ÇEVRE - 15 Kasım 2025 Cumartesi 11:32

Çorum’da çiftçilerin ’güz ekimi’ başladı

A
A
A
Çorum’da çiftçilerin ’güz ekimi’ başladı

Çorum’da çiftçiler kurak geçen sezonun ardından gelecek yılın mahsullerini yetiştirmek için ekim işlemine başladı.


Çorum’da kurak geçen sezonda hasat çalışmalarını tamamlayan çiftçiler, gelecek yıl için ekim sezonuna başladı. Güzlük hububat, soğan ve patatesleri toprakla buluşturan çiftçiler kış mevsimi öncesinde yoğun mesai harcıyor. Kar sularıyla beslenen tohumlardan daha yüksek verim aldıklarını ifade eden çiftçiler, geçen sezon yaşanan kuraklıktan sonra gelecek yıl iyi verim almayı beklediklerini ifade eti.



"Çiftçi için her zaman umut topraktadır"


Çorum’un Merkez ilçesine bağlı Bozboğa köyünde çiftçilik yapan Eren Kara, "Sertifikalı arpa ekimi gerçekleştiriyoruz. Pancar Kooperatifi ile anlaşmalı olarak, elde ettiğimiz ürünü tohum bazında satışa sunacağız. Aşağı kesimlerde ise sertifikalı buğday ekimi yapacağız. Yaklaşık 500 dönüm arazi ekiyoruz. Bunun yaklaşık 100 dönümünü buğday, 60 dönümünü arpa, 200 dönümünü soğan, 150 dönümünü ise patates oluşturuyor. İki yıldır kuraklıkla mücadele ediyoruz. Bu nedenle verimlerde düşüş yaşandı, elbette sıkıntılar var. Ancak çiftçi için her zaman umut topraktadır, üretmeye devam ediyoruz" dedi.



"Umutlarımız 2026’ya kaldı"


İyi bir sezon geçirmek istediklerini kaydeden Kara, "Genelde anlaşmalı tohum ekimi yapıyoruz. Anlaşmalı buğday veya arpa tohumlarını hasat sonrası aldığımız bayilere teslim ediyoruz. Buraya ekimini yaptığımız arpayı ise Pancar Kooperatifine tohum olarak vereceğiz. Anlaşmalı olmayan buğday ve arpayı ise pazarda, borsa üzerinden satıyoruz. Patatesi ağırlıklı olarak Ankara bölgesine, soğanı ise İstanbul’a gönderiyoruz. Zaman zaman marketlere de soğan ve patates satışı yapıyoruz. İnşallah bu yıl tüm çiftçiler için güzel geçer, dolusuz, kuraksız ve bol yağışlı bir sezon olmasını temenni ederek umutlarımız 2026’ya kaldı" diye konuştu.



Çorum’da çiftçilerin ’güz ekimi’ başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.