GÜNDEM - 16 Ekim 2025 Perşembe 19:36

Kalp krizi geçiren polis memuru hayatını kaybetti

A
A
A
Kalp krizi geçiren polis memuru hayatını kaybetti

Ankara’da geçirdiği kalp krizi sebebiyle hayatını kaybeden özel harekat polisi Casim Tatlıer’in cenazesi memleketi Çorum’a getirildi.


Edinilen bilgiye göre, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli özel harekat polisi Casim Tatlıer, istirahatli olduğu evinde kalp krizi geçirdi. Yakınlarının haber vermesi üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri Tatlıer’in vefat ettiğini belirledi. Şırnak’ın Cizre ilçesindeki hendek ve barikat operasyonlarında yaralanmasının ardından gazilik unvanı aldığı öğrenilen Tatlıer’in cenazesi memleketi Çorum’un Osmancık ilçesine getirildi. Tatlıer’in cenazesinin cuma namazına müteakiben kılınacak cenaze namazının ardından İlçe Mezarlığına defnedileceği öğrenildi.



Kalp krizi geçiren polis memuru hayatını kaybetti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Kız öğrencilerine cinsel organının fotoğrafını gönderen tacizci öğretmen tutuklandı Ankara’da lise öğretmeninin okulun voleybol kız takımının bulunduğu mesajlaşma grubuna cinsel organının fotoğrafını göndererek kız öğrencileri taciz ettiği iddia edildi. Gözaltına alınan öğretmenin görevine son verildiği ve tutuklanarak cezaevine gönderildiği belirtildi. Olay, 13 Kasım akşamı Sincan’da meydana geldi. İddialara göre, Yenikent İlksan Anadolu Lisesi’nde görevli beden eğitimi öğretmeni N.Ş. (52), cinsel organının fotoğraflarını okulun kız voleybol takımının mesaj grubuna gönderdi. Velilerin şikayeti üzerine çalışma başlatan polis ekipleri, tacizci öğretmeni gözaltına aldı. Aynı anda görevine de son verilen N.Ş., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Zanlının ifadesinde fotoğrafları sevgilisine göndermeye çalışırken yanlışlıkla öğrencilerin olduğu grupta paylaştığını söylediği öğrenildi. Çocuklarının şok geçirdiğini söyleyen veliler ise, N.Ş.’nin daha önce de benzer davranışlarda bulunduğunu ileri sürerek, sürecin takipçisi olacaklarını kaydetti. "Kızımın odasından ağlayarak çıktığını gördüm" Olayla ilgili konuşan velilerden Emre Özbek, "Kızımın odasından ağlayarak çıktığını gördüm. Annesinin yanına gitti. Ne olduğunu öğrenmeye çalıştım. Okuldaki kız voleybol takımının mesajlaştığı bir gruba beden eğitimi öğretmeninin cinsel organının fotoğrafını gönderdiğini ve cinsel istismarda bulunduğunu gördüm. Çok sinirlendim. İhbarda bulundum. Polis merkezine gittik. Okul yönetimi de yanımıza geldi ve destek oldular. Sabahın ilk saatlerine kadar orada kaldık. Diğer çocukların da ifadelerini aldılar" dedi. "Daha da ağır ceza alması için gerekenin yapılmasını istiyoruz" Durumdan dolayı manevi zarar gördüklerini ifade eden baba Özbek, "Böyle bir şeyin yaşanması manevi olarak bize çok zarar verdi. Bu öğretmen müsveddesinin ne yaptığını herkesin bilmesini, yetkilileren de konunun üzerine gitmesini istiyoruz. Öğretmenin görevine son verildiğini öğrendik. Meslek hayatı tamamen bitmiş. Daha da ağır ceza alması için gerekenin yapılmasını istiyoruz" diye konuştu. "Ben kızıma sarılırken bile hassas davranıyorum" Zanlının hak ettiği cezayı alması gerektiğini dile getiren baba Özbek, "Kızım o an kendini tutamadı, titreyerek ağlamaya başladı. Daha çocuk yaşta. Ne yapacağını bilemedi. Ben kızıma sarılırken bile hassas davranıyorum. Başka birisi tarafından böyle bir şeye maruz kalması onu çok yıprattı. Okulundan izin aldık. Kızıma psikolojik destek aldıracağım. Şu an tek istediğimiz zanlının en ağır cezayı alması. Sonuna kadar kızımın arkasındayım. Sonuna kadar mücadeleye devam edeceğim" dedi. "Öğrencilere yemek aldırarak odasına davet ettiği iddia edildi" Tacizci öğretmenin daha önce de benzer davranışlarda bulunduğuna dair iddialar olduğundan bahseden Özbek, "Daha öncesinde de bu öğretmenin öğrencilerine yaklaşmaya çalıştığını duyduk. Para verdiği öğrencilere yemek aldırarak odasına davet ettiği iddia edildi. Öğrencilere sarıldığı ve dokunduğuna dair geri dönüşler aldık. Bize destek olanlar söylemişti bunları. Çok üzgünüm. En azından fiziksel bir taciz olması. Adaletin yerini bulmasını istiyorum" şeklinde konuştu. "Çocuklarımızı güvenli bir şekilde okula gönderdiğimizi düşünüyorduk" Yaşanan durumdan dolayı korku içinde olduklarını söyleyen velilerden Sibel Dervazoğlu ise şöyle konuştu: "Olaydan haberim olduğundan beri uyku uyuyamadım. Çocuklarımızı güvenli bir şekilde okula gönderdiğimizi düşünüyorduk. Görevi öğretmen olan birinin böyle bir şey yapması bizleri çok üzdü. Korkuyoruz, endişeleniyoruz. Karşısında 14 yaşında çocuklar vardı. Ceza alması için elimizden ne geliyorsa, nereye şikayet edilmesi gerekiyorsa yapacağız. Aynı şey benim de çocuğumun başına gelebilirdi. Şikayetçiyiz. Okul idaresiyle konuştuğumuzda bir daha asla o öğretmenin bu okula giremeyeceğini söylediler. Bizi ilerisi de endişelendiriyor. Bu kişi dışarı çıkabilir. Özel bir işletme açabilir." "Bu mesleği taşıyamayan insanlar da var maalesef" Kızının mağdurlar arasında yer almadığını fakat çok fazla endişe duyduğunu dile getiren Dervazoğlu, "Kızıma durumu söyleyince çok endişelendi. Tedirginiz, dünden beri uyuyamadık. Okulun çocukların güvenliğini sağlamasını istiyorum. Çocuklarımız saatlerce okulda kalıyor. Öğretmenlere güvenmek zorundayız. Çok üzücü bir durum. Elbette her öğretmen böyle değildir. Bu mesleği taşıyamayan insanlar da var maalesef" dedi. "Öğretmenimiz hiçbir şey olmamış gibi yazmaya devam etti" Özbek’in mağdur kızı, olaydan çok etkilendiğini belirterek, "Maçımızla ilgili gruptaki konuşmaları takip ediyordum. Daha sonra arkadaşlarımın tepkili mesajlarıyla karşılaştım. Arkadaşlarım, ‘Hocam lütfen bu mesajları siler misiniz’ yazmıştı. Öğretmen de hiçbir şey olmamış gibi yazmaya devam etti. Daha sonra gruba gönderdiği uygunsuz fotoğrafları gördüm. O an şok geçirdim. Ne yaşadığımın farkında değildim. Durumu aileme anlattım. Annem ve babam da şok oldu. İhbarda bulundular. Polis merkezine gittik. Çok stresli bir gündü. Şu an hala yaşadığımın nasıl bir şey olduğunun farkında değilim. Şok içerisindeyim ve etkisini hala atlatamadım. Güvende olmadığımı hissediyorum" ifadelerini kullandı. "Bu kişinin bir daha öğretmenlik yapmasını, rahat bir şekilde dolaşmasını istemiyorum" Zanlının bir daha öğretmenlik yapmaması gerektiğini ifade eden mağdur öğrenci, "Öğretmenin, eskiden de özellikle kız öğrencilere daha yakın ve samimi yaklaştığını duydum. Bu kişinin bir daha öğretmenlik yapmasını, rahat bir şekilde dolaşmasını istemiyorum. Yaptığı bu rezillikten herkesin haberi olsun istiyorum. Hiçbir zaman rahat olmasın. Normalde bize hep sert konuşurdu ve karşılık vermemizi istemezdi ama takımdan da ayrılmamızı kesinlikle istemezdi" ifadelerini kullandı.
Ankara Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: "Vatandaşlarımızın lehine olan vergi mevzuatındaki güncellemeleri daha yüksek olan yeniden değerleme oranında arttıracağız" Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Gelir vergisi tarifesi gibi vatandaşlarımızın lehine olan vergi mevzuatındaki güncellemeleri daha yüksek olan, yani yüzde 25.5 olan yeniden değerleme oranında arttıracağız. Dolayısıyla kamunun fiyatlarını yüzde 16-19 arasında belirlerken, vatandaşın lehine olan hususlarda yeniden değerleme oranında uygulayacağız" dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM Genel Kurulu’nda ’2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ görüşmelerinde Bakanlığı ile bağlı kurumlarına ilişkin sunum yaptı. Konuşmasına vefat eden Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’a Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) başsağlığı dileyerek başlayan Şimşek, 2022-2023 yılları sonunda yüzde 64-65 bandına yerleşen enflasyonun geçen sene yüzde 44.4’e kadar düştüğünü belirtti. Bakan Şimşek, "Bu sene kasım ayı itibarıyla yüzde 31.1 seviyesinde gerçekleşti. Tabii hedeflerimizin bir miktar üzerinde. Burada şunu ifade etmek istiyorum. Dayanıklı tüketim malları, giyim gibi ürünlerde aslında temel mal enflasyonu yüzde 18.6’ya kadar düştü. Gıda enflasyonu yüzde 27’ye kadar geriledi. Manşet enflasyonunun yüzde 30’un üzerinde olmasının esas sebebi, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hizmet sektörü enflasyonu dezenflasyon tedbirlerine gecikmeli tepki veriyor. Ülkemizde hizmet enflasyonunda bir katılık var. Geçmişe yönelik bir endeksleme var. Ayrıca daha önce kiraya bir üst sınır getirmiştik kanunla, eğitime bir üst sınır getirmiştik. Tabii bunun da etkileri var. Özellikle son iki yılda kira ve eğitim enflasyonu, manşetin en az iki katı hızla arttı. Ancak önümüzdeki dönemde sosyal konut seferberliği, deprem konutlarının tamamlanmasıyla birlikte konut arzı artıyor ve kira artışını sınırlayacak. Ayrıca eğitime değer kural bazlı bir fiyatlama modelini yüce Meclisimiz kabul etti. Yine bütçe imkanları çerçevesinde 2026 için vergi ve harç güncellemelerini yeniden değerleme oranında değil, hedeflediğimiz enflasyon oranında belirleyeceğiz. Ancak şunun da altına çizmek istiyorum; gelir vergisi tarifesi gibi vatandaşlarımızın lehine olan vergi mevzuatındaki güncellemeleri daha yüksek olan, yani yüzde 25.5 olan yeniden değerleme oranında arttıracağız. Dolayısıyla kamunun fiyatlarını yüzde 16-19 arasında belirlerken, vatandaşın lehine olan hususlarda yeniden değerleme oranında uygulayacağız" dedi. "Bu yıl da cari açık, hedeflerimiz doğrultusunda gidiyor" Bakan Şimşek, 2026 yılında da enflasyonun hedefler doğrultusunda düşmeye devam edeceğini söyledi. Şimşek, "Özellikle cari açık konusunu bir endişe kaynağı olmaktan çıkarttık. Uyguladığımız programın başına gidersek cari açık milli gelire oran olarak yüzde 5’in üzerindeydi. 2024 yılında yüzde 0.8’e geriledi. Hatta portföy tercihi olarak ağırlıklı olarak ithal edilen altını bir kenara bırakırsanız geçen sene cari dengede fazla verdik, 3.2 milyar dolarlık bir fazla söz konusu. Bu yıl da cari açık, hedeflerimiz doğrultusunda gidiyor. Ciddi bir iyileşme söz konusu. Özellikle yeşil dönüşümde epey mesafe katettik. Bugün petrol ihtiyacımızın yüzde 15’ini, doğal gaz ihtiyacımızın yüzde 16’sını kendi üretimimizle karşılıyoruz. Yenilenebilir enerjinin kurulu kapasitedeki payı yüzde 62’ye çıktı ama kuraklık nedeniyle bu sene üretimdeki payı yüzde 45. Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı azaldıkça cari denge kalıcı olarak iyileşiyor. Son 23 yılda petrol ve doğal gaz ve türevlerinin ithalatına tam 1 trilyon dolar ödedik. Burada tabii ki mesafe katettikçe yapısal bir dönüşüm sağlanmış olacak. Cari dengedeki iyileşmeyle birlikte milli gelire oran olarak yüzde 23’e çıkmış olan brüt dış finansman ihtiyacımız bu sene yüzde 17’nin altına düşüyor. Program dönemi sonunda da muhtemelen yüzde 13, 14’lere kadar inmiş olacak. Bu da finansal piyasalarda ve ekonomide istikrarı güçlendirecek" şeklinde konuştu. "Finansal istikrarımızın güçlenmesiyle birlikte ülkemizin risk algısı da iyileşiyor" Bakan Şimşek, uluslararası standartlara göre rezerv yeterliliği sağladıklarını kaydederek, "2023 yılı Mayıs ayına göre brüt rezervlerimiz 88 milyar dolar, SWAP hariç net rezervler yaklaşık 123 milyar dolar arttı. Önemli bir koşullu yükümlülük olan kur korumalı mevduattan çıkışı başarıyla yönettik. Böylece net rezervlerdeki artış ile koşullu yükümlülüklerdeki düşüşü birlikte değerlendirirseniz ülkemizin bilançosunda yaklaşık 260-265 milyar dolarlık iyileşme söz konusu. Türk lirasına bu dönemde güven arttı. Türk lirasının toplam mevduat içerisindeki payı bugün itibarıyla yüzde 60’ın üzerinde. Tabii bütün bunlar ülkemizin risk birimine yansıdı. Finansal istikrarımızın güçlenmesiyle birlikte ülkemizin risk algısı da iyileşiyor. Bakın program öncesinde 700 baz puana kadar yükselen risk birimimiz, bugün itibarıyla 216 baz puana geriledi. Yani 2018 yılı Mayıs ayından bu yana en düşük seviyeye indik" diye konuştu. Gelişmekte olan ülkelerde risk primi 62 baz puan düşerken, Türkiye’de 487 baz puan düştüğünü hatırlatan Şimşek, "Türkiye program sayesinde olumlu bir şekilde ayrıştı. Düşen risk biriminin bize ne faydası var diye sorabilirsiniz. Özellikle kamunun ve özel sektörün dış borçlanma maliyetleri önemli ölçüde düştü. Teorik bir şeyden bahsetmiyorum. Mayıs 2023’te 5 yıl vadeli dolar cinsi tahvilimizin faizi yüzde 11.3’tü. Bugün yüzde 5.5 civarı. Yani yurt dışı borçlanma maliyetlerimiz yarı yarıya düştü. Reel sektörün ve bankalarımızın dış finansmana erişimi arttı. Bakın dış borç çevirme oranları 2023 ilk beş ayında yüzde 70, bankacılık sektörü için yüzde 97. Son 2.5 yılın ortalamasına bakarsanız sırasıyla reel sektör için yüzde 151’e, bankalar için yüzde 186’ya ulaştı. Programımızın başarısını tabii ki reyting kuruluşları da teyit ediyor. İstisnai bir şekilde son 2.5 yılda kredi notumuz 2 ila 3 kademe arası yükseltildi" dedi. "OVP döneminde bizim beklentimiz 2.5 milyon vatandaşımıza istihdamın sağlanacağı yönünde" Carry trade işlemlerine yönelik tedbirler aldıklarını belirten Şimşek, "Merkez Bankamız zorunlu karşılıkları son altı ayda carry trade’e karşı iki kez yükseltmiştir. Vadeler itibarıyla da ayrıştırılmıştır. Zorunlu karşılıklar; bankaların diğer yükümlülüklerinden yurt dışı banka mevduatından yüzde 8’den yüzde 12’ye, yurt dışı repo işlemlerinden sağlanan fonlar ve yurt dışı kredilerden yüzde 8’den vadeye göre yüzde 12 ile 18 arasında yükseltilmiştir. Yani carry trade’e karşı tedbir alıyoruz. Hem yurt dışı hem yurt dışı yatırımcıların mevduat ve fonların brüt gelirleri üzerinden enflasyon ayarlaması da yok. Yüzde 17.5 stopaj alıyoruz. Bu dönemde ekonomik aktivite ılımlı seyretti. Ama dezenflasyon süreciyle sürdürülebilir yüksek büyüme patikasına tekrar ulaşacağız. Son iki yılda küresel büyüme ortalama yüzde 3.2. Ama bizim ticaret ortaklarımızdaki büyüme Avrupa Birliği başta olmak üzere ortalama büyüme yüzde 2.2. Bu dönemde Türkiye yüzde 3.5 civarında büyüdü. Dezenflasyonla birlikte biz inanıyoruz ki kademeli olarak büyüme tekrar yükselecek. OVP döneminde bizim beklentimiz 2.5 milyon vatandaşımıza istihdamın sağlanacağı yönünde. Mali disiplini tesis ettik ve bunu kararlılıkla sürdürmek zorundayız, sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.