GÜNDEM - 10 Aralık 2024 Salı 10:31

Çanakkale'de Şam, Halep, Hama ve Humus'tan 643 şehit yatıyor

A
A
A

Çanakkale cephesine yaklaşık bin 500 kilometre uzaktaki Şam, Halep, Hama ve Humus'tan gelen askerler, 109 yıl önce Mehmetçik ile sırt sırta vatan savunması yaptı. Bugünkü Suriye coğrafyasından Çanakkale'ye gelen ve şehit düşen 643 Mehmetçik Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda koyun koyuna yatıyor.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Atatürk ve Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdürü Doç. Dr. Barış Borlat, Türkiye toprakları dışında kalan ülkeler içerisinde Çanakkale'ye gelip şehit olmuş askerler arasında en çok şehidi Suriye'nin verdiğini söyledi.

Tarihin en kanlı savaşlarından birisi olan Çanakkale muharebelerinde Şam, Halep, Hama ve Humas’tan gelip vatan savunmasına katılanlar Çanakkale şehitliğinde yatıyor. Düşmana geçit vermemek için yaklaşık bin 500 kilometre mesafeden gelip şehit düşen Suriyelilerin anısı, Çanakkale şehitliğindeki kitabelerde yaşıyor.

Çanakkale'de Şam, Halep, Hama ve Humus'tan 643 şehit yatıyor

Çanakkale savaşları sırasında, Osmanlı Cihan Devleti’nin 141 şehrinden olduğu gibi Suriye’den gelen askerler de Çanakkale Boğazı’nı canla başla savundu. Yaklaşık bin 500 kilometre uzaktaki Suriye’den gelen askerler, 109 yıl önce Mehmetçik ile sırt sırta vatan savunması yaptı. Şehit düşen Mehmetçikler ile Suriyeli askerler bir asrı aşkın süredir Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda koyun koyuna yatıyor. Suriye‘den gelen askerler, Çanakkale cephesinde 643 şehit verdi.

Çanakkale'de Şam, Halep, Hama ve Humus'tan 643 şehit yatıyor

Türkiye toprakları dışında kalan ülkeler içerisinde Çanakkale’ye gelip şehit olmuş askerler arasında en çok şehidi Suriye’nin vermiş olduğunu belirten ÇOMÜ Atatürk ve Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdürü Doç. Dr. Barış Borlat, “Çanakkale Kara Muharebeleri 25 Nisan 1915 günü başladı ve bu tarihten başlamak üzere Çanakkale bölgesindeki asker sayısı her geçen gün artıyordu ve o an için yani 1915 yılında Osmanlı coğrafyasının her yerinden Çanakkale’ye, Çanakkale cephesine askerler gelmeye başlamıştı ki, bugün Türkiye topraklarının dışarısında kalan birçok ülkeden de biz Çanakkale’ye askerlerin gelmiş olduğunu göreceğiz. Bunlardan bir tanesi de bugünkü anlamıyla Suriye toprakları olduğunu söyleyebiliriz. Suriye’den gelen askerler ekseriya 77’nci Alay’a mensuplardı. Bunun dışında 19’uncu Alay, 20’nci Alay ve 41’inci Alay gibi birliklerde de biz savaşmış olduğunu göreceğiz. Özellikle Suriye’den gelen askerlerin savaşmış oldukları bölgelerin Arıburnu bölgesi, Arıburnu cephesi olduğunu göreceğiz ki biz buradaki özellikle mevzi harbi esnasında taraflar arasındaki mesafenin Mustafa Kemal’in deyimiyle 8 metreye kadar düşen bir mevzi harbi içerisinde yer aldığını söyleyebiliriz. Suriye‘den gelen askerler, Çanakkale cephesinde 643 şehit vermişlerdir ki, biz bu 643 şehidin en fazlasının da 77’nci Alay’da olduğunu göreceğiz. Bu askerlerin büyük bir bölümü de Halep’te gelen askerlerimizdir. Halep’te gelen şehitler neredeyse 643’ün yüzde 70’lik kısmını oluşturmuş olduğunu söyleyebiliriz. Bunun dışında Şam’dan özellikle askerlerin burada şehit olduğunu göreceğiz. Nitekim bugün Türkiye toprakları dışında kalan ülkeler içerisinde Çanakkale’de gelip şehit olmuş askerler arasında en çok şehidi de Suriye’nin vermiş olduğunu söyleyebiliriz. Aslında Çanakkale Suriye arasındaki süreç 1915’ten başlamış ve günümüze kadar da devam etmiş olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

Çanakkale'de Şam, Halep, Hama ve Humus'tan 643 şehit yatıyor

Mustafa Suiçmez

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Trump’ın Venezuela hamlesi küresel ticareti geriyor Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Donald Trump yönetiminin Venezuela’ya uyguladığı baskılar, Karayip Havzası’nda tansiyonu yükseltirken, Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Doç. Dr. Berat Akıncı, yaşananların bölgesel bir gerginliği küresel krize dönüştürebileceğini belirterek, ülkelerin güvenlik ve ticaret planlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacağını söyledi. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Trump yönetimi Aralık 2025’te Venezuela’nın petrol ticaretine karşı baskıyı sertleştirerek, yaptırımlı petrol tankerlerinin Venezuela’ya giriş-çıkışına ‘tam ve eksiksiz abluka’ emri verdiğini açıkladı. Bu kapsamda ABD’nin, Venezuela açıklarında uluslararası sularda bir tankeri durdurup denetlediği ve bunun "gölge filo" üzerinden yaptırımları delmeye karşı bir hamle olduğu aktarıldı; Venezuela ise adımı "uluslararası korsanlık" diye niteledi. Bölgede ABD’nin sadece Venezuela değil Karayip Havzası’ndaki birçok ülkede de yaptırımları arttırıyor. Ayrıca Trump, Venezuela petrolü ithal eden ülkelere yüzde 25’e kadar ek tarife uygulanabilmesini öngören kararnameyi de devreye alarak üçüncü ülkeler üzerinden ticareti caydırmayı amaçladı. Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Berat Akıncı, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. "Bölgesel kriz, küresel krize dönüşüyor" Doç. Dr. Akıncı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Birleşmiş Milletler’e üye olan bir ülkeye dahi tehditler savurduğunu belirterek, "Trump’ın Amerikan dış politikasında Venezuela ile yaşadığı gerginlik, bölgesel gerginlik ortamından çıkarak küresel bir boyut kazandı. Artık Amerika’nın dış politikası, Trump’ın baş aktör olarak bu dış politikayı güç ekseninde değerlendirmesi ve Amerika’nın hegemonik gücünü diğer ülkelere baskılamasıyla bölgesel bir krizi küresel bir krize dönüştürme evresindeyiz" dedi. "Ülkeler ticaret ve güvenlik planlarını yeniden gözden geçiriyor" Trump’ın son dönemde içerik ve kullanılan ifadeler açısından bağımsız, Birleşmiş Milletler üyesi bir ülkeye müdahale niteliği taşıyan bir yaklaşım sergilediğini anlatan Akıncı, "Küresel olarak düşünüldüğünde ülkelerin kendi güvenlik ve kendi ticaret altyapılarını, ikili ticaret ilişkilerini yeniden baştan dikkate alacağı konuma eviriliyoruz. Bütün ülkeler artık Amerika Birleşik Devletleri’nin istemediği, onların kendi çıkarlarına uygun olmayan durumda biz ikili ticaret ilişkilerimizi nasıl dengeye oturacağız. Bu şu an ciddi anlamda belirsizlik oluşturuyor" ifadelerini kullandı. "Venezuela’nın rezervi büyük, payı sınırlı" Venezuela’nın küresel ölçekte en büyük petrol rezervlerine sahip ülkeler arasında yer aldığını, ancak istikrarsızlık nedeniyle pazardan sınırlı pay aldığını söyleyen Akıncı, "Her ne kadar Venezuela, küresel anlamda petrol ihracatçısı olmasa da aslında en büyük rezervlere sahip. Ancak bölgenin istikrarsızlaştırılması sonucu Venezuela minimize bir pay alıyor" diye konuştu. "Ticaret anlayışı ‘haydut devlet’ çizgisine evriliyor" Trump’ın "kural tanımayan ve belirsiz" dış politika anlayışının hem bölgesel hem de küresel ticareti sorgulattığını kaydeden Doç. Dr. Berat Akıncı, "Uluslararası ticaret hukukunu ve ulus devletlerinin bağımsız ticaret yapabilme özgürlüğünü de sınırlayan bir hale dönüştü. Burada özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin ticaret anlayışını ‘haydut devlet’ üzerine kurduğu bir noktaya eviriliyoruz. Bu aslında Birleşmiş Milletlere üye bütün ulus devletlerinin sorunu haline geliyor. Şu anda Latin Amerika’da, Karayip Denizi’nde veya bize uzak gibi gözüken bölgesel krizler, bir bakışa uluslararası ticaret hükümlerini yeniden dizayn eden bir noktaya evriliyor" dedi. "Kısa vadede petrol fiyatlarında sert etki yok" Bölgeye yönelik yaptırımların şimdiye kadar petrol fiyatlarında ciddi bir sıçrama üretmediğine işaret eden Akıncı, "Bu bölgeye yönelik yapılan yaptırımların çok etkisini görmedik. Petrol fiyatlarının çok artmadığını görüyoruz. OPEC üyelerinin bu tür şoklara karşı üretimi arttırma kapasitesi var. Venezuela’nın rezervi çok ama bunları işleyip satma noktasında küresel pazardan çok pay alamıyor. Özellikle petrol rezervlerinin talebi karşılamasından dolayı şu anda bölgede oluşan savaş tehdidi fiyatları etkilemiyor. Kısa vadede böyle ama orta ve uzun vadede OPEC üyeleri petrol rezervlerini arttırma kapasitesine sahip. Tedbir alacaklardır" şeklinde konuştu. "Küresel sistem belirsizlik dönemine giriyor" Uluslararası ortamda ülkelerin ardı ardına yaşanan krizlerden yorulduğunu vurgulayan Doç. Dr. Akıncı, daha sonra şunları söyledi: "Orta Doğu’daki gelişmeler, Ukrayna-Rusya savaşı ve son yaşanan bu olaylar ulus devletlerinin istemediği durumlar. Ticaretin önündeki engellerin kaldırılması konuşulması lazımken küresel sistemin oyuncusu olan Amerika Birleşik Devletleri’nin ulus devletlerinin serbestçe yapabileceği ticareti de kendi çıkarları doğrultusunda evrimleştirilebildiği ve küresel ticaret anlamında bir belirsizlik dönemine ilerliyoruz."
Ankara 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçısı yakalandı, 112’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 14 ilde son 2 haftada jandarma tarafından göçmen kaçakçılığına yönelik düzenlenen operasyonlar ile 156 şüpheli göçmen kaçakçısının yakalandığını ve 112’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Jandarma Genel Komutanlığı Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Edirne, Muğla, Aydın, Balıkesir, İzmir, Çanakkale, Tekirdağ, Antalya, Mersin, Van, Şanlıurfa, Erzurum, Hatay ve Gaziantep olmak üzere 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlar düzenlendi. Son 2 haftada Jandarma İnsansız Hava Araçları (JİHA) ile havadan, İl Jandarma Komutanlıklarınca karadan yapılan çalışmalar sonucu düzenlenen operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalandı. Şüphelilerden 112’si tutuklanırken 44’ü hakkında ise adli kontrol hükümleri uygulandı. Ayrıca yapılan operasyonlar sonucu 120 adet araç ile 13 adet bot ele geçirildi. Bakan Yerlikaya yaptığı paylaşımda göç yönetimine dikkati çekerek, "Göç yönetiminin güvenlik boyutunu; insan ticareti, düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığı ile mücadele alanlarında hukuk devleti ilkeleri ve insan haklarına riayet temelinde yürütülen etkin çalışmalar oluşturmaktadır. Bu kapsamda sınır güvenliği, üstün teknolojilerden ve gelişmiş izleme-denetim sistemlerinden yararlanılarak güçlendirilmekte; yasa dışı göç yollarını teşvik eden ve organize eden yapılara karşı hem sahada hem de hukuki zeminde güçlü ve caydırıcı mekanizmalar işletilmektedir" ifadelerine yer verdi.