SAĞLIK - 12 Aralık 2025 Cuma 10:01

Sürekli susama ve yorgunluk diyabet habercisi olabilir

A
A
A
Sürekli susama ve yorgunluk diyabet habercisi olabilir

Diyabetin sinsi başlangıç gösterdiğine dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Halil Eşenli, "Sürekli susama, sık idrara çıkma, yorgunluk ve yaraların geç iyileşmesi çoğu zaman önemsenmiyor. Oysa bunlar diyabetin erken sinyalleridir. Erken tanı, komplikasyonların önlenmesinde büyük rol oynar. Diyabet yalnızca kan şekeri yüksekliği değildir, tedavi edilmediğinde tüm organları etkileyebilen ciddi bir metabolik hastalıktır" dedi.


VM Medical Park Bursa Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Halil Eşenli, toplumda giderek yaygınlaşan diyabet hastalığının erken dönemde çoğu zaman belirti vermeden ilerlediğini söyleyerek önemli uyarılarda bulundu. Uzm. Dr. Eşenli, "Diyabet yalnızca kan şekeri yüksekliği değildir, tedavi edilmediğinde tüm organları etkileyebilen ciddi bir metabolik hastalıktır" şeklinde konuştu.



"Belirtilerin hafifliği teşhisi geciktirebiliyor"


Diyabetin sinsi başlangıç gösterdiğini belirten Uzm. Dr. Eşenli, "Sürekli susama, sık idrara çıkma, yorgunluk ve yaraların geç iyileşmesi çoğu zaman önemsenmiyor. Oysa bunlar diyabetin erken sinyalleridir. Erken tanı, komplikasyonların önlenmesinde büyük rol oynar" şeklinde konuştu.



"Diyabetin iki farklı tipi olsa da sonuçları benzerdir"


Diyabetin Tip 1 ve Tip 2 olmak üzere iki temel formda görüldüğünü dile getiren Uzm. Dr. Eşenli, "Tip 1 diyabet genellikle çocukluk döneminde başlar ve insülin eksikliği sonucu ortaya çıkar. Tip 2 diyabet ise yetişkinlerde daha sık görülür ve insülin direnciyle ilişkilidir. Her iki durumda da kontrolsüz kan şekeri kalp, böbrek, göz ve sinir sistemi üzerinde kalıcı hasarlara yol açabilir" dedi.



"Tip 1 diyabet yaşam boyu insülin gerektirir"


Tip 1 diyabetin ani başlangıç gösterebileceğini vurgulayan Eşenli, hızlı kilo kaybı, sık idrara çıkma ve ağızda aseton kokusunun önemli belirtiler arasında yer aldığını belirterek, "Tedavinin temeli insülindir. Bilinçli beslenme ve düzenli aktiviteyle hastalar güvenle yaşamlarını sürdürebilir" ifadelerini kullandı.



"Tip 2 diyabet doğru alışkanlıklarla kontrol edilebilir"


Tip 2 diyabetin günümüzde en sık görülen diyabet türü olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Eşenli, "Fazla kilo, hareketsiz yaşam ve düzensiz beslenme temel risk faktörleridir. Diyet, egzersiz ve ilaç tedavileriyle kan şekeri kontrol altına alınabilir" dedi.



"Diyabet tüm vücudu etkileyebilir"


Diyabetin uzun dönemde çoklu organ hasarına yol açabileceğini hatırlatan Eşenli, "Kalp damar hastalıkları, böbrek yetmezliği ve sinir hasarı en sık karşılaşılan komplikasyonlardır. Düzenli takip ve kişiye özel tedavi bu nedenle kritik öneme sahiptir" dedi.



"Doğru yönetimle diyabetle sağlıklı bir yaşam mümkündür"


Diyabet tanısının kişilerde hayatın olağan akışını bozmak zorunda olmadığını söyleyen Uzm. Dr. Halil Eşenli, "Kan şekeri doğru kontrol edildiğinde bireyler sağlıklı bir yaşam sürdürebilir. En güçlü savunma, bilinçli hareket etmek ve hekim önerilerine uymaktır" diyerek sözlerini tamamladı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul "Renklerini Duydunuz mu?" kitabının imza günü Galeri Deniz’de gerçekleşti Ressam Akın Ekici’nin yaşamı, sanatsal üretimleri ve birikimini farklı perspektiflerle ele alan; yazar Meltem Kurtulan’ın kaleme aldığı "Renklerini Duydunuz mu?" kitabının imza günü ve söyleşisi, DenizBank’ın kültür sanat mekânı Galeri Deniz’de gerçekleşti. Ressam Akın Ekici’nin "Renklerini Duydunuz mu?" kitabının imza günü Galeri Deniz’de gerçekleşti. İş ve kültür-sanat camiasından önemli isimlerin katıldığı etkinlikte Akın Ekici, kitabın ortaya çıkış hikayesi ve resim sanatının yaşamındaki dönüştürücü etkisini katılımcılarla paylaştı. DenizBank Genel Müdür Yardımcısı ve Hukuk Başmüşaviri Akın Ekici, imza gününde yaptığı konuşmada, "DenizBank uzun yıllardır kültür sanatın farklı disiplinlerini herkes için erişilebilir hale gelmesi vizyonuyla destekleyen, Galeri Deniz bünyesinde de gençler başta olmak üzere pek çok sanatçıya ev sahipliği yapan bir kurum. "Renklerini Duydunuz mu?" kitabını, Hukuk Başmüşavirliği görevini yürüttüğüm bu çatı altında sanatseverlerle buluşturmaktan memnuniyet duyuyorum. Hukukun da sanatın da özünde topluma hizmet etme, insan yaşamına değer katma anlayışı bulunuyor. Meltem Kurtulan’ın kaleminden şekillenen bu çalışma da benim sanatçı ve hukukçu kimliğimin kesiştiği noktaları görünür kılıyor. Kitabımızın, özellikle resim sanatına ilgi duyan yetenekli gençlerimize ilham vermesini diliyorum". Yazar Meltem Kurtulan, imza töreninde şöyle konuştu: "Sanatın bütün dallarında olduğu gibi resimde de dünya insanlarına bir sesleniş var. Ressam Akın Ekici de renkleriyle oluşturduğu büyülü bir dille izleyicisine mesajlar veriyor. Bunu fark ettiğim an kitabın ismini koydum. "Renklerini Duydunuz mu?" aynı zamanda Ressam Akın Ekici’nin sanat yolculuğunu ve hukukçu kimliğinin sanatını nasıl şekillendirdiğini irdeleyen bir kitap. Bu yönüyle bu alanda yazılmış tüm kitaplardan ayrılıyor. Onun gibi hukukçu biri olarak bende oluşturduğu etkiyi yorumlarken, resme ilgi duyan herkesin dikkatini, muhakemeyle şekillenen bir ifade biçimini görmeye, duymaya, sevmeye davet ediyorum."
Düzce Çocuklarda özgüven gelişi Düzce Üniversitesi Bilim İletişimi Ofisi tarafından Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜKAM) ve Toplumsal Katkı Koordinatörlüğü iş birliğiyle düzenlenen "Çocuğumda Özgüveni Nasıl Geliştiririm?" adlı Bilim Kafe etkinliği gerçekleştirildi. Düzce Mehmet Akif İnan Hafız İmam Hatip Lisesi’nde gerçekleştirilen bilimin toplumla buluşması, üniversitelerde üretilen bilginin toplumda anlaşılır ve erişilebilir hale gelmesi amacıyla düzenlenen etkinliğin davetli konuşmacısı Düzce Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdi Güngör, çocuklarda özgüven gelişimine yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu. "Çocuk, anne ve babasının aynasıdır" "Çocuk, anne ve babasının aynasıdır" sözüyle konuşmasına başlayan Güngör, çocukların özgüveninin düşük veya yüksek olmasının sebebinin yine anne babalar olduğunu ifade etti. Çocukların da bir birey olduğunu söyleyen Güngör, ailelerin büyük çoğunluğunun çocukları birey olarak kabul etmediklerine işaret etti. "Çocuklar çok iyi bir gözlemci ama yanlış değerlendiricidir" Çocukların çok iyi bir gözlemci ama yanlış değerlendirici olduğunu dile getiren Düzce Üniversitesi öğretim üyesi Güngör, kişiliğin ilk 5-6 yılda oluştuğunu sözlerine ekledi. İhmal edilmiş ve şımartılmış çocuk kavramlarından da söz eden Doç. Dr. Abdi Güngör, yeterli ilgi görmeyen çocukların özgüveninin düşük olduğunu belirterek şımartılmanın da maddi durumla ilgisi olmadığını söyledi. "Sınırsız sevgi, optimum sınır" Konuyla ilgili en net formülü, "Sınırsız sevgi, optimum sınır" şeklinde açıklayan Güngör, en büyük tehlikenin de çocuklarda suçluluk duygusu oluşturmak olduğu uyarısında bulundu. Çocuklarda tembellik kavramının temelinde cesaretin kırılması, ertelemecilik kavramının temelinde ise mükemmeliyetçilik olduğunu ifade eden Doç. Dr. Abdi Güngör, çocuklara nasihat, öğüt veya tavsiye vermenin hiçbir etkisinin olmadığına dikkat çekerek, değişimin yaşayarak olabileceğini dile getirdi. Soru-cevap şeklinde devam eden Bilim Kafe etkinliği, Düzce Üniversitesi Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Şule Çeviker Ay tarafından Doç. Dr. Abdi Güngör’e teşekkür belgesi takdim edilmesinin ardından sona erdi.