EKONOMİ - 23 Kasım 2025 Pazar 09:49

Togg T10F tek depo şarjla İstanbul’dan İzmir’e ulaştı

A
A
A
Togg T10F tek depo şarjla İstanbul’dan İzmir’e ulaştı

Türkiye’nin yerli akıllı aracı Togg’un liftback formundaki yeni modeli T10F, tek batarya dolumu ile İstanbul’dan İzmir’e ulaşmayı başardı. T10F, İstanbul-İzmir arasında tek şarjla yaptığı test sürüşüyle dikkat çekti. Araç, 623 kilometreye varan menzili, güçlü motor seçenekleri ve ileri teknoloji donanımlarıyla ön plana çıkıyor. Aracı test eden İhlas Haber Ajansı Bursa Bölge Müdürü İhsan Altıkardeş ve Otomotiv Yazarı Ali Çelik, Togg’un yeni modelinin dünyadaki rakipleriyle rahatlıkla yarışacağını ifade etti.


Test sürüşü, basın mensupları ve sosyal medyada otomobil influencerlarının katılımıyla gerçekleştirildi. Sabiha Gökçen Havalimanı Airport Otel’de gazetecilere teslim edilen araçlar, konvoy halinde yola çıktı. 20 adet Togg T10F, çevre yolu üzerinden Osmangazi Köprüsü’nü geçerek Bursa, Balıkesir ve Manisa güzergâhını izledi. Araçlar, ortalama 115 km hızla ilerleyerek tek şarjla İzmir Konak’taki Swiss Otel’e ulaştı. Otelde basın mensuplarını Togg yetkilileri karşıladı. Testin ardından düzenlenen toplantıda, araçları deneyimleyen gazetecilerin görüşleri alındı.


Togg’un T10F modelini test eden Türkiye Gazetesi Otomobil Yazarı Ali Çelik, "Bu sürüş deneyimi bizim için çok faydalı oldu, çünkü tek şarjla İstanbul’dan İzmir’e gelebildiğimizi gördük. Bu sevindirici bir gelişme. Otomobilleri daha yakından inceleme fırsatı bulduk. Sosyal medyadaki video kanallarında yabancıların da görüşlerini biliyoruz. Onlar da çok başarılı buluyorlar. Almanya satışları başladı, talep de çok var. Özellikle Alman otomotiv basını Almanya’da Mercedes, BMW, Audi gibi premium modellerle T10F’i ve X’i karşılaştırıyor. Buradaki detayları da yakından görmek bizim için çok iyi oldu" dedi.


Yolculuk sonrası gazetecilerin görüşlerinin de alındığı toplantıda Togg T10F ve Togg’un artan servis merkezi sayısı ve kısalan bakım süresi ile ilgili yapılan olumlu yorumlar dikkat çekti.



Togg T10F’in öne çıkan özellikleri


Menzil (WLTP) - 623 km’ye kadar, Şarj Süresi - Yüzde 20’den Yüzde 80’e yaklaşık 28 dakika (180 kW DC hızlı şarj), Motor Seçenekleri - Tek motorlu RWD: 218 hp, Çift motorlu AWD: 430 hp, 0–100 km/s Hızlanma - 4,6 – 7,5 saniye arası (versiyona göre), Maksimum Hız - 200 km/s, Dijital Kokpit - 12,3 inç gösterge, 29 inç bilgi-eğlence, 8 inç kumanda ekranı (toplam 41,3 inç uçtan uca ekran), Bağlantılı Teknolojiler - Araç içi sosyal kamera, yüksek hızlı internet, Wi-Fi hotspot, Snapdragon işlemcili kokpit, Aerodinamik - 0.24 sürtünme katsayısı



Togg T10F tek depo şarjla İstanbul’dan İzmir’e ulaştı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.