GENEL - 07 Aralık 2017 Perşembe 12:50

Diyarbakır turizminin sorunları belirlendi

A
A
A
Diyarbakır turizminin sorunları belirlendi

Diyarbakır’ın turizm sektöründe hak ettiği yere gelememesinin nedenlerini ortaya koymak, kısa ve orta vadeye yönelik çözüm önerilerine ışık tutacak projeler üretmek amacıyla düzenlenen “Akademi ve Turizm Paydaşları Bir Araya Geliyor” çalıştayında kent turizminin sorunları belirlendi.

Diyarbakır’ın turizm sektöründe hak ettiği yere gelememesinin nedenlerini ortaya koymak, kısa ve orta vadeye yönelik çözüm önerilerine ışık tutacak projeler üretmek amacıyla düzenlenen “Akademi ve Turizm Paydaşları Bir Araya Geliyor” çalıştayında kent turizminin sorunları belirlendi.


Diyarbakır Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Dicle Üniversitesi (DÜ), Ticaret Borsası (DTB), Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO), Karacadağ Kalkınma Ajansı, Kültür ve Turizm Müdürlüğü, TÜRSAB Diyarbakır Bölge Yürütme Kurulu, İşkur, DİYŞAD, MEKSA, Diktum-Der ve yerel basın temsilcilerinin turizm paydaşları olarak katıldığı “Akademi ve Turizm Paydaşları Bir Araya Geliyor” çalıştayının sonuç bildirgesi hazırlandı. DÜ Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen ve Diyarbakır Turizm Platformunun katılımı ile gerçekleşen çalıştayda kent turizmi kültür turizmi, inanç turizmi, gastronomi turizmi ve sağlık turizmi olmak üzere dört başlık halinde incelemeye alındı.



“Diyarbakır yeterince tanıtılamıyor”


Kültür turizmi çalıştay grubu, Diyarbakır’ın yeterince tanıtılamıyor olması, kente yönelik olumsuz algılar, paydaşlar arasında koordinasyon ve işbirliği eksikliği, ulaşımda sorunlar yaşanması, gelen turistlere bilgilendirme eksikliği, güvenlik kontrolü sorunu, musiki, kültür, edebiyat ve sanat çalışmalarının eksiklikleri, turistik bölgelerde altyapı ve üstyapı eksikliğinin bulunması, insan kaynakları sorunları, turistik bölgelerde işgalcilerin olması, turizm faaliyetlerin plan dahilinde gerçekleştiriliyor olmaması sorunlarını belirledi.



“Mutfak kültürü uyuşmuyor”


Gastronomi turizmi çalıştay grubu, şu sorunlara dikkat çekti:


“Müşteri beklentilerini tam karşılayamama, dışarıdan gelen müşteri azlığı, mutfak kültürünün uyuşmaması, vejetaryen mutfağın azlığı, yerel menülerde tanıtım eksiği ve medyada daha az yer alması, Diyarbakır yemekleri ile ilgili herhangi bir kaynağın olmaması, çiğköfte, köfte, ciğer, kaburga dolması gibi özgü farklılıkların tespiti, Hevsel Bahçesi ürünleri yeterince menülerde değerlendirilmemesi ciddi sorun. Ayrıca yöresel ürünlerin yerine dışarıdan dondurulmuş ürünler getirilmesi, franchise işletmeler sayesinde yerel ürünler yerine dışarıdaki ürünlerin kullanılması, yerel işletmelerin yöre dışı orjinli (kökenli) toptancılardan mal alması, yöresel ürünlerde devlet katkısının azlığı, Karacadağ pirincinin işletmelerde yeterince kullanılmaması, üniversitelerde ve liselerde gastronomi bilimi okuyanların yeterince istihdam edilememesi, yiyecek ve içecek işletmelerin hijyen konusunda yeterince duyarlı olmamaları, yiyecek ve içecek işletmelerinde stajyerlerin başında yeterli denetim olmaması, seyahat acentelerin belirli şirketler dışında turist getirmemesi, STK ve işletmeler arasında işbirliği olmaması, Milli Eğitimde gastronomi ders müfredatlarının yöresel mutfağa yönelik konular bulunmaması, yöresel tatlı olan Sütlü Nuriye’nin yeterince tanıtılmadığı için unutulmaya yüz tutması, il çapında gastronomi ürünlerine yönelik bir envanterin yapılmaması, Diyarbakır mutfağı yeterince, ulusal çapta tanıtılmaması ve lokantalarda nitelikli personel çalışmaması gibi konular da soruna neden oluyor.”



“Tesisler yetersiz”


Sağlık turizmi çalıştay grubu, şifalı su kaynakları için nitelikli tesis yetersizliği, bu tesislerde çalışan nitelikli eleman eksikliği, üniversitenin çevre illere verdiği sağlık hizmetlerinde hasta yakınlarına sunulan konaklama hizmetlerinin yetersizliğinin önemli olduğunu açıkladı. Sağlık turizmi grubunun belirlediği diğer sorunlar şöyle:


“Sağlık hizmeti sunanlar ile hizmeti alanlar arasındaki dil problemi. Sağlık elemanlarının nitelik ve sayısal yetersizliği, yerel yönetim , kamu yönetimi ve sivil toplum örgütlerinin barınmayla ilgili problemlerde koordinasyon yetersizliği. Kentin sağlık imkanlarının tanıtımındaki yetersizlikler. Sağlıkla ilgili konaklama hizmeti sunan özel sektördeki yetersizlikler. Şehrin güvenlikle ilgili imaj problemi. Temizlik ve hijyen konusunda kent genelinde yetersizliklerin yaşanması. Alternatif tıp tedavileri alanında tesis ve uzman kişi yetersizliği. Diyarbakır’ın orta doğu için tedavi merkezi olamamasına kaynaklık eden ana neden ulaşım yetersizliği ve direk uçuşların olmaması. Sağlık alanında uzman kadroların sürekli kaybedilmesi. Sağlık alanında çalışan yöneticilerin yetersizliği ve duyarsızlığı. Çermik’teki fizik tedavi tesislerinin yönetimden kaynaklı nedenlerle atıl kalması. Üniversite tıp fakültesi için imaj problemi. Hastaneler ve turizm paydaşları arasında koordinasyon ve iş birliğinin olmaması. Sağlık hizmetlerini ihraç etmede özellikle Ortadoğu ülkeleri ile iş birliği ve koordinasyonun olmaması. Sağlık turizmi ile ilgili bölge içinde yapılmış akademik çalışmaların yetersizliği. Diyarbakır’ın sağlık turizmi ile ilgili stratejik planının olmaması. Bölgedeki şifalı su kaynaklarının yeterince araştırılmaması ve su debilerinin ölçülmemesi. Suyun özellikleri ve hangi tedavilerde kullanılacağına dair bilgi yetersizliği.”



“Kavram karmaşası yaşanıyor”


İnanç turizmi çalıştay grubu ise, Diyarbakır’ın ciddi bir imaj ve tanıtım sorunu olduğunu bildirdi. Grubun tespitleri şöyle:


“Yerel yönetimlerin, STK’ların ve vatandaşların reklam ve tanıtım konusunda oldukça zayıf oldukları gözlemlenmiştir. İdarecilerin Diyarbakır’ın manevi yönünü ele almadıkları geçmişte yaşanan sorunlar arasındadır. Diyarbakır tarihiyle ilgili olarak sözlü ve yazılı kaynaklardaki bilgilerin birbirleriyle uyuşmadığı ve bu yönüyle kavram karmaşası oluşturularak bilgi kirliliği oluşturulmuştur. Karacadağ Kalkınma Ajansı sektörel bazda çalışmalar yürüterek yatırım destek ofisleriyle 2023 hedefi olarak 1 milyon turistin ilimizi ziyaret etmesini hedeflemektedir. Yatırımın önünde en büyük engelin güvenlik sorunun olması inanç turizmini olumsuz etkilemektedir. Medyanın haber verme usullerine baktığımızda bölgemizin yararına olmayan abartılmış birçok haber yapılmakta ve bunun önüne geçmemiz gerekmektedir. Algı operasyonlarıyla Diyarbakır imajı zedelenmektedir. Cami ve ibadethane gibi mekanların imar planlarında yeteri kadar yer verilmeyişi geçmişte bu bölgede inanç turizmi açısından olumsuz etkileri olmuştur. Cami ve türbelerin yeteri kadar iyi bir şekilde yenileme ve düzenlenmesinin yapılamayışı. Ulu Cami’nin giriş kısmında yapılan düzenlemenin kemerin görüntüsünü bozması yani bilinçli bir düzenlemenin yapılmayışı tanıtımın önünde bir engel olarak görülmektedir.”



Tespitler paylaşılacak


Çalıştay sonuç bildirgesinde sorunların çözüm önerilerinin de belirlendiğini anlatan Dicle Üniversitesi Sosyal Araştırmalar Merkezi Müdürü Doç. Dr. Bahar Burtan Doğan, çalıştay raporunun ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarıyla paylaşılacağını belirterek, belirlenen teşhis ve tespitler ile ortaya konulacak tedavi önerileri ile Diyarbakır’ın makus talihinin yenilmesine katkı sağlanacağını söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Çocuk Kütüphanesi sayesinde 4 yılda 400 kitap okudu Gaziantep’te yaşayan 12 yaşındaki Berat Koca, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Hasan Celal Güzel Çocuk Kütüphanesi’nin kapısını 8 yaşında aralayarak geride kalan 4 yılda 400 kitap okudu. Okuduğu kitaplar sayesinde okuma becerilerini geliştiren Koca, yüzlerce sayfalık kitapları birkaç günde bitirebiliyor. Gaziantep’te ilk kez 2016 yılında açılan ve şu anda sayısı 6’ya ulaşan Uygulamalı Çocuk Kütüphaneleri, fırsat eşitliği tanımak için dezavantajlı bölgelere öncelik tanıyor. Açıldığı günden beri Hasan Celal Güzel Çocuk Kütüphanesi’nin on binlerce üyesinden biri olan 12 yaşındaki Berat Koca, şu anda 539 sayfalık kitabı 2 günde bitirebiliyor. Koca, ilgisi ve merakının yanı sıra kelime dağarcığının gün geçtikçe artması sebebiyle de artık yetişkin kitaplarını rahatlıkla okuyabiliyor. Koca’nın en çok etkilendiği yazar ise Jack London. Çocuk Kütüphanesi’nin fırsat eşitsizliğinin önüne geçtiğini ve artık haritasının kitaplar olduğunu vurgulayan Koca, “Kitaplar yön gösteriyor. Rehberi bulduktan sonra ilerlemek kolaydır. Çocuk kütüphaneleri fırsat eşitsizliğinin önüne geçiyor. Çocukların kitaba erişiminde hayati bir şey ve benim de rehberim oldu” dedi. “Çocuklar için kesinlikle kitaplar haritadır” Çocuk Kütüphanelerine gelmeye başlamasının ardından kitap kurduna dönüşen ve ilgisinin bilgilerle farkındalığa dönüştüğünü ifade eden Berat Koca, “Korsanlar hazinelerini bulmaya çalışırken hazine haritalarına bakarlar. Doğru haritayı kullanırsa hazineyi bulur. Dediğim hazine kişinin başarısıdır. Korsan biziz, başarıyı arayan denizci diyebiliriz. Çocuklar için kesinlikle kitaplar haritadır. Çünkü onlara yön gösteriyor. Kitaplar çocuklar için rehberdir. Rehberi bulduktan sonra ilerlemek kolaydır. Çocuk kütüphaneleri benim rehberim oldu. Bilim, kurgu ve fantastik sanatları okuyorum. Açıkçası heyecanlı olduğu için okumayı seviyorum. Bilime merakım var. Merakım gün geçtikçe ilgiye dönüştü ve tam ilgimin doruklarındayken bu kütüphane açıldı. Bu kütüphaneye gelmeye başladığımda ilgim bilgilerle farkındalığa dönüştü ve bilim insanı olmak istediğime karar verdim” diye konuştu. “Çocuk kütüphaneleri fırsat eşitliği sağlıyor” Kitaba erişimde Çocuk Kütüphanelerinin çok önemli olduğunu ifade eden Koca, “Fırsat eşitliği, bu çocuk kütüphaneleri bunu sağlıyor. Maalesef günümüzde her ailenin kitap alacak kadar maddi gücü yok. Bu kütüphaneler fırsat eşitliğini koruyor. Çocuk kütüphaneleri genel olarak bu imkanı sağlıyor. Çocukları kitaplarla beslemeyen bir devletin sonu hazindir. Çocuk sayısına göre kütüphane açılması gerekiyor” dedi. Berat’ın annesi Hatice Koca ise insanların kitaba ulaşmada zorluk yaşadığını belirterek, “Buna gerek bütçe gerek bulunduğun yer fırsat vermiyor. Ama kütüphane olduğu zaman her bilgiyi her araştırdığın konuya kolaylıkla ulaşabileceğin bir alan benim gözümde” diye konuştu. Çocuk kütüphaneleri birçok fayda sağlıyor Kütüphaneler 0-12 yaş aralığına hitap ediyor. On binlerce üyesi olan ve sayısı 6’ya ulaşan Çocuk Kütüphanesi’nde çocuklar sadece kitapla buluşmuyor. Mozaik, müzik, resim kursları, drama çalışmaları ve meslek tanıtımları da yapılıyor. Çocuklar hem eğleniyor hem öğreniyor. Kütüphanenin bir diğer öğrencisi Belinay Kaya, kütüphanede kitap okumanın yanı sıra çeşitli kurslar olduğunu ifade ederek, “Burada mozaik, müzik, resim kursu yani daha çok değer vereceğimiz şeyler var. Kitaptan ibaret değil. Hem kitap okuyoruz hem kurslara gidiyoruz. Kitapları çok güzel. Birçok etkinlik oluyor. Masal saatleri oluyor” şeklinde konuştu. Kitap okumanın farklı faydalarına değinen Mir Nafi Ünlü ise “Ben kitap okumadan önce pek hayal kuramazdım. Kitap okuduktan sonra gözümde canlandırmam daha güzel oldu. Kitap okumam konuşmamı da etkiledi. Önceden kekeliyordum ona fayda sağladı. Güzel bir şey tavsiye ederim” ifadesini kullandı.
İstanbul Fatih’te sevgili cinayeti: Tartıştığı erkek arkadaşını bıçakla öldürdü Fatih’te Zehra Taşkan isimli kadın, sevgilisi olduğu öğrenilen Fırat Kalburcuoğlu’nu, tartışma sırasında bıçakla yaraladı. Hastaneye kaldırılan Kalburcuoğlu hayatını kaybederken olay sonrası Zehra Taşkan polis ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Olay, önceki gün gece Fatih Seyid Ömer Mahallesi Miralay Hasan Sokak üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Zehra Taşkan, aynı evde yaşadığı erkek arkadaşı Fırat Kalburcuoğlu ile tartışmaya başladı. Tartışma bir süre sonra sokağa taşındı. İddiaya göre, Kalburcuoğlu tartışma esnasında kız arkadaşı Zehra Taşkan’a küfür etti. Bunun üzerine Taşkan, elindeki bıçakla erkek arkadaşı Kalburcuoğlu’nu yaraladı. Sokakta bağrışma seslerini duyan komşuları ise durumu polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. İhbar sonrası olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralı Kalburcuoğlu hastaneye kaldırılırken yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtartılamayarak hayatını kaybetti. Polis ekipleri ise konuya ilişkin çalışma başlatırken Taşkan’ı gözaltına aldı. Taşkan emniyetteki işlemlerin ardından çıkarıldığı mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi. “Ben seslerin devamlı parktan gelen ses olduğunu düşündüm” Olayı gören Hasan Demir, “Oğlum dışarıda siparişteydi ben de içerideydim. O sırada bir ses geldi. Ben seslerin devamlı parktan gelen ses olduğunu düşündüm. Aradan 15 - 20 dakika geçtikten sonra bir baktım iki kadın dükkana girdiler. İçeri giren bir kadın ’amca kapıyı kapat bir kadın birisini bıçaklamış yerde yatıyor. Kadın elindeki bıçak ile sağa sola saldırıyor’ dedi. Oturun dedim sonra ambulans, olay yeri inceleme ve polis ekipleri geldi” dedi. “Kadının elinde bıçak vardı beni bırakın diye tehdit ediyordu” Yaralı Kalburcuoğlu’na müdahale yapan bir kadın, “Kan oluk gibi akmaya başladı. o anda ciddi bir yaralanma olduğunu düşündüm. Ben tampon yapmak için indim. Aşağı geldiğimde kadın çığlık atıyordu. Kadına nerenizden yaralandınız diye sordum. O sarhoştu dediğini çok anlamadım. Başka bir kadın bu değil bıçaklanan bu adam dedi. Adam yerde yatıyordu. Kemer alıp, damarına bağladım. Damarına gittiğini anladım. Kadının elinde bıçak vardı beni bırakın diye tehdit ediyordu. Bırakın ölüyor mu, ölsün mü diyordu anlamadım. O anda kadının ne dediğini anlamıyordum. İkisi de alkollüydü ben görmedim. Kadını polise ben söyledim kimse sesini çıkarmıyor. Kadının vurduğunu onlarda biliyorlar. Onlar bana kadın vurdu dediler. Kadın bize de bıçak çekip, bırakın dedi. Ben polise kadının cebinde bıçak olduğunu söyledim. O esnada kadın beni tehdit etti. Ben insanlık görevimi yaptım. Ben geldiğimde adamın nabzını kontrol ettim, nabzı yavaştı. Adamın nabzı 5 dakika sonra daha çok zayıflamaya başladı. Olayın zanlısını ben gösterdim, söyledim” şeklinde konuştu.