EĞİTİM - 16 Nisan 2024 Salı 14:50

PAÜ, MGK Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu’nu ağırladı

A
A
A
PAÜ, MGK Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu’nu ağırladı

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) tarafından düzenlenen söyleşi programının konuğu Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Vali Seyfullah Hacımüftüoğlu oldu.



Söyleşi programı öncesinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Vali Seyfullah Hacımüftüoğlu, Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan tarafından makamında ağırlandı. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Şehit Piyade Teğmen Bekir Can Kerek Konferans Salonu’nda düzenlenen söyleşi programı PAÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan tarafından yapılan açılış konuşması ile başladı.



Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan, yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Bugün Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Sayın Seyfullah Hacımüftüoğlu’nun söyleşisi ile İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyemiz Prof. Dr. Nigar Değirmenci’nin profesörlük cübbe giyme törenini gerçekleştireceğiz. Bu tören belki de üniversiteler tarihinde ilk defa öğrencilere açık şekilde yapılacak. Bizim genel teamülümüz, profesörlüğe hak kazanmış Hocalarımıza Yönetim Kurulu Üyelerimizin önünde cübbe giydiriyoruz ve onlara profesörlük unvanından sonra yapacağı bilimsel çalışmaların neler olacağını soruyor ve kayda alıyoruz. Sayın Büyüğümüzün önerisiyle bu törenin burada yapılması, öğrencilerimizin de görmesi çok önemli. Öğrencilerimiz de böylelikle profesörlük unvanına dair merak ettikleri soruların da cevaplarını görmüş olacak. Yönetim Kurulu Üyelerimize de burada oldukları için çok teşekkür ediyorum. Profesörlük, bilimsel kariyerin son basamağıdır. Ama bir bilim insanı, gerçekten bilim insanıysa, unvanların bir değerinin olmadığını, hayatı boyunca toplumun ve insanlığın problemlerine çözüm aramaya devam etmesi gerektiğini bilir. Öğrencilerimiz için profesörlük sürecinin nasıl gerçekleştiğini de açıklayayım: Profesörlükten önceki basamak doçentliktir. Doçentliği, Üniversitelerarası Kurul veriyor, kadrosunu ise biz veriyoruz. Doçentlikten sonra beş yıl geçmesi gerekiyor. Beş yıl geçtikten sonra Üniversitemizin, fakültemizin bilimsel akademik değerlendirme kriterlerini dolduran her profesör adayı, profesör olma hakkına sahip oluyor. Bunun kararını önce fakülte veriyor. Sonra Rektörlük olarak biz jüri oluşturuyoruz. Jüriler değerlendirme yapıyor. Rektörlük Yönetim Kurulu kararı neticesinde de atamayı gerçekleştiriyoruz. Ahilik sisteminin aşağı yukarı aynısıdır. Yani bir profesör, kendi fakültesinde kabul edilmiş, Üniversitenin en yüksek organında kabul edilmiş ve kendi alanındaki profesörler tarafından da refere edilmiş olarak bu unvanı alıyor. Dolayısıyla bu unvan gerçekten çok kıymetlidir. Nigar Hocamızı tekrar kutluyorum. İnşallah topluma, insanlığa ve ülkemizin tüm bilimsel hayatına büyük katkılar sağlayacağına inanıyorum. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterimiz başta olmak üzere, katılımlarınız için çok teşekkür ediyorum.”


Açılış konuşmasının ardından Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nigar Değirmenci profesörlük cübbesini Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Vali Seyfullah Hacımüftüoğlu ve Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan tarafından takdim edildi.



Cübbe giyme töreninin ardından Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Vali Seyfullah Hacımüftüoğlu ile bir söyleşi gerçekleştirildi. Hacımüftüoğlu ‘Türkiye Neden Hedeftir?’ başlıklı söyleşisine, Türkiye’nin hedef olduğu nedenleri, stratejik konumu ve önemi açısından, Anadolu’nun Asya ve Avrupa arasındaki köprü olması dışındaki kıymetli olmasındaki nedenin Doğu Roma’nın Ortodoks dünyası için merkezi ve kutsal olmasından kaynaklandığını ifade ederek başladı. Hacımüftüoğlu, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Niçin bu terör örgütlerini Batılı ülkeler destekler? Çünkü bu örgütler proje örgütlerdir. Proje varsa bu terör örgütlerinin sahibi de vardır demektir. Bu sahipli örgütler Anadolu’da istikrarsızlığın temelini oluşturmaktadırlar. Çağdaş Haçlı seferleri bu örgütler üzerinden yapılmaktadır. Bir istikrarsızlık unsuru oluşuyor nedeni de şu: Doç. Dr. Uygur Kocabaşoğlu “Anadolu’daki Amerika” adlı kitabında 1820’de ilk misyonerleri İzmir’den limana indirerek başlayan harekete bağlar. Amerika’dan çıkıyorlar, geliyorlar Anadolu’yu Protestanlaştırma faaliyeti için. Özetle, bu misyonerler raporlarında diyorlar ki: Müslümanlardan Protestan olmaz. İkinci aşama, Rumlardan Protestan olmaz. Üçüncü aşama sadece Ermenilerden bir Protestanlık sinyali görüyorlar ve onlara çalışmaya başlıyorlar. Neticede bunun üzerinden yürüttükleri faaliyetlerde okullar ve hastaneler üzerinden Türkiye’de yapılanıyorlar. Osmanlı döneminde kamuya sadık bir toplum olan Ermeni kavmi, bir anda hain kavim haline dönüyor. Netice itibarıyla ayrılıkçı, bölücü, toprak istilacı bir kavim haline dönüyor. Bu çalışma bilesiniz ki, 1820’deki misyonerlerin gelişi ile başlamış bir harekettir. Şimdi Anadolu, hakikaten biraz inceleyince görüyoruz ki, Ortodoks dünya için son derece tehlikeli. Bu kadar kutsal bir coğrafya kendi açık sınırlarından işgal altındadır ve yeniden fetih edilmesi lazımdır. Bu konu için zayıflatıcı bir konuma getirmektir. Anadolu kutsiyeti dolayısıyla hedeftir. Batı böyle düşünürken bir yandan da mesela Rusya, Ortodoks Slav kavimlerini tek bir çatı altında yani Rus hâkimiyeti altında toplamayı amaç edinmiş, bu kavimlerin siyasal dayanışmasını sağlamaya yönelmiş olan hareket olan Panslavizm’in merkezidir. Onların hedefi de İstanbul’dur. İstanbul merkezli Slav ırkı öncülüğünde ve Ortodoks bir yapıdaki dünya hâkimiyeti teorisine mahkûm Panslavizm’dir. Bir milliyetçi Rus için İstanbul’un ismi aslında Çargrad’dır yani Çarın şehri. Anadolu, kutsiyeti nedeniyle hedeftir. Ortodoks dünya için en kutsal yerlerinden birisi de Denizli’dir. İnanç turizmini de bu bağlamda değerlendirmek gerekir. İnanç turizmine gelenler nedense Türkiye’deki yedi kiliseyi gezerler. Üçü İzmir’de, üçü Manisa’da, biri Denizli’dedir. Bu kiliseleri gezerler ama bizim camilerimizi, diğer tarihi yapılarımızı gezmezler. Kavgalar, gürültüler hep bunun üzerinedir. Şu anda Gazze’de gördüklerimiz de aşağı yukarı bu bağlamdadır yani ana düşünce burası bize vaat edilmiş topraktır, öyleyse biz bunu alalım. Nerede yazıyor? Tahrip edilmiş kutsal kitaplarında. Adam ona iman ediyor, gereğini yapıyor. Yaşadıklarımızın çoğu bu bahsettiğim argümanlar üzerine kuruludur.”


Söyleşi programı, öğrencilerden gelen soruların yanıtlanması ve ardından Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan tarafından günün anısına Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Vali Seyfullah Hacımüftüoğlu’na plaket ve hediye takdimi ile sona erdi.



PAÜ, MGK Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu’nu ağırladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Büyükşehir sporcuları şampiyonadan 4 madalyayla döndü Muğla Büyükşehir Belediyesi Sporcuları İzmir’de gerçekleştirilen Hemsball Şampiyonası’nda 4 gümüş madalya ile dönerek bireysel ve takım oyunlarında büyük başarıya imza attı. İzmir’de gerçekleştirilen Hemsball Küçükler-Yıldızlar Türkiye Şampiyonası’na 9 ilden 30 kulüp ve 120 sporcu katıldı. Muğla Büyükşehir Belediyesi Spor kulübü sporcuları şampiyonadan takım ve bireysel oyunlarda 4 gümüş madalya kazandı. Muğla Büyükşehir Belediyesi sporcuları Hemsball Türkiye Şampiyonası’nda İdil Güldürüm ve Zülal Baykal Küçük Kızlar Takımı ile Türkiye ikinciliği, Zeynep Cesur, Ceylin Sude Kocasarı Yıldız Kızlar Takımı ile Türkiye ikinciliği, Barlas Özen, Mete Bozkurt, Kuzey Burungöz ile Yıldız Erkekler Takımı ile Türkiye ikinciliği, Barlas Özen ile Yıldız Erkekler Bireysel kategorisinde Türkiye ikinciliği kazandı. Turnuvaya 9 sporcu ile katılan Muğla Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü sporcuları elde ettikleri 4 Türkiye ikinciliği ile büyük bir başarıya imza atarak Muğla’yı gururlandırdı. "Sporcularımız Muğlamızı ve ülkemizi gururlandırmaya devam ediyor" Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras sporun tüm branşlarında başarılı olmak için spora, sporcuya desteklerinin devam edeceğini söyledi ve Muğla’ya büyük bir gurur yaşatan Büyükşehir Hemsball sporcularını kutladı. Başkan Aras; "Uluslararası ve ulusal turnuvalarda ülkemizi, Muğlamızı başarıyla temsil eden sporcularımızla gurur duyuyoruz. Spor, bireyin hayatının düzenli, planlı olmasında ve sağlığında çok önemli bir etken. Büyükşehir Belediyesi olarak spor kulübümüzle her branşta başarılı sporcular yetişmesine öncülük etmeye devam edeceğiz. Okçuluktan atletizme, satrançtan taekwondoya her platformda Büyükşehir sporcuları mücadele etmeye, elde ettikleri başarılarla Türk Milli takımına seçilerek ay yıldızlı formamızı terletmeye devam edecek. Hemsball Türkiye Şampiyonası’nda elde ettikleri başarılarla Muğlamızı gururlandıran sporcularımızı ve antrenörümüzü kutluyorum" dedi.
Ankara ‘Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne yönelik 81 ilde farkındalık çalışmaları yürütülüyor Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ‘Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne yönelik farkındalık çalışmaları kapsamında 81 ilde stant açarak, Sözleşme’yi vatandaşların imzasına sundu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, çocukların yaşama, gelişme, korunma ve katılım haklarının güvence altına alınmasını hedefleyen Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin ilke ve hükümlerinin toplumun tüm kesimlerince bilinmesi ve çocuk katılımının güçlendirilmesi amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda, hazırlanan ‘Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’, ilk olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş tarafından imzalanarak kamuoyuna sunuldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ve tüm dünyaya yaptığı destek çağrısıyla dijital ortamda çocuk haklarının korunmasına yönelik farkındalık zemini oluşturuldu. 81 ilde çalışmalar başlatıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısının ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca ‘Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin bilinirliğini artırmak, konuya ilişkin farkındalık oluşturmak için çalışmalar başlatıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın dijital çağda çocukların güvenliğinin en az sokakta oynarken güvende olmaları kadar hayati bir mesele olduğu vurgusunun ardından ise konu ile ilgili 81 ilde Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri aracılığıyla yapılan çalışmalara hız verildi. Bu kapsamda, çocukları dijital mecraların olumsuz etkilerinden korumak ve muhtemel risklere karşı iş birliğini güçlendirmek amacıyla, il müdürlükleri aracılığıyla şehir merkezlerinde stantlar kurularak ‘Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’ vatandaşların imzasına sunuldu. Dijital dünyanın bir tehdit değil, doğru kurallar, güçlü denetimler ve bilinçli ailelerle güvenli bir fırsat olduğunun vurgulandığı stantlarda, çocukların dijital dünyada kaybolmadan, haklarını bilen ve kendini güvende hisseden bireyler olarak güçlenmesi gerektiği mesajı veriliyor. Farkındalığı güçlendirmeye yönelik iş birliği çalışmaları Çocuk Hakları İl Çocuk Komiteleri öncülüğünde yürütülen çalışmalar kapsamında, çocuk haklarına ilişkin toplumsal duyarlılığın güçlendirilmesi, dijital dünyada çocukların korunmasına yönelik bilincin artırılması ve ‘Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin toplumun tüm kesimlerince öğrenilerek benimsenmesi hedefleniyor. Bu doğrultuda sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, eğitim kurumları ve ilgili paydaşlarla iş birliği içinde afiş ve broşür çalışmaları, sosyal medya paylaşımları, panel ve seminerler düzenleniyor. Ayrıca meydanlar, ulaşım ve alışveriş merkezleri, festival alanları ile benzeri kamusal alanlarda açılan stantlar aracılığıyla bilgilendirme yapılarak ebeveynler başta olmak üzere tüm vatandaşların imza kampanyasına katılımı teşvik ediliyor.
Antalya Antalya’da tartıştığı oğlu tarafından silahla vurulan babadan acı haber Antalya’nın Manavgat ilçesinde tartıştığı babası ve yengesini tabancayla vurarak ağır yaralayan ve kendini eve kilitleyen zanlı, olaydan yaklaşık 3 saat sonra silahıyla teslim oldu. Şüpheli Hasan Ali Yıldız tutuklanırken olayda ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan baba Ali Yıldız tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Olay, Manavgat ilçesi Ulukapı Mahallesi Aşağı Bayır Sokak’ta yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Hasan Ali Yıldız (46) ile bitişik binada ikamet etmekte olan babası Ali Yıldız arasında ailevi sebeplerden dolayı tartışma yaşandı. Tartışma sırasında Hasan Ali Yıldız, babası olan Ali Yıldız’ı (75) ve yengesi Gürcistan uyruklu Nora D.’yi (62) tabancayla vurarak yaraladı. Silah sesini duyarak eve gelen komşularını elinde silahla karşılayan ve eve almayan Hasan Ali Yıldız, bir süre sonra olay yerine gelen 112 sağlık ekiplerini de eve almadı. Olay yerine Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı Merkez Jandarma Karakolu ve JASAT ekiplerinin gelmesinin ardından Hasan Ali Yıldız tartışmanın yaşandığı babasının evinden kendi evine geçerken, jandarma ve sağlık ekipleri evde yaralı vaziyetteki Ali Yıldız ve Gürcistan uyruklu Nora D.’yi evden çıkararak ambulansla hastaneye götürdü. 3 saat sonra teslim oldu Olayda kullandığı silahla kendi evine geçen ve kapıyı kilitleyen Hasan Ali Yıldız olay yerine gelen jandarma ekiplerinin teslim olması için yaptığı çağrıya uzun süre olumsuz cevap verdi. Olay yerine yakın arkadaşlarının ve sevdiği yakınlarının gelmesinin ardından zanlı, yaklaşık 3 saat sonra jandarmaya teslim oldu. Hasan Ali Yıldız’ın jandarmadaki işlemlerinin tamamlanmasının ardından sevk edildiği nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak Ilıca Cezaevi’ne gönderildi. Olayda ağır yaralanan baba Ali Yıldız tüm müdahalelere rağmen bugün öğle saatlerinde hastanede hayatını kaybetti. Hasan Ali Yıldız’ın ise jandarmada ve mahkemede ifade vermediği, sürekli ağladığı bildirildi.