GÜNDEM - 23 Mayıs 2024 Perşembe 09:53

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğrencilerinden Doğanın Sesi Projesi

A
A
A
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğrencilerinden Doğanın Sesi Projesi

Çanakkale Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Halkla İlişkiler ve Tanıtım programı öğrencileri; ÇOMÜ Çocuk Gelişimi programı öğrencileri ile Ay Kreş’in anaokulu öğrencilerini Dardanos Kampüsü’nde bir araya getirdi. Daha yenilikçi ve sürdürülebilir bir dünya oluşturmak için doğanın tasarım ve süreçlerini taklit etmeyi amaçlayan biyomimikri eğitiminin üniversitelere verildiği eğitim sonrası, üniversiteliler ve anaokullu minikler doğayı birlikte tanıma fırsatı buldu.


Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Çanakkale Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Pazarlama ve Reklamcılık Bölümü Halkla İlişkiler ve Tanıtım Programı öğrencileri; sosyal sorumluluk dersi kapsamında doğanın önemini anlatan Doğanın Sesi projesini Dardanos Kampüsü’nde hayata geçirdi. İstanbul’da Zeytin Atölye’nin uyguladığı doğa ile taklit yönetiminin eğitime uyarlanmış hali olan biyomimikri eğitimini Çanakkale’ye getiren Halkla İlişkiler öğrencileri, projede hem kendileri gibi üniversite öğrencilerine farklı bir eğitim modeli göstermiş hem de bu eğitim modelinin uygulanmasını sağlamış oldu.


Yenilikçi bir eğitime önayak olmak isteyen Halkla İlişkiler ve Tanıtım öğrencileri, sosyal sorumluluk projelerinden Yüksekokuldaki farklı bir bölüm öğrencilerinin faydalanmasını hedeflediler. Çevre ve doğa bilinci bilgilerinin nesilden nesile aktarabilmesi amacıyla Çanakkale Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu’nun öğretmen adayı Çocuk Gelişimi öğrencilerine yönelik gerçekleştirilen biyomimikri eğitimini, İstanbul’dan proje için Çanakkale’ye gelen Eğitmenler Elif Meltem Koç ve Elif Nur Aksoy verdi.


Minikler Doğa Kaşifliği Yaptı


Doğanın taklit yöntemi ile çocuklara nasıl öğretileceğini öğrenen Çocuk Gelişimi programı öğrencileri; öğretmenlik yapacakları anaokulu öğrencilerine, çevre ve doğa bilincinin öğretti. Miniklere doğa ile nasıl hayal kuracaklarını anlatmanın farklı bir yönünü keşfeden Çocuk Gelişimi programı öğrencileri, öğrendiklerini uygulamaya döktü. Çanakkale Ay Kreş’teki miniklerle birlikte doğada öğrenme etkinlikleri yapan ÇOMÜ’lü öğrenciler, doğa kaşifliği yaptı. Kuşları ve kuş tüylerini inceleyerek bunlardan uçak kanatlarının nasıl yapıldığını inceleyen anaokullu minikler üniversitelilerle maket uçaklar yaptı.


Çimlerde Oturarak Çevre Eğitimi Yaptılar


Hürkuş ve Akıncı uçaklarının köpük maketlerini birleştiren minikler, uçakları uçurmaya çalıştı. Hep birlikte çimlere oturarak öğrendiklerini birbirilerine anlatan minik öğrencilerle, Çocuk Gelişimi öğrencileri yakından ilgilendi. Projeye katılan Zeytin Atölye ve Ay Kreş öğretmenleri, Çanakkale Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi programının mezun adayı öğrencilerinin kreşlerde görev almaya hazır olarak yetişmiş olduklarını gözlemlediklerini ifade ettiler. Etkinlik sonunda anaokulu öğrencilerine boyama kitabı, broş ve şekerleme dağıtıldı.



Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğrencilerinden Doğanın Sesi Projesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti Sözcüsü Çelik: "Suriye’de SDG’nin varlığı sona ermelidir" AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Suriye’de de SDG’nin varlığının sona ermesi gerekir. Burada da esas olan 10 Mart anlaşmasının uygulanmasıdır. Bu anlaşmanın uygulanması ve arkasından silahın bırakılmasıdır" dedi. AK Parti Sözcüsü Çelik, partisinin Genel Merkez binasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında devam Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı’na ilişkin açıklamalarda bulundu. "Bahis ve sanal kumar meselesi adeta bir pandemi halini almıştır" Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplumu çürüten, yozlaşmaya sürükleyen bahis ve sanal kumar meselesinde MYK’nın da bu gündemi takip etmesine yönelik ifadeleri olduğunu belirterek, "Bahis ve sanal kumar meselesi adeta bir pandemi halini almıştır. Dünyanın her tarafında olduğu gibi maalesef ülkemiz de bundan etkilenmektedir. Hatta bazı aile facialarının ve maalesef bazı intiharların arkasında bu ve benzeri yanlışlıkların olduğunu çeşitli şekillerde tespit ediyoruz. Tabii ki bununla ilgili bir eylem planımız var ve en güçlü şekilde mücadele edeceğiz. Hem siyaset kurumu olarak hem de hükümet ve kabine olarak yapılması gerekenler, Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda ortaya konulmuştur" ifadelerini kullandı. Sanal kumar ve bahis gibi meselelerde tavizsiz davranılması gerektiğinin altını çizdiklerini kaydeden Çelik, bu meselenin, milli güvenlik, ahlak, toplumsal güvenlik ve gelecek nesiller açısından problem olduğunu söyledi. "Türkiye meseleye güvenlik sorunu olarak yaklaşmadığını, hayatın normalleşmesine yönelik güçlü bir yaklaşım ortaya koyduğunu gösterdi" Suriye’de Esad rejiminin devrilmesinin yıldönümü olan Suriye’nin 8 Aralık Hürriyet Günü’ne ilişkin konuşan Çelik, "Bir yıl içerisinde birçok meydan okumaya ve provokasyona rağmen, geleceğe yürüme konusundaki iradesini güçlü tutmaya çalışmaktadır. Türkiye, burada meseleye sadece bir güvenlik sorunu olarak yaklaşmadığını; ekonomik istikrarın sağlanması, Suriye’de okulların yeniden yapılması ve hayatın normalleşmesine yönelik güçlü bir yaklaşım ortaya koyduğunu gösterdi" dedi. "Lazkiye’de Alevi hakkını savunmak üzere terör eylemi yapanların Alevi kardeşlerimizle bir ilgisi yok" Suriye halkının karşısında daha büyük sınamalar olduğunu ve Suriye’nin birliği ve dirliğinin korunmasının ise son derece önemli olduğunu aktaran Çelik, "Kendi içerisinde üç tane tehditle karşı karşıya bırakılıyor. Bir tanesi Esad artığı bir takım unsurların Lazkiye bölgesinde mevcut Suriye yönetimine karşı bir takım kalkışma planlaması. Lazkiye bölgesinde biz Alevilerin Şiilerin hakkını savunmak üzere terör eylemi yapanları kast ediyorum hiçbir şekilde Suriye’deki Alevi kardeşlerimizle Şii kardeşlerimizle bir ilgisi yok. Bunlar Esad’ın katliamcı rejimini bir şekilde diriltmek isteyen unsurlar. Bu Şebbiha unsurlarıyla Alevi Şii kardeşlerimizi birbirine karıştırmak çok vahim bir hata olur. Gerçekten Alevi kardeşlerimize Şii kardeşlerimize Nusayri kardeşlerimize dönük olarak yanlış yaklaşım olursa biz bunun karşısında oluruz" ifadelerini kullandı. "Biz Lübnan’daki ve Suriye’deki Dürzi kardeşlerimizi çok iyi tanıyoruz" Suriye’nin güneyindeki Dürzileri temsil etmeyen Siyonist yanlısı bir kanaat önderinin Suriye’nin birliğine ve dirliğine tehdit olan ikinci unsur olduğunu dile getiren Çelik, "Onun yaptığı faaliyetler esasında doğrudan hiçbir şekilde Dürzileri temsil etmeyen Netenyahu Hükümeti tarafından ortaya konulan soykırımcı siyasetin takipçisi olarak bunu yapıyor. Biz Lübnan’daki ve Suriye’deki Dürzi kardeşlerimizi çok iyi tanıyoruz. Orada ne olup bittiğini biliyoruz" dedi. "SDG adına konuşanların kullandığı argümanlardan bir tanesi Kuzeydoğuda Kürt kardeşlerimizin tehdit altında olduğudur" Üçüncü tehdidin ise terör örgütü SDG tarafından ortaya konulan birtakım faaliyetlerin olduğunu sözlerine ekleyen Çelik, "Yaptığı işi Kürtlerin kazanımı olarak sunması tıpkı Lazkiye’deki Güneydeki Dürzi Bölgesi’ndeki gibi yanlıştır. SDG’nin silah bırakmamak, terör örgütünü tasfiye etmemek için SDG adına konuşanların kullandığı argümanlardan bir tanesi Kuzeydoğuda Kürt kardeşlerimizin tehdit altında olduğudur. Bu tehdidinde Şara Hükümetinden kaynaklandığı şeklinde bir yaklaşım sergiliyorlar. Bu bir mantık yürütme değil, bu bir terör argümanıdır" dedi. "Suriye’de SDG’nin varlığı sona ermelidir, burada esas olan 10 Mart anlaşmasının uygulanmasıdır" ‘Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge’ dendiğinde tablonun açık olduğunu vurgulayan Çelik, "Irak’ın tamamında terör örgütünün tasfiyesinin tamamlanması için tasfiyenin bir retorik olarak kalmaması için silah bırakılması gerektiği gibi aynı şekilde Suriye’de de SDG’nin varlığının sona ermesi gerekir. Burada da esas olan 10 Mart anlaşmasının uygulanmasıdır. Bu anlaşmanın uygulanması ve arkasından silahın bırakılmasıdır. Bu şekilde teröre bulaşmamış silahlı unsurların Suriye ordusuna entegre olması ve bununda 10 Mart anlaşmasının ortaya koyduğu çerçeve içerisinde gerçekleşmesi aslında silah bırakmanın tamamlanması açısından iyi bir çerçeve sunmaktadır" değerlendirmesinde bulundu. "Terörsüz Türkiye konusunda önemli olan yol haritasının işlemesidir" Terörsüz Türkiye konusunda bugüne kadar yol haritasının işlediğine dikkati çeken AK Parti Sözcüsü Çelik, "Bu işlerin mutlak bir matematiği yok. Bir haftada bazen bir metre gidersiniz, bir diğer hafta bazen 1 kilometre gidersiniz. Önemli olan yol haritasının işlemesidir. Terörsüz Türkiye içeriği, zamanlaması, yakın bölgemizdeki krizleri sona erdirme ve farklı etnik ve dini gruplardan kardeşlerimizin geleceğine hayırlı bir imza atması açısından son derece yerinde bir yaklaşımdır" diye konuştu. "Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Lübnan’la gerçekleştirdiği MEB anlaşması baştan aşağı hukuksuzdur" MYK toplantısından gündem maddelerinden bir tanesinin de Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Lübnan’la gerçekleştirdiği Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmasının olduğunu kaydeden Çelik, sözlerine şöyle devam etti: "Bu anlaşma baştan aşağı hukuksuzdur. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yaptığı tamamen işgalciliktir. Bu KKTC’nin egemenlik haklarını gasp etme girişimidir. KKTC’yi yok saymaya çalışan, Türkiye’yi görmezden gelmeye çalışan hiçbir yaklaşımın burada bir geleceği olmayacaktır. Bunu net bir şekilde ortaya koyalım ama Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bu faaliyetini görüyoruz. Son zamanlarda Rum tarafını, Rum tarafının yaşadığı bölge olmaktan da çıkarıp bazı ülkelerin askeri üssü ve karargahı haline getirmeye çalışıyorlar. Bunlar da beyhude çabalardır." "Cumhurbaşkanımızın yakın zamanda Suriye’ye ziyaretine ilişkin yakın bir planlama yok" Çelik, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın zamanda Suriye’ye yönelik bir ziyaret gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği sorusu üzerine Çelik, "Cumhurbaşkanımız, Suriyeli kardeşlerimizle buluşmak, onları Suriye topraklarını da ziyaret ederek tebrik etmeyi tabii ki arzu ediyor ama yakın bir planlama yok. Şu anda herhangi bir takvim oluşmuş değil" cevabını verdi. "TSK iki ülkenin mutabakatı çerçevesinde pozisyonu koruyor" Bir diğer gazeteci sorusu üzerine Çelik, "Türk Silahlı Kuvvetlerimizin konvoylarıyla ilgili görüntüler doğrudur. Bunlar da bir olağanüstü durum yok. Orada epeydir görev yapan birliklerimizle yeni birliklerimiz yer değiştiriyorlar. Sosyal medyada birçok analiz gördüm. Olağanüstü bir durum yok. TSK orada iki ülkenin mutabakatı çerçevesindeki pozisyonunu koruyor" ifadelerine yer verdi.
İstanbul Boks Milli Takımı, U17 Avrupa Boks Şampiyonası için hazır Almanya’nın Kienbaum kentinde 10-17 Aralık tarihlerinde düzenlenecek U17 Avrupa Boks Şampiyonası’na katılacak olan Türkiye U17 Milli Boks Takımı hazırlıklarını tamamladı. Şampiyonada Türkiye’yi 13 kadın ve 13 erkek olmak üzere toplam 26 sporcu temsil edecek. Türkiye U17 Milli Boks Takımı, 10-17 Aralık tarihlerinde düzenlenecek U17 Avrupa Boks Şampiyonası için Almanya’ya gitti. Yoğun kamp programının ardından teknik ekip ve sporculardan oluşan milli takım kafilesi, organizasyonda başarılı sonuçlar almayı hedefliyor. Türkiye Boks Federasyonu Başkanı Suat Hekimoğlu, şampiyona öncesi yaptığı değerlendirmede milli takım kafilesinin yüksek bir motivasyonla hazırlıklarını tamamladığını belirtti. Hekimoğlu açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "U17 Avrupa Boks Şampiyonası, Türk boksunun geleceğini şekillendirecek genç sporcularımız için son derece önemli bir organizasyon. Sporcularımız uzun bir hazırlık döneminden geçti ve bugün itibarıyla şampiyonada ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye hazır durumdalar. Teknik ekibimiz büyük bir özveriyle çalıştı. Gençlerimize güveniyoruz; ringde ortaya koyacakları performansın Türk boksunun uluslararası arenadaki yükselişine güç katacağına inanıyoruz." Başkan Hekimoğlu, hem kadın hem erkek takımının madalya hedefiyle Almanya’ya gittiğini ifade ederek, "Bu yaş grubunda elde edeceğimiz her başarı, gelecekte daha büyük hedeflere uzanacak sporcularımızın yolunu açacaktır. Tüm sporcularımıza ve antrenörlerimize başarılar diliyor, şampiyonadan ülkemizi gururlandıracak sonuçlarla döneceğimize yürekten inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu. U17 Avrupa Boks Şampiyonası’nda mücadele edecek Kadın ve Erkek Milli takımların kafilesinde şu isimler yer alıyor: Erkek Milli Boks Takımı Antrenörler Metin Gemici Cevat Aydın Faruk Çevik Ahmet Dursunoğlu Arif Kırkgöz Sporcular 46 kg Hasan Pehlivan Uçak 48 kg Miraç Keser 50 kg Berat Akduman 52 kg Yiğit Keskin 54 kg Muhammet Ali Arlı 57 kg Zeki Uğur 60 kg Özgür Kılıç 63 kg Alparslan Şenol 66 kg Baturalp Çevik 70 kg Hakan Arda İlgün 75 kg İbrahim Veyisoğlu 80 kg Alpaslan Çoban +80 kg Hakan Deniz Coşkun Kadın Boks Milli Takımı Antrenörler Hamdi Yıldırım Fatih Öztürk Caner Önayaker Can Koçak Tarık Demirci Merve Adıbeş Sporcular 46 kg Azranur Çetin 48 kg Asmin Cabaş 50 kg Zeynep Şevval Kalaycı 52 kg Bengisu Karakoç 54 kg Ecrin Alp 57 kg Ümmü Sıla Kutluata 60 kg Sahranur Turap 63 kg Meryem Bakırtaş 66 kg Sudenaz Aydemir 70 kg Nisa Kaya 75 kg Yağmur Görgeç 80 kg Ela Ecrin Oşak 80+ kg Miray Doğru
Bartın Başkan Çakır’dan "Vurgun gibi harcama" iddialarına tepki Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, Bartın’da bir internet haber sitesinde yayımlanan "vurgun gibi harcama" iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, "Amasra Belediyesi şeffaflık ilkesinden taviz verilmeden hizmetleri sürdürmeye devam edecek" dedi. Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır yaptığı açıklamada, bir yerel haber sitesinde yayımlanan "Amasra Belediyesinde Vurgun Gibi Harcama" başlıklı haberde yer alan iddiaları reddederek tepki gösterdi. İlçe Belediyesine bağlı Özel Kalem Müdürlüğü bütçesindeki harcamanın il belediyesinin aynı müdürlüğe ait harcamadan 8 kat fazla olduğu yönündeki ifadelere cevap veren Başkan Recai Çakır, "Hepimizin bildiği gibi taşeron sistemi kaldırılırken Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile belediyelerde kurulan personellerin istihdam edildiği şirketler var. Bu şirketlerin bütçesi de her belediyede farklı bir müdürlük içerisinde yer alır. Amasra Belediyesinde de ben göreve gelmeden önceden, bugüne kadar özel kalem müdürlüğü bütçesinde yer alıyor. Çalışan yaklaşık 80 arkadaşımızın tüm özlük hakları, brüt maaşları bu kalemden ödeniyor. Haberde de yer alan 50 miyon TL’lik harcamanın da yüzde 90’nı bu personel için yapılan harcamalardır" diye konuştu. İçeriği "patlak haber" olarak nitelendiren Recai Çakır, yer alan suçlayıcı ifadelerin gerçeği yansıtmadığını vurguladı. Basın mensuplarının kamuoyunu doğru bilgilendirme sorumluluğuna dikkat çeken Çakır, iddia ve haberlerde mesleki etiğe de riayet edilmesi gerektiğini kaydetti. Çakır, kamuoyuna sunulan eksik ve yanıltıcı bilgilerle gerçekleştirilmek istenen algının amacının siyasi ya da ekenomik gerekçelerden kaynaklanabileceğini de sözlerine ekleyerek, Amasra Belediyesi’nin şeffaflık ilkesinden taviz verilmeden hizmetleri sürdürmeye devam edeceğini de sözlerine ekledi.