GENEL - 30 Kasım 2016 Çarşamba 17:29

PAÜ Rektör Vekili Bağ: "Masonik yapılanmanın izlerinin silinmesi için projeler üreteceğiz"

A
A
A
PAÜ Rektör Vekili Bağ: "Masonik yapılanmanın izlerinin silinmesi için projeler üreteceğiz"

Pamukkale Üniversitesi Rektörü Hüseyin Bağcı’nın FETÖ/PDY operasyonları kapsamında görevden alınmasının ardından yerine vekaleten atanan Prof. Dr. Hüseyin Bağ, PAÜ’deki masonik yapılanmanın izlerinin silinmesi için de projeler üreteceklerini söyledi. Rektör Bağ, üniversite ile 141 kişinin ilişiğinin kesildiğini kaydetti.
Prof. Dr. Hüseyin Bağ, FETÖ/PDY operasyonları kapsamında görevden alınan Hüseyin Bağcı’nın yerine vekaleten rektör olarak atanmasının ardından basın mensuplarıyla ilk kez bir araya geldi. Rektör Bağ, üniversitedeki FETÖ yapılanması kapsamında yapılan operasyon, üniversitedeki güvenlik konusu, dekan atamaları, üniversitenin hedefleri ve çalışmaları gibi bir çok konu hakkında bilgi verdi.
PAÜ Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan ve tüm olumsuzluklara rağmen üniversitedeki hizmette aksamasının meydana gelmediğini söyleyen Prof. Dr. Bağ, PAÜ’de ‘Masonik Yapılanma’ların olduğunu savundu.

"PAÜ FETÖ bakımından kötü durumdaydı"
4 Ağustos’ta eski Rektör Bağcı’nın görevden alınmasının ardından rektör vekili olarak atandığını belirten Bağ, ilişiği kesilenlerin çoğunluğunun tıp fakültesinde olmasına rağmen, başlattıkları yoğun mücadelenin ardından hizmette bir aksamanın meydana gelmediğini ifade etti.
PAÜ’nün FETÖ/PDY yapılanması bakımından çok kötü durumda olduğunu, rakamsal verilerin de bunu ortaya koyduğunu belirten Rektör Bağ, "FETÖ/PDY’ye karşı yürütülen mücadele kapsamında 112’si akademisyen 141 kişinin üniversite ile ilişiği kesildi. PAÜ’den atılanların 30’u profesör, 45’i doçent ve 37’si de yardımcı doçent. Üniversitemizin şu andaki akademik kadrosu 779 kişiden oluşuyor. Bunların 205’i profesör, 190’ı doçent ve 376’sı da yardımcı doçent" dedi.
Çocuk alerji ve çocuk nörolojide bir sıkıntı yaşadıklarını, bunu da devlet hastanesi ile koordineli bir çalışma içine girerek çözdüklerini dile getiren Prof. Dr. Bağ, çocuk hematolojisinde de eleman azalmasıyla ilgili bir sıkıntının olduğunu söyledi. FETÖ operasyonlarından sonra ortaya çıkan açığın kapatılması için 37 kişilik bir kadro beklediklerini ve atamaların kısa sürede tamamlanacağını belirten Prof. Dr. Bağ, ağırlıklı olarak Tıp Fakültesi’ne atamaların yapılacağını söyledi.
Bir süre tüm fakültelerin dekanlıklarının kendisine bağlı olduğunu, bunun da şartlar gereği yapıldığını belirten Prof. Dr. Bağ, dekan atamalarının büyük bölümünün tamamlandığını ifade etti.
Üniversitenin eksikliğinin en büyüğü olarak şuanda kütüphane olduğunu belirten Prof. Dr. Bağ, "PAÜ’nün ciddi anlamda büyüdü ve 58 bin 497 öğrencisi bulunuyor. Bu öğrencilerin 54 bin 68’inin lisans ve ön lisans, 4 bin 429’u da lisansüstü mevcut. Bu kadar büyüyen bir üniversitede kütüphanenin olmamasının büyük bir sorun oluyor. Bu dönemdeki birinci önceliğimiz de kütüphanenin kurulması olacak. Kampüs alanı doldu ve yeni bir yapılaşma için yer yok. İkinci kampus alanına ihtiyaç duyuluyor. Bunun için Honaz Belediyesi bin dönümlük bir alanı tahsis etti. Gerekli çalışmaları başlatıyoruz. Verilmiş kesin bir kararımız yok ama değerlendirmede önceliğimiz olacak" dedi.

"Güvenlik konusunda ciddi eksiklikler var"
PAÜ Kampüsünde güvenliğin sağlanması konusunda ciddi eksikliklerin olduğunu ifade eden Prof. Dr. Bağ, "Kampüs kapalı bir alan değil. Halk otobüsleri rahatlıkla içeri giriyor, kimlik kontrolleri yapılamıyor, hastane tarafından da yoğun bir giriş var. Bu nedenle de güvenlik konusunda sıkıntılar yaşanıyor. Yaşanan son olumsuzluk kız arkadaş yüzünden çıkmış, olaya karışanlardan biri PAÜ’nün öğrencisi de değil. Bunun ortadan kaldırılabilmesi için çalışmalar yürütüyoruz. Valilikte de bununla ilgili toplantı düzenledik. Ama alınacak önlemler beraberinde bu kez de ’hapishane üniversite’ oldu suçlamalarını da beraberinde getirebilir" ifadelerini kullandı.
Denizli’nin termal kaynaklarıyla ilgili geç kalındığını anlatan Prof. Dr. Bağ, "3 yıl önce yatırım yapmak üzere ödenek gönderilmiş. Ancak bu ödenek bekletiliyordu. 3 yıl önce yapılması gereken projeyi hızla uygulamaya soktuk. Özel Çevre Korumadan kaynaklanan küçük sorunların aşılmasıyla da en kısa sürede ihaleye çıkılacak, termal yatırım yapılacak" şeklinde konuştu.

"Eski Rektör Bağcı’nın ilişiği kesilince süreç başladı"
PAÜ Rektörlüğü süreci ile ilgili de bilgiler veren Prof. Dr. Bağ, eski rektörün görevden alınması nedeniyle vekaleten atamasının yapıldığını, kesin bir karar verilmediği için de atamayla ilgili sürecin başlamadığını kaydetti. Prof. Dr. Bağ, "Eski rektörün ilişiğinin kesilmesi ile bu süreç başlamış oldu. Son açıklanan 19 üniversite arasında PAÜ yok. Bu üniversiteler 15 Temmuz süreci nedeniyle seçimlerini yapamamışlardı. Süreçleri başladığı için onlar önceliğe alındı. Pamukkale Üniversitesinin rektör atamasıyla ilgili de süreç başladı" dedi.
Pamukkale Üniversitesi’nde Masonik yapılanmaya yönelik iddialara ilişkin değerlendirmeler de yapan Prof. Dr. Bağ, "Türkiye’de Masonik yapılanma ve FETÖ işbirliği olduğu açıkça ortaya kondu. PAÜ’de bazı şekillere bakıldığında Masonik yapılanmayı simgeleyen şekillere benzediğini görüyoruz. Bunlar yapılırken niyetin ne olduğunu bilmemiz mümkün değil. Bu yapılanmayı çağrıştıran şekillerin ortadan kaldırılması için de düzenlemeler yapacağız" ifadelerini kaydetti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana ’Yeşil Cami’ sarmaşıklarına kavuştu Adana’da baharın gelmesiyle birlikte duvarları, kubbesi ve minaresini saran sarmaşıklar nedeniyle ’Yeşil Cami’ olarak anılan Köprüköy Camii, bu sene de yeşil haline kavuştu. Merkez Yüreğir ilçesi Köprülü Mahallesi Seyhan Nehri kıyısında 1930 yılında ibadete açılan Köprüköy Camii’ne, yaklaşık 55 yıl önce Gülek Boğazı’ndan getirilen bir kök sarmaşık dikildi. Aradan geçen yıllar içinde o sarmaşık yeni kökler saldı. Sarmaşık, caminin duvarları, kubbesi ve minaresini sardı. Cami yeşile bürününce, adı da ’Yeşil Cami’ olarak anılmaya başlandı. Caminin avlusu da begonya ve gül türlerinin yanı sıra lavanta, nar, nergis, defne ve gelin duvağı gibi çok sayıda bitki türüyle botanik bahçesine döndü. Hava sıcaklığının yükselmeye başladığı kentte vatandaşlar namaz saatleri dışında da camide vakit geçiriyor. Vatandaşlara huzur veren cami, birçok dizi ve filmde de yer alarak ismini duyurmaya devam ediyor. "Gül ve çiçek eksik olmuyor" İhlas Haber Ajansı’na konuşan cami müezzini İbrahim Aydın, "Bu sene de sarmaşıklarımız açtı. Sarmaşıkların yanı sıra güllerimiz ve birçok çiçek türü de var. Yerli ve yabancı turistler sık sık buraya geliyorlar. Çok uzaklardan gelip fotoğraf çekiyorlar. Gelen kişiler caminin içerisini de geziyorlar. Böyle ziyaretçileri gördüğümüz zaman çok mutlu oluyoruz. Burada zaman zaman 20’ye yakın çiçek türü oluyor. Burada hiçbir zaman gül ve çiçek eksik olmuyor" ifadelerini kullandı. "İnsanımız ve camimiz çok güzel" Cami cemaatinden Mustafa Durur ise herkesi camiye davet ederek, "Sarmaşıklar kuruyor ama her sene tekrar kavuşuyoruz. Burada oturanlar mahallemizin yerlisi ve bu güzellik ondan kaynaklanıyor. Burada çok güzel bir atmosfer var. Bir dönem muhtarlık yapmıştım, internetten numarayı bulup beni arayan çok oldu. Buranın adresini soranlar oldu ve birçoğuna fotoğraflarını yolladım. Burayı gelip görsünler mahallemiz, insanımız ve camimiz çok güzel" diye konuştu.
Bursa Hıdrellez geleneği 900 yıldır sürüyor Bursa’da Kozluören Köyü’nde yapılan 900 yıllık hıdrellez adeti bu yıl da yerine getirildi. Köyün kadınları sabah saatlerinde yapılan kahvaltı sonrası kazanları ateşleyerek akşam saatlerinde yapılacak ziyafet için hazırlıklara başladı. Köyün 9 noktasında kazanların başına geçen kadınlar akşam saatlerinde de kadınlar matinesinde doyasıya eğlendi. Bursa’da kuruluşu Osmanlı dönemi öncesine dayanan Kozluören köylüleri, 900 yıllık hıdrellez geleneklerini bu yıl da yerine getirdi. Sabahın erken saatlerinde uyanan köylü kadınlar kahvaltının ardından köyün 9 noktasında kurulan kazanların başına geçti. Henüz coğrafi işaret sürecinde olan Selçuklu mutfağının vazgeçilmez yemeklerinden olan Dede Çorbası ve Çullama’yı gelecek nesillere aktarmak istediğini belirten kadınlar, yemek tariflerinin de kuşaktan kuşağa aktarıldığını kaydetti. Odun ateşiyle kaynayan kazanlarda çeşitli yemekleri pişiren kadınlar öğlen saatlerine kadar akşam yapılacak ziyafet için hazırlık yaptı. Akşam saatlerinde ise sabah yapılan yemeklerle ziyafet çeken köy halkı, daha sonra köy meydanında kurulan alanda kadınlar matinesi düzenleyerek doyasıya eğlendi. Yüzlerce yıllık gelenek nesilden nesile aktarılıyor 900 yıllık geleneğe sahip çıktıklarını ifade eden Kozluören Kadınlar Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ruhsel Demirtaş, “Mayıs ayının ilk haftasında gerçekleştiriyoruz. İmece usulü yapıyoruz köyümüzün hıdrellezi deriz. Geleneğimiz eskiye dayanıyor 900 yıllık. Köyde 9 mahalle var pilav pişirip gelen misafirlere ikram ediyoruz. Akşamüstü de kadınlara eğlencemiz var. Eskiye dayanan büyüklerimizin yaptığı bir gelenek. Bizde onu devam ettiriyoruz. Pilav ve zerde tatlımız var. Bütün köy halkı aynı şeyi yapar. Komşularımız ve arkadaşlarımız yardımcı oluyor. Piştikten sonra herkese dağıtırız” şeklinde konuştu. Kozluören hıdrellezi ziyafetle kutluyor Kozluören Köyü Muhtarı Mehmet Çalışkan, “Köyümüzün kuruluşu Osmanlı dönemi öncesine dayanıyor. Yüzyıllardır adetlerimiz köyde devam ediyor. Geleneğimiz Kozluören Mahallesi’nin 9 ayrı sokağında imece usulü herkesin katkısıyla gerçekleşiyor. Köy halkımız pilav, zerde tatlısı ve dede çorbası yaparak adeti sürdürüyor. Sabah hep beraber kahvaltı yaptıktan sonra yemeklere başlarız. Hıdrellez tarihine denk geliyor. Mayıs ayının ilk haftasında gerçekleştiriyoruz. Yemek dağıtılarak evlerde yeniyor. İş bittiğinde akşam kadınlar kendi aralarında eğlence düzenliyor. Desteği olan emeği geçen herkese teşekkür ederiz” dedi.