GENEL - 10 Mart 2018 Cumartesi 22:18

Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Genel Başkanı Ziya Sözen:

A
A
A
Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Genel Başkanı Ziya Sözen:

Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Genel Başkanı Ziya Sözen, “Gün birlik günüdür, gün beraberlik ve kardeşlik günüdür, gün hep beraber ülkemize, devletimize, milletimize ve bayrağımıza sahip çıkma günüdür.

Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Genel Başkanı Ziya Sözen, “Gün birlik günüdür, gün beraberlik ve kardeşlik günüdür, gün hep beraber ülkemize, devletimize, milletimize ve bayrağımıza sahip çıkma günüdür. Çünkü bizim bizden başka dostumuz yoktur. Bizim gidecek başka ülkemizde yoktur. Gelin hep beraber ülkemize sahip çıkalım.” dedi.


Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Genel Başkanı Ziya Sözen, yazalı basın açıklaması yaptı. “Hiçbir darbe ve darbe girişimi hayırlı değildir, asla da tasvip edilemez. Fakat Türk Silahlı Kuvvetlerinin içine sinmiş hain ve alçak asker kılıklı darbecilerin yaptığı darbe girişimi sonrasında darbecilerin yaptıkları ve bundan sonraya yapmaya çalışacaklarını ele aldığımızda bu darbenin bir an önce yapılmış olması ülkemizin hayrına ve menfaatine olmuştur.” diyen Sözen, “Çünkü bu darbe esnasında darbeye katılan askerlerin, emniyet mensuplarının, hakim ve savcıların, diğer kritik görevde olan kamu görevlilerinin rütbeleri, unvanlarını ve konumlarına baktığımızda darbenin bir kaç yıl sonra yapılacak olmasını düşünmek dahi istemiyoruz.” ifadesini kullandı.


Sözen, şunları kaydetti:


“Çünkü 15 Temmuz darbesi emir komuta zinciri içerisinde olmuş olsaydı, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları darbeden ve darbecilerden yana tavır almış olsaydı çok daha vahim sonuçlarla karşılaşabilirdik. Hatay’dan Van’a kadar 2. Ordu Komutanlığı sorumluluk sahası içerisinde şimdi Zeytin Dalı Operasyonunu yöneten 2. Ordu komutanımız, ( o zamanki Van Asayiş Kolordu komutanımız) Metin Temel Paşa dışındaki bütün general ve kurmay albayların darbeci olması ve darbecilerle beraber olması olayın vahametini bize gösteriyor. TSK içinde görev yapan birçok Korgeneral rütbesindeki darbecinin bir kaç yıl içinde Kuvvet Komutanı, Ordu Komutanı veya Genelkurmay Başkanı olduğunu düşünecek olursak ve olası bir darbenin emir komuta zinciri içinde yapıldığını düşünecek olursak Türkiye için bir felaket olurdu. Ya da 15 Temmuz sonrası PKK ile işbirliği içinde oldukları belirlenen bu generaller ve rütbeliler ile Fırat Kalkanı Harekatı ve şimdiki Zeytin Dalı Harekatı’nı yürütebilir miydik? Bu ihanetçiler ile Doğu ve Güneydoğudaki operasyonları yürütebilir miydik?”


Sözen, “Yargıyı kuşatmaya çalışan bu FETÖ’cü yargıçlar bir kaç yıl içinde daha önemli görevlere gelip yargıyı tamamen kuşattıklarında, biz bu yargıçlarla terör örgütlerine, onların siyasi uzantılarına ve iş birlikçilerine karşı nasıl mücadele ederdik?” sorusunu yönelterek “Bu yargıçlar 17-25 Aralık’ta yaptığı gibi Sayın Cumhurbaşkanımızı yargılasalardı, Allah korusun gözaltına alıp yargılasalardı ne olacaktı? 15 Temmuz’da hemen hemen her yerde dik duruş gösteren valilerin, kaymakamların, emniyet müdürlerinin veya jandarma komutanlarının da FETÖ’cü olduğunu düşündüğümüzde darbeyi önlemede çok daha zorluklar çekecek, darbeyi bastırmak için çok daha büyük bedeller ödemek zorunda kalırdık. 15 Temmuz gecesinde Hükümete en büyük desteği veren MHP’nin başında bulunan Sayın Devlet Bahçeli olmasaydı, FETÖ’cüler önceden MHP’yi ele geçirip MHP’nin başına darbe yanlısı FETÖ’cü bir genel başkan getirmiş olsaydı, milliyetçi vatansever insanları darbe lehine sokağa dökmüş olsaydı ne olurdu? Türkiye olarak çok büyük bedeller ödemek zorunda kalır, darbe içinden çıkılmaz bir hal alırdı. Darbe bastırılmış olsa bile Türkiye’de iç savaş çıkar, kardeş kardeşi vurur, bunu bahane eden Avrupa Birliği ve ABD ülkemize müdahale eder, ülkemizi işgal eder, Irak ve Suriye’deki belalar, musibetler bizim başımıza gelir, ülke bölünür, param parça olurdu.” şeklinde cevap verdi.


Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Genel Başkanı Sözen, çözüm sürecinde güçlenen PKK ve onun Suriye’deki uzantısı PYD/YPG’ye bir iki yıl daha müdahale etmemiş olsaydık, bir sabah uyandığımızda Doğu’da Sivas’a kadar, Güney’de Mersin’e kadar işgal edilmiş bir ülke ile karşı karşıya kalabileceğimizi belirterek “Bunun gibi örnekleri çoğaltabileceğimiz kötü durumların olmaması, darbenin beklenenden önce yapılmasından kaynaklandığını söylemek mümkündür. Bunun için 15 Temmuz hain darbe girişimi için Hayırlı ( ! ) darbe ifadesini kullanmak doğru bir ifade şekildir.” ifadesini kullandı.


Sözen, şunları kaydetti:


“Peki, darbenin bütün olumsuz etkilerini üzerimizden atmış mıyız, bütün FETÖ’cüleri kurum ve kuruluşlarımızdan temizlemiş miyiz, FETÖ’nün bütün mali kaynaklarını kurutabilmiş miyiz? Kamudaki üst düzey FETÖ’cüleri tespit etmiş miyiz? Bu soruların cevabı elbette ki hayır. Nerdeyse kendi ülkemizde FETÖ asıl devlet olmuş, ülke olarak biz paralel devlet konumuna geçmiştik. FETÖ ülkemizin bundan sonraki en az 20 yılını ipotek altına almıştır. Önümüzdeki 20 yılda bu ülkeyi yönetmeye talip herkesi fişlemiş, herkesin mahrem bilgilerini eline almış, özel hayatlarını deşifre etmiş ve dış ülkelere ve onların istihbarat servislerine zamanı gelince kullanmak üzere servis etmiştir. Bizim böyle bir ortamda bu FETÖ’cülerin tamamen etkisinden kurtulmamız sanıldığı gibi kolay ve hızlı olmayacaktır. Bundan dolayı FETÖ ile mücadeleyi sadece bir kaç kişi ve kurumun insafına ve mücadelesine bırakmamamız lazım. Ordu, devlet, millet, bütün kurum ve kuruluşlar olarak el birliği ile gece gündüz bu hain yapı ile mücadele etmeliyiz. FETÖ hiçbir adım atmazsa bile biz bu mücadele hızımızla onları 20 yıl geriden takip ediyoruz. Bundan dolayı bütün siyasi partiler iç çekişmeleri bir tarafa bırakıp FETÖ’ye karşı daha etkin mücadele için kanunların daha etkin ve hızlı çıkarılması için Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Hükümete destek vermeliler. Bu ortamda asla gevşeklik göstermemeliyiz. OHAL Kanununu uzun bir süre daha FETÖ ve diğer terör örgütlerine karşı etkin mücadele için uzatmalıyız. Duygusallığa asla yer vermemeliyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın sık sık ifade ettiği gibi acırsak acınacak duruma düşeriz. Daha hızlı bir şekilde yargılanma süreçlerini tamamlayıp suçlulara hak ettikleri ağır cezalar vermeli, suçsuz masum insanların da normal yaşantılarına dönmelerini sağlamalıyız. Kişilerden ziyade bataklığı tamamen kurutacak tedbirler almalıyız. Ayaklarla elbette ilgileneceğiz. Ama başlar dururken ayaklar ile uğraşıp zaman kaybetmemeliyiz. Önemli ve kritik görevlerde görev alacak bütün üst düzey yöneticileri tekrar gözden geçirmeliyiz. Yıllarca makamını pozisyonunu koruyan dava adamı olmayıp rüzgara göre yön alan iki yüzlü yöneticilerden süratli bir şekilde kurtulmanın yollarına başvurmalıyız. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Hükümet yetkililerinin etrafını örümcek ağı gibi örüp doğru bilgilerin zamanında ulaşmasını engelleyen, adeta kara perde görevi gören kişilerden süratli bir şekilde kurtulmanın yollarını hep beraber bulmalıyız. Sayın Cumhurbaşkanımıza doğru ve önemli bilgileri söylemekten kaçınmamalıyız. Bunları söylemeyerek ülkemize kötülük ettiğimizi bilmeliyiz. Bu ve buna benzer tedbirleri almadığımız müddetçe bu mücadelede arpa boyu yol almamış, FETÖ ve benzeri örgütleri ülkemizin kaderi olmaktan çıkaramayacağız.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi’nden sempozyum Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu Hukuk, Bilişim İnovasyon ve Teknoloji Merkezi’nin (HUBİTEM Merkezi) düzenlediği Hukuk Bilişim ve Teknoloji Sempozyumu’nda (HUBİTSEM) akademik dünya ile iş hayatı buluştu. Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi işbirliğiyle Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi ev sahipliğinde akademik dünya ile iş hayatının bir araya geldiği sempozyumda atölye çalışmaları yapıldı. Dr. Pınar Yaşar Şatıroğlu, sempozyuma ilişkin İHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Bilişim hukuku, hukuk, yapay zeka ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin olarak bütün bilgi sahiplerini bir araya getirmeyi amaçladık. Klasik bilimsel toplantılardan farklı olarak hem hakemli tedbirlere yer verilmesi, hem farklı kamu kurum temsilcilerinin gelmesi hem özel sektörde çalışanların özellikle de yöneticilerin yer aldığı bir etkinlik yapılacak. Bu etkinlik bizim ana etkinliğimiz. Ana ve yan etkinlik olarak ikiye ayırdık bu sempozyumu” dedi. Atölye çalışmaları hakkında bilgi veren Dr. Şatıroğlu, gerçekleştirilecek çalışmalarda spesifik olarak o alanda uzmanlaşmış akademisyenler ile kurum temsilcilerinin olacağını belirterek, şunları söyledi: “Şu ana kadar üç ana oturum gerçekleştirildi. Bir tane de atölye çalışmamız gerçekleştirildi. Bu sempozyumla aslında amaçladığımız şey bütün partnerleri bir araya getirmek. Yani Ankara Barosu ve Atılım Üniversitesi konuyla ilgili olabilecek olan öğrenci, avukat, stajyer avukat, kurum çalışanı ve akademisyenleri bir araya getirerek, yeni bir bilgi üretim noktası oluşturmak amaç aslında. HUBİTSEM de aslında bu amaca hizmet ediyor diyebiliriz. Akademik hayat ile iş hayatını tanıştırmayı çok istiyoruz. Çünkü hukuk fakültesi öğrencileri mezun olmadan önce genelde biraz daha kapalı bir toplumda okuyorlar. Aslında dışarıda başka bir dünya var ve o dünya her geçen gün gelişiyor ve ilerliyor. Bu gelişen ve ilerleyen dünyanın bir parçası olmak istiyorsanız eğer hem akademik donanıma sahip olmanız lazım hem de özel sektöre ilişkin olarak çalışma prensiplerini bilmeniz gerekiyor. Bizde bu ikisini bir araya getirebilecek bir ışık yakmak istedik aslında.” Avukat Cenk Levent Eroğlu ise HUBİTSEM’in ulusal çapta yapılmış bir sempozyum olduğunu ifade ederek, “Toplamda 4 barodan, 8 farklı ilden, 15 farklı üniversiteden 18 şirket ve 8 kamu kurumundan katılımcılar bugün buradalar. Burada teknoloji hukukunun, bilişim hukukunun detaylarını inceliyoruz. Güncel meseleleri konuşuyoruz. İnsanların ve kurumların birbiri ile bağ kurmasına vesile olmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Yapay zeka ve hukuk konularının da tartışılacağı oturumların yer aldığı sempozyum, 4 ve 5 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecek.
İstanbul Hikmet Karaman: “Üç puan aldığımız için mutluyuz” Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, İstanbulspor maçının ardından yaptığı açıklamada, uzun zaman sonra deplasmanda galibiyet alınmasının sevindirici olduğunu söyleyerek, “Üç puan aldığımız için mutluyuz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Adana Demirspor, deplasmanda karşılaştığı İstanbulspor’u 1-0’lık skorla mağlup etti. Müsabakanın ardından Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Uzun zaman sonra deplasman galibiyeti alınmasının sevindirici olduğunu aktaran Karaman, “Maçın 10. dakikasında golü bulduk. Sonrasında farkı açabilirdik Ancak müsabakanın son 15 dakikasında İstanbulspor bizden üstün oynadı. Daha organize olabilseler veya son pası verebilseler golü bulabilirlerdi. Uzun süre oynamayan, şans bulamayan arkadaşlarımız vardı. Bazen hamle gücü bazen de bu gibi durumlarda ikinci golü atabilen oyuncularımız eksikti. Üç puan aldığımız için mutluyuz. Osman Zeki Korkmaz hocayı ve takımını tebrik ediyorum. Hakemlere de teşekkür ediyorum. Temiz bir maç yönettiler. Önümüzdeki hafta içeride oynayacağımız önemli bir maç var. Sakat ve cezalı oyuncularımız da aramıza katılacak. Rekabet ortamı biraz daha artacak. Galatasaray maçında müthiş bir taraftar topluluğu vardı. Adana Demirspor taraftarı maç öncesi ve içinde bizi çok iyi bir şekilde destekledi. Haftaya güzel futbolla alacağımız skorla onları da mutlu etmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Antalya Köpeklerden kaçarken otomobilin çarptığı genç canından oluyordu Antalya’da başıboş köpeklerden kaçarken otomobilin çarptığı 15 yaşındaki genç yüzünden yaralandı. Kaza güvenlik kamerasına yansırken, beyninden sarsıntı yaşadığını belirten yaralı genç, “Sadece köpeklerin saldırdığını hatırlıyorum. 15 dakika baygın kalmışım, kalktığımda kanlar içerisindeydim. Ailem geldi yanıma, onları bile hatırlamadım” dedi. Olay, dün 09.30 sıralarında Kadriye Mahallesi Turizm Caddesi’nde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, öğretmenlerinden izin alıp istediği otele staj başvurusu yapmak için yola çıkan Hamitcan Haber’e (15) sokak köpekleri saldırdı. Kaçmaya başlayan Haber, refüjü aşıp yola çıktığı sırada otomobil çarptı. Çarpmanın şiddetiyle yola savrulan Haber yüzünden yaralandı. Sağlık ekipleri tarafından özel bir hastaneye kaldırılan genç burnundaki kesi nedeniyle ameliyat edildi, yüzündeki yaralar için de tedavi uygulandı. 1 gün hastanede tedavi altında kalan genç, ardından taburcu edildi. "Ailemi bile hatırlamıyordum” Yaşadıklarını anlatan Hamitcan Haber, köpeklerin kendisine saldırdığını ve kaçmaya başladığını belirterek, “Sadece bana köpeklerin saldırdığını hatırlıyorum, sonrasını hiç hatırlamıyorum. Kaza sonrası beynimde sarsılma olmuş. 15 dakika baygın kalmışım. Kalktığımda kanlar içerisindeydim, ailemi bile hatırlayamıyordum. Köpeklerin toplanmasını istiyorum. Benim başıma geldi, bir başkasının başına gelmemesini istiyorum” dedi. "Duyduğumda beynimden kaynar sular döküldü" Anne Safiye Haber ise olayı duyunca çok tedirgin olduğunu dile getirerek, “İnsanın çocuğundan böyle bir haber alması çok kötü bir şey. Duyduğumda beynimden kaynar sular döküldü. Neye uğradığımı şaşırdım. Benim çocuğumun hayatı, köpeklerin hayatından daha ucuz değil, daha üstün. Görüntüleri izleyince çok kötü oldum, bununla kurtulduğuna şükrettim. Bunu yaşamayan bilmez. İnsan başına gelince anlayabiliyor. Barınak yapsınlar, sokak köpeklerini toplasınlar. Hayvan hakları diyerek karşımıza çıkanlar barınak yaptırsın. Bu köpeklerin sokaktan toplanmasını istiyoruz” diye konuştu. "Sokak köpekleri toplansın" Baba Hasan Haber de, oğlunun otele evrak vermek için gittiği sırada sokak köpeklerinin saldırdığını ve bu olay yaşandığı için üzüntü duyduğunu ifade etti. Hasan Haber, sokak köpeklerinin toplatılması gerektiğinin altını çizdi. Olay anı güvenlik kamerasında Öte yandan gencin köpeklerden kaçarken otomobilin çarpması güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde koşarak refüjden yola çıkan gence otomobilin çarpması ve gencin yola savrulma anları yer aldı.
Isparta Başkan Başdeğirmen: “Altyapıdan gelen gençlerimizin istek ve hırsları bizi daha ileri götürecektir” Isparta32 Spor U19 takımının yönetici, teknik heyet ve sporcuları, pazar günü Antalya’da saat 18.00’da İzmir Buca ile oynayacağı yarı final karşılaşması öncesinde Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’ı ziyaret etti. Başkan Başdeğirmen, müsabaka öncesinde sporculara başarı dileklerini iletti. Isparta32 Spor U19 takımının yönetici, teknik heyet ve sporcuları, Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’i ziyaret etti. Sporcularla bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Başkan Başdeğirmen, “Futbol tabii ki sporun en önemli dallarından bir tanesi. Bir çok sporun dalları var ama futbol en önemlisi en önde gelen, insanların en çok değer verdiği bir kol. Gençlerimiz haliyle orada çok daha başarılı olmak için bir mücadele veriyorlar. Sizler nereye giderseniz her şeyden haberim var. Sizlerle beraber gidip geliyorum sanki. Amaç sizlerin başarılı olup şehrimizin ismini üst planlara çıkarması. Bu bir sevgidir, bu gönülden gelir herkes yapamaz. Futbol sevgisi spor sevgisi farklı bir şey. Herkesin yapacağı bir şey değil. Sağ olsun böyle bu işe gönül veren abilerimiz olduğu sürece de sporumuz çok daha ileri gidecektir. Tabii sizlerin burada başarılı olması hocalarımızın ve başkanımızın göğsünü daha çok kabartacak, bizleri mutlu edecek. Ispartaspor’da sizler oynarsanız biz çok gurur duyacağız. Ispartaspor maçını izlerken içerisinde bir tane bile Ispartalı varsa Ispartalı seyirci ona karşı farklı bir duygu hissediyor. Benim memleketimin çocuğu diyor. Yani Ispartalı derken Isparta’da doğmuş anlamını düşünmeyin. Burada yaşayan bir gencimiz o takımın içerisindeyse biz farklı bir heyecan duyuyoruz. Avrupa’da da böyle. Avrupa maçlarını izlerken eğer o oyuncuların içerisinde bir tane Türk oyuncu varsa o maçı izliyorum, diğer maçlarına bakmıyorum. Niye orada Türk olduğu için değer veriyorum. Benden birisi. Ispartaspor’un içerisinde de bu memlekette yaşayıp büyüyen bir çocuğumuz varsa, benden birisi diye farklı bakıyorum” dedi. Yarı finale kalan U 19 takımını tebrik eden Başkan Başdeğirmen, “Tebrik ediyorum. Çok büyük bir başarı. Ispartaspor’da güzel başarılı maçlardan sonra böyle kıl payı play-off’u kaybetti. Bugünkü geldiği yerde çok önemli ve çok başarılıydı. Bu başarıyı biz sizlerle daha ileriye götürmek istiyoruz. Altyapıdan gelen gençlerimizin istek ve hırsları bizi daha ileri götürecektir. Hem maddi hem manevi bu çok değerli bir şey. Kendi çocuğumuzun olması kendi bölgemizin evladı olması bizi çok daha farklı bir coşturuyor. Şimdi sizlerin Buca maçınız var. Antalya’da inşallah o maçı kazanarak finale kalacaksınız. Ondan sonra da finali yapacağız. Dileğimiz şampiyon olmak. Sizleri inşallah orada o şampiyonluk kupasını kaldırırken görmek istiyoruz. Nasip olursa şampiyonluk maçınızda bizler de orada olmak isteriz. Biz de Isparta Belediyesi olarak aslında spora en yakın kişilerden birisiyiz. Sporu yapan kişilere ve gençlerimize bugüne kadar amatör kulüplere verilmediği kadar desteği, profesyonel takıma verilmediği kadar desteği veren bir yönetim olarak bulunuyoruz ve bundan sonra da aynı şekilde her türlü hizmeti vereceğiz. Bu başarılı çalışmalarından dolayı arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Buca maçında başarılar diliyorum, o maçı alacağınıza inanıyorum, inşallah finalde beraber olacağız” dedi.