EKONOMİ - 18 Mart 2020 Çarşamba 14:16

Virüs salgını yumurta sektörünü vurdu

A
A
A
Virüs salgını yumurta sektörünü vurdu

Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüsü salgını yurt dışına ihracat yapan yumurta üreticisini etkiledi.

Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüsü salgını yurt dışına ihracat yapan yumurta üreticisini etkiledi.


Çorum Ticaret Borsası Başkanı Naki Özkubat, virüs salgınının etkilerinin devam edeceği taktir de tavukçuluk sektörünün bunu kaldırma şansının olmadığını söyledi.


2019-2020 yıllarının tavukçuluk sektörü açısından zor bir yıl olduğunu dikkat çeken Ticaret Borsası Başkanı Naki Özkubat, 2019 yılı Nisan ayında Irak kapısının kapmasıyla sektörde başlayan krizin korona virüsüyle birlikte daha da ağırlaştığını vurguladı.


Tavukçuluk sektörünün zor günler geçirdiğini, sektörde yaşanan sorunlarla ilgili geçtiğimiz ay Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli başkanlığında bir toplantı yaptıklarını anlatan Özkubat, “Burada bir sunum yaptık. Tavukçuluk sektöründe olağanüstü durum ilan edilip, kuş gribi salgınında yapılan çalışmaların aynen uygulanmasını istiyoruz. Bu destekler belirli yaş üstü hayvanların kesimi, itlafı ve itilafa devlet desteğinin verilmesi. Ayrıca banka kredilerinin vadelerinin uzatılması. Faizsiz olarak bir yıl ertelenmesi. Bununla birlikte bu kredilerden daha sonraki aşamalarda ofisimizin üretecimize sunmuş olduğu 3 ay vadeli mısır tedarikinin bu süreçte geri dönüşümü ve ödenmesinin mümkün olmadığı için bunun 6 ila en az 1 yıl banka teminatıyla üretecimize verilmesinin sağlanması sektör açısından faydalı olacaktır” dedi.


Tavukçuluk sektöründe üretim kapasitelerinin düştüğünü dile getiren Özkubat, bu durum devam ettiği taktirde yumurta sektöründe krizler yaşanacağını tahmin ettiklerini belirtti.



“Hayvan refahı bir an önce uygulanmalı”


Sektörde yaşanan sorunların uzun vadede çözüme kavuşması için devletimizin hayvan refahını bir an önce uygulamasını beklediklerini açıklayan Özkubat, “Hayvan refahı eğer uygulanırsa Türkiye’de üretim kapasitesi yüzde 30 fazla olan ve ihratacata dayalı olan sektörün küçüleceğini, dolaysıyla sadece kendi ülkemize yönelik üretimin başlayacağını bununla birlikte de fiyat istikrarının oluşacağına inanıyoruz. Eğer hayvan refahı uygulanmazsa hazırda bulunan kapasiteler 3 ay, 6 ay sonraki fiyat dalgalanmaları nedeniyle tekrar dolacak. Buda bizlere yeni krizler oluşturacaktır. Her 6 ayda bir her yıl ortasında veya yılbaşında krizler artacaktır. Bunun en doğru yolu hayvan refahı uygulanması ve kapasite sınırlamasının getirilmesidir. Bunun çözümü uygulama şekli yumurta birliği ile birlikte Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, bakanlığımızın birlikte yürüteceği bir program çerçevesinde kapasitelerin sınırlandırılması gerekmektedir. Hazır kapasitelerin hayvan refahı getirilip kapasite oranları buna göre kayıt altına alındıktan sonra rastgele kümes yapımı ve hayvan çiftliklerinin yapılması önlenmesi gerekmektedir. Yumurta sektöründe artık ihracatların özellikle bu salgın hastalıkların artacağını düşünerek uzun vadeli bir işlem olacağını düşünüyorum. Kendi kendimize yeterli, kendimize yetenin biraz fazlasını üretmenin ülkemiz menfaatine olacağını düşünüyorum. Ayrıca Tarım Bakanımız ve Hayvancılık Genel Müdürümüzle yaptığımız görüşmelerde yumurta tozu ve likit yumurta üretim tesislerinin artırılması, projelendirilmesi kapsamında yaptıkları çalışmaları takdir ediyorum. Sektörümüz bu konuyla ilgili bir kooperatif çalışması yapmaktadır. Bu kooperatif çalışması başarıya ulaştığında en kısa sürede toz yumurta ve likit yumurtayla ilgili yeni tesisler devreye girdiğinde yumurtada birikmelerin ve yıl genelinde fiyat istikrarının oluşacağı ve üreticiye büyük katkı sunacağı kanaatindeyim” diye konuştu.



“Gezen veya dolaşan tavuk üretimleri devlet kontrolü altına alınmalı”


Sektör olarak ana problemlerimizden bir tanesi de gezen tavuk, dolaşan tavuk adı altında rast gele ortamlarda hijyene tam uyulmadan yapılan kontrolsüz üretimler olduğunu dile getiren Özkubat, şunları kaydetti:


“Hayvan sayılarının Türkiye genelinde net olarak belirlenemediği üretime ne kadar girdiğinin tam tespit edilemediği ancak bununla beraber vergisini ödeyen gerçek üreticilerin bu konuda mağdur olduğu bir sistem var. Bu sistemin tam kontrol altına alınması gerekiyor. 1 milyon kapasiteli bir çiftliğin yanına gezen tavuk yapıyorum diyerek bin tane tavuk koyuyor. Açık alanda yapılan bu iş nedeniyle o küçük işletmeye gelen hastalık diğer 1 milyon kapasiteli işletmeyi de etkileyebiliyor. Bu yüzden bunların şartnameleri, şartları devletin kontrolünde ve hijyene uygun oluşması gerekiyor. Özellikle gezen tavuk yumurtaları samorella, antibiyotik ve toksin bakımından da Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından marketlerden alıp yaptığı örneklemeleri bunlar içinde yapmasını rica ediyoruz. Bunlar kontrol altına alınırsa Türkiye’de gerçek üretici üretime katkı sunan insanlarımız bundan fayda sağlayacak ancak rast gele üretim kontrolsüz üretimde önlenmiş olacaktır. Devletimizden istediğimiz şuan ki olağanüstü şartlardan dolayı üreticimize acilen banka kredilerinin, faiz oranlarının ertelenmesini sağlamak. TMO’dan uzun vadeli mısır verilmesi sağlanmalı. Devletin hayvan itilaflarında katkı sunmasını bekliyoruz”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Otomobile çarpan motosiklette bulunan iki genç hayatını kaybetti: Araçtaki yolcu kaza anını şans eseri kayda aldı Denizli’de hatalı sollama yaptığı esnada önüne çıkan otomobile arkadan çarpan motosiklet sürücüsü ile yolcu konumundaki arkadaşı yaşamını yitirdi. Motosikletin çarptığı otomobildeki yolcu, şans eseri cep telefonuyla kaza anını kayda aldı. Kaza, Pamukkale ilçesi Zeytinköy Mahallesi Acıpayam Bulvarında meydana geldi. Edinilen bilgilere göre; Zekeriya Akhan (21) yönetimindeki 34 VG 8057 motosiklet, bulvar üzerinde ilerlerken aynı yöne seyir halinde olan midibüsü geçmek istedi. İddiaya göre hatalı sollama yapan genç sürücünün kullandığı motosiklet, önüne çıkan Veli Çakmak yönetimindeki 20 ANA 451 plakalı otomobile arkadan çarptı. Çarpmanın etkisiyle motosiklet sürücüsü ve yanında yolcu konumunda bulunan arkadaşı Rahman Çabuk yola savruldu. Metrelerce sürüklenen motosiklet ise park halindeki bir kamyonete çarparak durabildi. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalede bulunduğu iki genç ambulansla Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi. Durumları ağır olan Zekeriya Akhan ve Rahman Çabuk, hastanede doktorların tüm müdahalesine rağmen yaşamlarını yitirdiği öğrenildi. Otomobil sürücüsü Veli Çakmak ise ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü. Motosikletin çarptığı otomobilde ise yolcu konumunda bulunan bir kişi cep telefonu ile video kaydı aldığı sırada kazayı da çekti. Görüntülerde seyir halinde olan otomobile arkadan çarpıldığı ve aracın savrulduğu görülüyor. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
İstanbul Sarıyer’de uygulamadan kaçan otomobil sürücüsü, park halindeki araçlara çarptı: 2 yaralı Sarıyer’de uygulama yapan polislerin ‘Dur’ ihtarına uymayarak kaçan şüpheli sürücü, ara sokakta park halindeki araçlara çarparak durabildi. Kazada, otomobilde bulunan 2 kadın yaralanırken otomobilde bir adet silah ve bıçak bulundu. Şüpheli sürücü, kelepçelenerek ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü. Olay, saat 01.30 sıralarında Sarıyer Bahçeköy Merkez Mahallesi İnönü Caddesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Bahçeköy Yolu’nda uygulama yapan polis ekiplerinin ‘Dur’ ihtarına uymayan 34 GVP 053 plakalı otomobil sürücüsü, ’Dur’ ihtarına uymayarak uygulamadan kaçtı. Polis ekipleri kaçan şüphelinin peşine düşerken şüpheli sürücü, ara sokaklara girerek izini kaybettirmek istedi. İnönü Caddesi’ne aşırı hızlı girdiği iddia edilen şüpheli bilinmeyen bir nedenle direksiyon hakimiyetini kaybedince park halindeki araçlara çarptı. Çarpmanın etkisiyle park halindeki bir araç bina girişindeki doğalgaz kutusuna çarparken, yaşanan kazada 5 araç hasar gördü. Uygulamadan kaçan otomobilde bir adet silah ve bıçak bulundu Polis uygulamasından kaçan ve ara sokakta araçlara çarparak duran otomobilde bulunan 2 kadın hafif yaralandı. İhbar üzerine olay yerine polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralılara ilk müdahaleyi olay yerinde yaptı. İsmi öğrenilemeyen araç sürücüsü ise aracı kullanmadığını iddia ederken, polis ekipleri çelişkili ifade veren sürücüyü kelepçeleyerek ifadesi alınmak gözaltına aldı. Öte yandan araçta yapılan incelemelerde, bir adet silah ve bıçak bulundu. Yaralılar ise ilk müdahalenin ardından tedbir amacıyla hastaneye götürüldü. Yaşanan kazada, park halindeki 4 otomobil, şüphelinin kullandığı otomobil ve doğalgaz kutusu hasar gördü. Polis ekipleri kazayla ilgili inceleme başlattı.
İstanbul İstanbul Havalimanı’nda gövdesinin üzerine inen uçak bulunduğu yerden kaldırıldı İstanbul Havalimanı’nda gövdesi üzerine inen kargo uçağı, çekici yardımıyla bulunduğu yerden kaldırıldı. İstanbul Havalimanı’nda Fedex Havayolları’na ait kargo uçağı, ön iniş takımları açılmayınca gövdesi üzerine piste iniş yaptı. İniş sırasında sürtünmenin etkisiyle kısa süreliğine alevlere teslim olan uçak ekiplerin müdahalesi ile söndürülürken, olayda ölen ya da yaralanan olmadı. Kaza kırım ve İGA İstanbul Havalimanı Kurtarma ve Yangınla Mücadele ekibi (ARFF) yaptığı çalışmalarının ardından, önce uçakta bulunan yükler boşaltıldı ardından da kargo uçağı, çekici araçlarla bulunduğu yerden kaldırıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medyada yaptığı paylaşımda, "İstanbul Havalimanı’mızda gövdesi üzerine inen kargo uçağının ekiplerimiz tarafından kaldırılma çalışmaları başarıyla tamamlandı. Pistimiz, uçağın çekilmesinin ardından hassasiyetle temizlendi. Gerçekten işinin ehli olan ekiplerimiz, pist alanında saatler süren, organize ve çok titiz bir çalışmaya imza attı. Elim sonuçlara varabilecek bu tarz durumların önlenmesine örnek teşkil edecek bir müdahale ve çalışma performansı sergilediler. Olayın yaşanmaya başladığı ilk dakikadan itibaren soğukkanlı bir şekilde, strateji ve eylem planı oluşturarak hareket eden her bir görevlimizi kutluyorum. Kargo uçağının personeline ve İstanbul Havalimanı çalışanlarımıza yeniden geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbim; her türlü kaza ve beladan ülkemizi, milletimizi ve tüm insanlığı korusun" ifadelerine yer verdi.