EKONOMİ - 08 Kasım 2018 Perşembe 14:03

Albayrak: “Büyük operasyonu 2 ayda püskürttük”

A
A
A
Albayrak: “Büyük operasyonu 2 ayda püskürttük”

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, ”Büyük operasyonu 2 ayda püskürttük.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, ”Büyük operasyonu 2 ayda püskürttük. Türkiye bugün ağustos ve eylül ayından çok daha güçlü bir durumda. Ama yeterli değil, daha da ileriye gideceğiz. Eğer rakamlar bu istikamette giderse, yıl sonunda cari denge çok daha büyük bir sürprize gebe olacak” dedi.


Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nda “Adım Adım Ekonomi” programında konuşan Bakan Berat Albayrak, “Bugün geldiğimiz nokta gayet güzel, ama yeterli değil. Türkiye son 16 yıldır her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da ciddi bir başarı hikâyesi ortaya koydu. Bu hikâyeyi adım adım inşa ederken bankacılık ve finans sektörü, kamu, özel ve reel sektör hepsi topyekûn ivme ortaya koydu. 2023’e doğru hızla ilerlerken büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etme noktasında en önemli eşiklerden bir tanesini 24 Haziran seçimleriyle geride bıraktı. 2013’ten bu yana bir çok dahilî ve haricî sınamanın ardından 24 Haziran seçimiyle milletimiz bu iktidara 5 yıllık önemli ve güçlü bir yetki verdi. Bu önümüzdeki 5 yıllık süreçte bir yandan yapısal dönüşümlerini hayata geçirecek, diğer yandan da dünyanın en güçlü üretim ekonomilerinden biri olma yolunda çok önemli adımlar atmaya devam edecek. Bu büyük yolculuğun en önemli, en kritik virajlarından bir tanesini dönerken, çok tarihî bir süreci hep birlikte yaşamaya devam ettik. Ağustos ayı ile birlikte çok geniş kapsamlı spekülatif adımla karşı karşıya kaldık” dedi.


Albayrak sözlerini şöyle sürdürdü:


“Ağustos ayında yaşadığımız süreç, 2008 yılında yaşanandan farklı olarak kur, faiz ve enflasyon alanında çok büyük bir operasyon ile Türkiye’yi karşı karşıya koydu. 2 ayda o kadar hızlı ve güçlü adımlar attık. Bu yeni cumhurbaşkanlığı sisteminin getirdiği hızlı, güçlü aktif karar alma mekanizmalarıyla şükürler olsun, koordinasyonla çok hızlı refleksler vererek bu sürecin birçoğunu bertaraf ettik, püskürttük. Ekonomi yönetimi olarak, çok güçlü bir koordinasyonla, aksiyon ve adımlarımızla, aldığımız tedbirlerle çok ciddi refleks gösterdik. Türkiye ekonomisini, milletin refahını ve milli para birimini hedef alan bu ataklara karşı 2 aylık bu süreç bize çok büyük bir tecrübe kazandırdı. Bu süre zarfında ekonomimizde meydana gelen etkileri teker teker ortadan kaldırmaya başladık. Adımlarla daha da güçlü sonuçlar almaya devam edeceğiz. Bu kapsamda 2 temel alana odaklandık. Göreve geldiğimizden itibaren mücadele alanlarının başına enflasyonu koyduk. Yaşadığımız bu süreçte, kurun üzerinde olduğu hesaplamalarla fiyatlara yansıtılması, enflasyon konusunda mücadele alanımızı daha da büyüttü, daha da önemli hale getirdi. Eylül ayında, bu fiyatlardaki anormalitenin oluşturduğu fiyatlar, bu dalgalanmalar... Eylül ayı enflasyon raporunu incelediğimde, bir çok sektör, bu belirsizlikte dolar kurunu 8,50’den fiyatlayarak bir fiyatlama ortaya koymuş. O dönem geçti, bu süreç ortadan kalktı. O zaman fiyatlama davranışları da normale inmeli ki enflasyona etki eden fiyatlama baskısı ortadan kalkmalı. Toplumsal tüketim alışkanlıklarını hissetmeliyiz. Bu yüzde 10 asgari kampanyası ekim ayının ortasında başlamasına rağmen, geçtiğimiz yıla eşgüdümlü bir ekim ayı çıktı. Bu fiyatlama davranışlarının daha aşağıya düşmesi itibariyle, kasım ve aralık ayında çok daha güçlü, çok daha pozitif neticeler için net bir resimle karşı karşıyayız. Gün gün, sektör sektör takip ediyorum. Türkiye bugün ağustos ve eylül ayından çok daha iyi, çok daha güçlü, çok daha pozitif noktada. Gerek kurdan, gerek ülkemizin CDS primlerinden, gerekse kredi faizlerinde eylül ayından çok ama çok daha iyi noktadayız. Daha da iyiye gidecek. Bütün bu gelişmeler pozitif şekilde yansımaya başladı. Birkaç aylık bu fırsatçı fiyatlama davranışları geride kaldı. Ekonomide dengelenme ve istihdamın sağlanması ile birlikte enflasyonla mücadeleye destek sağlamak amacıyla hükümet olarak biz de bir dizi ÖTV ve KDV indirimi ile alakalı indirimler açıkladık. Yüzde 1,9 olan bütçe açığı, millî gelir hedefimizden hiçbir sapma olmadı. Şu anda böyle bir sıkıntı olmadı”.


“Türk milleti olarak tarihimiz boyuncu hep zor olanı başarmış bir milletiz” diyen Bakan Berat Albayrak, “Ekim ve kasım rakamları bunu ortaya koyuyor. Bu indirimler, destekler neticesinde değerlerdeki iyileşmeler daha da hızlanarak devam edecek. Biz, her iyileşmeyi, her pozitif gelişmeyi toplumumuza, vatandaşımıza yansıtmaya devam edeceğiz. Kurun etkisiyle çok yüksek değerlere yaklaşan akaryakıtlar, kurda sağlanan bu gelişme, vergi maliyetlerini yakaladıkça petrol fiyatlarındaki düşüş sonrası aşağıya inmeye, bunları da indirim olarak vatandaşlarımıza yansıtmaya başladık. İnşallah daha da pozitif gelişmeler yansıtacağız. Tüm bu süreçlerde hem bütçe disiplinini gözettik, hem de enflasyon baskısını azalttık, vatandaşlarımızı koruduk. Attığımız kısa vadeli adımlarının yanında, enflasyonla mücadele konusunda yapısal reformlarla alakalı adımlarımızı atmaya başladık. Özellikle gıda enflasyonu konusunda, orta ve uzun vadeli stratejileri, yapısal değişikleri gıda komitesi koordinasyonunda hayata geçirmek için bu hafta ilk toplantımızı yaptık” dedi.


“Ekonomi hızla iyileşiyor”


Ekonominin çok ciddi iyileşme göstermeye başladığını anlatan Albayrak, “Dün detaylı ticaret verilerine bakıyorum. Orta vadeli programda 60 milyarlar diyorlardı, biz 44-45 diyorduk, yıl sonu itibariyle cari açık, cari denge. Ağustos, eylül, ekim aylarındaki rakamlara kabaca baktığımda, ilk gelen tahminler 40 milyar doların altına doğru inmeye başladığımız yönünde. Ben buradan bir sürprizin daha altını çizeyim. Yıl sonu rakamları eğer bu istikamette giderse, yıl sonunda cari denge çok daha büyük bir sürprize gebe olacak, ama detayını vermeyeyim. Ama istikamet çok güçlü, olumlu yönde seyrediyor. Gerek mâlî disiplin, gerek makro göstergeler, gerek üretim ve istihdam noktasındaki bu kriz tellallığı ölçüsünde oluşturulan spekülâtif ataklar, Türkiye ekonomisine birilerinin umduğu ve beklediği gibi hiçbir etkiyi yapmadan; çok güçlü bir şekilde, yıl sonuna kadar bu neticeleri göreceğimizi şimdiden ufak ufak ifade edelim. Kur şoklarının sebep olduğu ve bizim odaklandığımız diğer alanda bankacılık sistemi ve özel sektörün durumudur. Özellikle kur etkileri çerçevesinde, bankacılık sektörü özelinde birçok sektörü tek tek mercek altına alıyoruz. Hangi sektörlerin durumu nasıl, borç, stok, riskler potansiyeller nelerdir? Tek tek fotoğrafını çekiyoruz. Her sektöre ilişkin senaryoları da tek tek çalışıyoruz. Bazı sektörlerin durumu çok iyi. Maddî olarak da, kârlılık olarak da, genelde Bursa sanayiinin ve ticaretinin durumu iyi. Allah bütün sektörlerin durumunu Bursa gibi yapsın. Türkiye’nin içinden geçtiği süreçlerde özellikle tecrübe çıkartarak, geleceğe daha emin adımlarla yürümesine sağlayacak bir sistemi kurmanın ve kurgulamanın yoğun bir çabası içindeyiz. Baştan beri onu söylüyorum. Türkiye yaşadığı her saldırıdan son 5 yılda, yurt dışında hep onu ifade ediyorlar, ‘Türkiye’nin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi’ diyorlar. Terör, saldırılar, darbeler, şaka gibi, film gibi. Türkiye olarak biz bunları yaşadık. En son finansal süreç. Ama her bu süreç Türkiye’yi daha da güçlü kıldı. Daha da güçlü, içinden çıktığı bir engin tecrübe ortaya koydu. Bütün bunların ötesinde makro ekonomideki bütün iyileşmeler bizi bu noktada ne bir gevşeme ne de en ufak bir zayıflamaya, motivasyonumuza sebep olmamalıdır. Bilâkis her süreç bizi daha motive etmektedir. İdeallerimize, büyük ve güçlü Türkiye idealimize daha da kısa sürede ulaşacağımıza olan inancı güçlendirmektedir. Böyle bir süreçteyiz. Kimsenin piyasadaki bu güçlü algıyı, bu pozitif havayı bozmasına izin vermeyeceğiz. Özellikle dışarıdan ve dışarıdakilerin maşaları var ya, şöyle böyle olacak diyenler var ya, her dedikleri patlıyor. Her dedikleri ellerinde kalıyor. Her pozitif gelişme bu algıyı çökertiyor. İşte göreve geldiğimiz günden bu yana spekülâtif atakların, hem bankacılık, hem de reel sektörün likidite sorununa yol açmaması için ciddi adımlar attık. Gerek bankalar birliği, gerekse BDK ile bütün finans sektöründeki paydaşlarla güçlü bir koordinasyon, piyasaları rahatlatmak için, nakit akışında aksama olmaması için ciddi tedbirleri hayat geçirdik. Bunu ticarî anlamda bakıldığında reel sektörümüz görüyor. Ağustos ayındaki kur saldırılarını müteakip, eylül ayında tarihimizde görmediğimiz yeni bir operasyon, vatandaşlarımız bunu pek bilmiyor, ama iktisadî, ticarî hayatın içindekiler biliyorlar. Bursa bilir” şeklinde konuştu.


“Eylül ayında 12 Eylül 1980 darbesinde bile yaşamadığımız ticaretin finansmanına operasyon yapıldı”


Albayrak, “Ağustos ayındaki kur saldırılarına müteakip eylül ayında tarihimize görmediğimiz yeni bir operasyon vatandaşlarımız bunu pek bilmiyor ama iktisadi ticari hayatın içindekiler biliyorlar, Bursa bilir. Eylül ayında ticaretin finansmanı 12 Eylül 1980 darbesinde bile yaşamadığımız ticaretin finansmanına operasyon yapıldı. Teminat mektubu, garanti mektubu, açamazsın. Türkiye’nin bütün bankaları kamu değil, bütün özel bankalar yabancı ortaklı bankalar yok ne ile nakit dediler. Nakitle ticaret mi olur? Malı koydun gemiye 3 ayda gitti, 6 ayda geldi. Bir mektup vereceksin. Yok nakit karşılığı. Bu tarz işlemlere bu tarz bir operasyonel mana da blokaja mağruz kalmasına rağmen Türkiye eylül ayının ikinci yarısından sonra bunu da püskürterek bu süreçten güçlü bir şekilde çıktı. Bütün bunları yaşadık. Ekim ayı ile birlikte dengelenme süreci başladığını çok net bir şekilde görürken, özellikle finansal maliyetler noktasında ticareti kredilerde yüzde 40-50’leri, bunları geride bıraktık. Ben gün gün takip ediyorum BDDK rakamlarını. Bugün itibariyle bu rakam bütün ortalama sektörlerdeki yapıcı büyük bankalar noktasında yüzde 30’ların altına geldik. Günlük ortalama yüzde 30’un altında kullandırılan krediler. Bu yeterli mi? Daha yeni başladık. Bu rakamlar daha da düşecek. Sıkı bir şekilde mevduat ve kredi faizleri düşüyor. Makas çok açık bu daralacak. Bankacılık sektörünün korkuları kaygıları var, aradaki marj makası yüzde 10’lara dayandı. Hem bu makas daralacak, hem de finansman maliyeti kredi maliyeti bu noktada karlılık makul düzeyde devam ederken, reel sektörde daha uygun maliyetli daha da düşen faizlerle daha da iyi bir şekilde buna erişmeye başlayacak. Kasım ayında hazinemizin uyguladığı yeni politikalarla, 2019’da uygulayacağı politikalarla çok daha aktif ve agresif olacak. Bunu piyasada hissedeceksiniz” dedi.


“Küresel yatırımcı güveninde ciddi anlamda artış oldu”


“Ülkemizde olan küresel yatırımcı güveninde ciddi anlamda artış oldu” diyen Albayrak, şunları söyledi:


“Özellikle ekim ayında dolar tahvil ihalemizin ardından Türkiye’ye bir kuruş vermiyorlar falan derken, 3 katından fazla yaklaşık 6.5 milyar dolarlık taleple 2 milyar dolar ihracımız çok büyük bir başarı ortaya koydu. Böyle bir küresel süreç ve operasyonun yaşandığı dönemde, dün çok önemli başka bir ihalemiz oldu, euro piyasaları açısından bakıldığında; hazine finans programı çerçevesi içerisinde uluslararası sermaye piyasalarında, bu noktada yoğun bir talebin gerçekleştiği piyasada, bir buçuk milyarlık euronun üzerinde, Şubat 2026 vadeli euro tahvil ihracatımızı gerçekleştirdik. Yüzde 5,25 olarak gerçekleştirilen getiri oranı ile talebin 3 katından fazla yaklaşık 4,7 milyar euroyu bulduğu bir ihale ile çok başarılı bir hazine sürecini ortaya koyduk. Adım adım daha da ileriye gidip, daha da güzel... Maliyetler düşüyor, vadeler daha iyi, talep daha yüksek, hazine olarak başta biz finansal kurumlarımız, reel sektörümüz, bu noktadaki iyileşmeyi başta devlet olarak, bizim attığımız tüm adımlarla daha da hissetmeye devam edeceğiz. Küresel ekonomiye ilişkin tüm belirsizliklerin yoğunlaştığı dönem, kısa süre içerisinde dolar ve euro cinsinden 3 katından fazla talebin gerçekleştiği ihraçlarla birlikte, ekonomimizin güçlü temellerine ve uyguladığımız tüm bu politikaların başarısına, dünyanın dört bir yanından yatırımcıların duyduğu güvenin neye dayanarak pekiştiğini en somut göstergelerinden bir tanesi olarak hayata geçirdik. Nitekim bu ihraç her zaman var. Bizim yatırımcı tabanımızı borçlanma para birimimizi çeşitlendirme anlamında da bu stratejide başarıya ulaştığını göstermektedir. Yeni dönem çok farklı stratejiler izleyeceğiz. Son olarak Türkiye karşılaştığı tüm finansal dalgalanmalara karşı kısa süre içerisinde attığı adımlarla olumlu sonuçlar almaya devam ediyor ve devam edecek. Ekonomimizin orta vadeli yol haritasını belirleyen yeni ekonomi programı çerçevesi içerisinde tüm kesimler oldukça başarılı ve ayakları yere basan program olarak değerlendiriliyor. Yatırımcılarla yürüttüğümüz piyasa iletişimi güçlü bir şekilde teveccüh görüyor. Uluslararası piyasa sermayelerinde başarılı şekilde sonuçlanıyor.”


Şimdi önümüzde çok daha güçlü yapısal dönüşümlerle birlikte önemli bir beş yıl olduğunu dikkat çeken Albayrak, “Ortaya koyduğumuz bir çerçeve ile üç temel fazdan bahsettik. İlk fazımız dengelenme süreci, sonra disiplin ve dönüşümle, bu disiplini sıkı politikalarla birlikte yapısal reformlarla birlikte ortaya koyacağız. İşte bütün hepsini bir noktada değerlendiriyoruz. Türkiye üretim ve ihracat kapasitesi, rekabetçi kur ve rekabetçi insan kaynağı çerçevesi içerisinde sanayi ve endüstriyel dönüşümü bu anlamda, sadece Bursa için değil tüm Türkiye için, ihracat noktasında ekonomik olarak yukarıya taşıyacak, ihracat noktasında yukarıya taşıyacak bir stratejiyi ortaya koyacağız. Onun için Türkiye’de her yerde bunu ifade ediyorum: Türkiye’de ithalatı olup da ikamesi olmayan neredeyse hiçbir ürün yok. Otomobilinden telefonuna kadar, tekstilden tutun da her ürün var. Kaliteli, daha uygun, daha rekabetçi ve bu çerçevede planlanan bir stratejik dönüşümle, 2019 ve 2013 yolculuğu çok daha güçlü, güzel olacak. İnşallah büyük ve güçlü Türkiye yolculuğuna Türkiye’yi taşıyacak önemli bir dönem olacak” ifadelerini kullandı.


Programın ikinci kısmı basına kapalı olarak gerçekleştirildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.