GENEL - 05 Haziran 2018 Salı 13:35

Çiftçiyi önce kuraklık sonra yağmur vurdu

A
A
A
Çiftçiyi önce kuraklık sonra yağmur vurdu

Diyarbakır ve bölgesinde kış aylarının kurak geçmesinin ardından mayıs ayında rekor denecek ölçüde yağmur yağdı.

Diyarbakır ve bölgesinde kış aylarının kurak geçmesinin ardından mayıs ayında rekor denecek ölçüde yağmur yağdı. Metrekareye 157 kilogram yağmurun yağması üzerine çiftçiler, neye uğradıklarını şaşırdı. Pamuk tarlalarına üç kez tohum ekmek zorunda kalan çiftçiler, zararlarının giderilmesini bekliyor.


Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yağışlar, 2017 yılının aralık ayına göre yüzde 82,8 oranında azalırken bu oran Diyarbakır özelinde yüzde 83,2’ye çıkmış, sonbahar aylarının da kurak geçmesi çiftçileri kara kara düşünmeye sevk etmişti. Beklentinin çok altında olmasına rağmen az da olsa yağış alan arazilerde çiftçiler, ürünlerini ekip beklemeye başlamışken, mayıs ayında son 88 yılın yağış rekoru geldi. Metrekareye 157 kilogram yağışın düşmesi nedeni ile birçok ürün beklentinin altında verim verirken, pamuk ve mercimekler de büyük oranda tarlada kaldı. Bazı çiftçiler yoğun yağış nedeni ile pamuk tarlasına 3 kez tohum ekmek zorunda kaldı.



Tarlaya 3. kez aynı ürün ekildi


Konu ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Diyarbakır’ın Yenişehir İlçe Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, kış aylarının kurak geçmesinin çiftçileri oldukça etkilediğini söyledi. İskenderoğlu, “Bahar aylarında da yağışlar çok azdı. Mayıs ayında beklentinin çok üzerinde yağışların olması, mercimek ve pamuğa zarar verdi. Mercimek bir kısmı toplandı. Toplu bir şekilde tarlada kalan mercimek, yağmurun yağması ile birlikte heba oldu. Pamukta birinci ekim yaptık, aşırı yağışlar nedeni ile kök çürümesi oldu. Çiftçilerin zararlarının giderilmesi konusuna tarım sigortası yapan çiftçilerimizin zararlarının karşılanacağını biliyoruz” dedi.


Çiftçilerden Ramazan Çapar ise, bu yıl pamuk ve buğday ektiklerini buğdaylarının kuruduğunu, pamukları ise 3 kez ekmek zorunda kaldıklarını söyledi. Çapar, “Buğdaylarımız kurudu, sigortalarını yapmamıza rağmen şu an kimse gelip bakmıyor. Biz zararlarımızın ödenmesini istiyoruz. Pamuğu bu yıl 3 kere kaldırıp ektik. Bu gece yağmur yine yağdı. Tarlaların içinde su çıkarmaya çalışıyoruz. Yağışlar yüksek olduğu için buğdayları bıraktık, pamuğa yöneldik ama bu üründe bu zamanlarda suyu sevmiyor. Aksine mayıs ayında çok yoğun yağışlar oldu. Ben 3’üncü defa ürün ektik. Mağduruz, bunun giderilmesini istiyoruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Eryalçın “Marmara’da mercanlar yok olma noktasına geldi” Düzce Üniversitesi Su Altı Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Su Altı Sporları Topluluğu’nun birlikte düzenlediği ’’Poseidon’un Çağrısı: Sualtı Kılavuzları’’ adlı konferans, Sağlık Bilimleri Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Konferansa; Düzce Üniversitesi Araştırma Dekanı Prof. Dr. Emine Tekin, Su Altı Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ahmet Bilir, Doç. Dr. Nur Eda Topçu Eryalçın, Serço Ekşiyan, Ateş Evirgen katıldı. Programın açılışında konuşan Düzce Üniversitesi Su Altı Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ahmet Bilir, su altına dalarken nelere dikkat etmemiz gerektiğini anlatacak, tecrübelerini paylaşacak konuşmacılara, mesleğin tecrübeli fotoğrafçılarına ve dalgıçlarına teşekkür etti. Topluluk Başkanı Emre Evirgen yaptığı konuşmada, su altı dünyasını daha iyi anlamak ve korumak için iş birliği yaparak gelecek nesillere daha sağlıklı bir çevre bırakmak ve deneyimlerden faydalanmak için bu etkinliğin düzenlenmesine destek verdiklerini ifade etti. “Mercanlarımız Marmara’da yok olma noktasına gelmiştir” Programın ilk davetli konuşmacısı Doç. Dr. Nur Eda Topçu Eryalçın ’’Sualtı Biyolojisi’’ adlı konuşmasında; mercanlar, prens adaları oktokoral mercanları, deniz kalemleri, mercanları bekleyen tehlikeler, musilaj, endüstriyel balıkçılık, hayalet ağlar, hafriyat ve dere ıslahlarındaki çamurların denizlere dökülmesi, kıyı dolgu faaliyetlerinin denizlere ve mercanlara zararları gibi konularda bilgiler verdi. Eryalçın, “Ülkemizde Marmara, Ayvalık, Saroz Körfezi ve Gökçeada kıyılarında mercanlar bulunmaktadır. Müsilaj sonunda ve adalarda yapılan büyük inşaat çalışmaları ve dere ıslah çalışmalarındaki çamurun denizlerimize dökülmesi sonucunda mercanlarımız Marmara’da yok olma noktasına gelmiştir. Marmara Denizi eylem planının gerçekten uygulanması biyolojik çeşitliliği ve mercanları kurtaracaktır” şeklinde konuştu. “Deniz tabanına terk edilmiş 640 bin ton ağ var” Programın diğer konuşmacısı Serço Ekşiyan “Hayalet Ağlar’’ adlı sunumunda, hayalet ağların deniz tabanında verdiği zararlardan ve kurtarma tekniklerinden bahsetti. Ekşiyan, “Hayalet ağların kurtarılması tamamen gönüllülükle yürütülen bir çalışmadır. Eskiden balıkçılar bizi çağırır biz de gider çıkarırdık. Şimdi malzemeler ucuz olduğundan balıkçılar takılınca ağları bırakıp gidiyor. Tüm dünyada 640 bin ton ağ, deniz tabanına terk edilmiş durumda ve canlıları ve balıkları öldürmeye devam ediyor” dedi. Programın bir diğer konuşmacısı Ateş Evirgen ise ’’Köpek Balıkları’’ başlıklı sunumunda; köpek balıkları türleri yaşam alanları, tehlikeli türler, dalış alanları fotoğrafçılığı ve fotosafari gibi konularda bilgiler verdi. Köpek balıkları konulu filmlerden sonra insanların bu balıktan korkar olduğunu belirten Ateş Evirgen, “İnsan alanını bilip sınırları zorlamazsa köpek balıkları saldırmaz.300’e yakın köpek balığı cinsi bulunmaktadır. Ülkemizde resmi olarak kaydedilmiş bir köpek balığı saldırı kaydı bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı. Program, teşekkür belgesi takdiminin ardından sona erdi.