SAĞLIK - 14 Nisan 2021 Çarşamba 14:54

Çanakkale, korona virüs (Covid-19) artışında ilk 3 sırada

A
A
A
Çanakkale, korona virüs (Covid-19) artışında ilk 3 sırada

Çanakkale’de artış gösteren korona virüs (Covid-19) vakalarının ardından yeni tedbirler alınmaya devam ediyor.

Çanakkale’de artış gösteren korona virüs (Covid-19) vakalarının ardından yeni tedbirler alınmaya devam ediyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, vaka artış tablosunda ilk 3’te yer alan Çanakkale’de vaka sayısı bir haftada 546,77’den 797,34’e yükselirken, 8 Şubat’tan 13 Nisan’a kadar 21 kat artış gösterdi.


Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, korona virüs vakalarında artış görülen Çanakkale ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Virüsün hızla yayılmasındaki ilk nedeninin varyantın yaygın olmasına bağlayan Şener, “Çanakkale rekor üzerine rekor kırıyor son 2 ay içerisinde 100 binde 38 gibi düşük bir oranla başladık. Şuanda Türkiye’de ilk 3’ün içerisinde 100 binde 700 küsürlerde olgu sayısı. Bence bu durumda birinci sebebin varyant virüsün daha yaygın olması, ikinci sebep ise insan davranışları” dedi.



“Çanakkale’nin Türkiye’de Covid-19 algısında üçüncü şehir olması çok normal değil”


Türkiye genelinde Çanakkale’nin korona virüs artışında ilk 3’te yer almasının normal olmadığını belirten Prof. Dr. Alper Şener, “Bence bu durumda birinci sebebin varyant virüsün daha yaygın olması. Çünkü sadece İngiltere varyantı değil, Güney Afrika varyantı, Brezilya varyantı ve ekstra bir sürü varyant görüyoruz beraberinde. Dolayısıyla öncellikli olarak varyantlardan yaygınlaşmasının özellikle İngiliz hızlı varyantının hızlı bulaşmasından kaynaklı bunu suçlayabiliriz. İkinci önemli faktör ise sadece varyantlar değil, insan davranışları insanların ağırlıklı olarak Çanakkale genelinde gördüğümüz kadarıyla kapalı alanda durmak istemediği ve vaktini dışarda geçirdiği zamanda mesafe koruyamadığı alanlarda da maskeye uymadığı toplu taşımaların kalabalık olduğu öyle yad a böyle yasakların delmek için çeşitli formüller ürettiklerini görüyoruz. Bu da tabelaya yansıyor. Yoksa hastalık dinamikleri içerisin Çanakkale gibi nüfus dinamiği olan bir şehrin sanayinin çok yaygın olmadığı bir yerin insan trafiği anlamında, sıkışık olmayan bir yerin Türkiye’de Covid-19 algısı anlamında üçüncü şehir olması çok normal değil” dedi.



“İl Hıfzıssıhha Kurulları yerel önlem ve tedbirler alma yetkisine sahip, bunu kullanmaları gerekiyor”


İl Hıfzıssıhha Kurullarının yerel önlem ve tedbirler alma yetkisine sahip olduklarını ve bu yetkiyi kullanmaları gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Şener, “Bence aslında Sağlık Bakanlığı, İl Hıfzıssıhha Kurulunda yeterli denetim serbestliği verdi. Bu uygulama serbestliğine göre hareket etmek gerekiyor. Hareket edilmezse sonuçlar karşınıza çıkıyor ve yükseliş trendine giriyor. Şu anda teknik olarak bakıldığında sanki İl Hıfzıssıhha Kurulu sadece karantina bölgelerini belirlemekle yetkili gibi anlaşılıyor ama ek önlem almak noktasında en kısıtlama ya da gevşeme yapmak her yerde aynı salgın dinamiği geçerli değil. Dolayısıyla yerel önlem ve tedbirler almak yetkisine sahip. Bence bu yetkiyi kullanmak gerekiyor. Çünkü Çanakkale üzerinde görebildiğimiz sadece karantina önlemlerinde sadece İl Hıfzıssıhha Kurulu kararları görüyoruz. Onun dışında da filyasyon ekiplerinin ya da hastaların belli yerlerde gözetim altına alınması ile ilgili geçmiş dönemde kararlar oldu. Bu karar yelpazesinin genişletmek gerekiyor. Bu sadece kısıtlama için değil, kısıtlamanın gevşemesi için de bir yetki var. Bu çerçeveyi iyi çizmek lazım ve mücadeleyi buna göre iyi yapmak lazım. Çanakkale dinamiklerini rakamlara bakarak Sağlık Bakanlığı’nın objektif şekilde belirlemesi pek mümkün değil” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Başkan Tahmazoğlu: "1 ayda beton fiyatları Türkiye standartlarına gerilemezse beton santralleri kuracağız" Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, sosyal medya hesabından Gaziantep’teki çimento üreticilerine seslenerek, "Gaziantep’teki beton fiyatları 1 ay içerisinde Türkiye ortalaması fiyatlarına gelirse problem yok, gelmediği taktirde biz de Şahinbey Belediyesi olarak gerekiyorsa işbirliği içerisinde Gaziantep’e beton santrali kurup bunu halka daha ucuz fiyata veririz" dedi. Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Bora Keçeci, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu ile görüşme gerçekleştirdi. Yapılan görüşmede Gaziantep’te beton ve çimentodaki ücret artışları ele alındı. “Beton ve çimento ile ilgili bir şeyler yapmak gerek” Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Bora Keçeci, "Gaziantep’te vatandaşların konut sahibi olması çok zorlaşıyor. 2+1 daireler 3 milyondan başlayıp 5 milyona kadar çıkıyor. Dar gelirli insanların da bunu alması çok zorlaştı. Bunun yegane sebebi maliyetler, maliyetlerin bir kısmını ise beton ve çimento oluşturuyor. Dolayısıyla yüksek fiyatlı beton ve çimento ile ilgili bir şeyler yapmak gerekiyor. Bu konuda da belediyelerin öncülüğü bizim için çok önemli” dedi. “1 ay içerisinde fiyatlar Türkiye standartlarına gerilemezse beton santralleri kuracağız” Beton fiyatlarının Türkiye standartlarına getirilmediği takdirde beton santralleri kuracaklarını söyleyen Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile beton ve çimento üreticilerine çağrıda bulundu. Tahmazoğlu, "Şahinbey Belediyesi olarak 10 bine yakın konut inşa ettik. Sizin de ifade ettiğiniz gibi son zamanlarda fiyatlarda anormal artışlar oldu. Ben buradan da beton firmalarına bir çağrıda bulunmak istiyorum. Neden Gaziantep Çimento fabrikası burada olduğu halde Türkiye’nin en pahalı hazır betonunu kullanıyor. Gaziantep’in fiyatları 1 ay içerisinde Türkiye ortalaması fiyatlarına gelirse problem yok, gelmediği taktirde biz de Şahinbey Belediyesi olarak gerekiyorsa işbirliği içerisinde, Gaziantep’e beton santrali kurup bunu halka daha ucuz fiyata veririz. Herkesin konut sahibi olmasını istiyoruz” diye konuştu.
İzmir TED Aliağa Koleji öğretmenlerinden meslektaşlarına destek TED Aliağa Koleji’nde bir öğretmen, iddiaya göre yaşadığı hastalık sebebiyle rapor aldığı için işten çıkartıldı. Olayın ardından aynı kolejde görev yapan öğretmenler, meslektaşlarının işten çıkartılmasını okul önünde protesto etti. TED İzmir Aliağa Koleji’nde iddiaya göre bir grup öğretmen, çeşitli nedenlerden dolayı yaşadıkları stres sebebiyle doktora başvurdu. Olayın ardından bir günlük rapor alan öğretmenler arasından T.S., raporunun ’fenni olarak uygun olmadığı’ gerekçesiyle işten çıkartıldı. Alınan kararın ardından öğretmenler ve veliler, okul yönetimini protesto etmek amacıyla okul önünde basın açıklaması düzenledi. Öğretmenler adına açıklama yapan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Ege Bölge Temsilcisi Rabia Atbaş, “TED İzmir Aliağa Koleji’nde kurumun maaş politikasına karşı tepkisini dile getiren yaşadıkları stres, sıkıntı ve geçim kaygısı sonucunda farklı sebeplerden hasta olan 22 öğretmen arasında bulunan bir meslektaşımız, okul yönetimin tarafından işten çıkarıldı. Yönetim, bu haksız ve hukuksuz kararı, öğretmenimizin hastaneden aldığı raporun "fenni olarak uygun olmadığı" iddiasıyla gerekçelendirdi” ifadelerine yer verdi. “Öğretmenler mobbinglere ve baskıya maruz kalmıştır” Çalıştıkları kurumların patronlarının sadece kurumlarını ve karlarını düşünen sömürü uygulamalarına maruz kaldıklarının altını çizen Atbaş, "Bizler patronların insafına bırakılmış, asgari ücrete mahkum edilmiş, ailesinin ve kendisinin temel ihtiyaçlarını kısarak geçinmeye çalışan, insanlık dışı şartlarda çok sevdiğimiz mesleğimizi icra eden, özel öğretim kurumlarında görevini yapan öğretmenleriz. Ne yazık ki bunun en acı örneğini Türkiye’de eğitime önem verdiği sanılan TED Aliağa Koleji vermektedir. Bundan 1 buçuk sene önce yıllardır yaşadıkları sıkıntıları TED Vakıf Yönetimine bildiren ve çözüm bulunmasını isteyen öğretmenler çeşitli mobbinglere ve baskıya maruz kalmıştır” şeklinde konuştu. “Öğretmenlerin raporları incelenmek istendi” Hasta olan öğretmenlere gittikleri doktorlar tarafından 16 Nisan Salı günü için bir günlük rapor verildiğini aktaran Atbaş, "Fakat Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Komsuoğlu tarafından öğretmenlerin raporlarının incelenmesi istendiği için öğretmenler tekrar hastaneye gitmek zorunda bırakılmışlardır. Öğretmenlerin okula gelememesi üzerine veliler okul yönetimine baskı uygulamıştır. Vakıf yönetimi velilere çok çirkin davranışlarda bulunmuş ve mesaj atarak öğretmenlerin maaşlarına 2023-2024 eğitim öğretim yılında yüzde 113 zam yaptığını açıklamıştır. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası olarak velilerin oranlarla kandırılmasına göz yummayarak ve TED adına utanarak öğretmen maaşlarının 18 bin 500 ile 20 bin aralığında olduğunu açıklamak zorunda bırakılmışızdır” cümlelerine yer verdi. “Asıl sebep öğretmenimizin sendikalı olmasıdır” Öğretmenlerin görevlerini aksatacak hiçbir durumda bulunmamalarına rağmen Vakıf Yönetim Kurulu ve idarecileri tarafından mobbinge maruz kalmaya devam ettiklerini vurgulayan Atbaş, şunları kaydetti: “25 Nisan Perşembe günü kurumda görev yapan bir öğretmenimiz işten çıkarılmıştır. Sebep olarak Hakem Hastanenin öğretmenin raporunun fenne uygun olmadığını belirlediği gerekçe gösterilmiştir fakat öğretmenimiz bayılma şikayeti üzerine doktora gitmiş ve önceden yaptırdığı kan testlerine dayanarak raporunda yazılan hastalığından şüphelendikleri belirtilmiştir. Öğretmenimizin dönem ortasında işten çıkarılmasının asıl sebebinin rapor olmadığının hepimiz farkındayız. Asıl sebep öğretmenimizin 1928 yılında Ata’mızın direktifleriyle kurulmuş Türk Eğitim Derneğine ve öğretmenliğe yakışır şekilde bu sömürü düzenine sendikasıyla birlikte karşı çıkmasıdır. Asıl sebep diğer 24 öğretmenin gözünü korkutmak için öğretmen arkadaşımızın işten çıkarılmasıdır. Asıl sebep öğretmenimizin sendikalı olmasıdır.” Öğretmenlerin zarar görmesine izin vermeyeceklerini söyleyen Atbaş, şunları kaydetti: “Bir an önce TED’i saltanat yönetimi haline getiren iki şahıs TED’den uzaklaştırılmalı ve TED öğretmenlerinin kaybettirilen değerlerinin, meslek onurlarının tekrar kazanılması için çalışmaların başlaması gerekmektedir. Bizler Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası olarak işten çıkarılan öğretmenimizin ve hakkı için direnen tüm öğretmenlerin yanında olduğumuzu, her türlü desteği sağlayacağımızı ve birlikte direnerek zafere ulaşacağımızı buradan tüm kamuoyuna bildiriyoruz.”