GENEL - 18 Temmuz 2017 Salı 12:02

Ters akıntıya kapılan 2. asker kardeş de hayatını kaybetti

A
A
A
Ters akıntıya kapılan 2. asker kardeş de hayatını kaybetti

Muğla’nın Akyaka ilçesinde Denizli ve Muğla’da İl Jandarma Komutanlığı emrinde görev yapan uzman çavuş ve astsubay iki kardeş geçtiğimiz 6 Temmuz’da girdikleri denizde ters akıntıya kapılmış, birisi hayatını kaybetmişti.

Muğla’nın Akyaka ilçesinde Denizli ve Muğla’da İl Jandarma Komutanlığı emrinde görev yapan uzman çavuş ve astsubay iki kardeş geçtiğimiz 6 Temmuz’da girdikleri denizde ters akıntıya kapılmış, birisi hayatını kaybetmişti. 27 yaşındaki Astsubay Çavuş Hasan Hüseyin Çıldır da 12 gündür tedavi gördüğü hastanede yaşam savaşını kaybetti.


Edinilen bilgiye göre, geçtiğimiz 6 Temmuz’da Muğla Yatağan Bozüyük Mahallesi Jandarma Karakol Komutanlığı’nda görev yapan Astsubay Çavuş Hasan Hüseyin Çıldır (27) ve Denizli İl Jandarma Komutanlığı emrinde görev yapan Mesut Çıldır (26) tatil için Akyaka ilçesine geldiler. İki kardeş akşam saatlerinde serinlemek için Azmak ile denizin kesiştiği bölgede yüzerken, ters akıntıya kapıldılar. Çevredekilerin durumu fark edip yardıma koşması üzerine her iki kardeş de sudan çıkarıldı. Kardeşlerden biri ambulansla Marmaris Devlet Hastanesine kaldırılırken, diğeri de Muğla’daki Özel Yücelen Hastanesine sevk edildi. Marmaris’teki hastaneye kaldırılan Mesut Çıldır yapılan tüm müdahaleye rağmen hayatını kaybetmişti. Mesut Çıldır, Denizli’de toprağa verilirken, Muğla Özel Yücelen Hastanesine ambulans ile sevk edilen Hasan Hüseyin Çıldır ise yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı. 12 gündür yoğun bakım ünitesinde tedavisi süren Hasan Hüseyin Çıldır da hayatını kaybetti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Doğu Karadeniz’de sürüler yaylalara çıkmaya başladı Giresun’da ilkbaharın gelmesi ile birlikte koyun sürüleri, yaylalara çıkarılmaya başladı. Yaklaşık 3-5 gün sürecek yolculuğun ardından sürüler yaz aylarını Giresun’un yaylalarında geçirecek. Yaylalarda Mayıs ayında yaşanan süpriz kar yağışına rağmen besiciler, küçükbaş hayvanlarını otlatmak için kış aylarında şehir merkezlerinde bulunan mandıralarından ayrılıp yüksek rakımlı yaylalara yolculuk etmeye başladı. Piraziz’den yola çıktıklarını belirten Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Adem Yavuz, “300 koyunumuzla birlikte 2 bin rakımlı Eğribel Yaylasına yolculuğumuz başladı. Tahmini 3 günde varacağımızı düşünüyoruz fakat hava koşulları varış zamanımızı değiştirebilir. Her yıl mayıs ayının başında uzun bir yolculuk yaparak obalara çıkıyoruz. Eylül ayının sonlarına doğru ise şehirdeki mandıramıza geri dönüş yapıyoruz. Yolculuğumuz sırasında sürümüze 2 çoban ve 1 bekçi köpeği eşlik ediyor” dedi. Sürünün doğada daha iyi beslendiğini de dile getiren Yavuz, “Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte trafiğin sakinliğinden faydalanarak, şehir içinden yolculuklarına başlıyoruz. Yaylada 4-5 ay boyunca yaylalarda kalacak olan hayvanlarımız bu süre zarfında doğal ortamlarda bol bol otlamasını sağlanarak, sağlıklı bir şekilde büyümesi ve gelişmesi sağlanıyor” diye konuştu.
Trabzon Prof. Dr. Osman Bektaş: "Doğu Karadeniz 3 riskli fay ortasında yer alıyor" Doğu Karadeniz Bölgesi’nde dolgu ve heyelanlı alanlarındaki yapılaşma deprem riskini büyütüyor. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, bölgenin 3 tane fay arasında bulunduğuna dikkat çekerek yerel yöneticilerinin deprem algısını benimsemeleri gerektiğini söyledi. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin dik ve engebeli arazi yapısı tehlikeli yapılaşmayı beraberinde getirdi. Son yıllarda dolgu ve heyelanlı alanlarda yükselen yüksek katlı binalar deprem riskini arttırdı. 3 riskli fay ortasında bulunan Doğu Karadeniz Bölgesi’nde uzmanlar özellikle dolgu ve heyelanlı alanlara yapılan yüksek katlı binalara karşı uyarılarda bulundu. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Trabzon’daki yapı stokunun depreme dayanıklı olmadığını belirterek “Yerel yöneticilerin Doğu Karadeniz’in deprem tehlikesini kabullenmesi gerekir. Maalesef yıllardan beri burada deprem olmaz buranın deprem tehlikesi yoktur diye Doğu Karadeniz’in yapı stoku maalesef depreme dayanıklı değildir. Yani hem şu andaki yapı stokumuz depreme dayanıklı değil hem şehirleşme, heyelan sahaları üzerinde, yamaçlarda veya kumsal alanda yapılaşmalar mevcut. Kumsaldaki bir apartman üç depremi hissetti. Şimdi bu durumda burada deprem tehlikesi yok demek mümkün mü? Mümkün değil. Yani her şeyden önce yöneticilerin bu deprem algısını benimsemeleri lazım. Halkın daha duyarlı olması lazım. Toplum ve yöneticiler ile el birliği verirsek bu gelecek kuşağı daha sağlıklı, daha güvenli bir yaşam ortamı bırakmış oluruz” dedi. Trabzon’da Yomra, Beşirli ve Akyazı’da riskli yapıların olduğuna dikkat çeken Bektaş, “Deprem açısından eğer değerlendirecek olursak en riskli yerlerden bir tanesi Yomra’da Şana mevkii. Kumsal alan üzerindeki binalar veya dere yatağındaki büyük binalar. Ayrıca Beşirli ve Akyazı mahallelerinde heyelan sahaları üzerinde dikilmiş çok katlı binalar. Bunlar her an sallanıyor. 10 kilometre açıkta kuzeyimizde Karadeniz fayı var. Deprem kaynağı. Güneyimizde 100 kilometre uzaklıkta Kuzey Anadolu fayı var. Türkiye’nin en büyük fayı. Doğumuzda Kuzeydoğu Anadolu fayı var. Bu üç tane deprem kaynağı arasında ben kumsalın üzerindeyim ve her depremi de hissediyorum. O zaman deprem tehlikesi yok demek ne kadar doğrudur?” ifadelerini kullandı.