SAĞLIK - 15 Ocak 2017 Pazar 10:59

Ağır metaller unutkanlık ve depresyona sebep oluyor

A
A
A
Ağır metaller unutkanlık ve depresyona sebep oluyor

Dicle Üniversitesi (DÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Mikdat Şimşek, toprakta ve makyaj malzemelerinde bulunan ağır metallerin unutkanlık, depresyon ve panik atağa yol açtığına dikkat çekerek, bunun soğan ve sarımsak yenerek vücuttan atılabileceğini vurguladı.
DÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi ve GAP Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mikdat Şimşek, toprak ve makyaj malzemelerinde bulunan ağır metallerin insan sağlığına olumsuz etkilerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Ağır metallerin istenilen oranının üzerinde bitkide bulunması halinde zararlı bir etkiye sebep olduğunu belirten Şimşek, “Örnek verecek olursak kadmiyum, kurşun, nikel gibi maddelerin kendi içinde insan sağlığına zararlı etkileri olduğu birçok bilimsel çalışmayla ortaya konmuştur. Nikeli göz önünde bulundurduğumuzda toprakta bulunan nikel oranının kilogram başına 100 miligramın üzerine çıkmaması gerekiyor. Bu rakamın üzerine çıktığı zaman zararlı etki yapıyor. Dolayısıyla da bu bitkileri yediğimiz zaman zararlara sebep oluyor” dedi.
Bu zararlı etkilerin unutkanlık, depresyon, panik atak ve benzeri bir sürü hastalığa yol açabildiğini vurgulayan Doç. Dr. Şimşek, “Ağır metaller bitkilerin dışında değişik katkı maddeleriyle alınan besin maddeleri, ruj gibi makyaj malzemeleri ve saç boyaları yoluyla da insan sağlığına zarar verebiliyor. Örneğin rujda kurşun var. Kırışıklığı gidermek için çeşitli materyaller kullanılıyor. Bunlar aynı zamanda zihnin gelişmesi açısından olumsuzluklara neden olabiliyor. Örneğin makyaj malzemeleri kimyasal fabrikasyonlardan geçiriliyor. Bitkinin içerisinde bulunan bazı kısımları alıyorlar ki faydalı olsun. Fakat kimyasal yapı itibariyle sisteme tabi olduğu için orada işlenmesi açısında aslında bir bozukluk meydana geliyor. Kendi kimyevi yapısı bozulmuş oluyor. Bozulduğu için de orada ağır metallerin de daha etkin hale gelmesine sebep olabiliyor. Doğal olan makyaj malzemeleri varsa onlar tercih edilmeli. Onların da maliyeti aşırı derecede fazla ve o maliyetten kaçınmak için daha ucuz olan tercih ediliyor. Daha ucuz olanlar da kimyasal olduğu için ağır metalleri bünyelerinde barındırıyorlar. Bunlar da hem o kişinin sağlığına hem de çevreye de zarar vermiş oluyor” diye konuştu.
Bu tür olumsuzlukların önünde sağlıklı beslenmeyle geçilebileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Şimşek, şunları kaydetti:
“Kendimizi organik gıda maddelerine yönlendirmemiz ve bu gıda maddelerinin çeşitliliğinin arttırılması ve üretimlerinin yaygınlaştırılması lazım. Soğan, sarımsak ve yeşil yapraklı sebzeleri yediğimizde onların içinde bulunan anti materyaller ve düzenli olarak yapılan spor, ağır metallerin vücuttan atılmasını kolaylaştırıyor. Aynı zamanda vücuda girmesine karşı da engel olmuş oluyoruz. Soğan, sarımsak ve yosunu sofralarımızda devamlı bulundurmamız lazım.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Aydın’da turunçgilde unlu bit mücadelesi başladı Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından turunçgil bahçelerinde unlu bit zararlısına mücadele çalışmalarının başladığını duyurarak kültürel, biyolojik ve kimyasal mücadele yöntemlerini açıkladı. Turunçgil ağaçlarının kapladığı 43 bin 889 dekar alan ve 162 bin 172 ton üretimi ile yaş meyve ve sebze ihracatında gelişme potansiyeline sahip illerden olan Aydın’da, turunçgil bahçelerinde kontroller devam ediyor. Bu çerçevede harekete geçen Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, turunçgil alanlarında yürütülen Entegre ve Kontrollü Ürün Yönetimi (EKÜY) projesi kapsamında kontrollerini aralıksız sürdürürken, tespit edilen unlu bit zararlısının mücadele gerektirecek düzeyde olduğunu belirledi. Üreticilere çağrıda bulunan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, mücadele çalışmalarının başladığını duyurdu. Konu ile ilgili Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada “İlimiz turunçgil alanlarında yürütülen Entegre ve Kontrollü Ürün Yönetimi (EKÜY) projesi kapsamında, yapılan bahçe kontrollerinde unlu bitin ekonomik olarak mücadeleyi gerektirecek düzeyde olduğu görülmüştür. Mücadele zamanı gelen ve yayılma eğiliminde olan Turunçgil Unlu Biti (Planococcus citri) zararlısının tüm üreticiler tarafından tanınıp, yoğunluğunun izlenmesi ve bahçelerde mücadelenin uygulanması ilimiz turunçgil yetiştiriciliği için büyük önem taşımaktadır. Turunçgil unlu bitinin ergin dişileri, uzunca oval biçimde, beyaz ve unlu gibi bir görünümdedir. Ortalama uzunluğu 3,7 mm, eni ise 1.8 mm’dir. Vücudun her tarafı beyaz ince mumlu iplikçiklerden oluşmuş bir örtü ile kaplıdır. Bazen tek başına, çoğunlukla da koloni halinde yumakçıklar şeklinde görülürler. Bir dişi 300-400 adet yumurta bırakır. Yumurtadan çıkan larvalar yumakçıklar içerisinde kısa bir süre kaldıktan sonra dışarı çıkarlar. Bu dönemde larvalar oldukça hareketlidir. Yıllara ve bölge koşullarına göre değişmekle birlikte yılda 3-4 döl verirler. Turunçgil unlu biti emgi yaparak doğrudan, ballımsı madde salgılayarak fumajine neden olmasıyla da dolaylı yoldan bitkilere zarar verirler. Popülasyon yoğunluğunun yüksek olduğu zamanlarda turunçgillerde aşırı meyve dökümüne ve fumajine neden olurlar. Esas konukçuları turunçgil tür ve çeşitleri olup, incir , asma, nar, sera ve süs bitkilerinde de zarar yaparlar. Kışı çoğunlukla yumurta ve yumurtalı ergin olarak ağacın gövde çatlakları arasında, yumurtasız ergin ve larva olarak da sürgün uçları arasında beslenerek geçirirler. Yumurtalar ilkbahar aylarında havaların ısınması ile birlikte açılır ve çıkan larvalar öncelikle yapraklarda ve sürgünlerde özellikle de iki bitki organının birbirine değdiği yerde beslenir. Yeni meyvelerin teşekkülü ile meyvelerin sapla birleştiği çanak yaprakları ve meyvelerin birbiriyle temas ettiği yerlerde, göbekli portakalların göbek kısmında emgi yaparak meyve kalitesini düşürür ve sap dipleri zayıflayan meyvelerin dökülmesine neden olurlar. Bu zararlının bulunduğu yerlere harnup ve portakal güveleri de yumurta bırakır. Zararlının çıkardığı tatlı maddeler bu güvelerin larvalarının besin kaynağı olur. Orantılı nemi yüksek gölgeli sıcak yerler unlu bitin gelişmesine uygundur. Yaz sonuna doğru bu belirtilen yerlerden gövde ve dallara dağılırlar” ifadeleri yer aldı. “Avcı böcekler salınmalı” Mücadele yöntemlerine ilişkin yapılan açıklamanın devamında ise “Kültürel mücadele çerçevesinde bahçede yabancı ot temizliğine dikkat edilmeli, sürümler tavında yapılmalı, budama yaparken ağaç taçları hiçbir zaman birbirine kavuşmamalıdır. Güneşlenme ve hava akımı sağlanmalıdır. Biyolojik mücadele ise ülkemizde kitle üretimi yapılan ve bahçelere salınan, bölge şartlarında kışı geçiremeyen Cryptolaemus montrouzieri Muls. (Col.:Coccinellidae) avcı böceği ve Leptomastix dactiilopii How. (Hym.:Encyrtidae) parazitoidi en önemli doğal düşmanlarıdır. Bu yararlı böcekler unlu bitle bulaşık bahçelere salınarak başarılı bir şekilde biyolojik mücadele yapılmaktadır. Bu şekilde biyolojik mücadele yapan üreticilerimiz ayrıca Bakanlığımızın biyolojik mücadele destek ödemesinden de yararlanabilmektedirler. Bunlar dışında ülkemizde doğal dengenin bozulmadığı bahçelerde unlu bitin çok sayıda yerli doğal düşmanları da vardır. Bahçe, Nisan ayı ortasından itibaren 15 gün ara ile kontrol edilir. Yeni meyvelerin oluşmasından meyvelerin çanak yapraklarının kapanmasına kadar olan devrede ağacın gövde dal ve sürgün uçları, bu devreden Haziran ayının son yarısına kadar meyve çanak yaprağı arası, Temmuz ayından itibaren ise bitişik meyveler ve yaprağa temas eden meyveler kontrol edilir. Mayıs ayı sonuna kadar yüzde 5 ağaç ve Haziran ayı sonuna kadar yüzde 8 ağaç veya meyve bulaşıklığı saptanırsa ağaç başına 2-3 adet predatör C. montrouzieri ile 10 adet parazitoit L. dactylopii salınması gerekir. Ağustos ayında gerek ağaç ve gerekse meyve bulaşıklığı yüzde 15 olursa ağaç başına 4-5 adet predatör ile 10 adet parazitoit verilir. Bu devrede meyve bulaşıklığı daha yüksek oranda tespit edilir ve koloni teşekkülü görülürse 5-10 adet veya daha çok sayıda predatör ile bu miktarın 2 katı parazitoit salınır. Eylül ayında yüzde 20 ağaç ve meyve bulaşıklığı bulunan bahçeye iklim durumuna göre Kasım sonuna kadar ağaç başına 10 adet predatör ve 20 adet parazitoit salımına devam edilir. Karınca faaliyeti olan bahçelerde yararlı böcek salımlarından önce ağaçların kök boğazları daire şeklinde karınca öldürücü toz bir ilaçla ilaçlanmalıdır. Ayrıca ağaçların toprakla temas eden dal uçları budanarak karınca faaliyeti önlenmelidir. Kimyasal mücadele de unlu bitin olduğu belirlenen bahçelerde biyolojik mücadele yapılmıyor ise meyveler fındık iriliğinde iken ruhsatlı olan ilaçlarla kimyasal mücadele yapılmalıdır. Ancak yüksek popülasyonlu bahçelerde biyolojik mücadele uygulamasından önce popülasyonu düşürmek ve dökümü kısmen önlemek bakımından da yine kimyasal mücadele yapılmaktadır. Arı ölümlerini önlemek için ilaçlamalardan önce çevrenizdeki arıcıları bilgilendiriniz” ifadelerine yer verildi.