ASAYİŞ - 02 Ekim 2024 Çarşamba 09:32

Eski eşinin ölmeden selasını vermişti, tutukluluk halinin devamına karar verildi

A
A
A

Bursa’da dini nikahlı eşinden ayrılan kadın, camiden kendi selasının okunduğunu duyunca ne yapacağını şaşırdı. Boşandığı eşinin selasını okutan koca, o anları da cep telefonuyla kayda aldı. Olay sonrası yakalanan Zafer Kufacı çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Bir önceki mahkemede "Kendisine karşı ne bir sevgim ne bir kinim vardır" diyen Kufacı, ifadesinin aynısını vererek beraatini talep etti. Mahkeme heyeti, Kufacı’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Edinilen bilgiye göre, Tuğçe Emir ve Zafer Kufacı çifti 6 yıl önce dini nikah yaparak evlendi. Bir buçuk yıl önce şiddetli geçimsizlik ve eşinin madde kullandığı iddiasıyla Tuğçe Emir, eşini terk ederek çocuğuyla birlikte ailesinin yanına gitti. Sürekli eski eşi Zafer Kufacı tarafından ölüm mesajları aldığını iddia eden Tuğçe Emir son olarak daha büyük bir şok yaşadı. Oturduğu mahallede bulunan camiden öğlen vakti kendisinin selasını duyan genç kadın cami görevlilerine ulaştı. Cami görevlileri ise bir süre hoparlörden selanın yanlış olduğunu belirten anonslar yaptı. Boşandığı eşi tarafından selasının verilmesiyle panik yapan Tuğçe Emir, soluğu polis merkezinde aldı. Şikayet üzerine harekete geçen polis şüpheliyi kısa sürede yakaladı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Zafer Kufacı tutuklandı.

Eski eşinin ölmeden selasını vermişti, tutukluluk halinin devamına karar verildi

Aynı ifadesini verdi, tutukluluk halinin devamına karar verildi

Zafer Kufacı’nın Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldığı mahkemede Tuğçe Emir mahkeme salonunda hazır bulundu. Görülen ilk mahkeme ile ikinci mahkemede aynı ifadeyi veren Zafer Kufacı, savunmasında, "Suçsuzum, ben bu şekilde hiçbir şey söylemedim. Müştekinin tamamen kendi uydurmasıdır. Samimi olmak gerekirse birbirimize küfür etmişizdir. Asıl meselemiz çocuğumuzdur. Ben çocuğumuzu görmek istiyorum fakat bana göstermiyor. Kendisine karşı ne bir sevgim ne bir kinim vardır. Ben kendisine zarar verecek olsam aynı çay ocağında her gün karşılıklı çay içmeyiz. Birbirimize hakaret etmişliğimiz vardır. Bu da karşılıklı olmuştur. Şikayetten vazgeçme olursa kabul ederim. Öncelikle beraatime karar verilmesini istiyorum" dedi. Mahkeme heyeti, Zafer Kufacı’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Eski eşinin ölmeden selasını vermişti, tutukluluk halinin devamına karar verildi

Ahmet Berke Erdal

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Milli Savunma Bakanı Güler ve TSK komuta kademesi Azerbaycan Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonuna katıldı Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) komuta kademesi Azerbaycan Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonuna katıldı. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, beraberinde TSK Komuta Kademesi ile katıldığı Azerbaycan Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonunda konuşma yaptı. Türkiye ve Azerbaycan arasındaki kardeşliğe vurgu yapan Bakan Yaşar Güler şunları söyledi: "Bu anlamlı ve özel günde, sizlerle bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyor, kardeş Azerbaycan ordusunun Silahlı Kuvvetler Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum. Bu vesileyle sizlere Sayın Cumhurbaşkanımızın da selamlarını iletiyor, sizlerin şahsında gardaş Azerbaycan halkına da buradan saygılarımı sunuyor, selamlarımı gönderiyorum. Sözlerimin başında Azerbaycan’ın egemenliği ve bağımsızlığı için cesaret ve fedakârlıkla mücadele ederken şehadete ulaşan aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, bu uğurda gazi olan kahramanlarımıza acil şifalar diliyor, şehitlerimizin ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum." "Ülkelerimizin caydırıcılığı artırması tercih değil zorunluluktur" Bölgede yaşanan gelişmelerin ardından iki ülkenin caydırıcılığının artırılmasının bir zorunluluk olduğuna dikkati çeken Güler, "Hörmetli gardaşlarım, hepinizin yakından takip ettiği üzere küresel ve bölgesel düzeydeki risk ve tehditlerin çapı ve etkisi her geçen gün artmaktadır. Tüm bu gelişmelerin barışı, istikrarı ve refahı tehdit ettiği bu süreçte; stratejik konumdaki ülkelerimizin her alanda güçlü olması ve caydırıcılığını artırması bir tercih değil zorunluluktur. Böylesine kritik bir ortamda, Türkiye ve Azerbaycan’ın bölgesel ve küresel düzlemdeki yakın iş birliği de her zamankinden daha fazla önem arz etmektedir. Stratejik ortaklığa sahip ülkelerimiz arasında iki devlet ilişkisinden ziyade ezeli ve ebedi kardeşlik bağları ile sarsılmaz bir dayanışma ruhu vardır. Şu bir gerçektir ki Azerbaycan-Türkiye ilişkileri çok köklü, çok güçlü, çok boyutlu ve derindir. Ülkelerimiz tarih boyunca sevinç ve kederleri birlikte yaşamış, zorlu zamanlarda birbirine destek olmuş, her koşulda yan yana durmuştur" ifadelerine yer verdi. "Azerbaycan’ın gücü bizim gücümüz, Türkiye’nin gücü Azerbaycan’ın gücüdür" Türkiye ile Azerbaycan arasındaki iş birliğinin devam edeceğini belirten Güler, "Tarihten gelen bu birliktelikle Türkiye ve Azerbaycan arasında başta savunma ve güvenlik olmak üzere hemen her alanda yakın iş birliği bulunmaktadır. Bu kapsamda silahlı kuvvetlerimiz omuz omuza çalışarak birçok faaliyeti başarıyla icra etmektedir. Öyle ki karşılıklı personel eğitimlerinden, kardeş Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri ile icra edilen ikili ve çok uluslu tatbikatlara kadar geniş bir alanda ortak faaliyetlerimiz artan bir etkinlikle sürdürülmektedir. Şu bir gerçek ki Azerbaycan’ın gücü bizim gücümüz, Türkiye’nin gücü Azerbaycan’ın gücüdür. Bu gücümüzü ‘Vatan Muharebesinde’ tüm dünyaya bir kez daha gösterdik. Bugün Karabağ’ın tamamında şanlı Azerbaycan bayrağının dalgalanmasından büyük bir gurur ve mutluluk duyuyoruz" dedi. Azerbaycan’ın zaferi tüm Türk dünyası için gurur kaynağı oldu Azerbaycan’ın zaferinin önemini vurgulayan Bakan Güler, "Özellikle belirtmeliyim ki, şanlı Azerbaycan ordusunun, ‘Vatanı gülistan olsun, ay yıldızlı ve üç renkli bayrağı özgürce dalgalansın’ diye bu muharebede elde ettiği zafer, sadece Azerbaycan için değil tüm Türk dünyası için de büyük bir gurur kaynağı olmuştur. Milli marşta da yer aldığı gibi ‘Senin için can vermeye hepimiz hazırız!’ sözünden ilham alan muzaffer Azerbaycan ordusunun her bir neferi, bu mısraları Karabağ’da fiilen yaşatmış, namus bildiği vatan toprağı için kanıyla tarih yazmıştır. Onlar, emsalsiz cesaretleri ile vatan sevgisinin ne demek olduğunu ortaya koymuş ve kalplerimizde çok özel bir yer kazanmışlardır. Yüreği daima yurt aşkıyla yanıp tutuşan, vatan sevdasıyla yoğrulmuş bir inanmışlık timsali olan kahramanlarımız, anasının sütünü ancak vatana hizmetle helal kılacağını bilmiş, gözünü kırpmadan ‘Bu toprağa can kurban’ demişlerdir. Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin ruhunu oluşturan askeri gelenek / işte bu milli ve manevi değerlere olan bağlılıktır. Toprağını 30 yıl boyunca sabırla bekleyen, tek bir gün bile hakkından vazgeçmeyen can gardaşlarımız, kendi topraklarına öz evlatlarıyla, değerlerine sımsıkı bağlı öz ordusuyla kavuşmuşlardır" ifadelerini kullandı. "Türkiye olarak daima can gardaşlarımızın yanında olacağız" İki devlet tek millet anlayışı ile başta savunma olmak üzere iş birliklerinin üst seviyeye taşınması hedeflendiğini söyleyen Bakan Güler, "Bu şanlı zafer, aynı zamanda Kafkasya bölgesinde barış ve istikrarın hâkim olması için de büyük bir kapı aralamıştır. Elde edilen bu tarihi fırsatın değerlendirilmesi ve kalıcı barış antlaşmasının imzalanması da yegâne temennimizdir. Tüm bunlarla beraber, kalıcı huzurun sağlanabilmesi için ülkelerimizin silahlı kuvvetlerinin daha etkin, daha güçlü ve caydırıcı olması gerekmektedir. Bu kapsamda Türk ve Azerbaycan orduları arasındaki yakın iş birliği, güçlü entegrasyon ve sarsılmaz dayanışma da bölgedeki barış ve istikrarın devamı için vazgeçilmez önemdedir. Dolayısıyla başta savunma sanayi ve askeri iş birliği olmak üzere her alanda ortaya koyduğumuz birlikteliği daha üst seviyelere taşımayı hedefliyoruz. ‘İki Devlet, Tek Millet ve Tek Ordu’ anlayışı ile tatbikatlardan eğitim faaliyetlerine, mayın temizleme çalışmalarından karşılıklı personel görevlendirilmesine kadar yakın iş birliğimizi, etkin bir şekilde sürdüreceğiz. Türkiye olarak daima can gardaşlarımızın yanında olacağız" şeklinde konuştu. Bakan Güler konuşmasının sonunda Türkiye ve Azerbaycan’ın kurucu liderleri Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Haydar Aliyev’i, iki ülkenin şehit ve gazilerini yad etti.