GENEL - 09 Mayıs 2016 Pazartesi 11:06

Çematem Çocukları Bağımlılıktan Kurtarıyor

A
A
A
Çematem Çocukları Bağımlılıktan Kurtarıyor

Diyarbakır Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi (ÇEMATEM), 18 yaş altı çocukların çeşitli aktivitelerle madde bağımlılığından kurtulmalarına yardımcı oluyor. Tedavi sonrası da desteğin sürdüğü merkezde çalışan uzmanlar, aileleri çocukların davranışlarındaki değişiklikleri gözlemeleri ve dikkatli olmaları konusunda uyarıyor.
Diyarbakır’da bulunan ÇEMATEM, uyuşturucuya bulaşmış çocuklara çare, ailelerine de tedavi sürecinde ve sonrasında rehber oluyor. 18 yaş altındaki madde bağımlısı çocuklara hizmet veren ve 9 yaşında madde bağımlısı çocukların bile tedavi gördüğü 10 yataklı ÇEMATEM, çocuklara resim, el işi, müzik, spor ve benzeri aktivitelerle bağımlılıktan kurtulmaları ve becerilerini geliştirmeleri konusunda yardımcı oluyor. Selahaddin Eyyübi Devlet Hastanesi bünyesinde hizmet veren ÇEMATEM’e açıldığı 2007 yılından bu yana 4 bin 111 yatan hasta ve ayakta tedavi başvurusu oldu. Doğu ve Güneydoğu’daki tek merkez olan ÇEMATEM’e bölge dışından da hastalar geliyor. ÇEMATEM yetkilileri, ailelerin çocuklarının bağımlı olduklarını öğrenme sürelerinin uzun sürdüğünü belirterek, en küçük bir şüphe duydukları takdirde bir uzmandan yardım almaları konusunda uyarıyor.
“TÜRKİYE’DEKİ 4 MERKEZDEN BİRİ”
Merkezde çocuklara günlük hayattan kopmayacakları şekilde tedavi hizmeti sunduklarını belirten Selahaddin Eyyübi Devlet Hastanesi Başhekimi Op.Dr. Şenol Gedik, ÇEMATEM’in Türkiye’nin İstanbul’dan sonra ikinci açılan merkezi olduğunu ve şu an Türkiye’deki mevcut 4 merkezden biri olarak hizmet verdiklerini söyledi. Gedik, resmi olarak 10 yatak kapasitelerinin olduğunu anlatarak, “Ancak 20 yatağa kadar biz hasta yatırabiliriz. Kapasite mevcut. Doğu ve Güneydoğu’daki tek merkez olduğu için yüzde 75-80 buradan olmakla beraber Bursa’dan, İstanbul’dan telefonla arayarak gelen hastalarımız da var. Burada biz hastalarımızı konuk ediyoruz. Mevcut tedavi içinde spor faaliyetleri, resim, müzik odaları, aktivite odaları, bahçede bostan gibi aktivitelerle çocukları günlük hayattan koparmadan tedavi ediyoruz. Güvercinlerimiz çocukları hayvan sevgisinden koparmama amaçlı. Hastanın ortalama bir ay kalması gerekiyor. Bir ayın altında zaten tedavi olmaz. Bazen iki aya kadar çıktığı da oluyor. Aileleri de zaman zaman buraya kabul ediyoruz. Doktor arkadaşımız ailelere de eğitim veriyor. Çocuklar tedavi altında olduğu süre zarfında ve eve gittiği dönemde ailenin davranış şeklini de doktorlar belirliyor. Çocukla iletişimi, onla ne konuşacakları, çocuğu nasıl takip edecekleri gibi konularda eğitim veriyoruz. Psikologlarımız var” dedi.
“TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIK OLDUĞU BİLİNMELİ”
ÇEMATEM Psikiyatri Uzmanı Mehmet Emin Yüksel, kendilerine başvuran ailelerin çocuklarının bağımlı olduğunu öğrenme sürelerinin uzun sürdüğüne dikkat çekerek, “Çocuk 3 yıldır maddeyi kullanıyor. Anne üç beş aydır öğrenmiş oluyor. Baba yeni öğrenmiş oluyor ve böylece bize gelmiş oluyorlar. Benim ailelerden dikkat etmelerini istediğim birkaç şey var. Çocuğun son günlerde davranışlarında herhangi bir değişiklik var mı? Ders başarısında bir azalma var mı? Sık sık gribal enfeksiyon gibi burnunu çekiyor mu? Gözlerinde kızarma var mı? Göz bebeklerinde büyüme küçülme var mı? Tuvalette uzun süre kalıyor mu? Son zamanlar eve gelirken sarhoş bir şekilde geldiği oluyor mu? Son zamanlarda sık yalana başvuruyor mu? Evden zaman zaman paranın kaybolduğu oluyor mu? Sinirlenmeleri ya da bazen hiçbir şey yapmadan, aktivitelere katılmadan gidip uyuduğu oluyor mu? Böyle durumlar olduğunda lütfen bize başvursunlar. Biz onlara gerekli yardımı yapalım. Bunun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu ailelerin bilmesi gerekiyor. Bunu bireyin de bilmesi gerekiyor. Muhakkak bir uzmandan destek almaları gerektiğini bilsinler. Bize geldiklerinde biz onlara danışmanlık hizmeti yapabiliriz. Çocukların ve ergenlerin madde bırakmaları konusunda tedavilerini yapabiliriz. Ailenin ve çocuğun kendisini de eğitebiliriz bu konuda. Lütfen gelsinler” diye konuştu.
“ÖNCE SİGARAYA SONRA UYUŞTURUCUYA BAŞLIYORLAR”
Uyuşturucu kullanımının 9 yaşına kadar düştüğünün görüldüğüne de dikkat çeken Yüksek, şunları kaydetti:
“Öncelikle çocuklar sigarayla başlıyor bu işe. Daha sonra ya şeker dedikleri hap ya da bali, tiner, uçucu maddeler, sonra da esrar, eroin, bonzai, cam dedikleri metamfetamin gibi şeyler kullanmaya başlıyorlar. Tek bir tane neden söylemek zor ama 9 yaşındaki bir çocuğun başlaması için çevrede bulunması lazım ve birinin onu teşvik etmesi gerekir. Bize başvurduklarında poliklinik takibine alıyoruz ve tedaviye başlıyoruz. Onlara eğitimler veriyoruz. Eğer ayakta bırakamıyorsa yatırarak tedavi ediyoruz. Taburcu olduktan sonra da 18 yaşına gelene kadar haftalık, 15 günde bir, ayda bir onların kontrollerini çağırıp ayakta tedaviye devam ediyoruz. ÇEMATEM, demir parmaklıklar arkasında bir yer değil. Okul, ev, pansiyon gibi bir yer. Sürekli aktivite içerisindeyiz. Tedavileri eğlenceli bir şekilde sürdürüyoruz. Anlatıldığı gibi bağlayarak tedavi etmiyoruz.”
“10 YAŞINDA ÖZENTİ İLE BAŞLADIM, PİŞMANIM”
10 yaşında madde bağımlısı olduğunu ve uyuşturucuya arkadaş ortamında özenti ile başladığını anlatan 17 yaşındaki H.Y. ise, zararlarını görünce çok pişman olduğunu dile getirdi. Uyuşturucu kullanırken ailesiyle oturamadığını ve sürekli kavga ettiğini kaydeden H.Y., “Bu merkezi internetten araştırdım. Sevdiğim insanlar bana yardımcı oldu. Buraya yönlendirdiler. Buraya tedavi olmaya geldim. Gündüz haber izliyoruz, spor yapıyoruz, aklımızda tuttuğumuz haberleri hocalarımıza söylüyoruz. Tedavimizin nasıl gittiğine bakıyorlar. Resim yapıyoruz, müziğe çıkıyoruz. El işi yapıyoruz. Buraya gelmek hayatımın her şeyini değiştirdi. Beni de değiştirdi. Hayatıma anlam kattı. Tedavi olduktan sonra çalışacağım ve yuvamı kuracağım. Benim gibi erken yaşta başlayanlar erkenken dönsünler. Bu yola gitmesinler. Gidenlerin halini görüyorlar” ifadelerinde bulundu.
“UYUŞTURUCU KULLANANLAR GELİP TEDAVİ OLSUN”
9 yaşında sigara, 12 yaşında ise esrarla tanıştığını kaydeden U.Ç. ise, şunları söyledi:
“13 yaşında şekere başladım, 14 yaşında bonzaiye, sonra da eroine bulaştım. Şu an 17 yaşındayım ve 4 seneden fazladır eroin içiyorum. Arkadaş ortamında bu işe bulaştım. İçine girdik bir daha da çıkamadık. Baktık sonu yok her gün hırsızlık her gün bir şeyler çalıyorduk. Ya ölecektik ya da cezaevine girecektik. 20 gündür tedavideyim. İçenlere tavsiyem gelip tedavi olsunlar. Bu işin sonu ya ölüm ya cezaevi. Çok pişmanım. İş işten geçmesin diye tedaviye geldim. Hocalar bizimle çok iyi ilgileniyorlar. Bizi hiçbir zaman boş bırakmıyorlar. Çarşamba günleri bizi dışarıya çıkarıyorlar. Sinemaya gidiyoruz, gezmeye gidiyoruz. Gençlere tavsiyem hiçbir zaman o ortamlara girmesinler. Akıllarına geldiği vakit gidip aileleriyle vakit geçirsinler. O ortama bir sefer girdin mi artık içindesin. Ailelere de tavsiyem çocuklarına ilgi göstersinler. İlgi gösterilmezse çocuk her türlü yola gider. Hep gözleri onların üstünde olsun.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’da imar krizi büyüyor: Yıkım traktörlerle kurulan barikatla durduruldu Bursa’nın Mudanya ilçesine bağlı Hasköy Mahallesi’nde, Mudanya Belediyesince gerçekleştirilmek istenen yıkım girişimi, mahalle sakinlerinin tepkisi üzerine ertelendi. Yıkımı engellemek isteyen mahalleli, traktörlerle yol kapatarak belediye ekiplerinin geçişine izin vermedi. Edinilen bilgilere göre, Mudanya Belediyesi ekipleri bugün mahallede yıkım işlemi için bölgeye geldi. Bunun üzerine mahalle sakinleri, yıkıma konu olan yapının önüne ve çevresine yaklaşık 30 traktörle barikat kurarak belediye ekiplerinin ilerlemesini engelledi. Kurulan barikat nedeniyle alana giriş yapamayan belediye ekipleri, bir süre bekledikten sonra olay yerinden ayrıldı. Yaşanan gelişmelerin ardından Hasköy Mahallesi Muhtarı Levent Aşçı, mahallede uzun yıllardır devam eden imar sorunlarına dikkat çekti. Aşçı, 2009 yılında yapılan imar planının aradan geçen 16 yıla rağmen uygulanmadığını, bu nedenle vatandaşların ruhsat alamadığını ve yasal yapı başvurusu yapamadığını söyledi. Hasköy’ün 2005 yılında köy statüsünden mahalleye dönüştüğünü hatırlatan muhtar Aşçı, o dönemde köy tüzel kişiliğine ait 150’den fazla arsanın Mudanya Belediyesi’ne geçtiğini, bu arsaların tamamının satıldığını ifade etti. Satışlardan elde edilen gelirle mahalledeki altyapı ve imar sorunlarının çözülebileceğini belirten Aşçı, bugüne kadar somut bir çalışma yapılmadığını dile getirdi. Bugün yıkım kararı alınan yapının, köy yerleşik alanı içerisinde, vatandaşın kendi ihtiyacı için yaptığı bir yapı olduğunu belirten Aşçı, yıkım kararının belediye encümeni tarafından alındığını, ancak henüz mahkeme süreci tamamlanmadan uygulamaya geçilmek istendiğini ifade etti. Yarın görülmesi planlanan dava öncesinde yaşanan gerginliklerin ardından yıkımın pazartesi gününe ertelendiği öğrenildi. Mahallenin nüfusunun yaklaşık bin 300 olduğunu kaydeden muhtar Aşçı, imar uygulamalarının hayata geçirilmemesi nedeniyle vatandaşların kaçak yapılaşmaya mecbur bırakıldığını savundu. Geçmiş yıllarda tarım arazileri ve zeytinlikler üzerine yapılan yapılarla ilgili işlem yapılmadığını, buna rağmen yerleşik alan içerisindeki yapılara yıkım kararı verilmesinin tepkiye neden olduğunu ifade etti. Mahalle sakinleri ise Mudanya Belediyesi’nden imar uygulamalarının acilen hayata geçirilmesini, yıkımların durdurulmasını ve mağduriyetlerin giderilmesini talep etti.
Kayseri Kayseri’deki ’yan bakma’ cinayetine ceza yağdı Kayseri’de 1 kişinin öldüğü 1 kişinin de yaralandığı olayla ilgili görülen duruşmada, cinayet zanlısına müebbet ve 10 yıl hapis cezası verilirken, 5 tutuksuz sanığa da 12 yıl 6 hapis cezası verildi. Kayseri’de 12 Ekim 2024 tarihinde Osman Kavuncu Bulvarı üzerindeki bir restoranda gece yarısı meydana gelen ve iki grubunun karşı karşıya geldiği olayda Ahmet E.Ü. tarafından bıçaklanan Hakan K. hayatını kaybetmiş, K.D. de yaralanmıştı. Tutuklu sanık Ahmet E.Ü.’nün yanı sıra tutuksuz sanıklar A.T., N.B., Ö.F.K., S.E. ve S.E.’nin yargılandığı davanın karar duruşması Kayseri 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Ahmet E.Ü., avukatı ve tutuksuz sanıkların avukatları ile Hakan K.’nın yakınları ve avukatları katıldı. Duruşmada son sözlerini sorulan tutuklu sanık Ahmet E.Ü., annesine ve ablasına yönelik küfürler nedeniyle olayın yaşandığını belirterek, öldürmek kastı olmadığını, Hakan K.’nın yakınlarının yüzüne bakamadığı, kendisini affetmelerini istediğini söyledi. Yapılan yargılama sonunda mahkeme heyetini tutuklu sanık Ahmet. E.Ü.’ye Hakan K.’ya yönelik eyleminden dolayı müebbet hapis cezası verirken, K.D.’ye yönelik eyleminden dolayı da 10 yıl hapis cezasına hükmederek, tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme heyeti tutuksuz sanıklar A.T., N.B.Y., Ö.F.K., S.E. ve S.E.’ye de Hakan K.’nın ölümüyle ilgili olarak ’öldürmeye yardım’ suçlamasıyla ayrı ayrı 8 yıl 4 ay, K.D.’nin yaralanması eylemi nedeniyle de 4 yıl 2 ay olmak üzere her bir sanığa 12 yıl 6 hapis cezasına hükmederek, yurt dışı yasağının devamına karar verdi. Taraflar birbirine girdi Duruşmanın ardından Hakan K.’nın yakınları tutuklu sanık Ahmet E.Ü.’ye tepki gösterirken, duruşma salonunun bulunduğu koridora alınmayan taraf yakınları arasında kavga çıktı. Çıkan kavga polis ekiplerinin müdahalesiyle büyümeden önlendi.
Samsun Arapçanın evrensel mirası OMÜ’de kutlandı Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde (OMÜ) "Dünya Arapça Günü" kapsamında düzenlenen programda, Arapçanın evrensel mirası çeşitli etkinliklerle öğrencilere tanıtıldı. Arapça Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğünce, "18 Aralık Dünya Arapça Günü" dolayısıyla bir etkinlik gerçekleştirildi. Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Mavi Salon’da düzenlenen programa, üniversitenin farklı akademik birimlerinden akademisyenler ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Etkinliğe İlahiyat Fakültesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi ile Yabancı Diller Yüksekokulu paydaş olarak katkı sundu. Söz konusu birimlerden çok sayıda akademik personel ve öğrenci programda yer aldı. "Arapça, farklı coğrafyalar ve kültürler arasında güçlü bir bağ kuruyor" Programın açılış konuşmasını yapan Arapça Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hasan Selim Kıroğlu, ’18 Aralık Dünya Arapça Günü’nün, Arapçanın evrensel bir dil olarak taşıdığı kültürel, tarihi ve entelektüel mirası hatırlatmak açısından önemli bir gün olduğunu belirtti. Arapçanın yalnızca bir iletişim aracı olmadığını vurgulayan Kıroğlu, bu dilin yüzyıllar boyunca bilim, edebiyat, felsefe ve sanat alanlarında üretilen önemli eserlerin taşıyıcısı olduğunu ifade etti. Kıroğlu, Arapçanın farklı coğrafyalar ve kültürler arasında güçlü bir bağ kurduğunu belirterek, bu tür etkinliklerin dilin tanıtımına ve öğrencilerin akademik ve kültürel gelişimine katkı sunduğunu söyledi. Etkinlik kapsamında Arapça slayt gösterileri, şiir dinletisi, skeç, şarkı, röportaj ve bilgi yarışması gibi çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Program, katılımcıların ilgiyle takip ettiği gösterilerin ardından hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Demir, OMÜ’de öğrencilerle buluştu Ayrıca İlahiyat Fakültesi tarafından, ’Hitabet ve Mesleki Uygulama’ dersi kapsamında öğrencilere yönelik bir söyleşi programıyla danışman akademisyenlere teşekkür belgesi takdim töreni gerçekleştirildi. Program kapsamında, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet İshak Demir tarafından öğrencilere yönelik bir söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşide, hitabet, mesleki uygulamalar ve din hizmetlerinde sahadaki tecrübelerin önemi üzerine değerlendirmelerde bulunuldu.
Ankara CHP lideri Özel: "Bahis ve uyuşturucu ülkenin ana gündemi oldu" Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, "Bahis ve uyuşturucu ülkenin ana gündemi oldu" dedi. Özel, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Asteğmen Kubilay’ın şehit edilişinin 95. yıl dönümüne değinen Özel, "Bugün eğer bu grup toplantımız olmasaydı, Meclis açık olmasaydı pek çoğumuz gibi ben de her yıl olduğum gibi Menemen’de olacaktım. Bugün Asteğmen Kubilay’ın, Bekçi Şevki ve Bekçi Hasan’ın katledilişlerinin 95’inci yılı. Kubilay Menemen’e asteğmen olarak gitti ve Cumhuriyet’in ay-yıldızlı bayrağına karşı manda ve himaye yanlılarının ellerinde şeriat bayrağı ile dolaştıklarını, Cumhuriyet’e ve kurucusuna meydan okuduklarını, gördükleri yerde Türk bayrağını indirip şeriat bayrağı çektiklerini görünce yanındaki iki bekçi arkadaşıyla birlikte bunların karşısına dikildi. Gözü dönmüş caniler Kubilay’ı önce yaraladılar. Sonra yaralı bedenine işkence ettiler. Kubilay’ı ölümünün, şehadetinin 95’inci yılında Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki ile birlikte rahmet ve minnetle anıyoruz. Kubilay’dan bize emanettir. Cumhuriyet düşmanlarına baş eğmeyeceğiz. Gerekirse baş vereceğiz. Ama baş eğmeyeceğiz" ifadelerini kullandı. "Yönetme kabiliyetlerini kaybetmişler, artık karşımızda bir iktidar partisi yok" Partisinin iktidara hazır olduğunu ifade eden Özel, "Ben Meclis grubumuzun komisyon ve Genel Kurul performansından memnunum. Tahmin ediyorum Erdoğan da görüyordur. Ben AK Parti’nin performansından da çok memnunum. Doğruya doğru, muhalefete hazırlar. İktidar perspektiflerini kaybetmişler. Yönetme kabiliyetlerini kaybetmişler. Artık karşımızda bir iktidar partisi yok. Müstakbel bir muhalefet partisi var. Ana muhalefet olabilirler mi bilmem ama muhalefete hazırlar. Meclis Genel Kurulu’na baktığımızda ya da Plan ve Bütçe Komisyonu’na baktığımızda bir tarafta sorunu gören, isyan eden, edilen isyanı duyan ve çözüm öneren bir parti var, Cumhuriyet Halk Partisi. Öbür tarafta eleştiriyi ya duymayan ya da duyduğu eleştiriye hakaretle cevap veren, kendilerine verilen 70-80 dakika kürsüye çıkıp hakaret eden, muhalefete muhalefet eden, ülkenin ana muhalefet partisine muhalefet eden bir partiyle karşı karşıyayız; Adalet ve Kalkınma Partisi" dedi. "Bu darbenin maliyeti, 160 milyar dolar" AK Parti’nin 2025’te işçiyi, emekliyi yüksek enflasyon ve faize ezdirdiğini dile getiren Özel, "2025 enflasyon hedefi yüzde 17,5 idi. Yüzde 17,5 enflasyon hedefi açıkladılar ve yılı yüzde 30’la bitirdiler. Bunu sorduğunuzda da utanmadan, çekinmeden sanki iki-üç puanmış gibi ’enflasyon hedefimizden biraz saptık’ diyorlar. ’Biraz’ dedikleri sapma, yüzde 77. Hedef yüzde 17,5 ama gerçekleşen yüzde 30. O ’birazcık’ dediğinde fark şu: Bir mal veya hizmet geçen seneden bugüne ne kadar zamlandıysa, yarısını hedeflediler ve öbür yarısını beceriksizliklerinden ve kötü niyetlerinden dolayı sizin sırtınıza yüklediler. Ne oldu geçen sene, geçen sene ne oldu da bu hedef tutmadı? Ne olduğunu söyleyeyim; 19 Mart sivil darbesi oldu. Buradan bütün vatandaşlarımıza hatırlatırım: Bu darbenin maliyeti, 160 milyar dolar. Devasa bir para. Emekliye lazım paranın 70-80 katı, asgari ücretliye lazım paranın 90 katı gibi bir para" şeklinde konuştu. "Asgari ücret Avrupa Birliği’ndeki hiçbir ülkeden yüksek değil" AK Parti’nin iktidara geldiğinde Türkiye’deki asgari ücretin Avrupa’daki 12 ülkeden daha yüksek olduğunu belirten Özel, "Şimdi asgari ücret Avrupa Birliği’ndeki hiçbir ülkeden yüksek değil. Biz de 446 euro, Almanya’da 2 bin 100 euro, Fransa’da bin 800 euro, Yunanistan’da bin 27 euro. Geldiğinde depremden dolayı ÖTV konmuştu. Biliyorsunuz. Özel Tüketim Vergisi. Arabadan da alınıyordu. Yüzde 27 ile en düşüğü, en yükseği yüzde 50. Bugün geldiler, en düşük ÖTV yüzde 60, en yüksek ÖTV yüzde 220. Depremde geçici konan vergiyi yüzde 220 ile uygulamaya devam edip, geldikleri gün 8 çeyrek altın alan asgari ücreti 2 çeyrek altına indirmiş bir iktidardan bahsediyoruz arkadaşlar" diye konuştu. "Bahis ve uyuşturucu ülkenin ana gündemi oldu" CHP lideri Özel son olarak, "Hem bahis hem uyuşturucu ülkenin ana gündemi haline geldi. Aslında memleketin gündemi çoktan bu; yıkılan aileler, evlatlarını okula yollarken korkan aileler. Okulların önü çete dolu, torbacılar dolu. Çalıştığı iş yerinin kasasından parayı alıp bahis oynayıp batanlar, intihar edenler, evliliği bozulanlar, kaçanlar, korkunç bir ülke haline geldik. Sokağın gündemi nihayet başka vesilelerle ülkenin gündemi haline geldi. Hakemler, futbolcular yasağa rağmen bahis oynuyor. Bir hakem düşünün 18 bin kez yasa dışı bahis oynamış. Hafta sonu maç oynatmış, hafta içi 18 bin kez yasa dışı bahis oynamış. Bunu yakalayamamışlar, bunu kaydedememişler. 17 bin 999 kez ıskalamışlar. En sonunda 18 binincide ortaya çıkmış. Tam anlamıyla bir çürümüşlük var" dedi.