EĞİTİM - 22 Mayıs 2019 Çarşamba 09:54

Emanet aldıkları malzemelerle girdikleri robotik yarışmasında şampiyon oldular

A
A
A
Emanet aldıkları malzemelerle girdikleri robotik yarışmasında şampiyon oldular

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde bulunan Hürriyet İlkokul öğrencileri, emanet aldıkları robotik kodlama malzemeleri ile katıldıkları yarışmadan birincilikle döndü.

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde bulunan Hürriyet İlkokul öğrencileri, emanet aldıkları robotik kodlama malzemeleri ile katıldıkları yarışmadan birincilikle döndü. Çocuklar, kendilerine destek verilmesi halinde ayda yaşayabilecek çalışmalara imza atacaklarına inanıyor.


Bağlar ilçesinde bulunan Hürriyet İlkokulu öğrencileri, emanet aldıkları legolarla görevimiz ayda isimli proje geliştirdi. Geçen yıl girdikleri First Lego League jr yarışmasında görevimiz ayda projesiyle birinci olan öğrenciler bu yıl da Dicle Üniversitesince düzenlenen 2. El Cezeri robot yarışmasında görevimiz ayda, ayakkabı sileceği ve hayvanların trafikte korunması projeleri ile şampiyonluğa ulaştı. Her iki yarışmada da emanet aldıkları malzemelerle şampiyon olan öğrenciler, kendilerine yeterince destek verilmesi durumunda ayda yaşam üzerine çalışmalara imza atacaklarına inanıyor.



"Emanet değil de kendilerinin olsa daha iyi geliştirecekler"


Hürriyet İlkokulu bilgisayar öğretmeni Selma Balat, emanet aldıkları legolarla katıldıkları yarışmalarda birincilik aldıklarını kaydederek kendi okullarına ait legolarının olması durumunda projeyi daha da geliştirebileceklerini söyledi. Balat, "Bağlar Hürriyet İlkokulu olarak 2 yıldır bu çalışmayı yapıyoruz, 230’un üzerinde öğrenciye robotik kodlama eğitimini verdik, bunu devamda ettireceğiz. Robotik kodlama aslında geleceğin mesleği diyebiliriz, çünkü günümüzde artık teknolojiye o kadar ilerledi ki birçok meslek gurubu ölüyor. Geleceğin mühendislerini, 3D yazılım operatörlerini ve kendi robotik sistemlerini kuracak çocukları hazırlıyoruz. Çocuklara biz düşünmelerini ve düzenli hareket etmelerini çocukluktan itibaren öğretiyoruz. Bölge geneli olarak en başta yapamayız diye bir ön yargı oluşuyor, sonrasında çocuklar geldiklerinde aileleriyle birlikte bu güzel bir şey diyorlar, çocuklarını tekrar tekrar gönderiyorlar. Büyükler için oyun tarzında değil ama biz çocuklar için oyun tarzına getiriyoruz. Aslında onlara farkında olmadan oyunlaştırarak eğitim veriyor bir şeyler öğretiyoruz. First Lego League jr’un Diyarbakır’da düzenlediği yarışmaya katıldık, 2 tane ödül aldık ve geçen sene 1 takımla katılırken bu yıl 2 takımla katıldık. Takımlardan biri sadece kızlardan oluşuyordu, kızlarında bilim ve mühendisliğe daha yatkın olduklarını düşünüyorum. Bu yılda 2 takım olarak ödül aldık. Son olarak Dicle Üniversitesi Uluslararası 2. El Cezeri robot yarışmasına katıldık. 25 öğrenciyle katıldığımız yarışmada inovasyon dalında birinci olduk. Katılımcılar arasında tek devlet okulu ve tek ilkokuluyduk. Burada aslında geleceğin bilim insanları, mühendisleri yetişiyor. Çocuklarımızın malzemeleri başka yerlerden ödünç aldığımız malzemeler, okulun ve velilerimizin maddi durumu genel olarak kötü. Malzemelerimiz olursa daha çok yerlere, yarışmalara ve çocuklara ulaşabiliriz. Birinci olduğumuz yarışmalarda setlerimiz ve tabletlerimizin birçoğu ödünç aldık, hiçbiri bize ait değil sonradan geri gönderilecek setler” dedi.



"Yapamam dedim alışınca kolay geldi"


Hürriyet ilkokulu 3’üncü sınıf öğrencilerinden Muhammed Dolsu, ilk başlarda başaramayacaklarını zannettiklerini kodlamalara alışınca basit olarak yapabildiklerini söyledi. Dolsu, "Burada robotik kodlama, robot yapma ve deneyler yapıyoruz. Daha sonra yaptığımız robotlarla yarışmalara katılıyoruz. İlk başladığımda yapamam dedim zor geldi, ama daha sonra alışınca kolay geldi. Hedefim mühendis yada bilim insanı olmak. Daha önce telefonla oyun oynuyordum ama şimdilerde ise robotik kodlamalarla kendi oyunumuzu kendimiz yapıyoruz" diye konuştu.



"Desteğe ihtiyacımız var"


Yaptıkları tasarımlarla da grup halinde büyük başarı elde eden ve iki yarışmaya da katılarak birinci olan Yağmur Kaya ise malzemeleri olmadıklarını, destek beklediklerini dile getirerek imkan olursa daha çok şey öğrenebileceklerini ifade etti. Kaya, “Burada legolarla şehir yapıyor, bunlarla da yarışmalara katılıyoruz. İlk başladığımda biraz heyecanlıydım, kodlamaları yaptıkça heyecanım azaldı. Malzemelerimiz yok, ödünç aldık bizim de desteğe ihtiyacımız var. Bu malzemelerden daha fazla alabilirsek, daha fazla şeyler yapabiliriz, malzemelerimiz olmadığı için yapamıyoruz destek istiyoruz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Sergen Yalçın sezon sonunda Antalyaspor’dan ayrılacağını açıkladı Antalyaspor Teknik Direktörü Sergen Yalçın, 2-1 mağlubiyetle sona eren Pendikspor karşılaşması sonrası yaptığı açıklamada, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Antalyaspor, sahasında Pendikspor’a 2-1 mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından basın toplantısında maçı değerlendiren Antalyaspor teknik patronu Sergen Yalçın, 3 puan kaybettikleri için üzgün olduklarını söyledi. Zor bir oyun olduğunu ve Pendikspor’un iyi mücadele ettiğini kaydeden Yalçın, 10 kişi kaldıktan sonra işlerinin zorlaştığını belirterek, “Aslında bayağı da bir pozisyon yakaladık. İkinci yarı maalesef oyunu çeviremedik. Böyle oyunlar da olabiliyor. Kaybettiğimiz için doğal olarak üzgünüz” dedi. Hakemi sert bir dille eleştirdi Karşılaşmanın hakemi Tugay Kaan Numanoğlu da sert bir dille eleştiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tugay Kaan Numanoğlu arkadaşımız olmasaydı belki biraz farklı bir maç olurdu. Özellikle ilk golü attıktan sonra oyuncumuz kafasına aldığı bir darbeyle yerde yatarken oyunu devam ettirip bana göre yüzde yüz ofsayt olan bir goldü. O çizgi nasıl çizildi bilmiyorum, kim çiziyorsa artık. Oyunun durması gerekiyordu. Çünkü oyuncumuz kafasına darbe aldı. Normal bir sakatlık değildi oyunu durdurmadı ve devamında bize golü yedirtti. Bu futbol sahalarında çok olan bir davranış değil. Oyunun devamında rakip oyuncular sakatlandığında hemen oyunu durdurup ve normal sakatlıklarda bile hemen doktorları sahaya davet etti sağ olsun bu arkadaş. Böyle hakemler Türk futbolunda olduğu sürece maalesef Türk futbol hiçbir şekilde güvenilirliği kalmayacaktır bundan sonrası için. Özellikle bu arkadaşı işaret ederek bunu söylüyorum. Gerçekten kendisi adına çok üzücü bir maç oynattı. Bırak oyuncuları oynasınlar. Kim kazanıyorsa kazansın. Seni ilgilendiren bir şey yok aslında. Sen normal maçını yönetebilirsin. Maalesef talihsiz bir gece geçirdi diye düşünüyorum." "Sezon sonu devam etmeme kararı aldık" Sezon sonu takımdan ayrılacağını da açıklayan Yalçın, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Tabii onların da bazı hedefleri, bizim de kendi adımıza hedeflerimiz var. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık. Oynayacağımız son üç maç Antalyaspor’da. Özellikle Sinan Başkan’a, yönetime değerli Antalyaspor taraftarına teşekkür ediyorum. Bizi burada çok iyi ağırladılar. Hiçbir sıkıntı yaşamadık. Güzel bir beş ay geçirdiğimizi düşünüyorum. İstediğimiz yere getirdiğimizi düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki senelerde tekrar yollarımız karşılaşır” ifadelerini kullandı.
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.