ÇEVRE - 09 Haziran 2021 Çarşamba 10:52

Baba kız, ata tohumunu korumak için 5 yıldır domates üretiyor

A
A
A
Baba kız, ata tohumunu korumak için 5 yıldır domates üretiyor

Denizli’de Orman Mühendisi Aslı Sözeri, babasıyla birlikte 5 yıldır ata tohumu domatesleri korumak için üretim yapıyor.

Denizli’de Orman Mühendisi Aslı Sözeri, babasıyla birlikte 5 yıldır ata tohumu domatesleri korumak için üretim yapıyor. Özel serasında ata tohumundan domates fidanı da üreten Sözeri, fidanların büyük bölümünü ücretsiz olarak dağıtıyor.



Süleyman Demirel Üniversitesinden orman mühendisi olarak mezun olduktan sonra eğitimini Londra’da tamamlayan Aslı Sözeri, babası Ali Sözeri’yle birlikte 5 yıldan bu yana ata tohumu domatesleri korumak için üretim yapıyor. Kuraklığa dayanıklı, kokulu, pembe rengi ve kıvrışık yapısıyla dikkat çeken domatesler 500 gram ağırlığa kadar büyüyebiliyor.



Ata tohumunu korumak isteyen üreticilere de ücretsiz domates fidanı verdiklerini belirten Aslı Sözeri, “Öncelikli olarak ata tohumuna domates fidanından başladık. Domatesleri yetiştirmek için babam beş yıldır uğraşıyor. Ben Londra’da ata tohumumuzu ‘Nasıl yetiştirebilir? Nasıl koruyabiliriz?’ diyerek eğitim aldım. Yetiştirdiğimiz domateslerin tamamı ata tohumundan oluştu. Renk olarak domateslerimiz pembe. Tadı kokusu diğer hibrit türlerden üstün. Elinize aldığınızda kokusunu hissedebiliyorsunuz. Şekil olarak da markette gördüğümüz hiçbir domatese benzemiyor. Büyüklüğü 500 grama kadar çıktığı oluyor. Ata tohumlarımız Türkiye iklimine daha uygun. Öncelikli olarak domates tohumu ile başladık. Daha sonra diğer çeşitlerde de ata tohumumuzu korumak istiyoruz. Çünkü ata tohumuna sahip çıkan, geleceğine de sahip çıkar. Bunları korumak istiyoruz” dedi.



"Tohum kaybolmasın diye uyarıyoruz"


Ata tohumu domateslerin korunması ve türün kaybolmaması için fidan verdikleri üreticilere de uyarılarda bulunduklarını belirten baba Ali Sözeri ise, “1975 yılından beri fidancılık işiyle uğraşıyorum. 5 yıldır bin 500 rakımda ata tohumları üzerine domates fidesinin tohumunu almak için uğraş verdim. İki yıldır ürünlerini topluma vermekteyiz. Her verdiğimiz kişiyi tohumunu kaybetmemesi konusunda uyarıyoruz. Tohumumuz kaybolmasın diye mücadele ediyoruz. Kalanın kıymeti kalmadı her gelen alıp, gidiyor. Üretimlerimizi devam ettiriyoruz. Az sulu yerde daha güzel olur. Suyun bol olduğu yerde lezzeti düşer. Güneşin altında kalınca daha lezzetli oluyor. Serada yetişenler sulu olduğu için lezzeti düşer” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Nevşehir Tarihte Nevşehirli 25 alim olduğu ortaya çıktı Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi öncülüğünde yapılan bir araştırmada Nevşehirli 25 alimin olduğu ortaya çıktı. Yapılan araştırmada Nevşehirli âlimlerin edebiyat, İslam felsefesi, felsefe, din, filoloji, hadis, ahlak, siyaset, itikat, mantık, tefsir, tıp ve hukuk alanından oldukları belirtildi. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Nevşehir Valiliği, Nevşehir Belediyesi, Nevşehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Nevşehir İl Müftülüğü, Nevşehir İli Hayırlı Hizmetler Kültür ve Dayanışma Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti iş birliğiyle ‘Nevşehirli Âlimler Sempozyumu’ düzenlendi. NEVÜ Vali Şinasi Kuş Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen sempozyumun açılışına; Nevşehir Vali Yardımcısı Hüseyin Çam, NEVÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şahlan Öztürk ve Prof. Dr. Özlem Fındık, Nevşehir’in Kozaklı İlçe Kaymakamı Yasin Gürkan, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ferruh Özpilavcı, Nevşehir Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Salaş, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Adem Çatak, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zülfikar Durmuş, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ensar Çetin, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Deviren, Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selçuk Akpınar, Nevşehir İli Hayırlı Hizmetler Kültür ve Dayanışma Vakfı Başkanı Ahmet Avlanmaz, İlim Yayma Cemiyeti Nevşehir Şube Başkanı Mustafa Özdemir, protokol üyeleri, Türkiye’nin farklı üniversitelerinden akademisyenler, araştırmacılar, davetliler, NEVÜ akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı. Prof. Dr. Zülfikar Durmuş tarihte değişik medeniyetlere ev sahipliği yapmış, aynı zamanda pek çok ilim adamını yetiştiren kadim bir Anadolu şehri olan Nevşehir’de üniversitenin öğretim elemanları tarafından yapılan araştırmalarda vefat etmiş ve eserleri bulunan 25 aliminin olduğunu tespit ettiklerini söyledi. Durmuş konuşmasında; “Nevşehir ili birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Allah’ın bir lütfu olarak doğa harikası bir yerleşim yeri. Bu şehir aynı zamanda ilim ve irfanın da merkezlerinden biri. Üniversitemizin de ismini aldığı Hûnkar Hacıbektaş Veli’nin burada oluşu da bulun en önemli göstergelerinden biridir. Nevşehir 14. yüzyıldan itibaren medreselere ev sahipliği yapmış ve pek çok ilim adamının yetiştiği bir Anadolu şehri. Ürgüp’te bulunan Taşkınpaşa Medresesi’yle beraber Karamanoğulları döneminde burada medrese eğitimi başlamış. Süreç içinde inşa edilen medreselerle beraber ve özellikle Damat İbrahim Paşa’nın 18. yüzyılın başlarında şehri birçok yeni medreseyle donatmasıyla beraber Lale Devri’nden sonraki Süreçte Osmanlı Devleti’nin Orta Anadolu’daki önemli ilim merkezlerinden biri haline gelmiştir. Kronolojik olarak baktığımızda Lale Devri’nin ardından alimlerin ve kaleme alınan eserlerin sayısında ciddi bir artış olduğu gözlemledik. Bu durum ilgili alimlerin ve eserlerin ortaya çıkarılması, ayrıca akademi ve ilim dünyasına tanıtılmasını gerekli kılmıştır. Üniversitemizin İlahiyat Fakültesi öğretim elemanları tarafından da ilgili alimleri ve eserlerini ilim dünyasına tanıtmak gayesiyle araştırmalar yapıldı. Vefat etmiş ve aynı zamanda eserleri olan alimleri esas aldığımız araştırmalar neticesinde Nevşehir’de 25 alimin ismine ulaştık. Bunlar üniversitemize ismini de veren Hûnkar Hacıbektaş Veli başta olmak üzere; Hoca Gülşehir, Çelebizade Hazim Ahmed Efendi, Çelebizade İsmail Asım Efendi, Ca’fer bin Muhammed bin Ca’fer Avanos, Çelebizade Mehmed Efendi, Süleyman b. Hasan, Mehmed Hadim Nevşehri, Ömer b. Osman en-Nevşehri, Reşid Ahmed Efendi, Ürgüplü Hacı Hafız Hüseyin b. Osman, Damat İbrahim Paşa, Şeyhülislâm Ürgüplü Mustafa Hayri Efendi, Mehmed Hilmi Efendi, Mustafa Kazım Efedi, Seyyid Muhammed Çelebi, Mehmed Tahir Efendi, Süleyman Hayri Bey, Abdülkadir Saynaç, Sıyamzade Hasan Hamdi, Ürgüplü Ahmed Refik Altınay, Osman Yılmaz (Vaiz Osman), Zeki Soyak, Mustafa Şekip Tunç ve Mehmed Şerafettin Yaltkaya’dır” dedi. Nevşehir’in tarih boyunca pek çok alimin, hikmetin ve irfanın yetiştiği bir şehir olduğuna vurgu yapan NEVÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Özlem Fındık, "Anadolu irfanın büyük erenlerinden, hoşgörünün, iyiliğin ve kardeşliğin yol göstericisi Hûnkar Hacıbektaş Veli’nin ismini de alan üniversite olarak öncelikle böylesi bir etkinliği düzenlemekten ve ev sahipliği yapmaktan duyduğumuz memnuniyeti belirtmek istiyorum. Nevşehir tarih boyunca pek çok alimin, hikmetin ve irfanın yetiştiği bir şehir olmuştur. Bu topraklar, bilginin ve hikmetin bahçesidir. Bu sempozyum da bu mirası yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için önemli bir fırsat oluşturmaktadır. Alimlerimizin öncülüğünde, gençlerimize ilham olmak ve onları aydınlatmak için buradayız. Bilgi bir ışıktır ve bu ışığı yakan, taşıyan ve paylaşan her biriniz, bu sempozyumun gerçek anlamını oluşturuyorsunuz" diye konuştu. Nevşehir Vali Yardımcısı Hüseyin Çam ise ; “Yunus Emre’nin deyimiyle ’İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır’. Özellikle ismiyle müsemma olan Hacı Bektaş Veli Üniversitemizde böyle bir etkinliğin yapılıyor olmazı ayrıca onur ve gurur vericidir. Bu anlamda bu sempozyumumuzun hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.