EKONOMİ - 21 Ocak 2021 Perşembe 12:08

Türkiye’nin verdiği destekle hayatlarında ilk kez para kazandılar

A
A
A
Türkiye’nin verdiği destekle hayatlarında ilk kez para kazandılar

İstanbul, Adıyaman, Denizli, Diyarbakır ve Tekirdağ illerinde geçici koruma altındaki yabancılara yönelik yürütülen proje kapsamında meslek sahibi olarak hayatlarında ilk kez para kazanan Azeri, Afgan ve Suriyeli üç kadın, "Proje sayesinde özgüvenimiz arttı” diyerek Türkiye’ye teşekkür etti.

İstanbul, Adıyaman, Denizli, Diyarbakır ve Tekirdağ illerinde geçici koruma altındaki yabancılara yönelik yürütülen proje kapsamında meslek sahibi olarak hayatlarında ilk kez para kazanan Azeri, Afgan ve Suriyeli üç kadın, "Proje sayesinde özgüvenimiz arttı” diyerek Türkiye’ye teşekkür etti.


Geçici Koruma Altındaki Suriyeliler ve Ev Sahibi Toplum İçin Ekonomik Fırsatların Desteklenmesi Projesi kapsamında mesleki eğitimlerini tamamlayan ve mesleki sertifika alan mezun kursiyerler, kalifiye personel arayışında olan işverenlerle bir araya gelmeye devam ediyor. İstihdamı ağına alınan Ekonomik Fırsatların Desteklenmesi Projesi Adıyaman, Denizli, Diyarbakır, İstanbul ve Tekirdağ illerinde yürütülüyor. 5 ildeki 18 halk eğitimi merkezinde mesleki eğitimler veriliyor. Bu halk eğitim merkezlerinden biri olan Denizli Pamukkale Halk Eğitimi Merkezi bünyesinde açılan ‘’Düz Dikiş Makineci’’ eğitimini başarıyla bitiren 3’ü Türk, 1’i Azeri, 1’si Suriyeli ve 1’isi de Afgan uyruklu 6 proje yararlanıcısı kadın, tekstil alanında uygun pozisyonlara yönlendirilerek istihdama kazandırıldı.


Proje, Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Ar-Ge ve Projeler Daire Başkanlığı ve Alman Federal Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Bakanlığı adına Alman Uluslararası İş Birliği Kurumu (GİZ) tarafından Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği iş birliği ile yürütülüyor.


Ekonomik Fırsatların Desteklenmesi projesiyle kariyer kapılarını aralayan kursiyerler, edindikleri yeni meslekler hem hayatlarında ilk kez para kazandılar hem de aile ekonomisine katkı sağladılar. Türkiye’nin sahip çıktığı yabancı uyruklu kadınlar, özgüven ve para kazanmalarını sağlayan projeden duydukları memnuniyetlerini dile getirdi.



“Mevsimlik işçi olarak çalışıyordu, meslek sahibi oldu”


Savaştan kaçarak Türkiye’ye göç eden 24 yaşındaki Suriyeli Rukiye Hamdi, “Mevsimlik işçi olarak birden fazla portakal, nar, kiraz ve tütün tarlasında çalıştım. Savaştan kaçarken kendimi kavurucu sıcağın ortasında gece gündüz tarlada çalışırken buldum. Bir mesleğe sahip olmanın hayalini kurarken PEP projesi ile karşılaştım. Sevdiğim mesleği yapmanın yanı sıra aile bütçeme katkı sağlamanın mutluluğunu yaşıyorum. Meslek sahibi olmanın yanı sıra hem arkadaş hem de para kazandım. Türk yetkilikler bize çok iyi davrandı. Onların verdiği destekle meslek öğrenip özgüvenimi kazandım. Herkese çok teşekkür ederim’’ dedi.



“Kimseye muhtaçlığım kalmadı”


Küçük yaştan beri maddi açıdan birçok zorlukla mücadele ettiğini ifade eden Azeri uyruklu 35 yaşındaki ev hanımı Ayna Sarısoy da, proje sayesinde ekonomik özgürlüğüne kavuştuğunu söyledi. Kendi ayaklarının üzerine durabildiğini ifade eden Sarısoy, şöyle konuştu:


“PEP projesine iş sahibi olmak için katıldım. Şu an elimde bir mesleğim var ve kimseye muhtaç olmadan kendi emeğim ile ekmeğimi kazanabiliyorum. Bu sebeple kendimi daha güçlü hissediyorum. Makineci olmak zaten hayalimdi. İşimi seviyorum, bulunduğum yerde çalışmayı seviyorum. PEP Projesinin benim gibi birçok kadının hayalini gerçekleştirmesine vesile olduğuna inanıyorum. Emeği geçen herkese çok teşekkür ederim”


Proje kapsamında meslek öğrenen 6 kadını işletmesinde istihdam eden tekstilci Arif Yavuz ise “İsmim Arif Yavuz uzun yıllardır tekstil işiyle uğraşıyorum PEP projesinden eleman aldık yaklaşık 6-7 tane civarında kendilerine burada iş imkanı sağladık ve şu an kendilerinden oldukça memnunuz. Hem devletimiz destek veriyor hem de biz destek vermeye çalışıyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara HÜRJET’in Test Pilotu Orhan Boran, Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu HÜRJET’in Test Pilotu Orhan Boran Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu. Boran, “HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum” dedi. Türkiye’nin ilk jet motorlu uçağı olan HÜRJET’in test pilotlarından Orhan Boran, 26 Nisan Dünya Pilotlar günü kapsamında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu. HÜRJET’in ilk uçuş anlarında neler yaşadığını aktaran Boran, test pilotluğunun önemine de dikkati çekti. “Şimdi bu sonuçları biz yazıyoruz” Test pilotluğuna geçiş sürecini anlatan Orhan Boran 2021 yılından bu yana TUSAŞ’ta test pilotu olarak görev yaptığını belirterek, “Pilotluk mesleği genel olarak disiplin isteyen bir meslek. Sürekli konsantre olmak zorundasınız, dikkatli olmak zorundasınız. Hata yapma şansınız çok fazla olmayabiliyor. Test pilotluğu özelinde ayrı bir eğitim gerektiriyor. Yıllarca operasyonel pilot olarak görev yaptık. Fakat TUSAŞ’ta ilk test pilotu olarak görev yapmaya başladığımızda ön şartlardan bir tanesi test pilotluğu eğitimi almamızdı. Bunun için şirketimiz 1 yıl süren kategori 1 test pilotluğu kursuna gönderdi. Oradaki eğitimimizi tamamladıktan sonra 2022 yılında tekrar döndükten sonra HÜRJET’e geliştirme safhasında yerdeki işlerinde, simülatörlerinde, motor çalıştırma ve taksi faaliyetlerinde görev aldım. Test pilotu olarak aslında daha önce hiç uçmamış bir uçağın, neler yapacağını bilmediğiniz bir uçağın, farklı dinamikleri olan bir uçağı test ediyorsunuz. Biz yıllarca bize hangi uçak geldiyse, hangi uçakla uçmamız istendiyse o uçaklarla uçtuk. Bunların hepsinin testleri yapılmıştı, sonuçları biliniyordu. Şimdi bu sonuçları biz yazıyoruz. İnşallah Hava Kuvvetleri envanterine de sonuçlarından emin olarak vermeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı. “HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum” HÜRJET’in ile gerçekleştirdiği ilk uçuştan bahseden Boran, “HÜRJET’i takip uçağındayken gördüm. Tabi ayrı bir gurur. Şirketteki herkesin gözleri doldu. Çünkü Türkiye’nin ilk milli jet uçağıydı. Onun bu denli stabil uçması görmek, yer testleriyle birebir örtüştüğünü görmek çok güzeldi. Daha sonra kendim ilk uçuşu yaptığımda o bambaşka bir heyecan. 2000 yılında ilk yaptığım uçuşu hatırlarım. Bir de HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum. Büyük bir sorumluluğun üzerimizde olduğunu biliyorum. Gerçekten Türkiye’nin ürettiği ilk milli jetle uçmanın apayrı bir gurur olduğunu söyleyebilirim. Bununla alakalı söylenecek en güzel söz ‘İstikbal göklerdedir’ sözü” diye konuştu.