EĞİTİM - 21 Kasım 2019 Perşembe 12:33

Kılavuz: “Türkiye, Bursa Uludağ Üniversitesi ile gurur duyacak”

A
A
A
Kılavuz: “Türkiye, Bursa Uludağ Üniversitesi ile gurur duyacak”

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Rektörü Prof.

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Kısıtlı bir bütçemiz var. Ancak şikâyet etmiyoruz. Eldeki imkânlar dahilinde çalışmaların en iyisini, en faydalısını yapmaya gayret edeceğiz. Akademisyenlerimizin kalitesi devlet, YÖK ve TÜBİTAK tarafından anlaşıldı. Ciddi destekler almaya başladık. Göreceksiniz 1-2 yıl içerisinde Bursa Uludağ Üniversitesi, Türkiye’nin gurur duyacağı başarılara imza atacak” dedi.


İş adamlarıyla bir araya gelen BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, üniversitenin kısıtlı bütçesine rağmen faydalı olacak çalışmalara imza atmak için gayret gösterdiklerini söyledi. Önceki ay açıklanan üniversite bütçeleri içerisinde Ege Üniversitesi ile birlikte en yüksek bütçe artışının kendi üniversitesi için yapıldığına işaret eden Rektör A. Saim Kılavuz; “Açıklanan rakam çok büyük gibi görünüyor. Ancak 662 milyon TL’nin yüzde 85’i personel giderlerine harcanacak. Bizim bütçe içerisinde yatırım için ayırabileceğimiz rakam 62 milyonu olacak. Bu rakam ile mevcut yatırımları ve acil müdahale edilmesi gereken eksikliklerimizi gidereceğiz. Bütçemiz kısıtlı olabilir, fakat biz elimizdeki imkânlar ile en iyisini, en faydalısını yapmaya gayret edeceğiz. Kesinlikle şikâyet etmiyoruz. Elimizdekilerle de güzel işler yapabiliriz. Genç ve dinamik bir ekibimiz var. Aralarında en yaşlısı benim. Bu yaşta ne kadar gayretli çalıştığımı gören ekibim, benden daha fazla gayretli çalışmaya özen gösteriyor. Görev süremizin sonunda geriye dönüp baktığımız zaman,Bursa Uludağ Üniversitesi’ne faydalı işler yapmış olmayı ve insanların bu çalışmaları takdir etmesini arzu ediyorum” diye konuştu.


Göreve tayin olduğunda öğrenci odaklı ve üniversite-sanayi iş birliğine önem veren üniversite anlayışını hedef aldığını kaydeden Prof. Dr. A. Saim Kılavuz, “Öncelikle öğrencilerimizin uzak şehirlerde ve zor ortamlarda almamaları için 5 yıldır vazgeçilmiş olan yaz okulu uygulamasını geri getirdik. Bütünleme sınavlarını Temmuz ayına geri çektik. En önemlisi de öğrencilerin ulaşabileceği bir yönetim modelini ortaya koyduk. Sosyal medya ve diğer iletişim aletleri vasıtasıyla öğrenciler bize ulaşabiliyor. Taleplerini dinliyor, çözümler getirmeye gayret ediyoruz. Öğrencilerin hoşuna giden bir sistem oluşturduk. Ortamından memnun olan öğrenci, derslerine daha severek geliyor. Üniversite içerisinde daha mutlu oluyor. Üniversite-Sanayi işbirliği konusunda da özel bir çaba gösteriyoruz. Kentimizin önde gelen işadamlarıyla birlikte kısa adı KÜSİ olan Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği platformunu hayata geçirdik. Gönüllü sanayicilerimizden oluşan ÜSİGEM Gönüllü Çalışma Konseyi oluşturduk. Bu platformları ayda bir topluyor ve yapılacak projeler hakkında görüş alışverişinde bulunuyoruz. İnşallah üniversite-sanayi işbirliği alanında da faydalı çalışmaları hayata geçireceğiz. Platform, katkı koymak isteyen tüm işadamlarımıza açık olacak. Herkesi destek olmaya davet ediyoruz” dedi.


“Hedefimiz ilk 10 içerisine girmek”


BUÜ’nün TÜBİTAK tarafından 2017 yılı içerisinde 6 yedek araştırma üniversitesinden biri olarak seçildiklerini kaydeden Rektör Kılavuz, önceki ay açıklanan üniversitelerin performans göstergeleri toplantısında kendilerine 2 yıllık bir karnenin verildiğini söyledi. Durumun pek iç açıcı olmadığının altını çizen Kılavuz, “Araştırma Üniversiteleri arasında 6 yedek üniversiteden biri seçilmiş olmamıza rağmen, geçmiş iki yıllık performansımızın iyi olmadığını gördük. Bursaspor ligden düştü. Biz de aynı akıbeti yaşamak istemiyoruz. Bunun için de canla başla çalışıyoruz. Ancak düşsek bile en kısa sürede hemen toparlanacak ve ait olduğumuz lige yükselmek için her türlü çabayı göstereceğiz. Hedefimiz 10 asil araştırma üniversitesi arasında yer almak. Bizim üniversitemizde ve akademisyenlerimizde bu donanım var. 6 aylık rektörlük dönemimde üniversitemizde görev yapan akademisyen arkadaşlarımızın ne kadar donanımlı ve ne kadar birikimli olduklarını gördüm. Bunu gittiğim her yerde aktardım. Sonunda devletimiz de, YÖK de, TÜBİTAK da görmüş olacak ki bizlere ciddi destekler sağlamaya başladılar. Göreceksiniz ki Bursa Uludağ Üniversitesi 1-2 yıl içerisinde çok önemli başarılara imza atacak. Türkiye’nin gurur duyacağı projeleri hayata geçirecek. Bu donanım ve bilgi birikimi üniversitemizde görev yapan tüm akademisyenlerimizde var. Üniversite yönetimimizdeki heyecan ve çalışma azmi ile inşallah çok güzel işler başaracağız. Bunu yaparken de Bursa kamuoyunun desteğine ihtiyaç duyuyoruz. Bizlere destek olursanız üniversitemizi hak ettiği yere getireceğiz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.