddülbahir’de, Arıburnu’nda, Zığındere’de, Tekketepe’de, Anafartalarda ve daha birçok cephede Çanakkale’yi geçilmez yaptılar. Çanakkale, bir milletin adeta küllerinden yeniden doğuşu, yeniden şahlanışının şaheseri olan büyük bir zaferdir. Çanakkale zaferi, kurtuluş savaşına da ilham vermiş, cesaret olmuştur. Tarihimizde yaşananları unutmamak için yaptığımız bu anmalar, geleceğimizi inşa çalışmalarımızda bize yol göstermesi içindir. Çünkü tarihini bilmeyen, ona sahip çıkmayan milletlerin geleceği yoktur. Söz konusu vatan olduğunda, nasıl birlikte hareket etmemiz gerektiğini öğretir bize. Bizler bu gerçekten hareketle, ecdadımızın bizlere bıraktığı ülkemizi tüm değerleriyle birlikte geleceğe taşıyacağız. Bu vesileyle, bizlere özgür bir vatan bırakmak için canlarını feda eden, bu uğurda destanlar yazan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm kahramanlarımızı bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun” diye konuştu.


Kutsal emanet


Bursa İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Şube Müdürü Jandarma Yarbay Volkan Kılıç da Çanakkale zaferinin Türk savaş tarihine altın harflerle yazıldığını hatırlattı. Çanakkale zaferinin dünya tarihinde bir dönüm noktası olduğuna dikkat çeken Kılıç, “Tarihin akışı üzerinde Türk milleti belirleyici bir rol oynamıştır. Çanakkale zaferi, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasına zemin hazırlayan bin azmin mücadelesidir. Çanakkale zaferinin özellikle genç nesillere iyi anlatılması, ecdadımıza ve şehitlerimize bir borcumuz olduğu gibi geleceğimizin de teminatıdır. Herkes iyi bilmelidir ki, aziz şehitlerimizin kanlarıyla suladıkları ve bizlere emanet ettikleri bu kutsal vatan toprakları, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türk milleti tarafından en kutsal emanet olarak korunacaktır” diye konuştu.


Konuşmaların ardından şehitlerin ruhuna topluca dua edip, şehitliğe fidan diken protokol üyeleri, daha sonra şehitliğe gezip, mezarlara karanfil bıraktı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.