POLİTİKA - 24 Mart 2019 Pazar 14:34

Gider, “Belediye başkanlığını 1 dönem yaparım, hakkıyla yaparım”

A
A
A
Gider, “Belediye başkanlığını 1 dönem yaparım, hakkıyla yaparım”

Cumhur İttifakı AK Parti Çanakkale Belediye Başkan adayı Ayhan Gider, Belediye Başkanlığını sadece 1 dönem yapacağını söyledi.

Cumhur İttifakı AK Parti Çanakkale Belediye Başkan adayı Ayhan Gider, Belediye Başkanlığını sadece 1 dönem yapacağını söyledi. Taahhütlerinin 1 dönemde hatta ilk 3 yılda tamamlanacağını söyleyen Gider, “Belediye başkanı olursam bunu bir kere yaparım, hakkıyla yaparım. Bu verdiğim taahhütlerin tamamını yaparım. Ondan sonra da derim ki, buyursun genç arkadaşlarımız, kadın arkadaşlarımız siyaset sahnesine çıksınlar ve bu işi yapsınlar” dedi.


Katıldığı TV programında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhur İttifakı Belediye Başkan adayı Ayhan Gider, Belediye Başkanlığını 1 dönem yapacağını, bütün taahhütlerini de bu dönemde tamamlayacağını söyledi. Gider, “Ben Belediye Başkanlığını bir kere yapacağım. Benim bugüne kadar hiç hırsım olmadı. Hiç kişisel projem, kişisel planım olmadı. Ben, milletvekilliğini de vatandaşlarımızın isteği üzerine bir kere yaptım. Milletvekilliğinde ‘Bir daha aday olmayacağım’ dediğimde herkes bana şunu söyledi; “Herkes bunu söyler. Bir süre sonra, halk istedi, toplum istedi der aday olur. Sen böyle konuşuyorsun ama aday olursun” dediler. Çanakkale’de ilk defa milletvekilliğine tekrar aday olmayan benim. Belediye başkanlığını da bir kere yapacağımı söylüyorum. Proje kitapçığımda bildirdiğim taahhütlerin 1 dönemlik olma sebebi de odur. Bu benim vizyonumun tamamı değildir, bu benim yapacaklarımın tamamı değildir. Yapabileceğimiz çok şey var ama bu kitapta yer alanları ilk dönemde hatta ilk 3 yıl içerisinde bitireceğim için bu vaat değil taahhüt kitabıdır. Belediye başkanlığını da bir dönem yapacağım. Belediyeyi devraldığımız da göreceksiniz, çok genç ve kadınlardan oluşan bir meclis yaptık. Belediyede çalışacağım ekip de gençlerden, kadınlardan oluşacak. Dolayısıyla artık bu Çanakkale’de toplasanız iki elin parmaklarını geçmeyecek iktidarıyla muhalefetiyle, siyasetçi hegamonyasını yıkmak zorundayız. Şahsıyla ilgili söylemiyorum; 17 yıl belediye başkanlığı yaptıktan sonra tekrar ben belediye başkan adayıyım diyorsanız, burada siyaset kurumu yara almış demektir. Sizin şahsınızdan bahsetmiyorum, siz en önemli adam olun, en becerikli adam olun. Hiçbir sözüm yok. Siyaset kurumu yara alıyor demektir. En basit ifadesiyle yeni kişi yetiştiremiyor demektir. Bu çok kötü bir şey. Oysa beni tanıyanlar bilir. Ben görev yaptığım her yerde genç arkadaşların yetişmesi için ayrıca çaba sarf ettim. İnşallah Belediye Başkanı seçilirsem de, arkamda, belediye başkanlığı yapabilecek çok güçlü bir ekip bırakırım. Tıpkı milletvekilliğinde olduğu gibi. Bu benim görevimdir, misyonumdur. Belediye başkanı olursam bunu bir kere yaparım, hakkıyla yaparım. Bu verdiğim taahhütlerin tamamını yaparım. Ondan sonra da derim ki, buyursun genç arkadaşlarımız, kadın arkadaşlarımız siyaset sahnesine çıksınlar ve bu işi yapsınlar. Çünkü, insan sıkılır. Ben sıkılırım” dedi.


"Belediyeye kutsi görevler yüklemeyelim"


Belediyelerin hizmet kurumu olduğunu hatırlatan Gider, “Benim vatandaşlarımızdan bir ricam var. İlk günden beri söylediğim bir şey. Bu bir belediye seçimi. Bana oy verdi diye hiç kimse cennete gitmez. Ancak kimseye oy vermediniz diye de özgürlüğünüzden olmazsınız. Belediyeye bu tip kutsi görevler yüklememek lazım. Belediye hizmet kurumudur. Ben, sizlerin hizmetinize talip olduğum için adayım. Eğer bana yetki verirseniz, sizlerin daha ferah, daha yeşil bir Çanakkale’de, sizlerle birlikte yaşamak için bunları yapacağım. Benim gidecek başka yerim yok. Ben buralıyım. Sizlerle birlikte burada yaşamaktan mutluyum. Ancak yeşil alanı 2 metrekareden 10 metrekareye çıkmış bir Çanakkale’de hepimiz daha mutlu yaşayacağız. Farklı sanal laflarla, iri iri cümlelerle bu işi süslemenin anlamı yok. Özellikle ricam şudur, eğer Çanakkale belediyesinin hizmetlerinden memnun değilseniz ve benim daha iyi hizmetler yapacağıma inanıyorsanız, bu genel seçim değildir. Herkesin partisel görüşüne, ideolojisine saygımız var. Bu bir belediye seçimidir, bu bir hizmet seçimidir. Ben, hizmet için oyunuza talibim. Bu sizi partinizden alıkoymaz. Sadece Çanakkale’ye daha iyi hizmet etmemize ve daha iyi bir Çanakkale’de hep birlikte yaşamamıza vesile olur” diye konuştu.


"Sokaktan olumlu tepkiler alıyorum"


Canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gider, “Bu seçim sürecinde biz hep işlerden bahsettik. Otoparklardan, trafikten, yapılabilecek çalışmalardan bahsettik. Ülgür başkan da hep klasik söylemlerini, danışmanları onu nasıl yönlendirdiyse o şekilde konuştu. Aracını götürüp otoparka bırakacak bir kişi varsa, otopark problemi o insanın umurunda olmayabilir. Halk otobüsüne binemiyorsa, otobüs bilet fiyatları umurunda olmayabilir. Suyun fiyatı çok pahalı olmuş, ucuz olmuş umurunda olmayabilir. O kitleden bahsedersek, o kitlenin umurunda olmayabilir. Ama bunları dert edinen bir kitle de var. Ben, sokaktan çok olumlu tepkiler aldım. Genellikle duyduğum da şuydu; “Artık bu kadar yeter. Çanakkale hizmeti hak ediyor. Biz de rahat, mutlu yaşamayı hak ediyoruz. Biz de eşit ve adil şartlarda hizmet almayı hak ediyoruz” diyorlar. Biz de bu nedenle ilk günkü şevkimizle koşturmaya devam ediyoruz” dedi.


"17 senedir aynı ekip yönetiyor"


Cumhuriyet meydanında yer altı otoparkı yapılması ile ilgili soruyu da yanıtlayan Gider, “Bu kimin projesi? Ülgür başkanın 2014 vaatleri arasında var. Ben sadece burada bir problem olduğunu kabul etmiyorum. Burası da dahil bütün Çanakkale’de bir otopark problemi olduğunu görüyorum. Barbaros’tan Esenler’e, İsmetpaşa’dan Cevatpaşa’ya Çanakkale’nin her yerinde otopark problemi var. Bakın isterseniz, Barbaros’un ara sokaklarına girelim. İnanın ki, Allah muhafaza yangın çıksa itfaiyenin giremeyeceği sokaklar var. Cumhuriyet meydanı civarındaki bir kilometrelik yerde de çok fazla otopark yapılacak alan var. Bakın kaç tane gayri nizami otopark var. Anahtarınızı bırakmak zorunda kaldığınız. Arabam benim özelimdir. Tıpkı evim gibi. Anahtarımı bırakmak istemem. Bakın 2019 biz hala bunları konuşuyoruz. Ben, seçim vaatlerimde tiyatro binamız var ama daha fazla olsun diye konuşmak isterdim. Ama hiç yok. Ben, opera binalarının yetersizliğinden, yeşil alanların daha fazla artırılmasından bahsetmek isterdim. Ne yazık ki hala otoparkı konuşuyoruz. Bakın geçmiş yıllar seçim beyannamelerine, seçim vaatlerine, onlarda otoparklar var. Ve 17 senedir Çanakkale’yi aynı ekip yönetiyor. Balıkçılarla ilgili birinci projemize Sarıçay’ı temizleyerek başladık. Çanakkale Balıkhalini deniz kenarına alacağız. Balıkçılık bizim Çanakkale’de ana üretim dallarından birisidir” dedi.


Su fiyatları ve toplu taşıma ücretleri


Gider, su fiyatlarıyla ilgili bir soruya, “Su ve toplu taşımada Çanakkale Türkiye’deki en bahalı illerden birisi. 4.7 lira suyun tonu olmaz. Allah muhafaza imar problemi varsa şantiye suyuna dönüyor ki 6-7 lirayı buluyor. Böyle bir rakam yok. Bu insafsızlık. Toplu taşımada öğrenci 1.8 lira. Normal vatandaş 2.7 lira. Garip bir çelişki var. Toplu taşıma çok pahalı, otobüsçüler para kazanamıyor. Bu becermek büyük başarı. Bunlarda çok ciddi indirimler yapacağız. Bunu da önümüzdeki günlerde paylaşacağız. Çanakkale’de trafiğin bazı saatlerinde Esenler’den üniversiteye varış 1,5 saati buluyor. Bu sürede bir insan Bandırma’ya varır. Bakın biz proje kitapçığımızı mümkün olduğunca herkese ulaştırmaya çalıştık. Bunun için de bizim hayallerimiz yok, yapacaklarımız var. Taahhütlerimiz var. Yapmak zorunda olduklarımız var. Otopark probleminin bir 5 yıl daha bekleme lüksü yok. Trafik probleminin, yeşil alanların bir 5 yıl daha bekleme lüksü yok. Bunların hepsi mutlak ihtiyaçlar. Balıkhali, düğün salonu bunlar mutlak ihtiyaçlar” diye yanıt verdi.


"Belediye hizmet için var, para kazanmak için değil"


Gider, “Halk bahçesini büyüteceğiz. Burada bir yanlış anlama olmuş. Oradaki hastanede poliklinik hizmetleri kalacak. Acil servis değil ama poliklinik hizmetleri devam edecek. 24 saat esasına göre pansuman, iğne, tansiyon gibi hizmetler için semt polikliniği gibi hizmete devam edecek. Kalan kısımlarında atölyeler, faaliyet alanları olacak. Özellikle gençler ve kadınlarımız için. Ama bununla sınırlı değil tabi. Heykel çalışmak isteyenler, resim çalışmak isteyenler için yerler olacak. Orada okullar kalacak. Gazi, İstiklal ve Cumhuriyet ilk öğretim okulu bu bahçenin içerisinde eğitime devam edecek. Hatta tarımdan alacağımız binalara isterse Milli Eğitim Müdürlüğü farklı ilköğretim okullarını da getirebilir. Çünkü parklar çocuklarla birlikte güzel. Kreşler her yerde olacak. Pazar yerinin üzerini kapatacağız. Bunu söyleyince insanlar heyecanlanıyor ama bu daha bir şey değil. Tabi kapalı olacak. Ama bundan öte, orada bin tane pazarcı arkadaşımız var. Burada neden kreş yok. Bunları konuşuyoruz.


Bakanlığın belirlediği asgari ücretlerin, en düşük ücretlerin dışında hiçbir ücret almayacağız. Belediye ticarethane değildir. Belediye insanlara hizmet etmek için vardır, para kazanmak için değil” şeklinde konuştu.


"Ben çevreciliğin gürültüsünü değil, uygulamasını severim"


Altın madenleriyle ilgili bir soruyu da yanıtlayan Ayhan Gider, “Ben, madenlerle ilgili hep aynı şeyi söyledim. Türkiye’nin yer altı kaynakları varsa çıkarılır. Hangi şartlarda; Çevreye zarar vermeyen şartlarda. Evrensel normların uygulanabildiği şartlarda. Bugün Avrupa’da da Amerika’da da dünyanın her yerinde madenler çıkarılıyor. Bunlar çıkarılmasın demesi akılla mantıkla bağdaşacak bir şey değildir. Kazdağları’nın üstü, altı kadar kıymetlidir. Dolayısıyla eğer siz Kazdağları’nda çıkaracaksanız, normalin üzerinde bir hassasiyet göstermek zorundasınız. Ben 10 yıl Özel İdare Genel Sekreteriydim. O altın madeninin ruhsatını ben imzalamadım. İmzalamamanın nasılı olmaz. İmzalamadığımın belgesini nasıl getireyim? İmzalamamışım işte. Bunu da şu mantıkla yapmadım; ‘Ben asla imzalamam.’ Hayır. Her geldiklerinde sıfırdan dinledim. İTÜ’den uzmanlar getirdiler, Ege’den uzmanlar getirdiler. Bu sefer ikna edeceğiz dediler. Tek başına ben değil, müdürlerimiz, mühendislerimiz, sayın valilerimiz. İnansak imzalardık, ama inanmadık. Bununla ilgili basın toplantısı yaptım mı? Ben 10 sene Genel Sekreterlik yapmışım 1 tane basın toplantısı düzenlemişiz. Milletvekilliğinde de her gün haber servisi yaptıran birisi değildim. Niye? Bir tarzım var. Çevre konusunda bir hassasiyetim olmasa, imzalar geçerdim. Kim elimi tutabilir? Çevre bir bütündür. Kazdağları’na dikkat çekmek baş göz üstüne. Sonuna kadar tarafım. Yalnız 30 bir kişinin yaşayacağı alanda 1 metrekare yeşil alan yoksa, çevrecilikten bahsetmek çok doğru değil. Sağa sola büyük imarlar verirken, Çanakkale yaşanmaz hale gelirken çevrecilikten bahsetmek çok mümkün değil. Sarıçay yıllardır temizlenmezken çevrecilikten bahsetmek çok mümkün değil. Hayatı toplu yaşıyoruz. Ben burasında çevreciyim burasında değilim. Yapmayın. Benim taahhütlerim bellidir. Bunun içerisinde yer alanların tamamına yakını çevre ile ilgilidir. Atikhisarı’ın orada eylem yapmak çevrecilik, trafiği düzenlemeyip bu kadar karbon gazının havaya salınmasına sebep olmak çevre katliamı sayılmaz öyle mi? Kişibaşına düşen yeşil alanları Ankara’nın bile gerisine düşürmek çevreye zarar sayılmaz öyle mi? Deniz doldurmak, sonuna kadar karşıyım. Bir tane açıklama yok. Kimse bana sloganla gelmesin” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Antika otomobili ile antik şehirler turunda Klasik otomobil tutkunu Cengiz Arsay, 1936 model arabasıyla çıktığı Antik Şehirler turunda duraklarından biri olan Konya’ya ulaştı. Antika otomobili ile Antik Şehirlerin önemine dikkat çekmek için bu tura çıktığını ifade eden Cengiz Arsay, “Bu araçların da bu tip etkinliklerde önemli bir rol alabileceklerini göstermek istiyoruz” dedi. İzmir’den 1936 model otomobili ile Antik Şehirler turu çerçevesinde oğlu ile yola çıkan Cengiz Arsay Konya’ya ulaştı. Konya Klasik Otomobilciler Derneği Başkanı Muammer Deveci ve klasik otomobil severlerin oluşturduğu konvoy ile Konya’nın Isparta kara yolu girişi Akyokuş mevkiinde karşılanan Cengiz Arsay, bir süre klasik otomobil severler ile sohbet etti. Bu turu başlamasındaki en büyük etkenin antika araçlar ile antik şehirlere farkındalık oluşturmak olduğunu ifade eden Arsay, bu turun uluslarası boyut kazanmasını son derece arzuladığını ifade etti. Daha sonra Cengiz Arsay’in 1936 model otomobilinin de içinde olduğu 12 klasik otomobilden oluşan konvoy, tarihin ilk medeniyetlerine ev sahipliği yapmış Çatalhöyük’e doğru yola çıktı. Cengiz Arsay’ın Antik Şehirler turuna çıktığı klasik otomobil 1936 model 88 yaşında 1936 Ford Deluxe. Zamanın teknolojileri yapılan bu otomobilde, günümüzdeki otomobillerde bulunan c¸ift elektrikli korna, c¸akmak, ku¨llu¨k ve arkada c¸ift stop lambası standart olup ayrıca, Deluxe serisinin bu ekipmanlara ilaveten ampermetre ve aku¨ s¸arj lambası, arkada ku¨llu¨k, saat, torpido go¨zu¨ kilidi, banjo s¸ekli direksiyonları ve maun desenli o¨n panelleri var. "Oğlumla birlikte bu turu kişisel olarak düzenledik" Tura çıkmasındaki asıl hedefleri anlatan Cengiz Arsay, “Biz İzmir’den yola çıktık ve Türkiye’nin antik ve tarih öncesine giden varlıklarını ziyaret ederek bugün Konya’ya geldik. Sonra da Çatalhöyük’e devam edeceğiz. Biz antika otomobil meraklılarıyız, bunların koruyucularıyız. Bu araçların da bu tip etkinliklerde önemli bir rol alabileceklerini göstermek istiyoruz. O yüzden de oğlum Ata ile birlikte bu turu kişisel olarak düzenledik. Fakat arzu ediyoruz ki bu ileriki yıllarda uluslarası tura dönüşsün. 2. Dünya Savaşı öncesi araçlarının Türkiye’ye gelip buradaki değerleri ziyaret etmelerini arzu ediyoruz. Konya’dan sonra Ankara üzerinden Mardin’e devam etmek istiyoruz. Umarım aracımız da bu konuda bize zorluk çıkarmaz, yardımcı olur. Çünkü 88 yaşında 1936 model. Dolasıyla onun yardımına çok ihtiyacımız var” şeklinde konuştu. "Türkiye’deki antik kentlerin tanıtımını yapmak" Konya Klasik Otomobilciler Derneği Başkanı Muammer Deveci ise “Cengiz Arsay, bizim gönül taşlarımızın ve klasik otomobil klasmanının döğenidir. Aynı zamanda da Klasik Otomobil Müzesi de var. Bizim en eskilerimizden ve bu işin çığırını açan arkadaşlarımızdan biridir. Cengiz bey, Antik Şehirler turunda. Özel bir turdur bu. Türkiye’de daha önce yapıldı mı bilmiyorum. Cengiz bey şu anda 90 yaşındaki arabasıyla antik şehirler turu düzenledi. Burada esas ana gaye, kendisinden ve aracından ziyade dünyaya ve bu işin ilgililerine Türkiye’deki antik kentlerin tanıtımını yapmak. Bu sebeple kendisine teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Van Osman Küncü, minibüsün çığ altında kaldığı günü anlattı Van-Bahçesaray karayolunda yaklaşık 4.5 ay önce çığ altında kalan minibüsün sahibi, yol açılınca yakınları ile bölgeye geldi. Van’da 133 gün önce Bahçesaray yönüne ilerleyen Osman Küncü yönetimindeki minibüs ile Temir Sabırlı yönetimindeki hafif ticari kamyonette bulunan toplam 10 kişi, 3 bin rakımlı Karabet Geçidi inişinde kar ve tipiye yakalandı. Mahsur kalanlar, ekiplerden yardım istedi. Çığ riski nedeniyle ulaşıma kapatılan bölgeye ekipler ulaşamayınca, araçları terk eden 10 kişi, 9 kilometrelik yolu yaya olarak yürüyüp, ilçeye ulaştı. Terk edilen 2 araç ise daha sonra çığ altında kaldı. Bölgeye gelen araç sahipleri, minibüs ve hafif ticareti aracı küreklerle kurtarmaya çalıştı. Temir Sabırlı, beraberindekiler ile birlikte karayolları ekiplerinin yardımı ile çığ altında kalan aracını kurtarırken, Osman Küncü ise çığ minibüsünü şarampole yuvarlandığı için bir şey yapamadı. İlerleyen günlerde hava şartlarının kötüleşmesi sonucu yol tamamen trafiğe kapandı. Yaklaşık 4.5 aydır kapalı bulunan yol, Perşembe akşamı ulaşıma açıldı, araç trafiğine Cuma günü izin verildi. İsmail Küncü ve beraberindeki yakınları yolun açılmasıyla 4.5 aydır çığ altına minibüsünün yanına geldi. İçerisinde bulunan bazı malzemeleri çıkarırken, minibüsün çıkarılması için yetkililerden yardım talebinde bulundu. Aracı çığ altında kalan İsmail Küncü, 4.5 ay önce yaşananları anlattı. Bahçesaray denildiğinde 4-5 Şubat 2020 yılında meydana gelen ve 42 kişinin hayatını kaybettiği çığ faciasının aklına geldiğini ifade eden Küncü, "Olay halen ilk günkü gibi taze. Orada şehit olanlara Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabır diliyorum. 22 Aralık 2023 tarihinde saat 13.20 sularında Van’dan Bahçesaray’a hareket ettik. Karabet Geçidi’ne geldiğimde kar yağışı ve tipi başladı. Bu alana geldiğimizde iki araçtan birinin kara saplandığını gördük ve onu çıkarmaya çalıştık. Onu çıkardığımız sırada önümüze çığ düştü. Çığ düşünce burada mahsur kaldık. Bizde araçlarımızı bırakıp yaya olarak Bahçesaray’a gittik. Bizden sonra gelen çığlar aracımı aşağı sürükledi. Yaklaşık 4.5 aydır aracım kar altında bekliyor" dedi. "Aracımın burada olması uykularımı böldü" Resmi olarak yolun bu gün açıldığını ifade eden Küncü, "Kaymakam beyden izin bekliyorum. İzin veremeden aracımı çıkaramam. Burada halen çığ tehlikesi olduğundan dolayı kaymakam beyin iznini bekliyoruz. Yol açılınca aracımın durumunu merak ettim ve buraya geldim. Acaba yerinde duruyor mu, yoksa daha aşağıya kaymış mı. Aracım çığ altına kaldıktan sonra zaman zaman geldim. Belki 20 seferden fazla geldim. Aracımın burada olması uykularımı böldü, çoğu geceleri uyuyamadım . Aracımı buradan kendi imkanlarımla çıkaramam. Büyük bir masraf ister. İnşallah yetkililer yardımcı olur" diye konuştu.
Samsun Vezirköprü Geleneksel Çocuk Oyunları Şenliği Samsun’un Vezirköprü ilçesinde İlkokullarda Fiziksel Etkinlikler(İFET) ve Geleneksel Çocuk Oyunları Şenliği (GÇOŞ) kapsamında düzenlenen yarışmalarda ilçe birincileri belli oldu. 30 Nisan ve 2 Mayıs 2024 tarihlerinde Okul Sporları Faaliyet Programı’nda yer alan İlkokullarda Fiziksel Etkinlikler ve Geleneksel Çocuk Oyunları Şenliği İlçe Birinciliği Vezirköprü Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü Köprülü Mehmet Paşa Spor Salonunda gerçekleştirildi. Geleneksel oyunları unutmamak adına düzenlenen yarışmalara ilçedeki ilkokullardan yoğun bir katılım oldu. Toplamda bin 100 öğrenci ve 78 sınıfın katıldığı ilçe birinciliği yarışmaları izleyenlere keyifli anlar yaşattı. 1-2-3 ve 4. sınıfların yer aldığı İlkokullarda Fiziksel Etkinler (İFET), her sınıf düzeyi için belirlenen oyunlar ile yapıldı. 1.sınıflar El Değdirerek Bayrak Koşusu, 2.sınıflar Dairesel Bayrak Koşusu, 3.sınıflar Çift Ayak Atlama 4. sınıflar Fasulye Torbası Atma oyununda yarıştılar. 5-6-7 ve 8. Sınıfların yer aldığı Geleneksel Çocuk Oyunları şenliğinde ise 5.sınıflar Yağ Satarım Bal Satarım, 6.Sınıflar Mendil Kapmaca, 7.Sınıflar Kaleli Yakan Top, 8.Sınıflar Halat Çekme oyunlarında yarıştılar. Şenliklere katılarak yarışmaları izleyen ilçe kaymakamı Özgür Kaya ve Belediye Başkanı Av. Murat Gül, yarışmaların sonrasında çocuklarla bir araya gelerek sohbet ettiler. Ödül törenine Vezirköprü Kaymakam Özgür Kaya, Vezirköprü Belediye Başkanı Av. Murat Gül, İlçe Milli Eğitim Müdürü Resul Özata, İlçe Milli Eğitim Şube Müdürleri Burak Akça, İbrahim Sezer ve Murat Güven, Vezirköprü Gençlik ve Spor İlçe Müdürü Mehmet Uyar katıldı. Toplamda 240 öğrenciye ve okullara ödülleri dağıtıldı. Vezirköprü Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü Mehmet Uyar, "Birinci olan okullar Samsun’da düzenlenecek olan İFET ve GÇOŞ yarışmalarında ilçemizi temsil edecekler. Okullarımıza başarılar diler, katılım sağlayan okullarımıza da teşekkür ederiz" dedi.
Gaziantep Baklava yapımını kolaylaştıran makineler talep görüyor Baklava üretiminin kalbi olan Gaziantep’te, baklavacı makinesi tamir ve satışı yapan usta Mehmet Cihan, baklava yapımını kolaylaştıran makinelerine olan ilginin son zamanlarda arttığını belirtti. Geleneksel tatlı baklavanın üretim sürecini hızlandıran ve daha az emek gerektiren bu makineler, hem ev kullanıcıları hem de profesyonel üreticiler tarafından tercih ediliyor. Usta Cihan, Makinelerin, baklava yapımında en zorlu adımlardan biri olan yufka açma işlemini otomatikleştirdiğini ve bu sayede, daha hızlı ve standart kalitede üretim yapmanın mümkün olduğunu ifade etti. Baklava sektöründe yaşanan bu teknolojik gelişme, Gaziantep’teki baklavacıların işlerini büyütme ve daha geniş pazarlara ulaşma şansını artırıyor. “Baklavacılar için büyük bir avantaj oldu” Baklava makinesi hakkında bilgi veren Cihan, “Çocukluğumdan beri tamir işlerine ilgim vardı. Önce baklavacı ustasıydım. Yanıma gelen baklava makinası yapan ustaların eline bakarak makine tamirciliği mesleğini çözdüm. Türkiye’nin yüzde 50’sine hizmet vermekteyiz. Sahada çalışanlarımız var. Baklavacılıkta makine tamircisi eksikliğini gördüm. En iyi şekilde makine tamirciliği yapmak istedim. Bu makineler tatlı ve baklava yapıyor. Baklavacılar için büyük bir avantaj oldu. Süre sıkıntısı yaşamadan baklavayı kısa sürede yapmayı kolaylaştırıyor. Ramazan öncesi ve ramazan sonrası baklava makinesine ilgi çok fazlaydı. Bu yoğunluk hala devam ediyor. Çünkü baklavacı ve tatlıcılar için büyük bir avantaj bu makineler” diye konuştu.