EKONOMİ - 18 Kasım 2019 Pazartesi 16:16

Denizli Ticaret Odası’ndan Müjde:

A
A
A
Denizli Ticaret Odası’ndan Müjde:

Denizli’de ilk defa düzenlenen Uygulamalı İngilizce Dış Ticaret Eğitimi’nden mezun olanlara Denizli Ticaret Odası (DTO) Başkanı Uğur Erdoğan sertifikalarını verdi.

Denizli’de ilk defa düzenlenen Uygulamalı İngilizce Dış Ticaret Eğitimi’nden mezun olanlara Denizli Ticaret Odası (DTO) Başkanı Uğur Erdoğan sertifikalarını verdi. Başkan Erdoğan, bu tür bir eğitim bölgede ilk kez düzenlendiğini ve DTO üyeleri ile vatandaşların, kişisel ve mesleki gelişimlerine katkı sağlamaya devam edeceklerini belirtti.


Denizli Ticaret Odası (DTO), Güney Ege Kalkınma Ajansı (GEKA)’nın Teknik Destek Programı kapsamında, Uygulamalı İngilizce Dış Ticaret Eğitimi gerçekleştirildi. 60 saat içerisinde 23 kişinin tamamladığı eğitimde, dış ticaret temelleri, iş akışı, ödeme ve teslim yöntemleri, Pazar araştırması, yazışmalar ve kanunlar gibi konular ile İngilizce ve dijital ortamda uygulamalı olarak işlendi.



“Bölgemizde, İlk Kez İngilizce Dış Ticaret Eğitimi Verildi”


Sertifika dağıtım töreninde konuşma yapan Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan, ilk etapta 58 kişinin başvurduğunu belirtti. Erdoğan, “Eğitimi verecek eğitmenimizle birlikte, bunların arasından İngilizce seviyesi yeterli durumdaki 23’ünü seçtik. Bu seçimde, kursumuza, özellikle dış ticaret potansiyeli bulunan ve değişik sektörlerden gelen katılımcılar sağlamaya da özen gösterdik. Bu eğitim, bölgemizde Güney Ege Kalkınma Ajansı’nın Teknik Destek Programı’yla ilk kez düzenlendi. Değerli hocamız BHL Danışmanlık Kurucusu Sayın Hakan Akın’a emeklerinden, GEKA’ya ve Genel Sekreteri Sayın Özgür Akdoğan’a da desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Sertifikalarınız hayırlı ve uğurlu, yolunuz açık olsun.” dedi.



“5 Milyon Euro hibe bütçeli Teknik Tekstile Dönüşüm Projesi”


Erdoğan konuşmalarının devamında ise, üyeler ile vatandaşların, kişisel ve mesleki gelişimleri için imkan ve katkı sağlamaya devam edeceklerini belirtti. Erdoğan, “Geçen yıl belirlediğimiz bir takvim dahilinde, 2019’da Finansman ve Muhasebe, Dış Ticaret, e-ticaret, e-ihracat, Endüstri 4.0 ve buna benzer 24 farklı eğitim planladık. Bugün itibarıyla, 19’unu tamamladık. Bu arada, bölgemizin kalkınmasına katkı sağlayacak illere de imza atmaya çalışıyoruz. Avrupa Birliği’nden destekli, 5 Milyon Euro hibe bütçesi olan Denizli’de Teknik Tekstile Dönüşüm Projemizi yakında hayata geçiriyoruz. Denizli Organize Sanayi Bölgesi’nde, 1000 metrekarelik kapalı yer ayarladık. İsteyenler, yenilikçi ürünleri için burada çalışıp, prototip yani örnek, numune üretim yapabilecek. Bunun için gerekli modern bir makina parkı oluşturacağız. Denizli tarihindeki en yüksek bütçeli proje olan bu projemizi, başlama aşamasına kadar getirdik” diyerek müjde verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.