KÜLTÜR SANAT - 03 Şubat 2018 Cumartesi 22:38

Çankırı’da Yaran Geceleri başladı

A
A
A
Çankırı’da Yaran Geceleri başladı

Çankırı Ahi Yaran Oğuz Boylarını Yaşatma Derneği, büyük başağalığını Ali Deneci, küçük başağalığını Hasan Çakmak’ın yaptığı yaran gecelerinin açılışı, ilk olarak şehir merkezindeki alışveriş merkezinde yapıldı.

Çankırı Ahi Yaran Oğuz Boylarını Yaşatma Derneği, büyük başağalığını Ali Deneci, küçük başağalığını Hasan Çakmak’ın yaptığı yaran gecelerinin açılışı, ilk olarak şehir merkezindeki alışveriş merkezinde yapıldı.


Daha sonra Belediye İş Merkezi’nde bulunan Yaran Evi’nde geçen yaranlar burada Afrin’deki ve tüm şehitlere dualar ederek 2018 yılının ilk ocağını yaktı. Geleneklere göre akşam namazından sonra başlayan, sabah namazıyla da sona erecek olan yaran ocağı kapsamında, maniler okunarak, çeşitli oyunlar oynanıyor.


Yaranın sorumlusu büyük başağa Ali Deneci, gazetecilere yaptığı açıklamada, 24 yaren ve 1 çavuştan oluşan yaranda, bu yılın açılışını yaptıklarını söyledi. Deneci, "Rabb’im bayrağımızı indirmesin, ezanımızı dindirtmesin, vatanımızı da böldürmesin. Oğuzlar’dan günümüze kadar yaşatılan kültür mirasımız, bu bayrağı da aldık. İnşallah gelecek nesillere bu bayrağımızı teslim edeceğiz" dedi.


Yaran kültürünün Oğuzlar’dan günümüze kadar bir kültür olduğuna değinen büyük başağa Deneci, "Yaranlar 24 oğuz boyunu temsil etmektedir. Bir büyük başağa, bir küçük başağa, bir yaran reisi ve yaranlardan oluşmaktadır. Yaranın amacı oyun ve eğlenceden ibaret değildir. Bu bir kültürdür, onu da yaşatmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.


Erkeklerin sazlı sözlü vakit geçirdiği bir esnaf birlikteliği ile olan yaran gecelerinde, özellikle kış aylarında haftada bir gün bir araya gelinerek yapılıyor. Sadece eğlence olarak değil, bir dayanışma biçimi olarak görülen yaran gecelerinde, katılımcıların birbirleriyle küslüğünün olmaması gerekiyor. Küs olanlar bu gecede barıştırılıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Antikalarla dolu iş yeri görenleri 100 yıl öncesine götürüyor Karabük’te antika eşyalar ile donatılan iş yeri müşterilerine 100 yıl öncesine yolculuk yaptırıyor. UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesindeki yaşayan Hasan Boynueğrioğlu’nun, bir dönem çalıştığı butik otelde antika merakı başladı. Bu merakını yaklaşık 11 yıldır antika toplayarak gidermeye çalışan Boynueğrioğlu, malzemeleri 2013 yılında açtığı kafede sergilemeye başladı. Eski vitrin, fincan takımları, radyolar, dikiş makineleri, daktilolar, duvar saatleri, fotoğraf makineleri, harman makinesi gibi birçok eşyalarla donatılan iş yeri gelen müşterilerini 100 yıl öncesine götürüyor. İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan işletmeci Hasan Boynueğrioğlu, "Aga keyf kafemizi 2013 yılında kurduk. Şu anda yiyecek içecek sektöründe hizmet vermekteyiz. Burayı açmadan önce otelcilikle ilgileniyordum. Butik otelde en üst düzey sorumluydum. Oradan antika merakım vardı" dedi. Süreç boyunca antika biriktirdiğini ve sergilediğini ifade eden Boynueğrioğlu, iş yerinde antika dikiş makineleri, bavullar çeyiz sandıklarız fincan takımları, saatler, fotoğraf makineleri, hesap makineleri, daktilolar, komodin gardırop, vitrinler ve harman makinesi bulunduğunu söyledi. Müşterileri 100 yıllık harman makinesi karşılıyor Harman makinesinin 100 yıl önce kullanıldığına dikkat çeken Boynueğrioğlu, "Müşterilerin harman makinesinin başında fotoğraf çektirmeleri, daha çok hoşlarına gidiyor. Yani onu da bulduk ve getirdik. Eskiyi yaşatmayı seviyoruz. Yani müşterilerimiz çok hoşuna gidiyor, ilgi gösteriyor. Onlar da burada geçmişi yaşattığımızı hissedince onlar da kendi elindeki eşyalara sahip çıkmayı düşünüyorlar. Onlar da keyif alıyor" diye konuştu. Boynueğrioğlu, iş yerine gelen müşterilerinin de kullanmadıkları eski parçaları getirerek kendisine teslim ettiğini ve geldiklerinde kendi antika malzemelerini sergilendiğini görünce mutlu olduklarını aktardı. "Biz zaten işimize aşığız" diyen Boynueğrioğlu, "Antikaya da aşığız. Bu işi daha üst seviyelere çıkmayı düşünüyoruz. Antika ve kafecilik sektöründe de öyle. Manevi olarak biz zaten sevdiğimiz için bu işi yapıyoruz, yani zorluk da çekmiyoruz. Yaşamayı da seviyoruz. Yani sevdiğimiz için biz maddiyatı ön planda tutmuyoruz" ifadelerini kullandı. İlk defa antika dolu bir kafeye gittiğini anlatan Onur Altındağ da gördükleri karşısında zamanda geçmişe yolculuk yaptığını söyledi. Büyüklerinden dinlediği hikayelerin başrollerindeki eserleri işyerinde gördüğünü ifade eden Altındağ, "Antikalarla karşılaştıktan sonra beni biraz geçmişe götürdü. Geçmişte atalarımızın, annelerimizin, babalarımızın kullandığı dikiş makinaları, radyolar burada. Hele ki teknoloji o zaman bu kadar gelişmiş değildi. Dolayısıyla insanlar haberleri, günlük gelişmeleri, radyolardan saat başı yayınlar ile dinliyormuş. Büyüklerimizden bu hikayeleri dinlerdik. Tabii onları burada görmek bizi geçmişe götürdü” dedi. Antikalarla dolu bir işletmenin insana huzur verdiğini kaydeden Altındağ, "Gerçekten güzel bir mekan oluşturmuşlar, ortaya koymuşlar. Emek verilmiş, üzerinde çalışılmış, düşünülmüş. Biz de memnun olduk, mutlu olduk" şeklinde konuştu.