YEREL HABERLER - 17 Mayıs 2017 Çarşamba 22:37

Denizli’de ki sergide, al bayraklı gelinlik büyük beğeni topladı

A
A
A
Denizli’de ki sergide, al bayraklı gelinlik büyük beğeni topladı

Denizli’nin Çal ilçesinde Hayat Boyu Öğrenme Programı kapsamında kursiyerler tarafından üretilen ürünler, sergilendi.

Denizli’nin Çal ilçesinde Hayat Boyu Öğrenme Programı kapsamında kursiyerler tarafından üretilen ürünler, sergilendi. Sergide ay yıldızlı gelinlik büyük ilgi gördü.


Denizli’nin Çal ilçesinde Çal Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünce Hayat boyu Öğrenme Programı kapsamında üretilen el emeği göz nuru ürünler, yılsonu sergisiyle görücüye çıktı. Kursiyerler tarafından hazırlanan ay yıldızlı gelinlik ise, görenleri büyüledi.


Kaymakam Yusuf Durani Dinç, Belediye Başkanı Fethi Akcan, İşkur İl Müdürü Fatih Işık, ilçe protokolü ve çok sayıda davetlinin katıldığı kursun açılışında mini bir defile oldu. Defilede en fazla dikkati, boyun kısmında hilal, göğüs kısmında yıldız olan al renkli gelinlik dikkat çekti. Sevil Gül Ertekin’in giydiği gelinliği görenler büyük ilgi gösterdi, onlarca kişi gelinliğin fotoğrafını çekti.


Çal Belediye Başkanı Fethi Akcan, yerel yönetim olarak Halk Eğitim Merkezi’nin açtığı ve açacak olduğu kurslara destek vermeye devam edeceklerini belirterek al yıldızlı gelinlik hakkında "Bayrak kutsalımız ve kırmızı çizgimizdir. Kursiyerlerimizin bu gelinliği hazırlaması bizlerin yüreğini kabarttı, ruhumuzu okşadı. Halk Eğitim Merkezi öğretmenlerini, kursiyerlerini yürekten kutluyorum. Ne mutlu Çallı anne ve babalarımıza, vatansever evlatlar yetiştiriyor. Ay yıldızlı gelinlikle vatanın bölünmez bütünlüğü adına da güzel bir mesaj verilmiştir" dedi.


Sergi sonunda bağlama ve gitar kursuna giden kursiyerler, protokol üyelerine dinleti sundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.