GÜNDEM - 29 Haziran 2025 Pazar 11:49

Uzmanından önemli uyarı: "KKKA virüsü bulaşan 100 kişiden 5’i hayatını kaybediyor"

A
A
A
Uzmanından önemli uyarı: "KKKA virüsü bulaşan 100 kişiden 5’i hayatını kaybediyor"

Çorum’da düzenlenen programda konuşan Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurcan Baykam, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin tehlikesine dikkat çekerek, "Bu hastalık ciddi bir enfeksiyondur ve maalesef her 100 vakadan yaklaşık 5’i kaybedilmektedir" dedi.


Çorum’da, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı ve Hitit Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen "Bilim Kafe Etkinlikleri" Veli Paşa Hanı’nda gerçekleştirildi. "Doğru Bilgi, Doğru Korunma: Kırım Kongo’ya Dur De" başlığıyla düzenlenen programda, Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurcan Baykam ile Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysel Kocagül Çelikbaş, KKKA hastalığının gerçekleri ve keneden korunma yöntemleri hakkında hayati açıklamalarda bulundu. Hava sıcaklıklarının artmasının kene popülasyonunda artışa sebep olabileceğine dikkat çekilen açıklamalarda, hastalıktan korunmanın yöntemleri ile ilgili de bilgiler verildi.


"Hekimlerimizin bu konuda her zaman uyanık olması gerekiyor"


Programda konuşan Prof. Dr. Aysel Kocagül Çelikbaş, doktorların belirtileri taşıyan vakalara karşı duyarlı olması gerektiğine dikkat çekerek, "Virüsü taşıyan bir tür kene vücuda saplandı. Ancak tüm keneler bu virüsü taşımıyor, sadece Hyalomma cinsi kene bu hastalığı bulaştırıyor. Hayvanlarda hastalık oluşturmuyor. Hayvanlar virüsü kanlarında taşısalar bile, hastalığın semptomlarını göstermedikleri için hangi hayvanda virüs var, bunu bilmek mümkün olmuyor. Aslında kene ne uçar ne de sıçrar. Kene yürüyerek gelir. Hayvanlardan beslenir, sonra toprağa düşer. Topraktaki çatlaklarda bir süre dinlenir, ardından tarlada, bayırda bulunan insana yürüyerek ulaşır. Bu nedenle korunmada en önemli şey, açık yer bırakmamaktır. Kapalı giysiler giymek çok önemlidir. Sürekli duyduğumuz gibi; pantolon paçalarını çorabın içine sokmak gerçekten etkili önlemlerden biridir. Herkes dalga geçiyor ama kenelerin tutunmasını engellemek için alınacak ilk tedbirlerden biri budur. Yine, açık renk giysiler giymek özellikle önemlidir. Çünkü pikniğe gittiğimizde, tarlada çalışırken ya da hayvanlarla temas ederken kenenin kıyafet üzerinde dolaştığını açık renkli kıyafetlerde fark etmek daha kolay olur. Keneyi tutunmadan fark edip uzaklaştırmak mümkündür. Ancak tüm bu önlemlere rağmen kene tutunabiliyor. Tek bir açıklık bile buna neden olabilir. Bu yüzden, piknikten veya tarladan eve geldikten sonra tüm giysilerin çıkarılıp vücudun mutlaka kontrol edilmesi gerekir. Keneyi erkenden fark edip uzaklaştırmak çok önemli. Evde çocukların da anneleri tarafından baştan aşağı kontrol edilmesi gerekir. Çünkü kene sıcak bölgeleri sever, bacak arkası, koltuk altı, meme altı, kasık bölgesi, bazen ense ve saçlı deri gibi yerlerde daha sık görülür. Bu bölgelerin tek tek kontrol edilmesi gerekir. Kene tutunduğunda hemen çıkarmak mümkündür. Her durumda hemen hastaneye gitmeye gerek olmayabilir. Ancak kene tutunması varsa ve bazı belirtiler gözleniyorsa, hiç vakit kaybetmeden hastaneye başvurmak gerekir. Biz son iki gün, yani Perşembe ve Cuma günleri ilçelerdeki acil servislerde çalışan sağlık personelimizle bir araya gelerek Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına yönelik yeni bir bilgilendirme toplantısı yaptık. Hekimlerimizin bu konuda her zaman uyanık olması gerekiyor, çünkü biz endemik bir bölgede yaşıyoruz. Yani bu hastalığın sık görüldüğü bir bölgedeyiz. Eğer hastayı değerlendirirken bu ihtimali göz ardı edersek ve hasta birkaç gün boyunca belirti gösterdiği halde hastaneye gidip gelirse, hastalık kanamalı evreye geçmiş olabilir. Asıl hedefimiz hastayı erken dönemde yakalamaktır. Erken teşhis koyduğumuzda hiç tereddüt etmeden hastayı yatırıp gözlem altına alıyoruz. Belki gerçekten hastalık olmayabilir ama atlamamak gerekir çünkü bu, hayatı tehdit eden bir hastalıktır. Hastayı yatırdıktan sonra yanına ne hasta yakını ne de refakatçi alıyoruz. Bu sadece bizim daha rahat çalışmamız için değil, aynı zamanda hasta yakınlarını ve ziyaretçileri korumak için aldığımız bir önlemdir. Çünkü hastalık kan ve hastanın vücut sıvılarıyla da bulaşabiliyor. Burnu kanayan bir hastaya hasta yakını çıplak elle müdahale ederse, bağırsak kanaması olan birinin altını temizlerken eldiven kullanmazsa, bu doğrudan hastalığın bulaşmasına neden olabilir. Özellikle bu şekilde hasta yakınlarına bulaş vakaları yaşanabiliyor. Bu yüzden "siz dokunmayın, biz ilgilenelim" diyoruz. Sağlık çalışanları da zaman zaman bu tür risklerle karşı karşıya kalabiliyor. Bu nedenle onları da ciddi şekilde eğitiyoruz. Hasta odasına girerken mutlaka koruyucu önlük, maske ve eldiven kullanıyoruz. Yine de bazı durumlarda temas riski olabiliyor. Örneğin, kan alırken iğnenin ele batması gibi. Bu yollarla da hastalık sağlık çalışanlarına bulaşabilir. Bu yüzden bu tür bir temas şüphesi olursa, hemen bize haber verilmesi için sağlık çalışanlarını özellikle uyarıyoruz" dedi.


"Her 100 vakadan yaklaşık 5’i kaybedilmektedir"


Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virüsündeki tehdite dikkat çeken Prof. Dr. Nurcan Baykam da, "Bu hastalık ciddi bir enfeksiyondur ve maalesef her 100 vakadan yaklaşık 5’i kaybedilmektedir. Bu nedenle süreci dikkatle izlemek gerekir. Hastalık başlangıçta grip benzeri belirtilerle ortaya çıkabilir. İlk günlerde laboratuvar testlerinde hafif bozulmalar görülebilir ama bu bazı hastalarda normale dönerken, bazı hastalarda daha ağır forma ilerler. Bu ağır formda kanamalar başlar ve laboratuvar değerleri hızla kötüleşir. İşte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi dediğimiz esas tehlike bu noktada ortaya çıkar. Amacımız, bu ilk dönemlerde hastalığı atlamamaktır. Çünkü belirtiler başka viral enfeksiyonlarla karışabilir. Bu nedenle halkı ve sağlık çalışanlarını uyarmaya çalışıyoruz. Örneğin bazı hastalar ilk gün gayet iyidir ya da bir gün önce sağlık ocağına gitmiştir, hiçbir sorun tespit edilmemiştir. Ama hekimin hikayeyi iyi almamış olması veya bölgenin riskli olduğunun göz ardı edilmesi nedeniyle hasta eve gönderilmiş olabilir. Üçüncü gün tekrar başvurduğunda tablo tamamen değişmiş, durum ağırlaşmış olabilir. Bu yüzden riskli bölgede yaşayan hastaları mutlaka ertesi gün tekrar çağırmak, süreci yakın takip etmek gerekir" diye konuştu.


"’Keneye kendiniz müdahale etmeyin’ şeklindeki uyarılar bazen yanlış anlaşılabiliyor"


Kenenin vücutta uzun süre kalmaması için vatandaşların kendilerinin de doğru yöntemle keneyi çıkartabileceğini kaydeden Baykam, "Bu hastalığın kimde ağır seyredeceğini, kimde hafif geçeceğini anlamaya yönelik birçok çalışma yaptık. Kenelerin popülasyonundaki artış - yani sayı ve tür artışı - iklimle doğrudan ilişkilidir. Küresel ısınma, iklim değişiklikleri gibi faktörler, kene sayısında ani artışlara yol açabiliyor. Ancak bu kenelerin hepsi virüs taşıyan türden değildir. Bu virüsü taşıyabilmesi için kenenin öncelikle virüsü hasta bir koyun, inek, keçi ya da yaban hayvanından alması gerekir. Ortalıkta bu tür hayvanlar yoksa kene virüsü alamaz ve insana da bulaştıramaz. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin görüldüğü yerlerde mutlaka büyükbaş hayvanlar gibi omurgalı hayvanların bulunması gerekir ki kene virüsü onlardan alabilsin ve insanlara taşıyabilsin. Bu hastalığın en yaygın bulaş yolu, keneyle temastır. Özellikle tarlada, bahçede, kene bulunan ortamlarda bulunmuş bir kişi akşam eve gittiğinde mutlaka vücudunu kontrol etmelidir. Çünkü kene vücuda tutundukça kan emmeye devam eder, emdiği kanla birlikte virüsü vücuda bırakır. Bu nedenle en önemli hedef, keneyi fark ettiğimiz anda en kısa sürede vücuttan uzaklaştırmaktır. Ama bunu doğru bir yöntemle yapmak gerekir. Keneye çıplak elle asla dokunmamalıyız. Çünkü patladığında ya da ezildiğinde taşıdığı virüs doğrudan bize bulaşabilir. Bu yüzden en ideali pens veya cımbızla keneyi, sert hareket etmeden hafifçe sallayarak çıkarmaktır. Zaten tutunduğu yeri kolayca bırakır, hatta yere bıraktığınızda yürüyüp gidebilir. Diyelim ki tarlada, bir teyze üzerindeki keneyi fark etti. Ne yapmalı? Varsa bir kağıt, eşarp veya kumaş parçasıyla çıplak elini koruyarak keneyi çıkarmalı. Eğer çıkaramıyorsa, en yakın sağlık kuruluşuna hemen gitmelidir. ’Keneye kendiniz müdahale etmeyin, mutlaka sağlık kuruluşuna gidin’ şeklindeki uyarılar bazen yanlış anlaşılabiliyor. Herkesin sağlık birimine ulaşması kolay değil. Kırsalda bu zaman kaybı anlamına gelir ve bu süre zarfında kene virüsü vücuda bulaştırmaya devam eder. Bu yanlış algıyı düzeltmemiz gerekiyor. Doğru olan, çıplak elle temas etmeden, tercihen pens ya da cımbızla, yoksa kumaş veya kağıtla keneyi çıkarmak ve ardından o bölgeyi alkolle temizlemektir. Sonrasında ise hastalık şüphesi varsa mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir" şeklinde konuştu.


(MCK-MK-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Teknik Direktör Çağlayan: "5 transfer yapabiliriz" Elazığspor Teknik Direktörü Adem Çağlayan, " Bir kaleci, bir stoper, 6 numara, 8 nımara ve bir de kenar olmak üzere 5 transfer yapabiliriz" dedi. Seza Çimento Elazığspor, Anagold 24 Erzincanspor maçı hazırlıklarını sürdürüyor. Kulüp tesislerinde yapılan antrenman öncesi teknik direktör Adem Çağlayan açıklamalarda bulundu. Futbolcuların maça konsantre olduklarını aktaran Adem Çağlayan, "Süleyman’la Erkan aramızda olmayacak. İkisi de inşallah kamp sürecinde bizimle olacaklar. Geçen hafta gerçekten çok üzüldüğümüz bir maç oldu. Bireysel hatalar ve hakem kararları maçın önüne geçti. En azından play-off hattının içinde kalmamız lazımdı. Kredimiz olmadığı için her puan kaybı canımızı daha çok sıkacak. Oyun olarak istediğimiz şeyler yapılıyor saha içinde. Zor bir maç olacak. İnşallah konsantrasyon kayıpları yaşamayız ilk yarının son maçı. İnşallah orada konsantremizi kaybetmeden ikinci yarıya hazırlanacağız" diye konuştu. Transferler hakkında da konuşan Teknik Direktör Çağlayan, "Bir kaleci, bir stoper, 6 numara, 8 nımara ve bir de kenar olmak üzere 5 transfer yapabiliriz bu sayı 4’e de düşebilir. Çünkü ellimizde değerli oyuncularımız var. Vakit olarak dar bir zamanda geldik. Bazı oyuncularımızı farklı mevkilerde görme şansımız olmadı. Gönül isterdi ki sezonbaşı çalışalım. Görüşmemizde 5 transfer görüşüldü. Başkanımız 5 iyi transfer istiyor" şeklinde konuştu. Takımdan göndermeyi düşündükleri oyuncu olmadığını ifade eden Çağlayan, "Böyle bir düşüncemiz yok çünkü oyuncu grubumuzdan çünkü doğru transferler yapılmış. Ayrılma talebi gelirse onu da düşünürüz. Sakıb’ta listemizdeki oyunculardan birisi. Kamp hakkında net bir şey konuşmadık ama Antalya’da yapmayı düşünüyoruz. Süre çok sıkıntılı. İstediğimiz gibi olmayacak maalesef. Adana maçından sonra belki Antalya’ya dönme durumumuz olabilir" ifadelerini kullandı.
Erzincan Erzincan’da üreticiye destek: Dut sıkma ve koyun kırkım makinası dağıtıldı Erzincan’da üreticilere yüzde 75 hibeli dut sıkma ve koyun kırkım makinesi desteği sağlandı. Toplam 1 milyon 750 bin TL bütçeli projelerle tarım ve hayvancılıkta verimlilik hedefleniyor. Erzincan’da tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi amacıyla iki proje daha hayata geçirildi. "Emekle Sıkılan Lezzet Yeniliklerle Buluşuyor" ve "Erzincan Koyun Güzellik Merkezleri" projeleri kapsamında üreticilere yüzde 75 hibe destekli makine desteği sağlandı. Erzincan Valiliği koordinasyonunda, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü öncülüğünde yürütülen projelerle hem yöresel ürünlerin katma değerinin artırılması hem de hayvancılıkta verimliliğin yükseltilmesi hedefleniyor. Projeler kapsamında, yüzde 75 hibe desteğiyle toplam 15 adet dut sıkma makinesi ile 55 adet koyun kırkım makinesi üreticilere kazandırıldı. Destek programlarının toplam bütçesinin ise 1 milyon 750 bin TL olduğu bildirildi. Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, sağlanan makine desteğiyle üreticilerin iş yükünün azalacağını, üretim süreçlerinin daha modern ve hijyenik hale geleceğini belirterek, bu tür projelerin kırsal kalkınmaya önemli katkılar sunduğunu ifade etti. Erzincan’da tarım ve hayvancılığın sürdürülebilirliğini güçlendirmeyi amaçlayan projelerin, hem üreticinin gelirini artırması hem de bölge ekonomisine canlılık kazandırması bekleniyor.
Malatya "Mahmut Boynukara" taziye evi dualarla açıldı Yeşilyurt Belediyesinin destekleriyle, 25. ve 26. Dönem AK Parti Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara tarafından, merhum Mahmut Boynukara anısına yaptırılan Taziye Evi, düzenlenen törenle ve edilen dualarla hizmete açıldı. 510 metrekarelik alan üzerinde inşa edilen Mahmut Boynukara Taziye Evi modern ve işlevsel yapısıyla dikkat çekerken, içerisinde 400 kişilik bay ve bayan oturma salonları, mescid, mutfak, çay ocağı ve WC bölümleriyle hizmet verecek şekilde tasarlandı. Taziye evi, vefat eden vatandaşların yakınlarına destek olmayı amaçlarken, mahalle halkının da uzun süredir talep ettiği önemli bir ihtiyacı karşılamış oldu. Büyük bir katılım altında gerçekleşen açılış töreninde konuşan merhum Mahmut Boynukara’nın kardeşi Fatih Boynukara, "Merhum abimiz Mahmut Boynukara’nın aziz hatırasını yaşatmak amacıyla hayata geçirilen taziye evinin açılışını yapmanın heyecanını yaşıyoruz. İnsanın doğduğu, büyüdüğü, ekmeğini yediği, suyunu içtiği memleketine hizmet edebilmesi, ardında bir eser bırakabilmesi büyük bir nasiptir. Bizler de bu topraklara, bu güzel ilçeye olan vefa borcumuzu bir nebze olsun ödeyebilmek için bu projeyi hayata geçirdik. Bu özel mekanının, şehrimizdeki birlik, beraberlik, paylaşma ve kardeşliğe hizmet etmesini; hüzünlü günlerde insanlarımızın yükünü hafifletmesini temenni ediyorum. Vefatının ardından bize bıraktığı ahlaki mirasla yolumuzu aydınlatan, bizleri doğruluk, çalışkanlık ve insan sevgisiyle yetiştiren kıymetli büyüğümüz Merhum Mahmut Boynukara’yı rahmetle, minnetle anıyorum. Mekanı cennet, ruhu şad olsun. Allah kendisinden razı olsun. Bu eserin hayata geçmesinde emeği geçen başta Yeşilyurt Belediye Başkanımız olmak üzere değerli büyüğümüz Adnan Boynukara’ya ve katkı sunan herkese teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit ise, taziye evinin yapımına katkı sunan hayırsever Adnan Boynukara’ya teşekkür ederek, merhum Mahmut Boynukara’ya Allah’tan rahmet diledi. Taziye evlerinin toplum hayatında önemli bir ihtiyacı karşıladığını vurgulayan Başkan Geçit, "Malaya Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Battalgazi Belediye Başkanımızla birlikte seçim dönemindeki vaatlerimiz arasında yer alan ve toplumsal dayanışmayı güçlendirmeyi amaçlayan ’Taziye Evi’ projemiz kapsamında ilk taziye evimizi Çilesiz’de hizmete sunuyoruz. Taziye evleri acıların paylaşıldığı, dayanışmanın en güçlü şekilde hissedildiği mekanlardır. Kültür ve inanç dünyamızın önemli bir parçası olan taziye evleri, toplumsal birlik ve beraberliğin de en somut göstergelerinden biridir. Bu mahallemizde büyümüş, buranın bir evladı olan merhum Mahmut Boynukara adına yapılan taziye evimiz hayırlı olsun. Bu yılın 9 Mayıs’ında temelini attığımız taziye evimizle birlikte ilçemizdeki ilk taziye evini hemşerilerimizin hizmetine sunmuş oluyoruz. İnşallah bu taziye evimiz; vatandaşlarımızın acı günlerinde bir araya gelerek dayanışma içinde olacakları, dualarla teselli bulacakları, birlik ve beraberliğin pekişeceği bir mekan olacaktır. Bizler de Yeşilyurt Belediyesi olarak, hayırseverlerimizin katkılarıyla bu tür sosyal projeleri artırmaya, ilçemizin her mahallesine dokunmaya devam edeceğiz. Bu anlamlı eserin ilçemize kazandırılmasında büyük bir gönül örneği sergileyen, 25 ve 26’ncı dönem AK Parti Adıyaman Milletvekilimiz Sayın Adnan Boynukara’ya ve ailesine, merhum Mahmut Boynukara anısına böyle kalıcı ve hayırlı bir hizmeti Yeşilyurt’umuza kazandırdıkları için şahsım ve hemşehrilerim adına teşekkür ediyorum. Merhum Mahmut Boynukara’ya Allah’tan rahmet diliyor, mekânının cennet olmasını temenni ediyorum" diye konuştu. Malatya’nın güçlü ve modern yatırımlarla daha güçlü bir şekilde ayağa kalktığını, dönüşüm sürecinde sosyal hayata katkı sunan yatırımlara da önem verdiklerini ifade eden Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er ise, "Şehrimizde deprem yaraları hızla sarılırken aynı zamanda bu tür sosyal sorumluluk isteyen projelerin hayata geçmesine ayrı bir önem veriyoruz. Merhum Mahmut Boynukara adına böylesine özel bir mekanı şehrimize kazandıran Adnan Boynukara ve ailesine teşekkür ediyorum. Seçim döneminde şehrimizde çadır anlayışını geride bırakıp, modern ve çok amaçlı alanlara sahip taziye evleri kurmaya karar vermiştik. Bugünde bunun güzel bir örneğini hep birlikte taşıyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak TOKİ ile işbirliği halinde 20’ye yakın taziye evi inşa ediyoruz, ilçe belediyelerimizde bu tür mekanların sayısını hızla artırıyor. Yeni inşa edilen camilerimizin olduğu alanlara da taziye evleri de kuruyoruz. Çadırlar şehrimize yakışmıyor, bunu kaldırıyoruz. Taziye evlerinin yanı sıra sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif mekanlarla şehrimizi modern ve yaşam standardı yüksek bir şehir kimliğine kavuşturmak için yoğun bir şekilde çalışıyoruz" diye konuştu. AK Parti Milletvekili Bülent Tüfenkci ise, Malatya’nın yeni sosyal mekânlara kavuşmasından ziyadesiyle memnun olduklarını ifade ederken, Yeşilyurt’ta ilk olarak hizmete sunulan taziye evinin yapımında emeği geçen Yeşilyurt Belediyesine ve Adnan Boynukara’ya teşekkür etti. Tüfenkci, "Büyükşehir, Yeşilyurt ve Battalgazi Belediye Başkanlarımıza seçim dönemindeki vaatlerinden bir tanesini gerçeğe dönüştürdükleri için teşekkür ediyorum. 6 Şubat depremlerinde ağır hasar alan şehrimiz hızla toparlanıyor, yeniden inşa ve ihya sürecinde taziye evleri, kültür ve sanat merkezlerinin sayısını hızla artırmaktayız. Şehrimizin her noktasının daha yaşanabilir bir kimliğe kavuşması için böylesine sosyal mekanların sayısının artması için her türlü desteği veriyoruz. Çilesiz mahallemizde hizmete sunulan Taziye Evimiz şehrimize ve ilçemize hayırlı uğurlu olsun" diye konuştu. Yeşilyurt İlçe Müftüsü Hüseyin Bayrak tarafından okunan duaların ardından kurdele kesimi gerçekleştirilerek "Mahmut Boynukara Taziye Evi" resmen hizmete girdi. Açılış törenine; AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, Malatya TSO Başkanı Oğuzhan Sadıkoğlu, Adıyaman TSO Başkanı Mehmet Torunoğlu, Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, Boynukara ailesinin fertleri, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, siyasi parti mensupları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, muhtarlar ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Çorum Milyonlarca liralık vurgun yapan şebekenin çökertildiği operasyonda 7 tutuklama Araç satmak isteyen 55 vatandaşı "senet hilesiyle" milyonlarca liralık dolandıran şahıslara yönelik Çorum merkezli 5 ilde düzenlenen operasyonda gözaltına alınan şüphelilerden 7’si tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Çorum il Emniyet Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri tarafından, internet üzerinden araçlarını satmak için ilan veren vatandaşları ağına düşüren ve satın almak istedikleri araçların ücretinin bir kısmını güvenli ödeme ya da elden ödeyip, geri kalan tutarı ise senet düzenleyip ödeme yapmayan şebekeye yönelik çalışma başlattı. Ekipler tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde, şüphelilerin devri alınan araçların kaydını kendi aralarında ya da üçüncü şahıslara devrettiği, bu yöntemle elde ettikleri gelirleri kendilerine ait şirketler üzerinden akladıkları tespit edildi. Şebekenin yöntemiyle toplam 55 araç sahibini dolandırdığını belirleyen ekipler, MASAK’tan temin edilen raporlarda şüphelilerin banka hesaplarında 2025 yılı içerisinde tam 45 milyon TL’lik işlem hacmi bulunduğu ve bu paranın 15 milyon TL’lik kısmının şirketler üzerinden aklandığını belirledi. Düğmeye basan ekipler, Çorum merkezli Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat ve Ankara’da belirlenen adreslere eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyon kapsamında 14 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin suçtan elde ettikleri değerlendirilen ve piyasa değeri yaklaşık 46 milyon 500 bin TL olan 58 araca ve 2 taşınmaza da el konuldu. Gözaltına alınan 14 şüpheli, emniyetteki işlemlerin ardından Çorum Adliyesi’ne sevk edildi. Hakim karşısına çıkartılan şüphelilerden 7’si tutuklanırken, 7’si ise adli kontrol adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.