EKONOMİ - 25 Nisan 2017 Salı 20:39

Hitit Üniversitesinde “Otomotiv Teknoloji Günleri”

A
A
A
Hitit Üniversitesinde “Otomotiv Teknoloji Günleri”

FIAT İş Birimi Direktörü Altan Aytaç, otomotiv endüstrisinin Türkiye’de büyümeye devam edeceğini açıkladı.

FIAT İş Birimi Direktörü Altan Aytaç, otomotiv endüstrisinin Türkiye’de büyümeye devam edeceğini açıkladı.


Hitit Üniversitesi ev sahipliğinde “Otomotiv Teknoloji Günleri” günleri düzenlendi. Etkinlik kapsamında ilk olarak Tofaş Türk Otomobil Fabrikası AŞ’nin “Mesleki Eğitime Destek Programı” çerçevesinde Hitit Üniversitesi’ne kesit araç hediye etti. Anahtar teslim törenini ardından FIAT İş Birimi Direktörü Altan Aytaç, Erol Olçok Konferans Salonunda otomotiv sektörü hakkında bir sunum yaptı.


Türkiye’deki otomotiv endüstrisinin son iki yılda 1.5 milyon adet araç üretir hale geldiğini açıklayan Aytaç, “2023 hedefleri belirlenirken 2 milyon araç üretimi hedefi vardı. Biz 200-330 bin olan araç üretimini 400 bine getirdik. Neredeyse üretimi ikiye katladık. 2015-2016 yılındaki bu büyümenin çoğunluğu bizden geldiğini söyleyebilirim” dedi.


Otomotiv endüstrisinin 2000 yılına kadar iç pazara yönelik ve daha çok montaj ağırlıklı olduğunu dile getiren Aytaç, Türkiye’de çok ciddi bir girişimci ruhun bulunduğunu, otomotiv sektörünün büyümesinin en büyük etkenlerinden birisinin de yan sanayi olduğuna dikkat çekti. Yan sanayi de Ar-Ge çalışmalarına önem verildiğini kaydeden Aytaç, FIAT markasının ürettiği modellerde toplam parça sayısının yüzde 80’e varan kısmının Türkiye’de üretilir duruma geldiğini bildirdi.


Otomotivde altın oranın üretim yaparken sadece iç pazara değil dünyada oyuncu olarak doğru işin yapılması gerektiğini kaydeden Aytaç, “Otomotivde 3 üretiyorsanız ikisini, dört üretiyorsanız 3’ünü ihraç edebilirseniz o zaman yumurtaları tüm sepete eşit şekilde dağıtmış içerde veya dışarıda olabilecek bir krize kendinizi iyi hazırlamış olursunuz. Bu hem bizde hem de diğer otomotiv üreticilerinde de aynı. Bu anlamda otomotiv sektörü sağlam temellere yapı kurmuş bir durumda. Otomotiv sektörü Türkiye’nin ihracatta lider sektörü. Ana sanayi firmalarında çalışmayı çoğumuz isteriz. Fabrikalarda veya ticari alanlarda Türkiye’de çok iyi gelişen ayağı yere basan bir ihracat potansiyelini yükselten yan sanayi firmalarımız var. Dolaysıyla çok önemli gruplar hem Türkiye’deki otomotiv sektörüne hem de yurt dışında önemli yatırımlar yapıyorlar. Yan sanayi adı artık yan isminde kaldı. Ana sanayi gibi çalışır kurumsallaşır hale geldi” ifadelerini kullandı.


Otomotiv sektörünün Türk ekonomisinin büyümesi anlamında geleceğe bakıldığında en güvenilen sektörlerden birisi olacağını belirten Aytaç, “2000’li yıllarda yeni projelere çalışırken Türkiye’de otomotiv pazarı çok aç 1 milyon adede hemen ulaşırız diye düşünüyorduk. Ama inişli çıkışlı dönemler yaşandı. En sonunda da son iki yılda otomobil ve hafif ticari araç ile buna kamyon, otobüs, traktör gibi diğer ağır araçları da koyarsak 1 milyon adedi devirmiş durumdayız. Türkiye’de 1 milyon araç satılması Avrupa’nın 5 büyük ülkesi Almanya, İtalya, Fransa ,İngiltere ve İspanya’da da 2-3 milyon gibi büyüklüğe erişiyor. Almanya ve Fransa’da 2-3 ila milyon, İspanya ve İtalya’da ise 1 milyonun üzerinde rakamlar. İspanya’da kriz olduğunda Türk otomotiv pazarı İspanya’nın üzerinde idi. Şimdi üretim, ihracat ve iç pazarı bir araya getirirsek otomotiv endüstrisi Türkiye’de büyümeye devam edecek. Yeni modeller bugün ki ulaştığı kapasite ve teknoloji devam edecek. Hem istihdam anlamında hem otomotiv endüstrisi hem de Türk ekonomisinin büyümesi anlamında geleceğe baktığımızda en güvendiğimiz sektörlerden birisi olacak. Burada ihtiyaçta çoğalacak. Otomotiv endüstrisi daha çok istihdam yapacak bir endüstriye sahip. Bütün bunlar olurken Türkiye’de otomotiv sahipleri artıyor. Ancak hala Avrupa’daki 20 ülkenin gerisindeyiz. Türkiye’de bin kişiye düşen otomotiv sayısı 200 civarındadır. Avrupa ortalaması büyük ülkelerde 500-600 civarındadır. Her iki kişinin birisi otomobil sahibidir. Ülkede refah sayesi arttıkça, ekonomi ilerledikçe nüfus büyüyor. Türkiye’deki otomobil sayısı azalmayacak artacak. Her yıl biraz daha üzerine artarak devam ediyor” dedi.


Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan da, Hitit Üniversitesi’ni Çorum’un her alanında destek verecek yer alacak şekilde şekillendirmeye gayret ettiklerini belirterek, “İş dünyası mezunların yeterli olmadıkları, hazırlı olmadıkları veya öğrencilerin üniversite başkaymış hayat başkaymış gibi serzenişleri vardı. Genel anlamda öğrencilerin piyasa koşullarından bağımsız veya çok uzağında eğitim almaları yatıyordu. Piyasadaki gerekli pratikleri görmeden mezun olan öğrencilerimiz mezuniyet sonrasında sorunlar yaşayabiliyorlar. Arzumuz şudur örneğin FIAT grup bizden istihdam öncelikli hangi bölümü istiyorlarsa biz bölümlerimizi şekillendirebilir ve yeni bölümler dahi açabiliriz. Bunda bir sakınca yok. Uluslar arası bir firma, uluslar arası bir arenada faaliyet gösteriyor onların istekleri doğrultusunda programlarımızı revize edebilir veya yeni programlar geliştirebiliriz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.
Samsun 631. Geyikkoşan Hıdırellez Şenlikleri ve Yağlı Pehlivan Güreşleri nefes kesti SAMSUN (İHA) – Bu yıl 631.’si düzenlenen Geyikkoşan Hıdırellez Şenlikleri ve Yağlı Pehlivan Güreşleri büyük beğeni topladı. Alaçam Belediyesi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen Geyikkoşan Hıdırellez Şenlikleri ve Yağlı Pehlivan Güreşleri’nde başpehlivanlığı finalde Bekir Eryücel’i yenen Yıldıray Pala kazandı. Güreşlerde 600 güreşçinin mücadelesi nefes kesti. Protokol üyeleri şenlik alanına mehteran eşliğinde çalınan marşlarla girdi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından açılış konuşması yapan Alaçam Güreş Ağası İbrahim Deniz, "Burada atalarımızdan devraldığımız bu değerli geleneği sürdürüyor, kültürümüzü ve tarihimize olan bağlılığımızı gösteriyoruz. Hep birlikte Alaçam’ımızın, Samsun’un ve Türkiye’mizin kültürel zenginliklerini yaşatmaya devam edelim" dedi. Alaçam Belediye Başkanı Ramazan Özdemir ise, "Tarihi bir geçmişe sahip olan etkinliğimizi bu yıl bütün kurum ve birimlerimizin destekleriyle artırarak daha kapsamlı bir şekilde gerçekleştirmeye çalıştık. Amacımız ilçemizin süregelen geleneğini daha iyi yerlere taşımaktır. Geyikkoşan güreşlerinin tarihi olarak ülke çapında önemli bir yere sahip olduğunu da vurgulamak istiyorum. Tarihi olarak Candaroğulları döneminde, bundan tam 631 yıl önce başlayan bir geleneği sürdürmenin onurunu yaşıyoruz” diye konuştu. Alaçam Kaymakamı Fatih Kayabaşı da konuşmasında birlik ve beraberlik mesajları verdi. Yapılan ağalık yarışmasını 2 milyon 555 bin TL ile mevcut Alaçam Güreş Ağası iş adamı İbrahim Deniz kazandı. Şenlikte ayrıca "Keşkek Kazanı" açılış programı düzenlendi. Şenlikte mesire alanında seyyar tezgahlarda helvadan çereze kadar çeşitli ürünler satıldı. Şenliğe protokol üyeleri, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, belediye meclis üyeleri, muhtarlar, İstanbul’da yaşayan Alaçamlı iş adamları ve vatandaşlar katıldı.
Antalya İbrahim Üzülmez: "Son 3 haftada karakterimizi göstererek alkışlanmak istiyoruz" Pendikspor Teknik Direktörü İbrahim Üzülmez, Antalyaspor deplasmanında aldıkları 3 puana ilişkin, “Bizim için tamam mı, devam mı niteliğinde maçtı. Kazandığımız için mutluyuz. Son 3 hafta karakterimizi göstererek alkışlanmak istiyoruz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Pendikspor, deplasmanda Antalyaspor’u 2-1 mağlup etti. Karşılaşmanın ardından basın toplantısında maçı değerlendiren Pendikspor Teknik Direktörü İbrahim Üzülmez, 3 puanı aldıkları için mutlu olduklarını söyledi. Üzülmez, "İhtiyacımız olan bir galibiyet aldık. Mutluyuz. Daha önce de bu mücadeleyi gösteriyorduk. Şansızlığımızdan kazanamadığımız maçlar vardı. Tamam mı, devam mı niteliğinde bir maçtı. Kolay değil Antalya deplasmanında önce 1-0 yenik başlayıp skoru 2-1’e getirmek. Biz pes etmeyen bir takımız. Üzüldüğümüz noktalardan birisi 33 puan yaptık ama 4-5 puan daha fazla alabilirdik. Bu maçta o direnci gösterdik. Bu maçta 23’e yakın pozisyonumuz var. 3 veya 4’ü bulabilirdik ama sonuna gitmede sıkıntı yaşıyoruz" dedi. Sergen Yalçın’ın ikinci yarının başında 2 oyuncu değişikliği sonrası baskı hissettiklerini aktaran Üzülmez, "Sonuna kadar mücadele eden bir takımız. Ne olursa olsun karakterimizi bundan sonraki 3 haftada göstererek alkışlanmak istiyoruz. Son 3 mata bu yarışın içerisinde olacağız. Galibiyet moral oldu” diye konuştu.