- 20 Haziran 2021 Pazar 12:48

Eline toprağını alan ona koşuyor

A
A
A
Eline toprağını alan ona koşuyor

Denizli’de farklı bölgelerden gelen toprak numunelerini eleyerek içindeki altın oranını belirleyen 52 yaşındaki Şenol Akkuş, meraklılarına ve devletten ruhsat alıp altın madeni kurmak isteyenlere yol gösteriyor.

Denizli’de farklı bölgelerden gelen toprak numunelerini eleyerek içindeki altın oranını belirleyen 52 yaşındaki Şenol Akkuş, meraklılarına ve devletten ruhsat alıp altın madeni kurmak isteyenlere yol gösteriyor.


Denizli’de emekli Şenol Akkuş, yıllardır evinin altında numune olarak getirilen çeşitli toprak yapılarının içindeki altın oranını belirlemek için eleme yapıyor. Suyla elekten numune toprağı eleyip içindeki madenleri bulan Akkuş, mıknatıs yardımıyla elde ettiği mikron büyüklüğündeki maden parçacıklarının içinden demir parçacıklarını alıyor. Geri kalan madenler içinden büyüteç yardımıyla altın parçacıklarını tespit eden Akkuş, numune getirilen toprağın bulunduğu alandaki altın oranını da hesaplayabiliyor.


Altın eleme işine merakla başladığını, hobi amaçlı yaptığı eleme işinden vazgeçemediğini belirten Akkuş, aylarca eleyip biriktirdiği altın tozlarını çeşitli yöntemlerle birleştirip 2-2 gram ağırlığında altın elde ettiğini ve bunu tamirat yapan kuyumculara gönderdiğini söyledi. Denizli’deki toprak yapısında altın oranının çok düşük olduğunu belirten Akkuş, “Gittiğim bölgelerde şüphelendiğim topraklardan numune alıyorum. Daha sonra aldığım numuneler ile dükkânımda altın tozunun olup olmadığına bakıyorum. Benim bu işi yaptığımı bilen arkadaşlar var. Bahçesinden, tarlasından veya dağlardan topladığı toprakları getirerek bakmamı istiyorlar. Hobi amacıyla severek yapıyorum. İsteyen arkadaşlarımın getirdiği topraklara bakarak, altının olup olmadığına bakıyorum. Altın oranı Denizli’de çok düşük. Mikro halde çıktığında değer mi değmez mi ayrı soru. Manisa, Uşak, Bergama taraflarında daha çok. Samsun’da 1 tonda 36 gram bulunduğu söyleniyor. Elazığ’da 1 tonda 80 ile 85 gram arasında bulunduğu söyleniyor. Türkiye’de altın var, bol miktarda çıkıyor. Altınları bayağı bir biriktiriyoruz. 2-3 gram olduğu zaman eritiyoruz. Daha sonra eriyerek birleşen altınları kuyumcu ya da altın tamircilerine veriyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Yangında yaralanarak kaldırıldığı hastanede ölen kadın kocasının ve kızının yanına defnedildi Bartın’da 10 gün önce evlerinde çıkan yangında ölen engelli eşinin ardından kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden kadın, kocasının ve 6 yıl önce kazada ölen kızının yanına defnedildi. Bartın’ın Kayadibikavlak köyü Örencik Mahallesi’nde 23 Nisan’da tüpten sızan gaz nedeniyle çıkan yangında bedensel engelli Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, kocasını kurtarmak için alevlerin arasına dalan ve ağır yaralanan Seher Çetinbağ da hastanede 9 gündür verdiği yaşam mücadelesini kaybetti. Sevk edildiği İstanbul Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi’nde yaşamını yitiren Seher Çetinbağ’ın cenazesi, İstanbul’dan Örencik Mahallesi’ndeki evine getirildi. Çetinbağ’ın cenazesi, Örencik Mahallesi Camii’nde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından dualarla mahalle mezarlığındaki aile kabristanına getirildi. Çetinbağ, aynı yangında yaşamını kaybeden engelli kocası Tevfik Çatinbağ’ın ve 6 yıl önce okul bahçesinde servis aracının çarpması sonucu ölen 9 yaşındaki kızı Emine Çetinbağ’ın mezarının yanına defnedildi. Yangında hayatını kaybeden bedensel engelli Tevfik Çetinbağ ve eşi Seher Çetinbağ’ın 6 yıl önce evlat acısı yaşadıkları ortaya çıktı. 6 Nisan 2018 yılında Bartın Sipahiler Şehit Gürdal Çakır İlkokulu bahçesinde meydana gelen kazada özel eğitim alan 9 yaşındaki Emine Çetinbağ, servis aracının çarpması sonucu hayatını kaybetmişti. Tekerlekli sandalyesi ile evin önüne çıkartılan acılı baba Tevfik Çetinbağ son kez evlerinin önüne getirilen kızının tabutu başında gözyaşı dökerken, anne Seher Çetinbağ’ın ise "Benim kınalı kuzum, babaannene selam söyle" diyerek ettiği feryat yürekleri dağlamıştı.
Bursa Bursa AFSİAD’dan özel kullara ’eğitim kampüsü’ önerisi Bursa AFSİAD Başkan Yardımcısı Recep Yıldırım, özel okulların büyük bir kısmının Nilüfer’de bulunduğuna dikkat çekerek, “Bu durum başta trafik yükü olmak üzere pek çok problemi beraberinde getiriyor. Şehrin batı ve doğusuna yapılacak eğitim kampüsleriyle bu okullar dengeli bir şekilde dağıtılabilir” önerisinde bulundu. Uzman eğitimci, Bursa Afyonkarahisarlı Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (Bursa AFSİAD) Başkan Yardımcısı Recep Yıldırım, Bursa’da özel okulların yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti. Özel eğitim kurumlarının Nilüfer’de yoğun olarak bulunduğunu belirten Yıldırım, bu durumun şehri de sıkıntıya soktuğunu söyledi. Yıldırım, “Bursa’mızda 180-190 civarında özel okul var. Bu okulların yüzde 80’i Nilüfer bölgemizde yer almaktadır. Yani şehrin batı yakasına bir yığılma söz konusu. Bu durum bazı sorunları da beraberinde getiriyor. Özellikle okul servisleri trafiği oldukça aksatıyor. Okul servisleri dönem dönem yerel yöneticiler tarafından da trafik sorununa sebep olarak dile getiriliyor. Ayrıca, özel okulların çevresine sunduğu kırtasiye ve sosyalleşme masrafları gibi esnafı canlandıracak ekonomik katkılar da şehrin bütününe yayılamıyor. Bu yığılmanın getirdiği problemler, Bursa’nın batı ve doğusunda özel eğitim kampüsleri kurularak halledilebilir. Böylece hem özel eğitimde artacak rekabetle eğitim kalitesi yükselir, hem de trafik karmaşasına gözle görülür şekilde rahatlama gelir. Bu durumu okulların tatil olduğu günlerde özellikle sabah saatlerinde hissediyoruz. Buna benzer bir uygulama sürücü kurslarında yapılmaktadır. Özel okullara, sürücü kurslarında olduğu gibi nüfusa oranlı izin verilirse başta trafik yükü olmak üzere, bu konuyla ilgili olarak mevcuttaki pek çok sorun da azalacaktır” ifadelerini kullandı. Özel okulların genelinin tam kapasite ile çalışamadığına işaret eden uzman eğitimci Recep Yıldırım, “İçinde bulunduğumuz 2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı’nda özel okullarımızın geneli maalesef yüzde 40 kapasiteyle çalıştığını tespit etmekteyiz. Veliler okul ücretlerinin yüksekliğinden şikayet ederken, kurum sahipleri de artan maliyetlere işaret ediyor. Hal böyle olunca, devlet okullarına rağbet daha da artıyor. Elbette bu durum devlet okullarına artı bir maliyet çıkarıyor. Bu maliyet hesaplanıp, devlet tarafından çocuğunu özel okula göndermek isteyen velilere yeni bir teşvik paketi hazırlanmalı. Bu sayede özel okullarımızın doluluk oranı yükselecek, hem kurum sahibi hem de veli çok rahatlamış olacaktır. Devlet okullarında yer yer 45-50 kişilik sınıflarda eğitim verilmeye çalışılıyor. Özel okullara yönelik sunulacak tatmin edici bir teşvik sayesinde bu rakamın 30-35 seviyesine ineceğini hesaplıyoruz. Ayrıca öğrenci sayısı bakımından eli rahatlayacak özel okullardaki nitelik sorunu da çözüme kavuşacaktır. Özel okullar eğitim alanında ciddi bir istihdam sağlıyor. Bu kurumların ayakta kalması ve daha iyi eğitim verebileceği şartların oluşturulması ülkemizin pek çok yönden menfaatine olacaktır” dedi.