SAĞLIK - 12 Aralık 2025 Cuma 15:23

Bursa Şehir Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’nde ilk bebek dünyaya geldi

A
A
A
Bursa Şehir Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’nde ilk bebek dünyaya geldi

Bursa Şehir Hastanesi bünyesinde 2024 yılı Aralık ayında hizmete giren Tüp Bebek Merkezi’nde ilk bebek doğumu gerçekleşti. Merkezin başarıyla tamamladığı doğum sonrası hem aile hem de sağlık çalışanları büyük mutluluk yaşadı.


Bebeğin sağlıklı bir şekilde dünyaya geldiği ve annenin durumunun iyi olduğu bilgisini veren Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Op. Dr. Özlem Çaylan Canıtez, yaptığı açıklamada merkezin henüz ilk yılında böyle bir başarı elde etmesinin, ekip çalışmasının ve modern teknolojilerin doğru kullanımının bir sonucu olduğunu belirtti.


İlk gebeliğin sağlıklı bir doğumla sonuçlanmasının kendileri için gurur kaynağı olduğunu dile getiren Canıtez, "Bakanlığımız desteğiyle tedavi sürecinde ileri embriyoloji teknikleri, titiz laboratuvar çalışmaları ve kişiye özel tedavi protokolleri kullandık. Hastamızın yumurta rezervi, rahim içi yapısı ve hormon profili detaylı şekilde değerlendirildi. Bu analizler sonucunda en uygun tedavi yöntemini belirleyerek kontrollü bir şekilde ilerledik. Embriyonun gelişim süreci boyunca son teknoloji inkübatörler ve embriyo izleme sistemleri kullandık. Transfer sonrası dönemi de yakından takip ettik ve bugün sağlıklı bir bebeği ailemize kavuşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz" şeklinde konuştu.


Ortaya çıkan başarının sadece tıbbi bir sonuç değil, aynı zamanda hastayla kurulan güven ilişkisinin de bir yansıması olduğunu kaydeden Canıtez, Bursa Şehir Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’nin bundan sonra da aynı hassasiyetle birçok aileye umut olmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.



1 yılda 242 çifte tüp bebek tedavisi


1 yıldır faaliyet gösteren üremeye yardımcı tedavi merkezlerine yaklaşık 10 bin hastanın başvurduğuna dikkat çeken Embriyoloji Laboratuvar Sorumlusu Uzm. Dr. Nur Pınar Çimen ise, "Bu hastaların çocuk sahibi olabilmeleri için uygun tanı ve tedavi yöntemleri uygulanmıştır. 136 çifte aşılama tedavisi, 242 çifte tüp bebek tedavisi uygulanmıştır. Merkezimizin laboratuvarları çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin yanı sıra kanser hastalarının da üreme hücrelerini dondurmaktadır ve bu hastaların doğurganlıklarının korunmasına önemli bir hizmet vermektedir" dedi.



Bursa Şehir Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’nde ilk bebek dünyaya geldi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Marmara denizinin dibinde 50 yıllık sır ortaya çıkıyor Türk Hava Yolları’nın (THY) 50 yıl önce Marmara Denizi’ne düşen yolcu uçağının sırrı ortaya çıktı. Uçağın düştüğü yeri tespit eden Youtuber Nedim Kuru ve ekibi, su altı dronu ile yaptıkları dalışta uçak enkazına ait olduğu iddia edilen parçaları görüntüledi. 30 Ocak 1975 tarihinde 42 kişiye mezar olan ve yarım asırdır ulaşılamayan Türk Hava Yolları’na (THY) ait ’Bursa’ isimli F-28 uçağının enkazına dair önemli gelişme yaşandı. İzmir-İstanbul seferini yaparken inişe geçtiği sırada Büyükçekmece açıklarında Marmara Denizi’ne düşen uçağın yerini tespit ettiğini öne süren Youtuber Nedim Kuru, su altı dronu ile yaptığı dalışta enkaz parçalarına ulaştığını iddia etti. Kuru, 42 yolcunun hala deniz altında olduğunu belirterek, kazada hayatını kaybedenler arasında ünlü isimlerin yakınlarının da bulunduğunu vurguladı. 30 Ocak 1975’te Türkiye’yi yasa boğan THY’nin F-28 tipi ’Bursa’ uçağı kazası, üzerinden 50 yıl geçmesine rağmen hafızalardaki yerini koruyor. Resmi kayıtlara göre 41 yolcu ve bir hostesin çocuğuyla birlikte toplam 42 kişiye ev sahipliği yapan uçağın enkazına, o dönemin şartlarında ulaşılamamıştı. Kazanın üzerinden 50 yıl geçtikten sonra Youtuber Nedim Kuru tarafından su altı dron ile yaptığı dalışla uçağa ait olduğu düşünülen parçaları görüntüledi. "Dron ile daldığımızda bulduğumuz parçaların uçağa ait olduğunu düşünüyoruz" Geçtiğimiz günlerde Marmara Denizi’nin derinliklerine odaklanan Youtuber Nedim Kuru, uçağın düştüğü iddia edilen noktada su altı dronu ile dalış gerçekleştirdi. Kuru, yaptığı incelemelerde uçağa ait olduğunu düşündüğü parçalara ulaştığını açıkladı. Kuru, "50 yıl önce düşen Bursa isimli uçağımız tam bu noktada 50 yıldır yolcularıyla beraber denizin altında duruyor. Uçak düştüğü için parçaları geniş bir alana yayıldı. Biz dron ile daldığımızda bir parçadan oldukça şüphelendik. Çünkü büyük, ikiye katlanmış alüminyum bir parçaydı. Muhtemelen uçağın olduğunu düşünüyoruz. Tabi tam anlamıyla çıkarmadan bir şey demek doğru değil" ifadelerini kullandı. "42 kişi Marmara’nın altında bekliyor" Kazanın üzücü bir dram olduğunu belirten Kuru, "50 yıldır denizin dibinde duran bir uçaktan bahsediyoruz üzücü bir kaza. Toplamda 42 kişi maalesef Marmara denizinin altında bekliyor, çıkarılmadılar enkaz hala Marmara denizinin dibinde" ifadelerini kullandı. Kazada hayatını kaybeden ünlü yakınları Kuru uçak kazasında ünlü Teknik Direktör Fatih Terim’in kayınpederi Kamuran Aksu ve şarkıcı Seyyal Taner’in hostes kardeşi gibi isimlerin de bulunduğuna dikkat çeken Kuru, "1975 yılında teknolojinin yeterince gelişmemiş olması nedeniyle enkaz çıkarılamamış. Ancak bulduğumuz parçaların enkaza ait olduğunu düşünüyoruz. Artık enkazın yerini biliyoruz" şeklinde konuştu. Bölgede önümüzdeki günlerde ikinci bir dalış daha gerçekleştireceklerini duyuran Kuru, enkazın resmi olarak tespit edilip denizden çıkarılması için yetkililere çağrıda bulundu. Uçağın yolcuları için Yeşilköy’de bir anıt mezarı olabileceğini dile getirdi
Kastamonu Bin kişiye ev pansiyonculuğunu öğrenerek sertifika aldı Kastamonu Üniversitesi tarafından 2 yıldır sürdürülen ve bin kursiyere çevrimiçi ev pansiyonculuğu eğitimi verilen proje sona geldi. Kastamonu Üniversitesi yürütücülüğünde, Erasmus+ Yetişkin Eğitiminde İş birliği Ortaklıkları çerçevesinde desteklenen "Ev Pansiyonculuğu Eğitim Modülü ile Sürdürülebilir Kırsal Kalkınmayı Destekleme ve Dijital Avrasya Yemek Kitabı Geliştirme" başlıklı projenin kapanış toplantısı, Mevlüt Beyribey Konukevi’nde gerçekleştirildi. 24 ay süren ve toplamda 250 bin Euro destek alan proje, proje çıktılarının tanıtımı, katılımcı sertifikalarının takdimi ve proje sürecine ilişkin değerlendirmeleri içeren etkinlik programıyla tamamlandı. Toplantıya, Proje Yürütücüsü Dr. Nagihan Çakmakoğlu Arıcı, çok sayıda akademisyen, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve öğrenciler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan toplantının açılış konuşmasını Proje Yürütücüsü Doç. Dr. Nagihan Çakmakoğlu Arıcı gerçekleştirdi. Doç. Dr. Çakmakoğlu Arıcı, projenin bölgesel kalkınmaya yaptığı katkıya dikkat çekerek bu proje ile hem ev pansiyonculuğu alanında uygulanabilir bir eğitim modülü geliştirdiklerini hem de kültürel gastronomi mirasını dijital bir platformda kayıt altına aldıklarını ifade etti. Ayrıca Doç. Dr. Çakmakoğlu Arıcı, kırsal turizmin sürdürülebilir bir şekilde gelişmesi için yerel halkın güçlendirilmesini çok önemsediklerini söyleyerek çalışmanın sonuçlarını paylaşmanın mutluluğunu yaşadıklarının altını çizdi. Etkinlik kapsamında proje sürecinde yer alan katılımcılara belgeleri takdim edildi. İtalya’dan Benevento Sannio Üniversitesi, İspanya’dan Sevilla Üniversitesi ve Norveç’ten Stavanger Üniversitesi’nin ortak olduğu projede bin kursiyer çevrimiçi ev pansiyonculuğu eğitim modülünde eğitime katılarak sertifika aldı. Ayrıca proje kapsamında 80 yöresel yemek tarifi sisteme kazandırıldı.
Gaziantep Aynı anda görülen karın ağrısı ve nefes darlığına dikkat Medical Point Gaziantep Hastanesi Acil Servis Uzmanı Prof. Dr. Polat Durukan, aynı anda görülen karın ağrısı ve nefes darlığı şikâyetleriyle ilgili uyarılarda bulundu. Medical Point Gaziantep Hastanesi Acil Servis Uzmanı Prof. Dr. Polat Durukan, son günlerde artış gösteren karın ağrısı ve nefes darlığı şikâyetleriyle ilgili uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Polat Durukan, bu belirtilerin kimi zaman hayati risk taşıyan hastalıkların erken sinyali olabileceğini belirterek vatandaşları uyardı. "Bu iki belirti göz ardı edilmemeli" Acil servise yapılan başvuruların analiz edildiğini belirten Prof. Dr. Durukan, özellikle ani başlayan karın ağrısı ile nefes darlığının birlikte görülmesinin, yalnızca sindirim sistemiyle değil, kalp, akciğer, diyafram veya damar sistemiyle ilişkili ciddi sorunlara işaret edebileceğini ifade etti. Durukan, değerlendirmesinde, "Karın ağrısı çoğu zaman masum bir nedenle ortaya çıkabilir fakat nefes darlığıyla eşleştiğinde klinik tablo tamamen değişir. Akut karın, iç kanamalar, akciğer embolisi, kalp krizi, diyaframa bağlı komplikasyonlar ve daha birçok durum acil müdahale gerektirir. Vatandaşlarımız şikâyetleri geçiştirmeden mutlaka acil servise başvurmalıdır" dedi. "Erken müdahale kritik rol oynuyor" Acil servis yetkilileri, karın ağrısı ve nefes darlığının eşlik ettiği vakalarda hastanın ilk değerlendirmesinin hızla yapıldığını, gerek görüldüğünde kan tetkikleri, görüntüleme yöntemleri ve kardiyolojik incelemelerin acil protokoller kapsamında başlatıldığını belirtti. Hastaneden vatandaşlara çağrı Medical Point Gaziantep Hastanesi, özellikle aniden başlayan ve şiddetlenen karın ağrısı, nefes almada güçlük, göğüste sıkışma hissi, baş dönmesi, soğuk terleme, çarpıntı, karın bölgesinde sertleşme veya hassasiyet, ağrının sırta, göğse veya omza yayılması gibi durumlarda acil yardım çağrısında bulunulması gerektiğini hatırlattı.