GENEL - 01 Haziran 2021 Salı 19:26

BİK Genel Müdürü Duran: “İnternet medyasının gelişmesinde gazetecilerin, gazetecilik kültürünün hakim olmasını istiyoruz”

A
A
A
BİK Genel Müdürü Duran: “İnternet medyasının gelişmesinde gazetecilerin, gazetecilik kültürünün hakim olmasını istiyoruz”

Basın İlan Kurumu (BİK) Genel Müdürü Rıdvan Duran, “İnternet medyasının gelişmesinde gazetecilerin, gazetecilik kültürünün hakim olmasını istiyoruz” dedi.

Basın İlan Kurumu (BİK) Genel Müdürü Rıdvan Duran, “İnternet medyasının gelişmesinde gazetecilerin, gazetecilik kültürünün hakim olmasını istiyoruz” dedi.


Basın İlan Kurumu (BİK) Genel Müdürü Rıdvan Duran, Çorum’da yayın yapan gazetelerin sahipleri ve yazı işleri müdürleriyle bir araya geldi. Yazılı basının sıkıntılarının konuşulduğu toplantıda Genel Müdür Duran, sektörün özellikle pandemi sürecinde yaşadıkları sıkıntılar ve gazeteleri rahatlatmaya yönelik kurum tarafından atılan adımlar hakkında bilgiler aktardı.


İnternet medyasının doğrulattırma mekanizmasında yaşanan soruna dikkat çeken Duran, “Gazetecilik kültürü açısından da özellikle son dönemde internet medyasının gelişmesinde gazetecilerin, gazetecilik kültürünün hakim olmasını istiyoruz. İnternet medyasında doğrulattırma mekanizmasının sorunu olduğunu hep beraber müşahede ediyoruz. Bunu kötü niyet olarak algılamıyoruz. Değerlendirmiyoruz. Önce haberi ben gireyim. Benim haberime şu kadar erişim gelsin. Doğru mu? Yanlış mı? Bu haber ona sonra bakarız. Gazetecilikte böyle bir hataya mahal veremezsiniz. O gazeteyi baskıdan çıkarırsınız o hatayı düzeltirsiniz” diye konuştu.



“Gazetelerimizin içerik üreten internet siteleri olsun”


Gazetelerin internet sitelerinin bulundukları şehirlerde en fazla ilgi gören, en fazla içerik üreten internet siteleri olmasını istediklerini anlatan Genel Müdür Duran, “Çünkü zaman evriliyor. Kağıttan büyük bir ölçüde uzaklaşılıyor. Tiraj sorununu hepimiz yaşıyoruz. Pandeminin özel bir etkisi var. Artık kağıda basmayıp internet üzerinden yayın yapan gazeteler var. Dünyanın nereye gittiğini görmeliyiz. En çok satan, en çok tirajı olan gazete aynı zamanda en çok internet sitesine sahip değil. Birçok ilde maalesef gazeteler internet sayfalarına gereken önemi vermiyor. Editoryal alt yapı oluşsa, birkaç tane eleman istihdam edilse, içerik üretse ve gazetelerimiz kendi gazetecilik kültürlerini bu sitelere aktarsalar. Bu anlamda eğitim çalışmaları da yapıyoruz. Pandemi sürecinden sonra online eğitimler vermeye başladık. Bu süreci birlikte göreceğiz, birlikte göreceğiz ve geliştireceğiz. Pandemi döneminde bir dizi önlemler aldık. Kurum olarak biraz daha bağımsız hareket edebilmenin kabiliyetini gösterdik” diye konuştu.


Basının pandemi sürecini mali açıdan en zararla atlatan sektörlerden birisi olduğunu anlatan Duran, “Pandemiyi mali açıdan en az zararla atlatan sektörlerden birisiyiz. Sadece bir düşüncemiz vardı insan kaynakları açısından emekçiyi kollamak, çalışan çıkarmamak. İlanlarda kısmi düşüşler oldu. Cumhurbaşkanımız açıkladı, Eylül gibi pandemi etkisini büyük ölçüde yitirecek. Artık tirajımıza mani olan konularda ortadan kalkmaya başladı. Bundan sonrasında yapılması gereken çalışmaları yönetim kurulumuz ve genel kurulumuz da görüşeceğiz” şeklinde konuştu.



"Sektöre yatırım yapın çağrısı"


Sektöre yatırım yapılması için çağrıda bulunan Duran, şunları kaydetti:


“Dijitale yatırım yaptığınız gibi gazetelerinize de yatırım yapın. Gazeteleri vatandaşlara ulaştırabilme, organize olma veya reklam verme, değişik pazarlama teknikleri gibi konularda gazeteleri ayakta tutabilecek neler varsa onları sürdürelim. Ziyaret ettiğimiz illerde kamu kurumlarıyla da görüşüyoruz. Yerel basına sahip çıkılmasına istiyoruz. Gazetecilerde birer kamu görevlisi. Özellikle pandemi döneminde en büyük yükü sağlıkçılarımız ve güvenlik görevlilerimiz taşıdılar. Ama gazetecilerde onlar gibi zor şartlar altında çalıştılar. Hastanelerden haberler yaptılar. Salgının etkili olduğu yerde kalmak zorunda kaldılar. Birçoğu hasta oldu. Vefat eden gazetecilerimiz oldu.”


Toplantıya BİK Yönetim Kurumu Kurulu Üyesi ve Çorum Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Şevket Erzen, BİK insan Kaynakları Müdürü Engin Öztürk, BİK Çorum Şube Müdürü Abdullah Güler, Valilik Basın ve Halka İlişkiler Müdürü Cengiz Yıldıran katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Doktorlar bildiri yayınladı: “Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyoruz" Suşehri Devlet Hastanesi çalışanları, İsrail’in Gazze halkına yaptığı katliamlara dikkat çekmek amacıyla hastane önünde toplanıp bildiri okuyarak, açılan dövizlerle Gazze halkına destek verdiler. Suşehri Devlet Hastanesi binası önünde gerçekleştirilen eyleme Suşehri Devlet Hastanesi hekimleri ve çalışanlar katıldı. Suşehri Devlet Hastanesi Diş Hekimlerinden Merve Matur’un Gazze zulmüyle ilgili okuduğu bildiride, “ İsrail’in 2023 Ekim ayında Gazze Şeridi’ne yönelik önce hava saldırıları, ardından kara harekatı şeklinde işgal girişimi 5 ayı aşkın süredir şiddeti tırmanarak sürüyor. Bu süreçte çok sayıda çocuk, kadın, yaşlı ve sivil hayatını kaybetti. Ayrıca halkın önemli bir kısmı göç etmeye zorlandı. İsrail savaş hukukunu tamamen ayaklar altına alarak dokunulmazlığı olan hastaneler, sağlık kuruluşları, ibadethaneler gibi özel mekanlara da saldırılarda bulundu. Dünya halklarının ve onurlu insanların aylardır seslendirdiği üzere bizde Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyor, her zaman Gazze halkının yanında olduğumuzu beyan ediyoruz’’ dedi. “İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor” İşgalci İsrail’in insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza attığını söyleyen Uzman Doktor ve Psikiyatri Uzmanı Mücahit Gökduman, “Burada İsrail’in yatığı insanlık dramına ve soykırıma dikkat çekmek için toplandık. Filistin toprakları, yağmalanıyor, işgal ediliyor, insanlar acımasızca öldürülüyor. İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor. Gazze’de çalışan sağlık çalışanlarının hepsi bu durumdan etkilenmiş durumda. Gazze’de gözyaşı var, kan var, zulüm var fakat sabır da var, direniş de ve tevekkül de var’’ dedi. Yapılan açıklamaların ardından sağlık çalışanları görev yerlerine dağıldı.
İstanbul Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifika belgesi olan firmalar bunlara dikkat Uluslararası ticarette gümrük süreçleri ve Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) yerinde izleme konusunda açıklamalarda bulunan Gümrük Müşaviri Barış Çakır, “YYS belgesine sahip olan firmaların bu belgeyi güncel ve sürdürülebilir kılmaları son derece önemlidir. Özellikle belirli aralıklarla yapılan yerinde izleme ve saha denetimleri, firmaların belgeyi güncel tutmaları ve uyum sağlamaları açısından hayati bir rol oynamaktadır” dedi. Asset GLI Risk ve Yasal Uyum Koordinatörü Barış Çakır, uluslararası ticarette gümrük süreçleri ve YYS yerinde izleme konusunda açıklamalarda bulundu. Dünya genelinde dış ticaret, sürekli değişen dinamiklerle karşı karşıya kaldığını belirten Çakır, “Her ülkenin güvenlik endişeleri, politik duruşları ve potansiyel tehditler ticaretin düzenlenmesinde ve denetlenmesinde sürekli yeni düzenlemelerin gündeme gelmesini sağlıyor. Bu durum, gümrük düzenlemelerinin ve uluslararası ticaretin belirleyici unsurlarının sürekli gözden geçirilmesini gerektiriyor” dedi. “Belgenin güncel tutulması hayati bir rol oynamakta” Çakır, “Son yıllarda, uluslararası ticarette artan güvensizlik ortamı, ticaretin emniyet ve güvenlik önlemlerini daha da ön plana çıkardı. Bu çerçevede, Ticaret Bakanlığı tarafından 2013 yılında başlatılan ve ülkemizde Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) olarak bilinen uygulama, ticarette kolaylaştırma ve daha az denetlenme hakkı tanımakta ve ticaretin hızlanmasını amaçlamaktadır. Ancak, YYS belgesine sahip olan firmaların bu belgeyi güncel ve sürdürülebilir kılmaları son derece önemlidir. Özellikle belirli aralıklarla yapılan yerinde izleme ve saha denetimleri, firmaların belgeyi güncel tutmaları ve uyum sağlamaları açısından hayati bir rol oynamaktadır” diye konuştu. “YYS başvuru belgelerinin tekrar ibrazı kritik bir adımdır” Çakır, yerinde izleme ve saha denetimi sürecinde, firmaların ilk olarak sunmuş oldukları başvuru formlarının güncel versiyonlara uygun olması gerektiğini ifade ederek, “Ayrıca, yazılı usullerin uygulanması aşamasında, firmaların tesis bilgilerinin güncel ve eksiksiz olması büyük önem taşımaktadır. YYS başvuru belgelerinin tekrar ibrazı da kritik bir adımdır. Başvuru sırasında sunulan belgelerin, YYS şartlarını karşılayıp karşılamadığı kontrol edilmekte ve güncel halleriyle tekrar sunulması istenmektedir. Bu süreçlerin yönetilmesinde, bölge müdürlüklerinin başvuru ve inceleme süreçleri oldukça kritiktir. Belgelerin eksiksiz ve uyumlu olması için bölge müdürlükleri tarafından detaylı kontroller yapılmaktadır. Eğer eksik bilgi veya belge tespit edilirse, firmadan bu eksikliklerin giderilmesi talep edilir” şeklinde konuştu. “Belgenin sürdürülebilir kılınması, ticaretin güvenilir bir şekilde devam etmesini sağlayacaktır” Genel Müdürlük incelemesi ise sürecin en kapsamlı noktasını oluşturduğunu söyleyen Barış Çakır, “Ek-2 soru formu ve diğer yazılı beyanların uyumluluğu Genel Müdürlük tarafından titizlikle incelenir. Eksik bilgi veya belge tespit edilirse, firmadan eksikliklerin giderilmesi talep edilir ve süreç bu şekilde devam eder. Son olarak, saha denetimi aşamasında müfettişler tarafından fiziki şartların incelenmesi ve değerlendirilmesi büyük önem taşır. Bu süreçte, yazılı beyanlarla fiziki şartların uyumlu olup olmadığı kontrol edilir ve sürecin sonlandırılmasına karar verilir. Ticarette kolaylaştırma ve hızlanma adına büyük öneme sahip olan YYS statüsü için süreçlerin profesyonellerce yönetilmesi ve belgenin sürdürülebilir kılınması, ticaretin güvenilir bir şekilde devam etmesini sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
İstanbul Münevver Karabulut’un babası, Cem Garipoğlu’nun otopsi fotoğraflarını yorumladı Süreyya Karabulut, otopsi raporlarında yer alan fotoğrafların Garipoğlu’na ait olduğu konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Cem Garipoğlu tarafından katledilen Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, 10 yıl sonra ortaya çıkan otopsi fotoğrafları hakkında ilk kez konuştu. Sunuculuğunu Nur Tuğba Namlı ve Hakan Ural’ın yaptığı, Kanal D’nin sevilen programı “Neler Oluyor Hayatta”nın bugünkü son bölümünde çok konuşulacak bir telefon bağlantısı gerçekleştirildi. “Fotoğraflara inanmıyorum” Süreyya Karabulut, otopsi raporlarında yer alan fotoğrafların Garipoğlu’na ait olduğu konusunda şüpheleri olduğunu söyledi. Dava sürecinde adli tıp kurumunda yapılan şaibeli işlemlere dikkat çekerek şunları söyledi: “Fotoğraflarla bu iş olur mu? Fotoğraflarla bu iş olmaz. Dublörünü yapar yollarlar. Geçmişte adli tıp kurumunda uğradığım haksızlıktan sonra, ben nasıl odur diyeyim yani. İnanmıyorum. Kumpasın içindeyim.“ “Mezarın açılmasını istiyorum” Fotoğraflarla şüphelerinin giderilmediğini söyleyen Süreyya Karabulut, mezarın açılması gerektiğini şu sözlerle dile getirdi: “İşi ört bas etmek isteyen güçlü bir aile var karşımda. Ben nasıl inanayım, nasıl güveneyim? Bir an önce mezarın açılmasını talep ediyorum. Ben fotoğraflardan tatmin olmadım. Mezarın açılmama kararındaki ısrar, beni daha da şüpheye düşürüyor. İlahi adalet diye bir şey var. Er ya da geç adalet yerini bulacak. Mezarın açılması için mücadele etmeye devam edeceğim.“