SAĞLIK - 10 Aralık 2025 Çarşamba 09:22

Bağışıklığı güçlü olması, iyi besinlerden geçiyor

A
A
A
Bağışıklığı güçlü olması, iyi besinlerden geçiyor

Kış mevsiminde havaların soğuması ve gün ışığının azalmasıyla birlikte bağışıklık sisteminin daha da önem kazandığını ifade eden Beslenme ve Diyet Uzmanı Hande Güngör, "Bu dönemde hastalıklara yakalanmamak için güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak gerekiyor. Sağlıklı ve güçlü bağışıklık sisteminin sürdürülmesi için ise mevsimine uygun beslenmek çok önemlidir" dedi.


Atıştırmalık tüketimine yönelim ile yağlı ve şekerli besin tercihlerinin artması sebebiyle vücut ağırlığında istenmeyen yönde değişiklikler olabildiğini belirten Medicana Bursa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hande Güngör, "Bu sebeple birçok kronik hastalığa sebep olan vücutta fazla yağ birikimi olarak adlandırılan ’obezite’ artmaktadır. Ancak sağlıklı hayatı sürdürülmesi için mevsimine uygun sağlıklı beslenme ile ideal kilonun korunması önemlidir. Kış aylarında azalan hava sıcaklığı sebebiyle vücut ısısının korunması için yeterli sıvı almak gerekir. Günde en az 2-2,5 litre su içilmeli, sıvı alımının karşılanmasında ıhlamur, adaçayı, kuşburnu çayı, açık çay gibi içecekler tercih edilmelidir" dedi.


Zengin beslenmenin bağışıklığa faydaları


Kış mevsiminde artan soğuk algınlığı ve diğer enfeksiyonlara karşı A, C, D ve E vitamininden zengin beslenmenin bağışıklık sistemine katkısı oldukça fazla olduğunu ifade eden Güngör, "Mevsimine uygun, günde en az 2 porsiyon meyve ve 3 porsiyon sebze tüketilmesi önerilmektedir. Bu aylarda havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, pırasa, maydanoz gibi sebzelerin, portakal, mandalina, elma gibi meyvelerin tercih edilmesi önerilmektedir. Ayrıca E vitamini kaynakları olan kuru baklagiller ve kuruyemişlerde yeterli ve dengeli biçimde günlük beslenmede bulunmalıdır. Haftada 2-3 kez nohut, kuru fasulye, mercimek, nohut ve barbunya gibi kurubaklagiller, günde 20-30 gram kadar ceviz, badem, fındık gibi kuruyemişler tüketilmelidir" diye konuştu.


Kış mevsimi ve D vitamini


Kemik ve diş sağlığı açısından önemli olan D vitamininin güneş ışınlarıyla deri tarafından üretilen bir vitamin olduğunu belirten Güngör, şu ifadeleri kullandı;


"Ancak kış aylarında mahrum kalınan güneş ışınları, vücudun D vitamini ihtiyacının karşılanamamasına sebep olmaktadır. D vitamini besinlerden aktif olarak karşılanamıyor olsa da balık, D vitamini ile beyin fonksiyonlarının gelişimi için gerekli çoklu doymamış yağ asitleri (omega-3), kalsiyum, fosfor, selenyum, iyot mineralleri ve E vitamini içerir. Bu sebeple kış aylarında haftada 2-3 kez balık tüketilmelidir. Kış aylarında yüksek yağlı besin tüketiminden kaçınılmalı, margarin, tereyağ, yağlı etler, yüksek kolesterol içeren sakatat ürünleri sıklıkla tüketilmemeli, sağlıklı yağ asitleri içeren zeytinyağı, yağlı tohumlar, kuruyemişler uygun ve yeterli porsiyonda tüketilmelidir. Bu mevsimde basit karbonhidrat içeren şekerli besinlere ve tatlılara yönelimin arttığı görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün önerisine göre günlük şeker alımı toplam enerji alımının en fazla yüzde 10 kadarını oluşturmalıdır ve mümkünse daha da azaltılmalıdır. Sağlıklı hayat biçiminde basit şekerler yerine kompleks karbonhidratlardan olan tam buğday ekmek, bulgur gibi tahıllar, kurubaklagiller, meyveler ve şekeri azaltılmış sütlü ya da meyveli tatlılar ile sağlıklı pişirme yöntemleri kullanılarak hazırlanan ev yapımı ürünler tercih edilmelidir."


"Çocuklar beslenme konusunda bilinçlendirilmeli"


Sağlıklı beslenme açısından sağlıklı pişirme yöntemleri kullanılarak hazırlanan ev yapımı geleneksel gıdaların üretimi ve tüketiminin kış aylarında arttığının görüldüğüne dikkat çeken Güngör, "Kış ya da yaz ayları için besinin bol bulunduğu aylarda yapılan geleneksel yiyecek hazırlama teknikleri ile hazırlanan geleneksel ev yapımı gıdalar temel işleme ve hazırlama metotlarına dayanan, yapay koruyucu ve katkı maddesi içermeyen, doğal ve raf ömürleri günümüzün işlenmiş ürünlerine oranla uzun olmayan ürünlerdir. Günümüzün önemli sağlık sorunları arasında yer alan obezitenin önüne geçilmesi hedefiyle ev yapımı sağlıklı üretimin özendirilmesi ve özellikle çocukların hazır ve paketli besinler yerine ev yapımı sağlıklı besinlerinin tüketimi konusunda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Doğa şartlarının zorlayıcı etkisini azaltmak adına mevsiminde toprağını ve ürününü kirletmeden, mevsiminde bol ve ekonomik olduğu dönemlerde ulaşılabilen besin ürünlerinin ayrıyeten güneşin ısısından yararlanarak sağlıklı ve yerel yollarla oldukça düşük maliyetle farklı yiyeceklere dönüştüren bir kültürel mirasın sürekliliği ve toplumsal dayanışmanın sürdürülüyor olmasının yerel üretime, sağlıklı yaşama ve sağlıklı beslenmeye katkısı önemli düzeyde önemlidir" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Filistinli doktor Gazze’de yaşanan dramı anlattı Gazze’de ilaç ve gıda girişinin engellendiğini, sivil yerleşimlere "sarı çizgi" çekilerek el konulduğunu aktaran Filistinli doktor, "Biz Amerika’ya güvenmedik çünkü Amerika ve İsrail aynı madalyonun iki yüzüdür. Bu yüzden bölgenin umudu Türkiye ve garantör devletlerdir. Türkiye bu süreçte kilit ve tarihi bir role sahiptir" dedi. HEKİMSEN Genel Başkanı Uzm. Dr. Adil Kurban, bölgedeki insani krizi ve sağlık hizmetlerinin durumunu değerlendirmek amacıyla Gazzeli bir meslektaşıyla çevrim içi görüştü. Güvenlik gerekçesiyle ismini ve yüzünü gizleyen Filistinli doktor, görüşmede, ateşkes sürecine rağmen saldırıların sürdüğünü ve Gazze’nin kuzeyi ile güneyinin yüzde 50’sinin fiili işgal altında olduğunu aktardı. "Ateşkes anlaşması imzaladıktan bugüne kadar yaklaşık 450 Filistinli şehit edildi" Bölgede İsrail askerleri tarafından oluşturulan ve "sarı çizgi" adı verilen bir kontrol hattı bulunduğunu anlatan doktor, "Gazze’nin hem güney hem de kuzey tarafının yüzde 50’si İsrail’in fiili işgali altındadır. Ateşkes anlaşması imzaladıktan bugüne kadar yaklaşık 450 Filistinli şehit edildi, 650’den fazla yaralımız var. Bunlardan yüzde 65’inden fazlası kadın ve çocuktur, kalanları ise sivildir. Sürekli bahanelerle saldırıya başlıyor, birkaç saat sonra ’Ateşkese uyacağız’ diyorlar. İsrail askerleri tarafından Gazzelilerin olduğu bölgede oluşturulan sarı çizgi kontrol hattı var, beton taşlar kurulmaktadır. Bu beton taşlar zaman zaman ilerliyor" dedi. "İsrail, savaşla, ölümle gerçekleştiremediği tehciri şu an yapmaya çalışıyor" Gazzeli doktor, Gazze’ye günde 600 yardım tırının girmesi gerekirken bu sayının 70 ila 100 arasında kaldığını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Çok az tıbbi ve temel gıda ihtiyaçları geliyor. Gazze’de yaşayan yaklaşık 2 milyon 350 bin insana temel gıda ihtiyacı ulaşamıyor. Açlık sınırının altındalar. Bazı bölgelerde ciddi gıda sıkıntısı var. Hastanelerde büyük sıkıntılar var. Ayakta kalan hastaneler için gerekli tadilat için bile malzeme sokulmuyor. Birçok hastaya gereken ilaç ulaşmıyor, bu sebeple ölüm vakaları da yaşanıyor. Anlaşma gereği Refah Sınır Kapısı iki yönlü açılması gerekiyor ancak buna da uyulmuyor. Baskı yapılarak sadece çıkış için kapıların açılacağı söyleniyor. Çıkanların ise geri dönüşü olmayacağını yani savaşla, ölümle gerçekleştiremediği tehciri şu an yapmaya çalışıyor." "Garantör ülkeler, ABD’nin onayı olmadan İsrail’e baskı yapamıyor" ABD’nin İsrail’e desteğine de değinen doktor, bölgede daha önce görülmemiş büyüklükte bombaların kullanıldığını, garantör ülkelerin ABD onayı olmadan baskı kuramadığını ifade ederek, "Bilindiği gibi ABD, İsrail’in en büyük destekçisi ve adeta koruyucusudur. Savaş boyunca ABD yönetimi, İsrail’e gelişmiş ve yıkıcı silahlar sağlamış, dünyanın gözü önünde yaşanan katliamlara rağmen ciddi bir yaptırım uygulamamıştır. Daha önce denenmemiş, ’küçük nükleer bomba’ denecek kadar büyük bombalar verildi. Buna rağmen ABD yönetimi bugüne kadar İsrail’e yönelik hiçbir baskı uygulamamış, aksine İsrail’e sınırsız hareket alanı tanımıştır. Garantör ülkeler dahi ABD’nin onayı olmadan İsrail’e baskı yapamamaktadır. Birçok ülke açıklamalarda bulunmuş, ateşkes çağrısı yapmışsa da İsrail bunları dikkate almamış ve anlaşma hükümlerine uymamıştır" diye konuştu. "Bölgenin umudu Türkiye ve garantör devletlerdir" İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in ilhak açıklamalarını hatırlatan doktor, Türkiye’nin garantörlük rolünün önemine işaret ederek, sözlerini şöyle noktaladı: "Maalesef Gazze gündemden düştü ancak ambargo, soykırım ve ambargo devam ediyor. Türkiye halkı, Gazze için imza atan, destek veren, omuzlayan ülkelerden biridir. Türkiye, Katar ve Mısır bu sürecin garantörleridir. Biz Amerika’ya güvenmedik çünkü Amerika ve İsrail aynı madalyonun iki yüzüdür; biri askeri yüzü, biri siyasi yüzüdür. Amaç ortaktır: baskı, kuşatma ve işgal. Bu yüzden bölgenin umudu Türkiye ve garantör devletlerdir. Türkiye’nin bu tarihi görevi daha aktif, daha güçlü ve ısrarlı biçimde yürütmesi gerekmektedir. Çünkü bu mesele sadece Filistin’e olan dostluk değil; ümmetin, insanlığın, adaletin meselesidir. Türkiye diplomatik, insani, ekonomik ve gerektiğinde caydırıcı tüm araçları kullanmalıdır. Bu görev ümmeti koruma görevidir. Türkiye bu süreçte kilit ve tarihi bir role sahiptir." "Bunlar şaka değil" HEKİMSEN Genel Başkanı Kurban da görüşmeye ilişkin yaptığı değerlendirmede, bölgeden gelen bilgilerin vahim olduğunu belirtti. İsrail güçlerinin asker kılığında sivil yerleşimlere girerek evlere el koyduğunu aktaran Kurban, "İnsanlara, ’Bu ev bizim, çık buradan. Eğer ben almazsam başkası alacak’ deniyor. Bunlar şaka değil. Yaşanan vahşet bizzat böyle gerçekleşiyor. Sonuç olarak, karşı karşıya olduğumuz saldırı tanımlanamayacak derecede vahşi ve bu yüzyılda bir katliamdır" dedi. Dünya güçlerinin sessizliğine de dikkati çeken Kurban, Türkiye’nin mazlumdan yana duruşunu sürdürmesi ve yardımların artırılması gerektiğini vurguladı. HEKİMSEN olarak sahada aktif rol almaya hazır olduklarını söyleyen Kurban, Gazze halkının güçlü bir organizasyon ve Türkiye’nin garantörlük hakkının işletilmesini talep ettiğini ifade etti.
Bursa Kestane Büyükşehir’le filizleniyor Bursa Büyükşehir Belediyesi, kentin yüzyıllardır süregelen tarım kültürünün ve gastronomi mirasının simgelerinden olan AB Coğrafi İşaretli Bursa kestanesine can vermek için seferberlik başlattı. Bursa’da kırsal kalkınmanın sağlanması amacıyla fide-fidan temininden kaliteli üretimin sağlanmasına, ekipman desteğinden ürünlerin satış ve pazarlamasına kadar her alanda çiftçilere katkı sunan Büyükşehir Belediyesi, kente özgü tarım ürünlerinin tanıtılması ve gelecek nesillere aktarılması için çalışmalarını sürdürüyor. Kestanede yaşanan sorunlar konuşuldu Bursa Büyükşehir Belediyesi, kentin simge ürünlerinden kestanenin topraktan sofraya uzanan yolculuğunda yaşanan sorunları konuşmak, bilimsel ve teknik ihtiyaçları değerlendirmek ve ürünü geleceğe en sağlıklı şekilde taşıyacak adımları belirlemek amacıyla ‘Bursa Kestanesinin Geleceği’ panelini düzenledi. Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’ndeki programa, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra Büyükşehir Belediyesi yöneticileri, akademisyenler, kamu kurumlarının temsilcileri, üreticiler ve sektör paydaşları katıldı. Program öncesinde, katılımcılara pişmiş kestane, kestaneli sarma, kestaneli kurabiye, kestane şurubunda kabak tatlısı, kestane şekeri, kestane çorbası gibi lezzetler ikram edildi. "Bursa kestanesini yeniden kazanmalıyız" Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, 70’li yıllarda Fidyekızık’ta dahi çok fazla kestane alanı bulunduğunu, ancak zamanla kestanenin yok oluşuna tanıklık ettiklerini söyledi. Kestane şekeriyle ünlü olan Bursa’nın artık dışarıdan kestane alır hale geldiğini vurgulayan Başkan Mustafa Bozbey, "Bu durum Bursa’ya yakışmıyor. Bursa’da yetişen kestanelerin, diğer bölgelerdeki kestanelerden daha lezzetli ve kaliteli olduğu anlatılıyor. Tekrar bu duruma dönmemiz gerekiyor. Büyükşehir Belediyesi ve diğer kurumlar olarak bilimsel veriler ışığında çalışarak Bursa kestanesini yeniden kazanmalıyız. Bu konuda geçen yıl önemli bir adım attık ve süreci devam ettiriyoruz" diye konuştu. "Bursa’nın kestanesini tüm dünyaya duyuracağız" Çin’de bir buçuk milyon ton, Japonya’da 720 bin ton kestane üretildiğini hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, Türkiye’nin ise 700 bin ton civarında kaldığını vurguladı. Bursa’da ise kestane üretiminin 3.5 tona kadar düştüğünü dile getiren Başkan Mustafa Bozbey, "Bursa Kestanesi, Kasım 2017’de AB Coğrafi İşaret Tescili aldı. Bu yüzden kestaneye kent yöneticileri ve üreticiler olarak sahip çıkmalıyız. Her zaman üreticilerimizin yanındayız. Üreticilerimize kestane fidesi dağıtıyoruz ve dağıtmaya devam edeceğiz. Bursa’nın markası olan kestane üretimine destek olmak bizlerin sorumluluğudur. Bursa’da tekrar tonajı yükseltmeliyiz. İnşallah alacağımız tedbirler ve uygulamalarla Bursa’nın kestanesini tüm dünyaya duyuracağız" dedi. Panelin ilk bölümünde Bursa kestanesinin mevcut durumu, üretimdeki zorluklar, sorunlar ve talepler ele alındı. Moderatörlüğünü Bursa Uludağ Üniversitesi’nden (BUÜ) Prof. Dr. Cevriye Mert’in yaptığı birinci oturumda, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy ‘İklim değişiklikleri ile oluşabilecek riskler’, BUÜ’den Doç. Dr. Himmet Tezcan ‘Kestane hastalıkları ve mücadelesi’, Bursa Teknik Üniversitesi’nden (BTÜ) Prof. Dr. Oğuzhan Sarıkaya ‘Kestane gal arısı ile alternatif savaş yöntemleri’, Bursa İl Tarım Müdürlüğü’nden Dr. Kıymet Senan Savaş ‘Kestane zararlıları ve mücadelesi’, Orman Bölge Müdürlüğü’nden Orman Yüksek Mühendisi Özden Açıcı ‘Biyolojik mücadele ve toplama alanlarındaki güvenlik önlemleri’, üretici Ertuğrul Sünel ‘Üretimde yaşanılan sorunlar ve talepler’ hakkında bilgi verdi. Panelin ikinci oturumunda ise ‘Bursa kestanesinin değeri ve alternatif kullanım alanları’ konuşuldu. Moderatörlüğünü BUÜ’den Öğr. Gör. Fatih Yıldırım’ın yaptığı oturumda, Mudanya Üniversitesi’nden Dr. Gülşen Özduran ‘Kestanenin sağlık ve beslenme ürünlerinde kullanımları’, Bursa Aşçılar Derneği’nden Oktay Gülbahar ‘Gastronomide yenilikçi kullanımlar’, Kardelen Kestane Yöneticisi Ebru Aygün ‘Kestane şekerinin coğrafi işaret süreci’, Artizan Fırın’dan Hakan Aydın ‘Endüstriyel ve tarımsal üretimler’, ‘Fasulyeli’den Emir Topuk ‘Yemeklerde geleneksel kullanım alanları’ konularında bilgilendirme yaptı.
Malatya Yeni Malatyaspor’dan geriye kusursuz stat zemini kaldı UEFA’nın uyguladığı yaptırımlar ve TFF’nin yürüttüğü bahis soruşturmasının ardından sezonun kalan bölümünde sahaya çıkmama kararı alan Yeni Malatyaspor’dan geriye sadece maçların oynandığı Malatya Stadyumu’nun kusursuz zemini kaldı. Tarihinin en kötü sezonlarından birini yaşayan Yeni Malatyaspor’da, bahis soruşturmasının ardından ortaya çıkan gelişmeler camiadaki moral bozukluğunu daha da derinleştirirken, Malatya Stadyumu’nun kusursuz zemini ise son dönemin tek olumlu unsuru olarak dikkat çekti. Alttan ısıtmalı olan Malatya Stadyumu’nun zemini ile ilgili bilgiler paylaşan Malatya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne bağlı olarak görev yapan Çim Teknikeri Muhammet Emin Ak, misafir takım hocalarının zemin için standartların üstünde maçlar hak ettiğini belirttiğini söyledi. "Titiz bir çalışma yürütülüyor" Zeminin maçlardan önceki bakım hazırlıklarından bahseden Ak, "Maçlardan aldığımız darbeler, yaralar sonucu zeminde bakım işlerimiz oluyor. İlaçlama ve gübrelemeler oluyor. Tabii bunların hepsi bir nizama ve düzene bağlı. Kafamıza göre istediğimiz zaman istediğimiz gübreyi ilacı kullanmıyoruz. Sahanın isteğine göre. Örneğin, renk kaçaklığı oluyor sahada ona uygun gübreler kullanıyoruz. Maç öncesi milimetrik çizimlerimiz oluyor. Yani hiçbir şekilde hatayı kabul etmeyen çizimler. Onlara çok dikkat ediyoruz. Tamamen mesleğimizin bize verdiği gururla çalışıyoruz" şeklinde konuştu. "22 dereceye sabit tutuyoruz" Kışın çim bakımının daha çok emek istediğini ifade eden Muhammet Emin Ak, "Türkiye genelindeki bütün stadyumlarda yaza göre biraz daha emek ister. Şu an sahamızın alttan ısıtma sistemi mevcut ve çalışıyor. Şu an dışarısının hiçbir önemi yok bizim için. Hava şartları -4 olabilir, -15 olabilir ama bizim için şu an önemli olan toprak sıcaklığı, zemin sıcaklığı. Yani toprak altındaki bitki kökünün homojen bir şekilde alabileceği bir sıcaklık var, o da 22 derecedir. Biz bunu çimin gelişimi için her gün ölçümler yaparak 22 dereceye sabit tutuyoruz. Yani çimin en çok geliştiği derece toprak sıcaklığı 22 derecedir" ifadelerini kullandı. Çimler, yapay güneş ışığı ile besleniyor Kışın "sunlight" denilen yapay güneş ışığı sistemi kullandıklarını belirten Ak, "Bu sistem ampulleri güneşten alınan gaz ile çalışıyor. Genelde Türkiye’deki statlarda güney taraf güneş almaz. Bu sistem üstten güneş almayan güney tarafına yapay bir güneş ışığı verir. Bu bölgedeki çimlerin daha güçlü çıkar. Diğer bölgedeki çimler güneşten dolayı, kışın da olsa kendini besleyebiliyor" dedi. "Kendi zeminime çok güveniyorum" Malatya’nın kendi sahasında iki takım oynatan nadir şehirlerden biri olduğunu söyleyen Ak, "Şu an Türkiye genelinde sahasında iki takım oynatan çok nadir şehirler var. Adanaspor gibi, Biz de iki takım oynatıyoruz. Normal şartlarda bir takımın oynadığı stadyumlarda 14 günlük süre gelen bir boşlukları oluyor diğer maça kadar. Bütün tamir işlerini o zaman yapıyorlar. Bizim iki maç olduğu için daha yoğun bir şekilde çalışmamız gerekiyor. Bu sistemleri daha dikkatli ve daha olumlu bir şekilde kullanmamız gerekiyor. Bunu da işte gecemizi gündüzümüze katıp, hafta sonlarımız da dahil olmak üzere sürekli bu zeminin üstünde olmamız gerekiyor. Başarımız tamamen buna dayalı. Önümüzdeki haftadan sonra tek takıma düşersek şayet bizim için tabii iş yükümüz çok hafifleyecek. Belki de daha başarılı olacağız, belki de zeminimizin çok daha iyi yerlere gelmesi için daha çok çaba göstereceğiz. Daha büyük organizasyonlara ev sahipliği yapacağız. Bu da bizim mükâfatımız gibi bir şey olacak. Kendi zeminime çok güveniyorum. Şu an iki takımın oynaması, hava şartlarının işte bu şekilde soğuk olması. Bu zemin bu haldeyse, en büyük maçları da oynatacağımıza inanıyorum ekibim ve kendim adına" diye konuştu.
Adana Adana’da kayıp yaşlı adamdan hala bir iz bulunamadı Adana’nın İmamoğlu ilçesinde 6 Aralık’tan beri haber alınamayan yaşlı adamdan halen bir iz bulunamadı. Alınan bilgiye göre, Saygeçit Mahallesi’ndeki evinden 6 Aralık’ta çıkıp merkezdeki çay ocağına giden evli ve 1 çocuk babası zihinsel engelli Vahit Şentuna’dan (72) haber alamayan ailesi, kayıp başvurusunda bulundu. İhbar üzerine jandarma, polis ve AFAD arama kurtarma ekipleri yaşlı adamı bulmak için çalışma başlattı. Şentuna’nın son olarak Saygeçit Mezarlığı civarında görüldüğü öğrenilirken, ekipler mahallede köpek ve dron destekli geniş çaplı arama çalışmaları yaptı. Bölgede bugün de arama çalışmalarına başlandığı ancak yeni bir iz olmadığı öğrenildi. Öte yandan, gelen her ihbarı titizlikle değerlendiren İmamoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince de bölgedeki birçok kişinin ifadesine başvurulduğu belirtildi. Kaybolduğu gün yaşlı adamla yolda karşılaşan mahalle sakini Ercan Büyümez, "En son okula yakın bir yerde gördüm. Tanıdığım için ’Vahit amca, nereye gidiyorsun’ diye sordum. ’Evimize gidiyorum’ dedi. Ben de yol tarif ettim. ’Okulun oradan takip edeceksin’ dedim. ’Köpek var mı orada’ diye sordu. ’Yok, orası kestirme yol’ dedim. Sonra arabaya binip düğüne gittim. Sosyal medyada kayıp olduğunu görünce aradım, kızı çıktı. Saat 18.00 sularında gördüğümü ve konuştuğumuzu söyledim. Hâlâ aranıyor, biz de bakıyoruz" diye konuştu. Ailesinin yanı sıra AFAD, Yesevi Arama Kurtarma (YAK) ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarınca Saygeçit Mahallesi çevresinde yaklaşık 40 kilometrelik alanda yürütülen arama çalışmalarında şu ana kadara yaşlı adama ait henüz bir ize rastlanmadı.
Tokat Sadece baraj suları çekilince kullanılan yol kalıcı hale getiriliyor Tokat’ın Almus ilçesinde sadece Almus Barajı’nın suları çekilince kullanılabilen yol yükseltilerek, sürekli kullanılabilir hale getirilecek. Yapılacak kalıcı geçitle köylerin yolu 15 kilometre kısalacak ve bölgenin yıllardır beklediği ulaşım sorunu çözüme kavuşacak. Almus ilçesinde Almus Barajının çevresindeki köylerin ulaşım sorununu kökten çözecek proje onaylandı. Almus Kaymakamlığı ve köy muhtarlıklarının 2022 yılında ortaklaşa hayata geçirdiği Sol Sahil Grup Yolu’nun baraj sularının çekildiği dönemlerde yoğun şekilde kullanılmasının ardından bölge halkının kalıcı geçit talebi karşılık buldu. Barajdaki su seviyesinin düşmesiyle kullanılabilen ve mevcut virajlı güzergâha göre mesafeyi ortalama 18 kilometreden yaklaşık 500 metreye kadar düşüren rota, yıllardır bölge halkının zaman ve yakıt tasarrufu sağlamasına imkân tanıyordu. Ancak yolun yalnızca suyun çekildiği dönemlerde kullanılabilmesi nedeniyle vatandaşlar güvenli ve kalıcı bir çözüm talep ediyordu. Baraj çevresindeki köylerin yolları yaklaşık 15 kilometre kısalacak Tokat İl Özel İdaresi tarafından yürütülecek proje kapsamında Almus Barajı üzerinde kalıcı bir geçiş noktası oluşturulacak. Çalışmalar çerçevesinde yaklaşık 60 bin metreküplük dolgu yapılacağı, ayrıca 8x8 metre ölçülerinde modern bir menfezin inşa edilerek ulaşım hattının güvenliği ve dayanıklılığının artırılacağı öğrenildi. Proje tamamlandığında baraj çevresindeki köylerin yolları yaklaşık 15 kilometre kısalacak. Yeni güzergâhın özellikle tarımsal üretim alanlarına erişimi önemli ölçüde kolaylaştırması beklenirken, acil durum müdahalelerinde de kritik rol oynayacağı belirtildi. "Bölge halkının yıllardır beklediği bir adım" Vatandaşların uzun süredir gündeme getirdiği kalıcı geçit talebinin karşılık bulmasıyla birlikte bölgedeki ulaşım standardının yükselmesi hedefleniyor. Çalışmaların tamamlanmasıyla köyler arası ulaşım hem daha güvenli hem de daha modern bir yapıya kavuşacak. Projenin önümüzdeki dönemde etaplar halinde hayata geçirilmesi ve Almus’un kırsal ulaşım ağına önemli bir katkı sunması bekleniyor.
Kayseri Başkan Büyükkılıç’tan Hal Kompleksi’ne sabah mesaisi Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, sabahın erken saatlerinde şehrin gıda tedarik zincirinin en önemli merkezlerinden biri olan Büyükşehir Belediyesi Hal Kompleksi’ni ziyaret etti. Esnafla tek tek görüşen Başkan Büyükkılıç, hem ürünleri inceledi hem de hal çalışanlarına bereketli kazançlar diledi. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, AK Parti Kayseri İl Başkanı Hüseyin Okandan ile birlikte güne, Büyükşehir Belediyesi Hal Kompleksi’nde hayata kazandırılan Osman Alparslan Saatçı Camii’nde sabah namazıyla başlayarak, esnafla buluştu. Gerçekleştirdiği ziyarette sıcak bir ilgiyle karşılanan Başkan Büyükkılıç, esnafla bir araya geldiklerini belirterek, "Çok şükür esnafımızın yüzü gülüyor. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere onun yol arkadaşlarına hep beraber dua ediyor, ülkemizin huzuru için insanlarımızın mutluluğu için el birliğiyle hep beraber çalışıyoruz" dedi. "Enerjimizi ve gücümüzü vatandaşlarımızdan alıyoruz" Büyükkılıç, güçlerini vatandaşlardan aldıklarını vurgulayarak, "Enerjimizi ve gücümüzü vatandaşlarımızdan alıyoruz. Eli öpülesi milletimizin evlatlarına minnet duyuyoruz. Onlar bizlere hizmet fırsatını veriyor, biz de onlara layık olma yönünde irade gösteriyoruz. Gerek şehrimizin merkezinde gerekse taşrasında hizmetlerimizle vatandaşları buluşturmak suretiyle onların dualarını almayı, gönüllerinde yer etmeyi önemsiyoruz. Bugün sabah da burada gördük ki çok şükür hepsi tebessümle bizleri karşılıyor, bizlere dua ediyor. Bizler de onlara dua ediyoruz, minnet duyuyoruz" diye konuştu. Her türlü talep ve isteği çözme yönünde hal kompleksini ziyaret ederek, esnafı dinlediklerini belirten Başkan Büyükkılıç, "Bizi sıcak bir şekilde karşılayan başta değerli başkanımız olmak üzere, her bir esnafımıza, burada çalışanlara, tedarikçilere, mal alan kardeşlerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Fiyatlarla ilgili, halden çıktıktan sonraki süreçte esnaflarımızın daha dikkatli, hizmeti vatandaşımıza daha iyi mantıkta ulaştırmasını da beklediğimizi ifade etmek istiyorum" ifadelerini kullandı. Büyükkılıç, birlik, beraberlik ve dayanışma mesajları vererek, "Dayanışacağız, birlikte hareket edeceğiz, ay yıldızlı Türk bayrağımızın altında daha güzel günlere hep beraber ulaşacağız" dedi. Okandan ise "Değerli esnaf ağabeylerimiz ile bir aradayız. Hakikaten kapı kapı gezdik, samimiyete tanıklık ettik. Elhamdülillah yüzlerde bir tebessümü gördük, bunlar hem güzel ahlakları, güzel niyetleri ile oluyor. Elbette bunu da taçlandıran belediye başkanımızın güzel hizmetleri ile oluyor. Allah razı olsun" şeklinde konuştu. Kayseri’ye bir hizmet ayağı olan buradaki esnafa hayırlı, bereketli kazançlar dileyen Okandan, Başkan Büyükkılıç’a da teşekkür ederek, "Halimize gerçekten vermiş olduğu desteklerden dolayı Büyükşehir Belediye Başkanımıza çok teşekkür ediyorum" dedi. "Belediyemizle el ele Kayseri’ye en güzel sebze meyveyi getirmek için çaba Gösteriyoruz" Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Kayseri Hal İşletmesi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Taşpınar da Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç, AK Parti İl Başkanı Hüseyin Okandan ile yönetim kurulu üyelerine teşekkür ederek, "Hal esnafı olarak gece iki buçuk üçte biz Kayseri’ye en güzel, en değerli, en kaliteli sebze meyveyi getirmek için çaba gösteriyoruz. Bu süreçte belediye başkanımız ve ekibi ne istersek, hangi talepte bulunursak ellerinden geldiği kadar destek oluyorlar. El ele belediye ile birlikte Kayseri’mize hizmet etmeye devam edeceğiz" diye konuştu. Tezgâhlardaki ürünleri inceleyen Büyükkılıç ve Okandan, esnafın taleplerini dinleyerek çözüm odaklı değerlendirmelerde bulundular. Başkan Büyükkılıç ve Okandan’ın hal kompleksi ziyaretine, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Hüseyin Beyhan, Genel Sekreter Yardımcısı Fatih Temeltaş, İşletme ve İştirakler Daire Başkanı Erkan Küp de eşlik etti.