- 24 Şubat 2020 Pazartesi 11:30

(Özel) 64 yılını diktiği ayakkabılara sığdırdı

A
A
A
(Özel) 64 yılını diktiği ayakkabılara sığdırdı

Denizli’de 16 yaşında başladığı el yapımı ayakkabı yapım işini 64 yıldır devam ettiren İzzet Gürsoy, 81 yaşında olmasına rağmen halen ilk günlerdeki gibi dükkanını sabah erken saatlerde açıp müşterilerini ilk günün heyecanı ile bekliyor.

Denizli’de 16 yaşında başladığı el yapımı ayakkabı yapım işini 64 yıldır devam ettiren İzzet Gürsoy, 81 yaşında olmasına rağmen halen ilk günlerdeki gibi dükkanını sabah erken saatlerde açıp müşterilerini ilk günün heyecanı ile bekliyor.


Baklan ilçesinde hem el yapımı ayakkabı yapan hem de tamir işi ile uğraşan Gürsoy, 64 yıldır yaptığı işine ilerleyen yaşına rağmen dört elle sarılarak tezgahının başını bir an olsun boş bırakmıyor. Mesleğe başlamasını, işi öğrenmesini ve dükkan açmasının öyküsünü İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlatan Gürsoy, ilk işe başladığında 16 yaşında olduğunu kaydederek aradan geçen yarım asırdan fazla zamanda ise sadece 1 yıl yurt dışına gitmesinden dolayı ara verdiğini kaydetti. 1956 yılında mesleğe atıldığını ifade eden Gürsoy, 64 yıldır el yapımı ayakkabı yaparak ve tamir işi yaparak hayatını idame ettirdiğini dile getirdi. Gürsoy, 1963 yılında evlendiğinde durumları çok fazla iyi olmadığı için eşinin, annesinin ve kayınvalidesinin de düğün ayakkabısını yaptığını söyledi.


Gürsoy, mesleğe ilk başladığında babasının karşı geldiğini belirterek, ayakkabı yapımı ve tamir işine merakla başladığını vurguladı. Gürsoy, “1956 yılından bu yana yapıyorum. Çal ilçesinden Baklan ilçesine usta geldi. O ustanın yanına bende gidip gelirken, daha önceden ben kalaycı çırağıydım. Kalaycı çıraklığı yaptım. Çal Ortaköy’de kap kalaylarken ustalar bıraktılar kahveye gittiler. Ben orada ayakkabıcı varken yanına oturur yaptığı işlere dikkatli bir şekilde bakardım. Buraya geldiğim zamanda buradaki ustanın yanına gittim. Dikkatli bakmışım bana ‘oğlum sen öğrenecek gibi bakıyorsun’ dedi. Bende ‘evet ustam öğreneceğim’ dedim. Ustada ‘nasıl öğreneceksin annen ve baban bir şey diyecek mi?’ dedi. Bende bakarız sorar gelirim dedim. O zamana kadar geldim sordum babam rahmetli razı olmadı. Bende geldim ebeme söyledim. Bana hemen kara bir önlük giydirdiler. Buraya geldim gittim ve ustanın yanına girdim çalışmaya başladım. Tekrar orada 3-4 ay çalıştıktan sonra ustam ‘Tamam’ dedi bıraktık. Usta işini bıraktı bende bıraktım buraya geldim ve kendime dükkan açmadım önceden çarşıda dut ağacı vardı onun altına giderdim elimdeki eşyalarımla orada beklerdim. Gelen olursa ayakkabısını yapardım” dedi.


Mesleğine yaklaşık 1 yıl ara verdikten sonra yurt dışına gidip geldiğini ve sonra kendisine dükkan açtığını belirten Gürsoy, “Daha sonra Afyonkarahisar Dazkırı ilçesinde 9 sene boyunca ayakkabıcılık yaptım. 1970’te Fransa’da 1 buçuk yıl orada çalıştım. Oradan da Almanya’ya götürdüler. Fransa’da inşaat işinde çalışıyordum sonra bir 6 ay kadar otomobil fabrikasına girdim.


Sonra geri döndüm memleketime, evimin odasının birini açtım ve dükkan yaptım. Başka bir eczacı geldi ve öylelikle dükkanı evin altına indirdim buraya aşağıya o günden beridir 15 sene kadar oldu dükkanı evin içine indirdim köylerden gelen olursa işini yapıyorum” diye konuştu.


Oğlu Selçuk Gürsoy’a da mesleği öğrettiğini ve onunda uzun yıllardır ayakkabıcılık yaptığını dile getiren Gürsoy, yıllardır yaptığı işe artık rağbet olmadığından da dert yakındı. Evlenirken eşinin dahi ayakkabısını yaptığı gülümseyerek anlatan Gürsoy şunları söyledi:


“Bir oğlum var onu yetiştirdim. Oğlan Denizli’de çok gurur duyuyorum çok güzel işi var.


Kendim aldım geldim Almanya’dan 2 defa İstanbul’a gitti makinem. Gümrük’te vermediler gittim aldım geldim. 1970’ten beri bu makine ile çalışıyorum.


Eskiden ayakkabı dikerdim, her şey yapardım. Tamirden elim başıma ermezdi gece gündüz çalışırdım şimdi gelen yok artık eskisi gibi.


Evlendiğimde ayakkabıcılık yapıyordum ve o zaman eşyalar alınıyordu. Her şey alındı eşimin ayakkabısını da ben yaptım, düğün ayakkabısını.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Mehmet Rifat Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" dedi. Türkiye Kreatif Ekonomi Zirvesi, Ankara’da gerçekleştirildi. TOBB İkiz Kuleler’de düzenlenen zirveye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Coştu, Ticaret Bakanı Yardımcısı Ö. Volkan Ağar, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, TOBB Başkanı Mehmet Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Başkanı Ali Ata Kavame ve Meclis Başkan Yardımcısı Berat Kuzu katıldı. Zirvede konuşan Hisarcıklıoğlu, Türkiye’deki dizi sektörü potansiyelinin ekonomiye katkısı için harekete geçilmesi gerektiğini kaydetti. Konuşmasında, "Kreatif endüstriler sadece dizi ve film sektöründen ibaret değil. Diğer 15 alt sektörü de aynı önemle dikkate almalı ve desteklemeliyiz" diyen Hisarcıklıoğlu, küratörler, sanatçılar ve içerik üreticiler gibi alanlarda da Türkiye’nin önemli bir potansiyele sahip olduğunu ifade etti. Pandemiyle birlikte hızlanan dijitalleşmenin iş yapma şekillerini tamamen değiştirdiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, yenilikçi endüstrilerin bu dönüşümün merkezinde yer aldığını söyledi. Yenilikçi endüstrilerin ihracatının 30 milyar dolar seviyesine taşınması gerektiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, hedefin oyun ve yazılım sektörüyle birlikte kreatif endüstrilerin ihracatını 30 milyar dolar seviyesine taşımak olmasını gerektiğini vurguladı. "Eğitim ve destek programları ön planda" Yenilikçi endüstrilerin gelişmesi için eğitim ve destek programlarının ön plana çıkarılması gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: "Bu potansiyeli daha da yukarı taşımak için eğitim ve destek programlarını ön plana çıkarmalıyız. Özellikle dijital iletişim kanallarıyla, dünya geneline yayılan içerik ekonomisinin lideri olmak için, eğitim ve destek programlarına odaklanmalıyız." "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" Devletin öncülük ettiği ve desteklediği dizi ve sinema sektörlerindeki projelerin başarılı olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’de üretilen diziler, Yeni Zelanda’dan Brezilya’ya kadar 150 ülkede, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" diye konuştu. Dizi ve filmlerin, dünyanın en büyük platformlarında rahatlıkla kendine yer bulduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, "Hızla gelişen teknoloji ve yapay zeka, kreatif endüstrilerin değer zincirini önemli ölçüde farklılaştırdı. Diğer bir ifadeyle, yeni ürün ve iş modeli geliştirme, yeni dağıtım kanalı, pazar fırsatları keşfetme ve daha düşük maliyetle üretim için kullanılan dijital teknolojiler, kreatif endüstriler sektörümüze çok önemli fırsatlar sunmaya başladı. Dünyanın her yerinde Türk küratörler, sanatçılar, içerik üreticiler görüyoruz. Kreatif endüstrilerin alt sektörlerin tamamına devlet desteklerini yönlendirerek, sektörün ürettiği katma değeri artırmalıyız. Zira bu sektörler, soyut varlıklardan elde edilen katkıyla ekonomimizi çeşitlendiriyor" dedi. Küresel ekonomide çevreyi kirletmeyen ve katma değerli ürünler üretmeyi sağlayan, fikri mülkiyet, telif, patent gibi unsurların öneminin her geçen gün arttığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Bakın dünya genelinde sektörün toplam büyüklüğü 2 trilyon doları geçiyor. Türkiye kreatif endüstriler sektörü ise büyüklük olarak gelişmekte olan ülkeler arasında 8. Sırada yer alıyor. Yani bizim dünya pazarından aldığımız pay, okyanusta bir damla. Bir diğer önemli husus da şu. Pandemiyle birlikte hızlanan dijitalleşme, iş yapma şekillerimizi tamamen değiştirdi. Ne yapıyorsak yapalım, işimizi mutlaka dijitale taşımak zorundayız. Bütün şirketler artık dijitalde var olmak zorunda" ifadelerini kullandı. Bu zirvenin her girişim gibi bir hayalle başladığını söyleyen TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Meclisi Başkanı Ali Ata Kavame, "Biz inandığımız bir hikaye anlatmaya karar verdik. Hikaye anlatıcılığı ne kadar güzel şey. ’Hikaye anlatma bana’ diye başlayan cümleler duyarsınız hayatınızda. Bu kürsü bugün hikayeni anlat diyenlerin. Bu salon bu hayatta bir hikayesi olanların. En ön sıradan son koltukta oturana kadar sorsak neler anlatır. Bizim hikayemiz bu ülkenin geleceği ile ilgili. Bu kadar kreatif zekanın buraya toplanmasının sebebi bu. Türkiye’nin iş dünyasının kalbinde bize burayı açmalarının sebebi bu, devletin en önemli kurumlarının zamanlarını ayırıp bize kıymet vermelerinin sebebi bu. Tek bir hikayeyi beraber örmek için birlikteyiz" dedi.
Karabük KBÜ’de yapay zeka toplantısı Karabük Üniversitesi (KBÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, yapay zeka alanında çalışma yürüten akademisyenlerin katılımı ile bir toplantı yaptı. KBÜ Senato Toplantı Daosı’nda Rektör Kırışık başkanlığında yapay zeka alanında yapılan çalışmaları değerlendirmek ve gelecek projeleri planlamak amacıyla yapılan toplantıya; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Düğenci, Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörü Doç. Dr. Caner Özcan, Bilgi İşlem Daire Başkanı Dr. Öğretim Üyesi İsa Avcı ile üniversitenin çeşitli akademik birimlerinde görevli yapay zeka alanında çalışmalar yürüten akademisyenler katıldı. Toplantıda, KBÜ bünyesinde yapay zeka alanına ilişkin projeler üretilmesi, sektörel iş birlikleri ve farklı üniversiteler ile ortak çalışmalar gerçekleştirilmesi konuları ele alındı. Ayrıca Karabük yerelinde ve Batı Karadeniz’deki üniversitelerle iş birliği oluşturmak ve yeni projelere öncülük etmek hedefleniyor. Bu kapsamda, alt çalışma grupları oluşturularak diğer üniversitelerle de iletişim kurulacak, projelerin belirlenmesi ve planlanması gerçekleştirilecek. Farklı kurumların ihtiyacı olan projelerin oluşturulması sağlanacak ve Karabük Üniversitesinin yapay zeka alanındaki misyonu ve vizyonu belirlenerek yeni projelerin oluşturulması ve altyapının sağlanması çalışmaları gerçekleştirilecek. KBÜ Rektörü Kırışık, yapay zekanın; eğitim, teknoloji, sağlık ve sosyal alanlardaki yenilikleri ve gelecek vizyonunu ele almak için önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Yapay zeka sayesinde gelecekte dünyanın bambaşka bir hale geleceğini aktaran Kırışık, "Yapay zekanın bütün sahaları tutacağını, her sahaya tam bir kontrol ve baskı oluşturacağını öngörüyorum. Bildiğiniz gibi üniversitemiz, Yıldız Teknik Üniversitesinde Mart ayında gerçekleştirilen yapay zeka konulu toplantıda Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) aldığı kararla yapay zeka, dijitalleşme ve büyük veri alanlarında yeni lisans ve ön lisans programlarının açılacağı üniversiteler arasında yer aldı. Geleceğin nasıl şekilleneceği yapay zeka ve dijital dönüşüm sürecinin neler getireceği ile ilgilidir. Bu anlamda Üniversitelerimizde öğrencilerimize çağın ihtiyaçlarına uygun olarak eğitim imkanları sunmak büyük önem taşıyor. Bu alanda yapılan çalışmalar, verilen eğitimler ve yetiştirilen insan kaynağı ülkemize büyük katkılar sunacak, ülkemizin dijital dönüşümüne destek olacaktır. Karabük Üniversitesi olarak birçok farklı alanda yapay zeka uygulamalarına ilişkin çalışmalar yürütmeye, ülkemize ve insanlığa faydalı olmaya, öğrencilerimize ileri teknoloji ve dijitalleşme alanlarında güçlü bir eğitim ve kariyer fırsatı sunmaya devam edeceğiz" dedi. Toplantının sonunda yapay zeka alanında KBÜ’de görevli bilişim personelleri ile birlikte ortak bir vizyon oluşturma, bu alandaki gelişmeleri teşvik etme, açılacak bölümler konusunda yol haritasını belirleme, çalışma grupları ile yapılacak işlemler ve adımlar konuşuldu. Akademisyenler bu tür etkinliklerin teknoloji alanındaki ilerlemeye katkı sağlamaya devam edeceğine inandıklarını dile getirdiler.