GENEL - 08 Aralık 2018 Cumartesi 14:13

Evlilik okulu kursiyerleri sertifikalarını aldı

A
A
A
Evlilik okulu kursiyerleri sertifikalarını aldı

Bursa’nın İnegöl ilçesinde evlilik okulu kursiyerleri sertifikalarını aldı.

Bursa’nın İnegöl ilçesinde evlilik okulu kursiyerleri sertifikalarını aldı.


İnegöl Belediyesi’nin AHİD iş birliğiyle düzenlediği 8 haftalık evlilik okulu sona erdi. Eğitimlerin ardından yapılan imtihanda dereceye giren çiftler için ödül töreni düzenlendi. İlk üçe giren çiftlere ödül ve bütün kursiyerlere belge takdim edildi. Sani Konukoğlu Konferans Salonu’ndaki ödül törenine Belediye Başkanı Alper Taban, AK Partili yöneticiler ve meclis üyeleri, Müftü Kazım Güzel, AHİD Dernek Başkanı Naci Köseoğlu ve kursiyerler ile aileleri katıldı.


Müftü Kazım Güzel, aile müessesesisin önemine işaret ederek, “Aile, Arapçada zırh, korunak, sığınak demektir. Aslında aile mânasına gelen kelime bir açıdan imtihan olduğu kadar, bir açıdan da insanı dünyanın her türlü fitne ve fesadından korumak için bir sığınak, bir barınaktır” dedi.


Belediye Başkanı Alper Taban ise, “Belki şunu düşünüyor olabiliriz: Eevlenmeden önce evliliği okula giderek mi öğreneceğiz? Geçmişte belki böyle bir şeyi yaşamadık, görmedik diye düşünenler olabilir. Eğitimin muhakkak suretle önemli olduğunu düşünüyorum. Hayatın her safhasında mühim olduğunu düşünüyorum. Dün akşam bir aile ziyareti yaptım. Gözleri görmeyen bir karı-kocanın evine misafir olduk. İkisi de genç kardeşlerimiz ve 2 de evlatları var. O kadar mutlular ki şaştım. Evleri pırıl pırıl ve düzenli. Yardımcınız var mı diye sordum, yok dediler. Çok titizler, çok başarılılar. Çok pozitifler, hayat dolular. Bunu nasıl başarıyorsunuz diye sordum, biz eğitim aldık dediler. Devletimizin açtığı, imkan sunduğu alanlarda eğitimler aldıklarını söylediler. İşte evlilik okulu da bunun gibi bir şey. AHİD Derneği diyoruz, aslında açılımı Aile Hayatını İyileştirme Derneği. Aile hayatını düzeltmek, iyileştirmek ve İslam şuuru üzerine kurgulamak ve gerçekten sağlıklı bir temel oluşturabilmek adına gayret ortaya koyuyorlar. Biz bu işin sadece fiziki imkânlarını sağlayan tarafında olmaya çalıştık. Bunu da inşallah yaygınlaştırmamız lazım. İnşallah bundan sonra daha huzurlu, sağlam temeller üzerine oturmuş evlilikleri görmek istiyoruz” dedi.


10 yılda 1 milyon 200 bin çift boşandı


AHİD Başkanı Naci Köseoğlu ise boşanmalarda yaşanan artışa dikkat çekerek, “Ülkemizde boşanmaların son 10 yılda yüzde 70 arttığı söyleniyor. 10 yılda 1 milyon 200 bin çift boşandı. Bu ailelerin çocuklarının psikolojik hâllerini bir düşünelim. Şu anda avukatların en çok uğraştığı davalar boşanma davaları. Aileler sos veriyor. Ailede yangın var. Aile Bakanlığı artık çaresiz. Eğer biz bütün fertlerimizle bu işe eğilmezsek, kendimize sahip çıkmazsak neslimiz psikolojik ve manevi bir buhranla karşı karşıya kalacak” diye konuştu.


“Kadınlar, asli görevlerinize, evlerinize dönün”


Köseoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:


“Evlilik yaşı her geçen gün artıyor. Son 10 yılda 22’den 24’e çıkmış kadınlarda evlenme yaşı. Erkeklerde ise 25’ten 27’ye yükselmiş. Halbuki İslâm kız evladını erken evlendirin diyor. 5 şeyde acele etmek iyidir. Biri kız evladınızı erken evlendirmek. Fakat ne hikmetse kızlarımız sanki farzmış gibi diplomayı bir tabu haline getirdi. Diploma alsın tabii, kendine uygun, topluma hizmet edeceği yerlerde olsun, ama bir taraftan anne olduğunu, esas Allah’ın ona verdiği vazifenin annelik, yuva kurmak ve çocuklarını yetiştirmek olduğunu unutmasın. Anne olacağını unutmadan, fıtratına uygun mesleklerle topluma hizmet etsin. Şu anda kadın istihdamı pohpohlanıyor, körükleniyor. Yüzde 60 kadınları istihdam ettik diye övünüyoruz. Yani soruyorum size; bir kadının Allah’ın verdiği görevi annelik, yuvasına sahip çıkmak, çocuk yetiştirmek, Fatih’leri, Yavuz’ları, Selahattin Eyyubileri yetiştirmek olan annelik vazifesini bırakıp, kocasına itaat edip, evine hizmet edip yuvasına bir direnişçi gibi sahip çıkıp kale gibi evinde oturması gereken annelerin fabrika köşelerinde, orada burada patronuna çay vermesi mi daha iyi, evinde kocasının önüne çay koyması mı daha iyi? Bugün modern feminist kültür kocaya evinde çay vermeyi kölelik, iş yerinde patrona çay vermeyi özgürlük olarak lanse ediyor. Modernist kültür, İslâm’ın aile yapısını dejenere etmek için bizzat batı tarafından, batılı oryantalistler tarafından pohpohlanıyor. Yani kadın dışarıya çalışmaya itiliyor. Halbuki Allah diyor ki çalışmak erkeğin vazifesi. Ey kadın sen otur, kaleni koru, çocuklarını yetiştir, kocana hizmet et ve yuvana sahip çık. Biz diyoruz ki ey Müslüman kadın, eğer ihtiyacın yoksa, muhtaç değilsen çalışma. Asli vazifene, evine dön, yuvana sahip çık. Bütün akademisyenler ve psikologlar da bu gerçeği görmüş, kadının yuvasına dönüp ailesine sahip çıkarak çocuklarını yetiştirmesinin önemine vurgu yapıyor. Rabbim bizim yeniden özümüze dönerek Allah bizden ne istiyorsa onu yapmamızı nasip eylesin. Çocuklarımızı sadece büyütmeyi değil, yetiştirmeyi nasip eylesin. Yeniden Selahattin’ler, Fatih’ler, Yavuz’lar yetiştirecek kadınlarımıza bir şuur ve takva, erkeklerimize de aile mesuliyeti ve sorumluluğunun idrâkinde olmayı nasip eylesin. Ben belediyemize de böyle önemli organizasyonlara sağladıkları katkılardan dolayı teşekkür ediyorum.”


Köseoğlu, konuşmasının ardından sertifikalar takdim edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Metin Öztürk: “Hedefimiz 105 puan ile şampiyon olmak” Galatasaray İkinci Başkanı Metin Öztürk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada, “Hedefimiz tüm takımları yenerek 105 puan ile şampiyon olmak" dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray, deplasmanda Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maçın ardından sarı-kırmızılı takımın ikinci başkanı Metin Öztürk, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Galatasaray’ın 15 maç üst üste kazanarak bir rekora imza ettiğini belirten Öztürk, “Tabii ki rekorlar kıymetli ama bizim yolculuğumuz belli, 24. şampiyonluk için gidiyoruz. Önümüzdeki yıl Dursun Özbek Başkanımızın liderliğinde tekrar şampiyon olup 5. yıldızı takacağız. Bu tabii bir hedef. Neticede 19 kıymetli rakibimiz ile oynuyoruz” şeklinde konuştu. “12 puan daha var” 4 maçları daha olduğuna dikkat çeken Öztürk, "4 tane daha maçımız var. Demek ki 12 puan daha var. Yani hiçbir şey garanti değil. Oynayacağımız rakipler arasında küme düşme hattında olanlar var. Bizim gibi şampiyonluk yolumda yarıştığımız Fenerbahçe de var. Bir takımla oynadığınız performans ve aldığınız puanlar aslında diğer takımları da ilgilendiriyor. O yüzden biz gücümüz yettiğince sadece şampiyonluk yolunda değil tüm takımları yenerek ligi planladığımız gibi bitirmeyi hedefliyoruz” sözlerine yer verdi. "Farkı 7 puan olarak algılamak doğru değil" Farkı 7 puan olarak algılamanın doğru olmadığını ve Fenerbahçe’nin henüz maçını oynamadığını kaydeden Öztürk, “Farkı 7 puan olarak algılamak doğru değil. Şu an hala aramızda 4 puanlık bir fark var. Rakibimiz henüz oynamadı. Rakibimiz oynadıktan sonra ne olacağına bakacağız. İster 7 puan olsun, ister 4 puan olsun bizim hedefimiz 105 puan ile şampiyon olmak” ifadelerini kullandı. “Hakem kardeşlerimiz elinden geleni yapıyor, yeter ki kasıt olmasın” Metin Öztürk, ayrıca çok fazla hakem konuşmaya gerek olmadığını, ancak hakemlerin maçları yönetirken niyetlerinin önemli olduğunu kaydetti. Öztürk, “Artık bence çok fazla hakem konuşmaya gerek yok. Yunanistan’da da görüyorsunuz yabancı hakemler var. Orada da Yunan takımları bundan şikayetçi. Herkes elinden geleni yapıyor. Eminim ki hakem kardeşlerimiz de elinden geleni yapıyor. Kasıt olmasın, kötü kalp olmasın. Biz spordan da oynanan futboldan da çok memnunuz. Adana Demir ilk devre inanılmaz bir futbol oynadı. Maç iki tarafa da gitti geldi. Futbol bu, sonucun ne olacağı belli olmuyor” dedi. "Bugün harika bir Mertens resitali izledik" Dries Mertens’in önümüzdeki sezon devam edip etmeyeceğine yönelik soruya da yanıt veren Öztürk, daha sonra şunları söyledi: “Buna karar verecek olan hocamız Okan Buruk ve Başkan Vekilimiz Erden Timur. Ancak bir izleyici olarak şunu söyleyeyim bugün harika bir Mertens resitali izledik. İnanılmaz. İnsan olarak müthiş. Ümit ediyorum ki bu performansını önümüzdeki sene bizimle devam ettirir. Ama devam ettirmese de kalbimiz her zaman onunla. Takımımıza şampiyonluk yolunda diğer futbolcu kardeşlerimiz gibi çok önemli katkı sağlıyor."
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.