GENEL - 23 Şubat 2017 Perşembe 15:18

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan:

A
A
A
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan:

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, 1915 Çanakkale Köprüsü’nün, ülke ekonomisine olan güvenin bir göstergesi olduğunu söyledi. Bakan Arslan, “1915 Çanakkale Köprüsü, dünyanın önde gelen firmalarının şartname aldığı bir ihale oldu. Dünya çapında 13 finans kuruluşu, ‘Evet ben Türkiye’nin ekonomisine, geleceğine, istikrarına güveniyorum’ deyip, ‘Biz bu köprünün finansını sağlarız’ diye mektuplarını verdiler” dedi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, bir dizi temasta bulunmak üzere geldiği Çanakkale’de, ÇTSO Kongre Merkezinde düzenlenen toplantıya katıldı. AK Parti Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, “Çanakkale’miz bir marka kent, stratejik olarak en özel illerden bir tanesi. Kara, hava, deniz aksına baktığımızda Marmara ile egenin buluştuğu özel bir yer. Bu özel yerde, turizmden, tarımdan, her alandan meseleye ekonomik, siyasi, ulaşım hangi alanda olursa olsun baktığımızda, en katma değer üretecek bakanlıklarımızın başında Ulaştırma Bakanlığımız geliyor. Ulaştırma Bakanımızı hemen her gördüğümüzde, Çanakkale’de yapacaklarını söylemesi, bizim için ayrı bir onur meselesi” dedi.
Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Çanakkale’de yapılan yatırımlar ve devam eden çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Daha sonra konuşan Bakan Arslan, 1915 Çanakkale Köprüsü’nün önemini anlattı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı olarak bir çok önemli projeyi hayata geçirdiklerini hatırlatan Bakan Arslan, “Baktığımız ilk nokta bu: Biz dünya taşımacılığında ana koridor görevimizi yerine getiriyor muyuz? Onun için başladık, Edirne’den Kars’a kadar. 3 veya 4 tane koridor oluşturduk. Yine yetmez dedik, eğer Karadeniz’i Akdeniz’e bağlamazsak ülkemizin kuzeyi ile güneyi arasında ana koridorlar oluşturmazsak yine yarım kalır dedik. O anlamda da 18 tane koridor belirledik. Bu koridorlarda yapmaya çalıştığımız Karadeniz’le Akdeniz’i bölünmüş yollarla birbirine bağlamak, insanımızın hayatını kolaylaştırmak ama aynı zamanda ülkemizin endüstrisini, sanayisini gelişmesinin olmazsa olmazı olan ulaşım ve erişimini sağlamak. Bunu yaptık da, Asya’dan gelen bütün yük hareketini, İstanbul üzerinden eğer Avrupa’ya gönderirseniz, adeta şişe ağzı gibi bir koridor oluşturmuş olursunuz. Bunun bilinciyle, o koridoru rahatlatmak için Marmaray projesini yaptık; Denizin altından demiryolu geçirmiş olduk. Avrasya’yı yaptık; hakeza denizin altından otomobil geçirdik. 3. Köprüyü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü otoyollarıyla birlikte doğu-batı aksındaki koridorun önemli bir halkası olarak yaptık. Yetmez dedik, Kocaeli’nin, İstanbul’un Ege’ye, Akdeniz’e inebilmesi lazım’ dedik, onun için Osmangazi Köprüsü’nü ve beraberinde 384 kilometrelik otoyolu ki bağlantı yollarıyla 433 kilometre, onun süreçlerini başlattık” dedi..
1915 Çanakkale Köprüsü’nün, bütün bunların tamamlayıcısı olacağını söyleyen Bakan Arslan, “Ancak şunu unutmadan, ‘Trakya’yı Çanakkale üzerinden eğer Ege’ye, Batı Akdeniz’e bağlamazsak, işte o söylediğimiz büyük fotoğrafın önemli bir halkası eksik kalacak’ dedik. Onun için de 1915 Çanakkale köprüsünü olmazsa olmaz olarak gördük. Bu ana fotoğrafın tamamlayıcısı olarak. 1915 tek başına anlamlı. Ancak yeni nesil, 1915’in ne olduğunu bilsin. Hatta dünya çapında bir proje yapıyorsanız, dünya bilsin, ‘Ya bu projeye neden 1915 demişler?’ Dönsün onu araştırsın diye daha başlarken 1915 ismini koyarak Çanakkale ile 1915’in dünyadaki yeni nesil de bilsin diye bu ismi koyduk. Bu isimle yetinmedik, yine cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023’de açılması ve onunla uyumlu olması için de ayak açıklığı 2023 metre olan dünyanın 1 numaralı köprüsünü yapma kararı verdik. Ve yine memnuniyetle söylemek gerekir ki, bu köprüyle ilgili ihaleyi çok başarılı bir şekilde gerçekleştirdik. 26 Ocak’ta tekliflerini aldık. Tekliflerini alırken ülkemiz ekonomisi ile ilgili ülkede bir algı oluşturulmak isteniyordu. Bir ülkenin ekonomisinin en iyi göstergesi, yurt dışındaki yatırımcının, finans kuruluşunun o ülkeye olan bakışı ve ilgisidir. 1915 Çanakkale köprüsü, 24 tane dünyanın en önemli firmasının şartname satın aldığı bir ihale oldu. 4 ayrı ortaklık girişimi ihalemize teklif verdi. Kore, Japonya, Çin, İtalya’dan 8 dünya çapında büyük firma teklif verdi. 7 tane ülkemizin sadece ülkemizde değil dünyada kendini ispatlamış firması da bu ortak girişimlerin içerisinde yer aldı, teklif verdiler. Bu tekliflerle birlikte, dünya çapında 13 finans kuruluşu, ‘Evet ben Türkiye’nin ekonomisine, geleceğine, istikrarına güveniyorum’ deyip, ‘Biz bu köprünün finansını sağlarız’ diye mektuplarını verdiler. Ve bu ülkeye olan güvenin bir göstergesi olarak, 10.5 milyar eski parayla 10.5 katrilyonluk köprü ve Malkara’ya kadar olan 101 kilometrelik otoyolun ihalesini yapmış olduk. 5.5 yıllık yapım süresi dahil, 16 yıl 2 ay 12 gün. Gerçekten çok iddialı bir süre. Ülkeye güvenin göstergesi olan bir süre. O yüzden memnuniyetimiz bu konuda had safhada. Biz, ülkenin hizmetinde olmaya çalışanlar olarak böyle bir hizmetin gerçekleştirilmiş olmasını, ecdad güzel bir laf bırakmış; İşe başlamak, işin yarısıdır. Biz işin yarısından fazlasını geride bıraktık. Artık sahada başladığımız çalışmaya 18 Mart’ta da inşallah bu köprünün temelini hep birlikte atacağız” diye konuştu.
Projenin hem ülke hem de Çanakkale ekonomisine kazandıracağını söyleyen Bakan Arslan, “Rabbim uğurlu etsin. Ancak Çanakkalelinin de Türkiye’nin de bir beklentisi var. Dünyanın en önemli projesini Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılından önce bitirmek zorundasınız. Zorundasınız, bunun ötesi yok. Bu proje Çanakkale’ye ne kazandıracak. Çanakkale’yi ilgilendiren kısmı bu olsa gerek. Avrupa’dan ülkemize gelen Ege’ye ve Batı Akdeniz’e hatta Batı ve İç Anadolu’ya bütün yük hareketi Çanakkale üzerinden olacak. Ve yine Ege’nin tersi, Batı Akdeniz ve Batı İç Anadolu’nun bütün yük hareketi, Çanakkale üzerinden Trakya’ya, oradan da Avrupa’ya gidecek. Böyle olacak da ne olacak? Eğer erişim kolaysa, ulaşım kolaysa, o zaman o güzergah üzerinde, endüstrileşme, sanayileşme, ülkemize katma değer oluşturacak yatırımlar yapılır. Biz bunu kazandırmış olacağız. Bu yatırımlarla birlikte, önemli bir konu olan istihdama ciddi bir destek sağlamış olacağız” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Bodrum’da kedi ve köpek katliamı Muğla’nın Bodrum ilçesinde 5 köpek ve 2 kedi zehirlendi. Hayvanlardan 3’ü yapılan müdahale ile kurtulurken, 4’ü telef oldu. Yalıçiftlik Mahallesi’nde kimliği belirsiz kişi veya kişilerce bırakılan zehir, mahalleye bir ay önce taşınan Gizem Sümer’in köpeğinin zehirlenmesine neden oldu. Köpeğini ölü bulan Sümer, evinin çevresinde ölü halde başka bir köpek ile bir kedi de buldu. Bölgede yapılan aramada Sümer’in komşunun 3 köpeği de zehirlenmiş halde bulundu. 3 köpek ise, sahiplerinin erken fark etmesiyle müdahale edilerek kurtarıldı. Aynı bölgede inşaat işçileri tarafından da bir kedinin zehirlenmesi sonucu telef olduğu belirlendi. 6 aylık Yoda isimli köpeği telef olan Gizem Sümer, "Ben Yalıçiftlik’e yeni taşındım. Bir ay oldu. Dün maalesef köpeğimi ölü buldum, zehirlenmiş. Dün akşam da bir tane ölü kedi buldum. Bu sabah evimin bahçesinin yukarısında bir ölü köpek daha buldum. Bir komşumun 3 tane köpeğini zehirlemişler. Onlar fark edip zeytinyağı içirmişler. Kusunca iyileşmişler, bir tanesi pek iyi değilmiş. Onlara köylülerden birisi köpeklerini öldüreceğini söylemiş fakat kim yaptı, nasıl oldu hiç bilmiyorum. Kameralara bakacağım ama ben başka hayvanların da başka bu şekilde ölmesini istemiyorum. Elimden ne geliyorsa yapmak istiyorum. Bodrum Belediyesi Veterinerlik İşleri Müdürlüğü’nden gelip ölü köpekleri aldılar" diyerek hayvanların zehirlenmesine tepki gösterdi.
Mersin Kuzey Makedonya Büyükelçisi Manasijevski’den Başkan Seçer’e ziyaret Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, kente ziyarette bulunan Kuzey Makedonya’nın Ankara Büyükelçisi Jovan Manasijevski’yi ağırladı. Başkan Seçer, Büyükelçi Manasijevski’yi kentte ağırlamaktan dolayı duyduğu mutluluğu dile getirdi. Mersin’in hem Türkiye hem de bölge açısından önemli bir noktada yer aldığını belirten Seçer, "Bölgemiz sektörel anlamda oldukça hareketli. Ticaret, sanayi, tarım, lojistik ve kısmi olarak da turizm olmak üzere birçok sektör faaliyet gösteriyor. Bunlar hem ülkemizin ekonomisine hem de şehrimizin ekonomisine yüksek potansiyel sağlıyor" dedi. Mersin Limanı’nın Türkiye’nin en büyük limanlarının başında geldiğini ifade eden Seçer, limanın Akdeniz çanağında dünyaya açılan bir kapı olduğunu kaydetti. 31 Mart Yerel Seçimleri’nin ardından rekor bir oyla yeniden başkanlık görevine seçildiğini aktaran Başkan Seçer, "Geçtiğimiz ay sonunda yüzde 60 ile seçimi kazandım. İkinci 5 yıl için göreve devam ediyoruz" diye konuştu. Seçer, Büyükelçi Manasijevski ile ilk kez bir araya geldiklerini vurgulayarak, ziyaretin ikili ilişkilerin gelişmesine katkı sunacağını dile getirdi. "Tarihi ve kültürel anlamda ortak bir geçmişe sahibiz" Büyükelçisi Manasijevski de Türkiye ve Kuzey Makedonya arasında tarihi ve kültürel anlamda ortak bir geçmişe sahip olduklarını belirterek, "Ortak ve üretken bir geçmişe sahibiz. İnsanların kültürel değerleri ve kentlilik anlayışında da bu ortaklıktan bahsedebiliriz. Çok kültürlü ve etnik kökenli bir topluluğumuz var. Osmanlı tarihi mirasının yanı sıra biz sizlerle modern Cumhuriyet anlamında da benzer tarihi paylaşıyoruz” dedi. Büyükelçi Manasijevski, Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’nin de Kuzey Makedonya’da doğduğundan söz ederek, Atatürk’ün de ilk eğitimiin orada aldığını belirtti. Büyükelçi Manasijevski, "Biz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Makedonya’nın bir evladı gibi görürüz ve dolayısıyla da Türkiye’nin modern Cumhuriyeti ile ilgili kendimizde pay görüyoruz” dedi. Türkiye ve Kuzey Makedonya ikili ilişkilerine değinen Manasijevski, ekonomik, politik ve kültürel ilişkileri geliştirmek ve iş birliğini artırmak adına Mersin’i ziyaret ettiklerini kaydetti. "Kardeşlik ilişkimizi ticarete de yansıtmaya niyetimiz var" Manasijevski ayrıca, Mersin Valiliği ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileriyle de görüşme yapacağını belirterek, "Burası çok önemli bir liman kenti ama çok önemli bir ticari merkezi aynı zamanda. Bu kardeşlik ilişkimizi ticarete de yansıtmaya niyetimiz var" ifadelerini kullandı. İkili ilişkileri sürdürmenin ve kültürel değerlerin yaşatılmasının önemine işaret eden Manasijevski, Kuzey Makedonya’da Türklerle uyum içerisinde yaşamaya özen gösterildiğini ifade etti. Başkan Seçer, ziyaret sonunda Büyükelçi Manasijevski’ye Roma mitolojisinde çiçek ve bahar tanrıçası olan Flora büstü hediye ederken, Manasijevski de Seçer’e aralarındaki dostluğun sembolü olarak Taş Köprü Üsküp resmi takdim etti. Ziyarette Kuzey Makedonya Ankara Büyükelçiliği Ekonomi Müsteşarı Suzana Tuneva ile Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı İbrahim Evrim de yer aldı.
İstanbul Su birikintisine düşerek hayatını kaybeden Edanur toprağa verildi Küçükçekmece’de su birikintisine düşerek hayatını kaybedeb 5 yaşındaki Edanur Gezer için Esenyurt’taki Kıraç Cemevi’nde cenaze töreni düzenlendi. Acılı annenin ayakta güçlükle durduğu görülürken, cezaevinde olan baba da cenazeye izinli olarak katıldı. Küçük kız, törenin ardından toprağa verildi. Küçükçekmece Fatih Mahallesi Menekşe Sahil Parkı’nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından yapılan kazı çalışmasında oluşan su birikintisine düşen 5 yaşındaki Edanur Gezer hayatını kaybetmişti. Edanur için bugün Esenyurt’taki Kıraç Cemevi’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene İstanbul Valisi Davut Gül, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, küçük kızın ailesi, yakınları ve cezaevinde olan baba jandarma eşlinde kelepçeli olarak katıldı. Tabuta omuz veren Vali Gül, acılı anne Nurcan Gezer’e başsağlığı diledi. Cenazede ayakta durmakta güçlük çeken acılı annenin feryatları yürekleri dağladı. Kılınan cenaze namazının ardından küçük kız Esenyurt’taki mezarlıkta defnedildi. Vali Gül, “Yavrumuz hayatını kaybetti maalesef. Bizler de Esenyurt’ta cenaze törenine geldik. Allah ailesine sabır versin. Ölüm olayı olduğu için otomatikman savcılık tarafından başlanan işlemler oluyor. Bundan sonraki adli süreç orada devam edecek. İhmal var mı yok mu, kusur var mı yok mu ya da kimlerin kusuru var bu adli süreçte belli olacak. Biz daha çok yavrularımızın bu tür bir hadise ile karşılaşmaması için tedbirleri hangi kurum neler yapması gerek onlara bakacağız. Ayrıca ailenin kendi içerisinde birçok sıkıntısı var. Onlarla ilgili Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğümüzün üzerine düşen neyse bundan sonraki süreci takip edeceğiz” dedi. Anne Nurcan Gezer, “Güvenlikler gelmiş burada ateş yakmayın, mangalın içinde ateş yakın demişler. Çocuk yok diye hepsi dağılmışlar. Çocuğu aramaya bir tane mi iki tane mi güvenlik varmış. Güvenliğe gidip ’5 yaşındaki kız çocuğu yok’ demişler. Güvenlikte kuyunun yanına geliyor. Kafasını uzatıp, ’Çocuğunuz burada, içinde’ diyor. Orada bizimkilerden birisi müdahale etmeye çalışıyor. ’İçine atlama, burası çok derin’ diyor. Derin olduğunu biliyorsunuz da niye bir şeyler yapmıyorsunuz. Dün gittim oraya, çevirmişler, önlem almışlar. Benim çocuğum olmasa başka birinin çocuğu da olabilirdi. Başka bir annenin ciğeri de yanabilirdi. Kim oraya sebepliyse cezasını çeksin” dedi. Eda’yı su birikintisinden çıkaran dayısı Selçuk Yaşar, “Biz ailece piknik yapıyorduk. Baktım kuyunun üzerinde yatıyor. İçinden çıkardım, baktım dudakları mosmor. Etrafında koruma yoktu, bildiğimiz su birikintisiydi. Kimse gelip ’Burada kuyu var’ demedi. Derinlik beni çekiyordu zaten. Toprağa tutunup tek elimle çıkardım. Bulmamız 20 dakikayı buldu. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.