ASAYİŞ - 25 Temmuz 2017 Salı 09:20

Boğulma vakalarında korkutan tablo

A
A
A
Boğulma vakalarında korkutan tablo

Yazın bunaltıcı sıcaklarının yaşandığı bugünlerde insanların serinlemek için deniz ve havuzlara akın etmesiyle boğulma haberleri de arttı.

Yazın bunaltıcı sıcaklarının yaşandığı bugünlerde insanların serinlemek için deniz ve havuzlara akın etmesiyle boğulma haberleri de arttı.


Türkiye’de trafik kazalarından sonra en fazla ölüm olayı boğulma vakalarında görülüyor. Türkiye’de her yıl yaklaşık 900 kişinin boğulma sonucu hayatını kaybettiği belirtiliyor. Uzmanlar, deniz, nehir, göl, sulama kanalı veya havuza yüzmek ya da serinlemek için girenlerin çoğunun yüzme bilmediğini ifade ediyor. Süs havuzlarındaki tehlikelere de dikkat çeken uzmanlar, bu havuzlara serinlemek için giren küçük yaştaki çocukların ayaklarına kramp girdiğinde ya da azda olsa su yuttuğunda boğularak hayatını kaybedebileceğine dikkat çekiyor.



2017 yılında 49 kişi boğularak hayatını kaybetti


Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) istatistiklerine göre, sadece bu yıl içerisinde 54 boğulma olayı gerçekleşirken bu vaka sonucu 49 kişi hayatını kaybetti, 12 kişi sağ kurtarıldı. AFAD’ın son yıllardaki istatistiklerine bakıldığında 2014 yılında meydana gelen 87 boğulma vakasında ise 109 kişi yaşamını yitirirken 10 kişi sağ olarak kurtarıldı. 8 boğulma olayının yaşandığı 2015 yılında 8 kişi, 82 boğulma vakasının yaşandığı 2016 yılında ise 68 kişi hayatını kaybetti.



En çok boğulma vakası iç bölgelerde


Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına (AFAD) göre, dikkat çeken başka bir detay ise boğulma vakaları sahil kentlerinden öte en çok iç bölgelerde görülüyor. En çok boğulma vakalarının göze çarptığı bölgelerin başında İç Anadolu, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgeleri geliyor. 2014 yılından bugüne kadar İç Anadolu Bölgesi’nde 40, Doğu Anadolu Bölgesi’nde 28, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 30 boğulma vakası görüldü. Karadeniz Bölgesi’nde ise bugüne kadar 50 boğulma vakası yaşandı.



“İç bölgelerde yaşayan insanlar suya hasret oldukları için buldukları her suya girmeye çalışıyor”


Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu (TSSF) İl Temsilcisi Sedat Mesci, sahil kentlerinden çok İç Anadolu Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan insanlarda boğulma vakalarının daha fazla olabildiğine dikkat çekerek, iç bölgelerde yaşayan insanların suya hasret oldukları için buldukları her suya girmeye çalıştığını söyledi. Bunun da bilinçsizce yapıldığına dikkat çeken Mesci, boğulma vakalarının cehaletten kaynaklandığını belirtti.


İnsanları bilmedikleri sulara girmemeleri konusunda uyaran Mesci, “Su çekiyor veya dip çekiyor deniyor. İnsanlar akarsulara, baraja veya gölete giriyor. Ayağının altında çökme oluyor. Sonra tek ayağını kaldırıyor. Ağırlık bu kez tek ayağa biniyor. Orada kendini kurtaramıyor boğulma gerçekleştiriyor. İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan insanlar bilmedikleri sulara girmesinler muhakkak yüzmeyi öğrensinler ve suyun tadını çıkarsınlar” dedi.


Boğulan insanların çoğunluğunun yüzmeyi iyi bildiğini zanneden insanlar olduğunu dile getiren Mesci, yüzmeyi iyi bilmeyen insanların suya girmemeleri konusunda uyardı.


İnsanların genelde denize girerek oyun oynadığını ve farkında olmadan açılmaya başladığını anlatan Mesci, “Eğer dip akıntısı varsa ayaklarının altındaki kum çekilmeye başlar. Ayaklar boşa gelince boğulma tehlikesi yaşayabilirler. Bunu önlemenin yolu iyi antrenörler nezaretinde yürümeyi öğrenmektir. Bu birkaç ayda öğrenilecek bir durum değil. Yüzmek için en az 6 ay, 8 ay zaman ayırmak gerekir. Ülkemizin üç tarafı denizlerle kaplı. Her yıl insanlar tatile gidiyor. Kış aylarında yüzmeyi öğrenerek yaz mevsiminde denize girilmeli. Ayrıca insanlar ben suya girmem yaklaşmam diyorlar ama seyahat ederken bir anlık dikkatsizlik sonucu araçlarıyla nehire veya denize uçabiliyorlar. Burada insanlar bir karış suda boğulabiliyor. Su kenarlarında seyahat ederken kesinlikle dikkatli olmamız gerekiyor. Hem kendi canımızdan hem otomobildeki diğer kişilerin canından sorumluyuz. Bir olumsuzluk oldu araçla birlikte suya düştüğünüzde dikkat edilmeyen nokta şu, araba dereye uçunca derin olmayan bir yerde insanlar çıkamıyor. Araç suya düşerse aracın camlarını açıp su dolmasını sağlayıp ondan sonra dışarı çıkmaya çalışılmalı” diye konuştu.


Boğulma vakalarındaki en büyük tehlikelerden birisinin de boğulan bir kişiyi yüzme bilmeyen başka birisinin kurtarmaya çalışması olduğunu anlatan Mesci, “Boğulmakta olan birisi en güçlü insan haline geliyor. Ve kendisine yaklaşan kişiye sarılıyor. Kurtarmaya giren kişi de boğuluyor. Yüzmeyi tam bilmiyorsak onu kurtarmaya çalışmayacağız. Kişiler önce bayılırlar sonra boğulurlar. Dolaysıyla bayılmış birisini çekmek daha emniyetlidir. Çırpınan birisini yüzmemiz yeterli değilse kurtarmaya çalışmayacağız” ifadelerini kullandı.



"Denize alkollü girilmemeli"


Denizlerde belediyelerin, özel işletmelerin belirlediği alanların dışında denize girilmemesi için uyarılarda bulunan Özkader, ancak genelde insanların belirlenen alanların dışında denize girdiğini ve bunun sonucunda da boğulma olaylarının çok fazla karşılarına çıktığını belirtti. Denizin olmadığı yerlerde insanların göletlere ve barajlara girmeye çalıştığını kaydeden Özkader, barajların dibi ve akım alanlarını bilinmediği için boğulma olaylarının yaşandığını dile getirdi. Gölet veya baraj bulunan mesire alanlarına pikniğe gidildiğinde ailelerin çocuklarını takip etmediklerinin anlatan Özkader, aile kontrolü olmayınca çocukların bu bölgelerde bulunan göletlere girebildiğinin altını çizdi. Her çocuğa yüzme eğitimi verilmesini sağlamaya çalıştıklarını söyleyen Özkader, boğulma vakalarını ve bu vakalardaki ölüm oranını en aza indirmeye çalıştıklarını vurguladı. Boğulma olaylarına karşı insanların alınan tedbirleri hiçe saydığını belirten Özkader, bazı insanların her şeyi kendi biliyormuş gibi hareket ettiğini kaydetti.


Alkollü iken suya girilmemesi gerektiğini anlatan Özkader, “Çünkü bilinç kaybına neden oluyor. Boğulma vakasıyla karşılaşmamaları için suya alkollü girmemeli. Özel teknelerle tekne turlarına çıkarken teknelerde can yeleği bulunmalı. Teknelerden atlarken deniz sığ mı derin mi dibini görmeden girilmemeli ve suda şaka yapılmaması gerekiyor. Çok fazla yemek yiyen insanlarda suya girmemeli. Yedikleri yemeğin verdiği şişkinlikle insanların boğulma riski ortaya çıkabilir. Sara hastası olan kişilerin özel önlem alınmadığı sürece havuza, denize girmemeli. Çünkü suyun içerisinde başka bir rahatsızlık tetiklenerek boğulabilir” şeklinde konuştu.


Ailelerin boğulma olaylarına karşı çocuklarını bilinçlendirmesini isteyen Özkader, çocuklar başlarına bu tür durumlarda ne geleceğini bilirse ona göre tavrını geliştireceğini vurguladı.


Cankurtaranlarla ilgili de açıklamada bulanan Özkader, şunları kaydetti:


“Eğitimsiz kişiler denizlerde havuzlarda olmamalı. Eğitim almayan, cankurtaran bilincinde olmayan kişilerin cankurtaran olarak çalıştırılmaması gerekiyor. Vakalarda ilk müdahale edecek kişi cankurtaranlar olduğu için eğitimini iyi alması gerekir. Çünkü boğulan kişiye ilk müdahaleyi bu kişiler yapacak. Havuzlarda özel cankurtaranların tüm ekipmanları olması lazım. Her yıl periyodik olarak bu kişilerin bilgi düzeyleri kontrol edilmeli, sertifikaları yenilenmeli. Havuzlarda aynı küçük bir krampın boğulmalara neden olacağını biliyoruz. Her şeyi sistemli şekilde bilinçli şekilde götürmemiz lazım. Boğulan kişiye müdahale, kimin müdahale ettiği önemli. Dikkat edilmesi gereken kurallar var. Kişinin bilincinin açık olup olmadığının kontrol edilmesi gerekiyor. Birisi bir kişiyi kurtarmaya giderken ne yapması gerektiğini bilmesi gerekiyor. Boğulan bir kişiye yüzme biliyorum diye müdahale eden bir kişi müdahale ederse o kişi can korkusuyla kurtarmaya giden kişinin de boğulma riski var. Türk halkının yaptığı en büyük yanlış bu. Bilinçsiz bir şekilde boğulan kişiyi kurtarmak adına hiçbir bilgisi olmadan boğulan kişiye müdahale ederse ölüm riski var. Çocukların nerede havuza gireceği, kiminle gireceği konusunda iyi bilinçlendirilmeli. Çünkü ülkemiz denizlerle çevrili. Herkesin her yerde denize girme ihtimali var. Alınan tedbirlere halkın uyması gerekiyor.”



Süs havuzlarındaki gizli tehlike


Süs havuzlarındaki tehlikeye de dikkat çeken Özkader, “Küçük yaştaki çocukların süs havuzlarına girerek serinlemeye çalıştığını görüyoruz. Süs havuzunda küçük bir çocuğun ayağına kramp girmesi, su yutması veya o çocuğun sara hastası olması çocuğun süs havuzunda boğulmasına sebebiyet verilir. Süs havuzlarının kontrolü iyi sağlanmalı. Çocuklar kontrol edilmeli. Süs havuzları Türkiye genelinde her ilde var. O yüzden süs havuzları denetimleri iyi yapılmalı” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Isparta Başkan Başdeğirmen: "Hep birlikte en güzel hizmeti Isparta’ya ulaştıracağız" Isparta İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Ali Ertuğrul ve 25. Dönem İl Genel Meclisi üyeleri, Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’i ziyaret etti. Başkan Başdeğirmen, "Hiç kimsenin yakasında seçildiği partinin rozeti yok. Herkes tek fikir, tek düşünce amaç sadece Isparta. Bu düşünceyle güzel hizmeti hep beraber Isparta’mıza ulaştıracağız” dedi. Isparta İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Ali Ertuğrul ve 25. Dönem İl Genel Meclisi Üyeleri, Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’i ziyaret etti. İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Ali Ertuğrul yeniden göreve seçilen Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen ve ekibini tebrik etti. Ertuğrul, 2024-2029 döneminin Isparta için çok güzel hizmetlerin gerçekleştiği bir dönem olması temennisinde bulunarak, "Hep beraber bizlerde il genel meclisi olarak memleketimize hizmet etme noktasında sizlerle birlikte iş birliği içerisinde çalışmak için hazırız. Bizler de güzel bir uyum içerisinde komisyon seçimlerimizi oy birliğiyle tamamladık. İyi bir çalışma dönemi geçireceğimize inanıyorum. Önümüzdeki sürecin hepimize hayırlı olmasını temenni ediyorum, sizleri tebrik ediyor ve başarılar diliyorum” dedi. Ziyaretten duyduğu memnuniyetini ifade eden ve karşılıklı iş birliği mesajı veren Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, “Allah bizlere hep beraber güzel hizmetler etmeyi nasip etsin” dedi. Başkan Başdeğirmen konuşmasını şöyle sürdürdü: “Isparta’mızın geneline hizmet etmek için el birliği, güç birliği içerisinde bu hizmeti hep beraber yapacağız. Vatandaşımızın bize vermiş olduğu oyların ne kadar değerli olduğunun bilincindeyiz. Görüyorum ki hiç kimsenin yakasında seçildiği partinin rozeti yok. Herkes tek fikir, tek düşünce amaç sadece Isparta. Bu düşünceyle güzel hizmeti hep beraber Isparta’mıza ulaştıracağız. Devletin imkanlarını devletin insanına doğrudan verirken tereddüt etmeden, doğru ve dürüst bir şekilde hizmet edebilmemiz lazım. Hiçbir köyümüzde belde ve ilçelerimizde bizden talep edilen hizmetleri kulak arkası yapmadık. Gücümüzün yettiği kadar sizlerin il özel idaresiyle verdiği hizmetlerden kalan kısımları destek olmaya çalıştık. Hiçbir zaman sizin yetkinizi aşmadan yetki karmaşası oluşturmadan acil bir durum varsa, okulunda, camisinde, tuvaletinde, meydanında, mezarlığında veya vatandaşın yanan bir evinde, engelli vatandaşın bir ihtiyacında biz de oralarda olduk. Bundan sonra da sizlerle beraber olmaya devam edeceğiz. Hiçbir zaman kendimizi sizden fazla sizden büyük görerek değil, sizin yardımcınız olarak hizmet ettik ve bu dönemde de sizlerle beraber hiçbir parti, hiçbir şahsiyet, kimlik farkı şeyler ayrıştırmadan hizmetimize devam edeceğiz. Bize ihtiyacı olan kim varsa biz orada olacağız. Kimseyi çaresiz bırakmayacağız. Hiçbir siyasi görüş düşünmeden tüm insanlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Isparta Belediyesiyle olan iş birliğinizden dolayı sizlere teşekkür ediyorum. Rabbim yardımcımız olsun, güzel hizmetler yapmayı nasip etsin. 5 yıl boyunca birlik, beraberlik içerisinde sonuca ulaşmayı ve hayır duaları alarak hizmet edebilmeyi nasip etsin.” Buluşmanın ardından İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Ali Ertuğrul tarafından Başkan Başdeğirmen’e ‘Besmele’ tablosu hediye edildi.
İzmir Başkan Sengel: “Doğru yerdesiniz” Dünyanın en büyük sivil toplum ağlarından biri olan JCI (Junior Chamber International ) tarafından düzenlenen ‘Liderlik Zirvesi’ Selçuk’ta başladı. 26-27-28 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen zirvenin açılış oturumuna katılan Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, “İlham veren kentte, sizlerin ilham aldıkları birçok işlerle birlikte liderlik anlamında çok doğru bir yerdesiniz” dedi. Zirvenin açılış konuşmalarını JCI İzmir Başkanı Hakan Aktay, JCI Türkiye Başkanı Şahin İpek, JCI Başkan Yardımcısı Fatih Şengül tarafından yapıldı. Zirvesinin açılış oturumunda konuşan Başkan Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, “Bir belediye başkanı olarak nasıl bir yerde olduğunu anlatmak isterim. Neden ilham veren kent diyoruz? Çünkü Selçuk, 8 bin 600 yıllık tarihi olan bir kent. Kybele’den Amazonlara, Artemis’ten Meryem Ana’ya. 21’inci yüzyılda da ilk defa bir kadının belediye başkanı olduğu bir kadın kenttir. Felsefenin konuşulduğu, ’Her şey akar’ diyen ilk filozofumuz Heraklitos’un, ilk şairimiz Kallinos’un memleketindesiniz. Umarım burada bulunduğunuz süre boyunca bu kent size ilham olur” dedi. “Türkiye’den çok lider çıkar” Belediyecilik anlayışını yansıtan mottolarından birinin de “Geçmişi Hisset, Geleceği Keşfet” olduğunun altını çizen Başkan Sengel, “Bizim bir diğer mottomuz ve belediyecilik anlayışımız da geçmişi hiç unutmadan geleceğe köprü atarak, daha ileriye nasıl gideriz diyerek yol almaktır. Bizler, Köy Enstitüleri’nden ilham alarak Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti için neler yapmak istiyorsa fikirlerini kendimize örnek alarak ilerleriz. Türkiye’den çok lider çıkar önemli olan o vicdanı koruyabilmektir” ifadelerini kullandı.
Kütahya Kütahya Diriliş Spor Kulübü okçularından Türkiye üçüncülüğü Kütahya Diriliş Spor Kulübü’nün okçuları, Samsun’da düzenlenen Türkiye Şampiyonası’nda 12-13 yaş grubu minik erkekler kategorisinde üçüncülük elde etti. Samsun’da düzenlenen 41 ilden 94 kulüp ve 960 sporcunun katıldığı şampiyonada, 12-13 yaş grubu minik erkekler kategorisinde Eren Eşsiz, Emir İmren ve Mehmet Akif Ataş’tan oluşan Kütahya Diriliş Spor Kulübü ekibi, üçüncülük elde ederek büyük bir başarıya imza attı. Daha önce de hem salon hem açık hava şampiyonalarında takım ikinciliği elde eden minik erkekler takımı Türkiye geneli yapılan yarışmalarda iddiasını sürdürüyor. Kütahya Diriliş Gençlik ve Spor Kulübü, Türk Kültürünün bir parçası olan Geleneksel Türk Okçuluğunu tanıtarak yaygınlaşmasına ön ayak oluyor. Başarılı olan sporcular ile özel yarışma grupları oluşturularak Okul Sporlarına, Resmi Federasyon Yarışmalarına ve özel yarışmalara katılım sağlanıyor. Tüm kategorilerde 26 adet lisanslı sporcusu bulunan kulüp, 2022 yılından günümüze yarışmalarda Kütahya’yı temsil ediyor. Kulüp sporcuları bu sezon il çapında düzenlenen okul sporlarında 12 madalya, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın düzenlediği turnuvada ise 5 madalya ile adından söz ettiriyor. Kulüp antrenörlerinden Ramazan Mandıracı, alınan ödül sonrası yaptığı paylaşımda, “Gerçekten çok heyecanlı bir yarışma idi. Bizlere bu mutluluğu yaşatarak şehrimizi en iyi şekilde temsil eden sporcularımız başta olmak üzere ilk günden itibaren desteklerini ve güvenlerini hiç esirgemeyen velilerimize ve sporun destekçisi tüm bürokratlarımıza çok teşekkür ederim” İfadelerini kullandı.